Uyku kardeşim, ver elini Usul usul, damla damla beraber Erileyim, erileyim Sonra bembeyaz fukura bi bacadan Tek göz olmuş umutlarla, sevdalarla Tütelim, eriyelim Mavi mavi İnce ince Usul usul Eriyelim Muhteşem bir Fikret kızılok parçası.
Şöyle oturuyorum sessizce. Önümden kamyonlar geçiyor çukurlara vura vura. Servislerde insanlar camdan bakıyor tanımadıkları fabrikalara doğru. Dizlerime kadar geliyor güneş. Sıcacık hâlâ bu mevsimde. Sırtım duvara yaslı, serin. Gölgeye saklanmış gibiyim. Küçülen ay öğlene kadar bembeyaz salındı durdu mavi gökte.…devamıŞöyle oturuyorum sessizce. Önümden kamyonlar geçiyor çukurlara vura vura. Servislerde insanlar camdan bakıyor tanımadıkları fabrikalara doğru. Dizlerime kadar geliyor güneş. Sıcacık hâlâ bu mevsimde. Sırtım duvara yaslı, serin. Gölgeye saklanmış gibiyim. Küçülen ay öğlene kadar bembeyaz salındı durdu mavi gökte. Akşam olsun, aynı serviste durgun giden işçiler gibi gideceğim bende evime. Sessizce tüm yorgunluğum üzerimde..
Ben hiç ölüm görmedim diyordum kendime eskiden. Anneannem öldüğünde bile orada yoktum. Dedem babam öldüğünde de küçük bir çocuk. Ama sonra birden bire kayıplar yaşamaya başladım. Ailemden dört kişiyi ardı ardına yitirdim. Alışıyor mu insan? Kimse ölüme alışamaz. İçinde şefkat…devamıBen hiç ölüm görmedim diyordum kendime eskiden.
Anneannem öldüğünde bile orada yoktum. Dedem babam öldüğünde de küçük bir çocuk.
Ama sonra birden bire kayıplar yaşamaya başladım. Ailemden dört kişiyi ardı ardına yitirdim.
Alışıyor mu insan? Kimse ölüme alışamaz. İçinde şefkat olan hiç kimse!
apartmanın girişindeki lambayı sen mi kırdın bülent?" "hangisini?" "otomatik yanan, sensorlu lamba." "hayır." "komşu görmüş, yalan söyleme. süpürge sapıyla kırmışsın dün gece." önüme baktım. "neden kırdın?" cevap yok. "hasta mısın evladım? söyle bana, neyin var, neden kırdın lambayı, yapma böyle..."…devamıapartmanın girişindeki lambayı sen mi kırdın bülent?"
"hangisini?"
"otomatik yanan, sensorlu lamba."
"hayır."
"komşu görmüş, yalan söyleme. süpürge sapıyla kırmışsın dün gece."
önüme baktım.
"neden kırdın?"
cevap yok.
"hasta mısın evladım? söyle bana, neyin var, neden kırdın lambayı, yapma böyle..."
"kırdımsa kırdım, ne olacak! çok mu değerliymiş?"
"lamba senden değerli mi evladım, lambanın a..a koyayım, lamba kim? yöneticiye de dedim. lambanızı s.keyim, kaç paraysa veririz. sen değerlisin benim için."
"beni görünce yanmıyordu baba."
"nasıl ya?"
"görmezden geliyordu, yanmıyordu. kaç sefer yok saydı beni."
"e beni görünce de yanmıyordu bazen, böyle el sallayacaksın havaya doğru, o zaman yanıyor."
"hadi ya! sahiden mi?"
"evet. ucuzundan takmışlar. bizimle bir alakası yok."
babama sarıldım, yıllar sonra.
( emrah serbes_erken kaybedenler)