(@) - Raf

"Her yaşayan ölür,sonsuzluk hepimizin sonu..." "Var olmak mı,yok olmak mı,bütün sorun bu!" Soğuk,sert gecelerde bir sırrın çığlığını seslendirmek ister rüzgarlar...Hamlet kral babasının ölümünün ardından yas tutmaktadır.Uzaktan sislerin ardından gelen bir hayalet sarayı ürpertmektedir.Hamlet babasının hayaletini görünce irkilir ve onu takip…devamı

thebeyyza 2 years ago

Boğulmamak İçin

George Orwell

9 Gönderi

"Dişimi modern dünyaya geçirdiğim ve onun gerçek malzemesini fark ettiğim hissine kapıldım.Şu aralar tuttuğumuz yol bu.Her şey şık ve başka bir şeyden yapılma...hepsi aynı müziği çalan radyolar;yeşil yok,her yer beton kaplı...". Takma dişler...Belkide bu çağı özetlemek için yeterli bir metafor.Kocaman…devamı"Dişimi modern dünyaya geçirdiğim ve onun gerçek malzemesini fark ettiğim hissine kapıldım.Şu aralar tuttuğumuz yol bu.Her şey şık ve başka bir şeyden yapılma...hepsi aynı müziği çalan radyolar;yeşil yok,her yer beton kaplı...". Takma dişler...Belkide bu çağı özetlemek için yeterli bir metafor.Kocaman parlak bir gülümseme verebilirsiniz onunla ama yinede size ait değildir,sahtedir.Gittikce şişmanlayan George takma dişlerini düşlediği aynada geçmişini her insanın yaptığı gibi zihninde oraya buraya taşıyor.Hiç bir şeyin eskisi gibi olmadığını hissediyor.Artık sabah okuduğu gazetelerdeki manşet kopuk bacak haberlerinden ibaret restaurantlardaki sosisliler sosisli değildir.İlerleyen zamanlarda evliliğindeki problemleri çocukluğundaki anıları dinlemeye başlıyoruz.Eskiden koşup oynadığı tarlaları,yaşadığı heyecan verici koşuşturmalarını dinliyoruz.İşte tam o sırada savaş yaklaşıyor.Savaşın her şeye nasıl sindiğini insanların yaşamlarının nasıl kasvetli bir hal aldığını görüyoruz.Oysa ne için savaş?sorusunu sormadan edemiyoruz.George bu sırada bir arayıştadır.Savaştan önceyi o zamanlara ait bir şeyi aramaktadır.Ve sonra tüm bunlarla birlikte boğulmamak için bir şey yapmaya karar verir.Çocukluğundan beri hayatta en çok zevk aldığı şey olan balığa gitmeyi sürekli ertelemektedir.Oysa gerçekten onu bu hayatta bu kadar mutlu eden başka bir şey yoktur."Niçin balığa gitmedim.Çünkü yaşam sürdüğümüz şu hayatta yapmak istediğimiz şeyleri yapmıyoruz"diyerek hepimizin ertelediği o hayallere dokunarak balığa gitmeye karar verir.Savaşın çirkin yüzünden kaçmak her şeyden uzakta geçmişindeki evine ,çocukluğuna,köyüne dönmek için bir seyehate çıkar.Çocukluğunun geçtiği o yerleri tek tek gezer.Kavgadan silahdan cepheden önceki anılarını aramak savaştan öncesini bulmak umuduyla dolaşır durur.Ama bıraktığı hiçbir yer eskisi gibi değildir.Balık tutma hayali kurduğu gölün kurutulup bir çöp biriktirme çukuruna döndüğünü görünce her şeyden vazgeçer.Olmayan bir dünyanın içinde yürüdüğünü farkeder.Modern çağın her şeyinden nefret eden bir halde gerçeklerin içine çekilir...

thebeyyza 2 years ago

Öyle bir hayat yaşadım ki Cenneti de gördüm cehennemi de Öyle bir aşk yaşadım ki Tutkuyu da gördüm pes etmeyi de Bazıları seyrederken hayatı en önden Kendime bir sahne buldum oynadım Öyle bir rol vermişler ki Okudum okudum anlamadım Kendi…devamı

