“Hem siz kim oluyorsunuz ki çırılçıplak değerlerini ve utanmasız gururlarını görebilesiniz diye önünüzde gögüslerini bağırlarını yırtıp gururların sergilesin insanlar?” -Halil Cibran
“Mutluluğun yarını yoktur ,dünü de yoktur. Geçmişi hatırlamaz mutluluk, geleceği düşünmez, mutluluk için yalnızca şimdi vardır ve o şimdi bir gün değildir, bir andır” -Turgenyev
“Özellikle yarım düzine koyun kafalının, büyük bir adam hakkında nasıl aşağılamayla konuştuklarını duyduğumuzda yavaş yavaş başkalarının düşüncesine karşı aldırışsız oluruz” -Schopenhauer
“ insanların, her şeyi kendileriyle ilişkilendirmeleriyle ve her düşünceden, âdeta düz bir çizgiyle kendilerine geri dönmeleriyle sonuçlanan acınılası öznelliğinin büyük bir kanıtını, büyük uzay cisimlerinin hareketini zavallı bir benle ilişkilendiren, gökyüzündeki kuyrukluyıldızları yeryüzündeki kavgalarla ve serseriliklerle ilişkilendiren astroloji vermektedir.” Schopenhauer
"Korku cezadan çok daha beterdir, çünkü ceza bellidir, ağır da olsa, hafif de, hiçbir zaman belirsizliğin dehşeti kadar, o sonsuz gerilimin ürkünçlüğü kadar kötü değildir."
Gregor Samsa her gün karşıma çıkan bir sürü insanın bir kopyası. Gregor Samsa kimsenin olmak istemediği, ancak etrafta benzerinin en fazla olduğu roman karakteri. Böcek olmak Gregor Samsa'nın hayatına insan olmaktan daha uygun. En azından daha dürüstçe.
Direk distopya diye kestirilip atılan bir eser. Ama bir yönden bu huxley' in ütopyası da aynı zamanda. Öjeni ve bir çeşit sosyal Darwinizm o dönem tüm Avrupa'da moda neredeyse. Zaten aldous huxley' in 1932 yılında bir BBC röportajını okuduktan sonra…devamıDirek distopya diye kestirilip atılan bir eser. Ama bir yönden bu huxley' in ütopyası da aynı zamanda. Öjeni ve bir çeşit sosyal Darwinizm o dönem tüm Avrupa'da moda neredeyse. Zaten aldous huxley' in 1932 yılında bir BBC röportajını okuduktan sonra zaten bir çeşit toplumsal kast sistemi yanlısı olduğunu düşündüm. Yani öyle bir tek Naziler vardı bunlar üstün ırka inanıyorlardı değil yani. İkinci dünya savaşından sonra bu tarz idealler yerin dibine girince tabi artık kimse savunamadı.
Kitabın içeriğine inersek toplum alfalar betalar vs sınıflara bölünmüş durumda. Ve insanlar üretiliyor yani bir anne ve babadan değil fabrikadan doguyorlar. Tüm insanlar yapacakları işe göre üretiliyor. örnegin lağımda işçisi bir epsilon. Bu işe yetecek kadar zekasi var (yani aptal olarak üretiliyor). Yöneticiler alfa sınıfından ve zekiler. Bu yeni Dünya'da herkes mutlu. Bir epsilon lağımda çalıştığı ve en boktan işi yaptığı için üzgün değil. Çünkü zaten onu düşünemiyor. Tek eşlilik ve evlilik gibi şeyler de çözülmüş. Herkes herkes içindir sloganı bu kitapta önemli bir yer tutuyor. Peki herkes mutluysa yine de bu sistem yanlış olabilir mi? İşte bu kitabın insanlara düşündürdü şey bu. Belki mutluluktan da önemli şeyler vardır yani. Aristoteles bunu okuyabilseydi devlet idealini mutluluğa endekslemezdi belki de. Yani herkes memnun ama bu sistemin içinde yaşamak istemezsin. Onun dışından bir de Soma adında bir şeyleri var uyuşturucu gibi bir şey bu içince mutlu oluyorsun. Canı sıkılan herkes Soma alıyor ve yeniden mutlu oluyor.
Fordizmin o döneme etkisi nedeniyle kitapta Fordbir tanrı gibi. Onun dışında karakter isimleri de zaten tarihte yaşamış gerçek kişilerin isimlerine benzetilmiş.
Her yönüyle okunması gereken ve okuması çok zevkli olan bir eser. Bir bilimkurgu klasiği. Ama ütopya ve distopya diye de kestirilemiyor.
İçinde ciddi bir kurgu ve felsefe barındırıyor.