Keşke Sharon Stone 90’larda daha çok gerilim filminde oynasaymış. Sonuna kadar temposu yüksek güzel bir gerilim filmiydi. Daha önce herhangi bir Sharon Stone filmi izleyip beğendiyseniz bunu da seveceksiniz, eğer ilk defa bir Sharon Stone filmi izleyecekseniz de kuvvetle muhtemel…devamıKeşke Sharon Stone 90’larda daha çok gerilim filminde oynasaymış. Sonuna kadar temposu yüksek güzel bir gerilim filmiydi. Daha önce herhangi bir Sharon Stone filmi izleyip beğendiyseniz bunu da seveceksiniz, eğer ilk defa bir Sharon Stone filmi izleyecekseniz de kuvvetle muhtemel bir Sharon Stone hayranı olacaksınız.
IMDB puanının gereğinden düşük olduğunu düşündüğüm dizi. Başlarda ergen bir kızın sorunlarından ibaret gibi dursa da karakterlere alışınca önce gülmeye, sonra zaman zaman kahkaha bile atmaya başlıyorsunuz. Oyunculuk, bölümler ilerleyip karakterler yerine oturdukça iyiye gitmiş. Dublajın mucizelerine şahit oluyoruz, karakterlere…devamıIMDB puanının gereğinden düşük olduğunu düşündüğüm dizi. Başlarda ergen bir kızın sorunlarından ibaret gibi dursa da karakterlere alışınca önce gülmeye, sonra zaman zaman kahkaha bile atmaya başlıyorsunuz. Oyunculuk, bölümler ilerleyip karakterler yerine oturdukça iyiye gitmiş. Dublajın mucizelerine şahit oluyoruz, karakterlere renk katmış adeta. Sonuç olarak 100 bölümü keyifle seyredebilirsiniz. Finali de kitleleri sürükleyen birçok "kaliteli" diziden daha iyi bağlanmış diyebiliriz. Bu arada Jason Earles'in diziye başlarken 29 yaşında olduğuna inanamıyorum, adam o yaşta Miley'den küçük duruyor.
Soğuk bir kış gününde izlediğim sıcak bir yaz filmiydi. Zaten oyuncu kadrosundan da filmin güzel olacağı anlaşılıyordu. Aşağıdaki kötü yoruma aldırmadan izleyin ben öyle yaptım.
Spoiler içeriyor
Son derece gerçeklikten uzak bir senaryo olmuş. Tarz olarak bana 'Amerikan Pastası' nı hatırlattı ama o bile buna oranla daha gerçeğe yakın diyebilirim.
Bugün tesadüfen karşıma çıktı. Haluk Bilginer'i görünce (özellikle gençlik halini) filmi merak edip bir şans verdim. Müzikleri ve görüntüleri iyiydi, tabi ki bunda 90'ların da etkisi var. Konusuna gelecek olursak filmde; kanser hastası olan Ela (Meral Oğuz) ve yine kanser…devamıBugün tesadüfen karşıma çıktı. Haluk Bilginer'i görünce (özellikle gençlik halini) filmi merak edip bir şans verdim. Müzikleri ve görüntüleri iyiydi, tabi ki bunda 90'ların da etkisi var. Konusuna gelecek olursak filmde; kanser hastası olan Ela (Meral Oğuz) ve yine kanser hastası olan Ömer (Haluk Bilginer), yabancı bir ülkedeki hastanede tanışırlar. Onlar karakter olarak birbirlerine zıt iki yabancıdır. Ömer daha sakin, içe dönük; Ela ise cıvıl cıvıl, sosyal bir portre çizer. Onların tek ortak yanları vardır o da hastalık. Ela ve Ömer bu yüzden ülkeye döndüklerinde görüşmek için anlaşırlar. Sonrasında Ela ve Ömer arasında bir ilişki başlar. Bu ilişkinin diğer ilişkilerden farkı ise onlar ölmek üzere olan iki çifttir. Ölmek üzere son kez aşık olurlar ve ölmek üzereyken o güne kadar yapmadıkları birçok şeyi denemeye karar verirler.