thebeyyza 2 years ago

Nietzsche Ağladığında

Irvin D. Yalom

91 Gönderi

"Hiçbir şey,her şey demektir.Güçlenmek istiyorsan önce köklerini hiçliğin derinlerine gömmeli ve en yalnız yalnızlığınla yüz yüze gelmeyi öğrenmelisin" Breuer'a gelen gizemli not üzerine Salome'yle tanışır.Salome Nietzsche için endişelendiğini onun sorununu çözmek için bir anlaşma yapmak istediğini söyler.Salome doktordan hiç kimseden…devamı"Hiçbir şey,her şey demektir.Güçlenmek istiyorsan önce köklerini hiçliğin derinlerine gömmeli ve en yalnız yalnızlığınla yüz yüze gelmeyi öğrenmelisin" Breuer'a gelen gizemli not üzerine Salome'yle tanışır.Salome Nietzsche için endişelendiğini onun sorununu çözmek için bir anlaşma yapmak istediğini söyler.Salome doktordan hiç kimseden hiç bir suretle yardım almak istemeyen Nietzsche'e onu tedavi ettiğini sezdirmeden tedavi edebilmesini istemektedir.Tıpkı bir sihir gibi bir şey istediğini bilse de Breuer bu anlaşmayı kabul eder.Nietzsche ile tanıştıktan sonra hiç bir şey düşündüğü gibi gitmez.Söylediği her şey ile onun içindeki boşluğu hedef alıp her sözüyle hayatını sorgulamasına neden olur.Doktor ve hasta yer değiştirmiş durumdadır.Nietzsche bu çağda anlaşılamayacağını bildiğini bundan asırlar sonraki müritleri için yazdığını söylemektedir.Breuer yaşamının her ayrıntısını Nietzsche anlatmaya başlar ve onu ümitsizliğinden kurtarmasını ister.Bu noktadan sonra hasta odasında yaşananlar adeta kanlı bir felsefe savaşıdır.Nihilizm ve diğer tüm acılarla örülmüş bir felsefeye sahiptir.Zamanın düz bir çizgi olduğu bu evrende sonsuzluğa uzanan bir geçmiş sonsuzluğu,geleceğe uzanan gelecek sonsuzluğu,bulunmaktayken bu an yalnızca tekrar tekrar yaşanan binlerce andan birine dönüşmektedir.Sürekli, seçilen yaşamı yaşamakta sürekli, seçmediğimiz yaşamı yaşamamaktayız.Özgürlük için toplumun dışına taşmalı seçimlerimizle tekrar tekrar çevrilen kum saatinde yeni bir yaşamı seçmeliyiz.Gerçekten özgür olmadığımızı anladığımız o noktaya geldiğimizde ise özgür olduğumuzu söyleyen yalanımıza inanarak anı yaşamalıyız.Breuer yaşamını kendi seçmek için Freud'la hipnoz deneyine girerek tüm hayatını kariyerini ailesini geride bırakarak yaşamının nasıl bir hale geldiğini gözlemlemeye başlar.Karşılaştıkları karşısında haykırarak gerçekliğe döndüğünde yaşadığı anın değerini fark eder.En kıymetli hazineyi şimdiyi yaşamanın sırrını anlar.İyileştiğini Nietzsche'e haber verdiğinde Nietzche'de sırlarını Breuer'a açarak ilk defa yalnızlığının dışına çıkar.İşte o an gözyaşları...yıllardır sıkışmış saklanmış gözyaşları,yanaklarından aşağıya süzülür...

thebeyyza 2 years ago

Mülksüzler

Ursula K. Le Guin

22 Gönderi

Bir duvar vardı, önemli görünmüyordu...Bütün duvarlar gibi iki anlamlı,iki yüzlüydü.Neyin içeride,neyin dışarıda olduğu,duvarın hangi yanından baktığınıza bağlıydı.Duvar bir yerden evreni çevreliyor,Anarresi dışarda bırakıyordu diğer yandan Anarresi çevreliyor evreni dışarıda bırakıyordu...Shevek yaşadığı Anarres'ten Urras'a uzay yolculuğu yapar.Urras Ve Anarres birbirinden farklı…devamıBir duvar vardı, önemli görünmüyordu...Bütün duvarlar gibi iki anlamlı,iki yüzlüydü.Neyin içeride,neyin dışarıda olduğu,duvarın hangi yanından baktığınıza bağlıydı.Duvar bir yerden evreni çevreliyor,Anarresi dışarda bırakıyordu diğer yandan Anarresi çevreliyor evreni dışarıda bırakıyordu...Shevek yaşadığı Anarres'ten Urras'a uzay yolculuğu yapar.Urras Ve Anarres birbirinden farklı yaşam koşulları altında yaşayan iki gezegendir.Urras çeşitli canlıların yaşadığı her anlamda canlı,yaşayan yeşil bir gezegenken, Anarres üstünde tek bir hayvanın bile yaşamadığı bir çöldür.Shevek kapitalizmle yönetilen Urrasa bir yolculuk yapmak fizik çalışmalarına orada devam etmek ve Anarresin anarşisini onlara anlatabilmek ister.Fakat Shevek Urraslılara baktığında gözlerinde o duvarı görür.Hapishane neydi? Bir insanı duvarlar arasına koyduğunda nolurdu?Duvar önemli miydi?Duvar bir fikirdi.Sınır fikri.Ve fikir önemliydi. Hepsinin sahip olduğu mülkler,kıyafetler,takılar, saraylar ve dahası gösterişten midesi bulanmış bir halde kendini kaybettiği anda şunları haykırır: "Hiç bir şeye sahip olmadığımız için özgürüz.Siz sahipler ise sahiplisiniz.Hepiniz hapistesiniz.Herkes yanlız tek başına sahip olduğu yığınla birlikte.Hapiste yaşıyor hapiste ölüyorsunuz.Gözlerinizde görebildiğim yalnızca bu duvar...duvar".Anarres'te güzel pek bir şey belki yoktur.Anarres'te saray gösteriş tatlı meyve tüm bunlar çok azdır.Ama özgür bir halk birbirini ezmeyi seçmiyor.Dayanışma ve birliktelikle tek bir aç insan bulamazsınız.Urras'ta halkın alt kesmi Shevek'i bir işaret olarak görüp devrim için grevler başlatır.Ezilenler şimdi hep birlikte sokaklarda şarkılarını bağırarak söylemektedir.Shevek Urras'a seslenir: "Vermediğiniz şeyi alamazsınız,kendinizi vermeniz gerekir.Devrimi satın alamazsınız.Devrimi yapamazsınız.Devrim olabilirsiniz ancak.Devrim ya ruhunuzdadır yada hiç bir yerde değildir."Tüm gücüyle duvarları yıkmak isteyen bir öykü... "Bütün olmak, parça olmaktır; gerçek yolculuk geri dönüştür." "Bir hırsız yaratmak için, bir sahip yaratın; suç yaratmak istiyorsanız, yasalar koyun."

thebeyyza 3 years ago

Martin Eden

Jack London

252 Gönderi

"Senin de fikirlerin, tıpkı giysilerin gibi başkaları tarafından üretilmiş; eylemlerini toplumsal onay biçimlendirmişti."🌊 "Buralara nereden geldiğimi biliyorum, gidecek daha çok yolumun olduğunuda biliyorum ve gerekirse dizlerimin üstünde sürünerek de olsa oraya gideceğim." "Dünyadaki en yüce şey aşktır." Martin Eden yalpalayarak…devamı"Senin de fikirlerin, tıpkı giysilerin gibi başkaları tarafından üretilmiş; eylemlerini toplumsal onay biçimlendirmişti."🌊 "Buralara nereden geldiğimi biliyorum, gidecek daha çok yolumun olduğunuda biliyorum ve gerekirse dizlerimin üstünde sürünerek de olsa oraya gideceğim." "Dünyadaki en yüce şey aşktır." Martin Eden yalpalayarak hatta omuzlarını da biraz fazla sallayarak yürür.Hayatı denizde geçtiğinden olsa gerek oldukça güçlü bir vücuda ve zihne sahip bir karakter.Hayatın zorluklarıyla baş etmiş,dalgalara göğüs germiş bir çok adaya, okyonuslara seyehatler etmiştir.Hayatını bu şekilde sürdürürken bir anda hayatını kurtardığı adam onun hayatını tamamen değiştirecektir.Yıllarca aradığı,peşinden koştuğu yine de içinde hissettiği o kapanmayan boşluğun Ruth'u görür görmez hissettikleriyle dolacağını düşünür.Onu gördüğü anda hayatında daha güzel bir şey daha görmediğini düşünür.Birlikte sohbet ettikleri akşam bir karar alır daha fazlasını bilmek öğrenmek ve bu insanlar gibi olmak ister.Öğrenmek için üniversite yada herhangi bir öğretmene ihtiyaç duymadan kendi başına çalışmaya başlar.Gerçek öğrenmenin tutkusuyla alev alev yanmaya başlar.Kendine ait yalnızca kitap okuyabileceği bir oda bulur.Tüm yaşamını kısıtlayıp çok az uyuyarak okuyarak öğrenerek geçirir günlerini.İçinde anlatması söylemesi gereken kelimelerin ağırlığını çığlığını hissetmeye başladığında yazmaya karar verir.Ve her seferinde daha iyisini yazabilmek,aşkına ulaşabilmek adına sayfalarca hikaye yazar.Yazdıklarına bakarak onun ruhunun ve kalbinin neye benzediğini sezebilir,rüyalarının yapıldığı malzemeyi ve yeteneğinin gücünü az da olsa kavrayabileceğini düşünür Ruth'un.İçindeki o boşluğu aşkın kapatacağını düşünür ve ona layık biri olmaya çalışır.Romanın içinde geçtiği dönemde burjuva sınıfının sıkışmış kalıplaşmış zihnini halk sınıfına nasıl köle gibi davranıldığını göreceksiniz.Tüm bu algılara etiketlere rağmen tüm edebiyat dünyasını sarsacak bir vahşi olan Martin tüm ezberlerin,etiketlerin ve sistemin üzerinde yükselecek.Ve kendi sonunu kendi yazacak...

thebeyyza 3 years ago

Sofie'nin Dünyası

Jostein Gaarder

55 Gönderi

“Bayanlar,baylar.Boşlukta süzülüp duruyoruz. ” "Madalyonun bir yüzü ne kadar büyük ve belirginse, diğer yüzü de o kadar büyük ve belirgindi. Yaşam ve ölüm aynı şeyin iki yüzüydü. İnsan öleceğini fark etmiyorsa, varoluşunu da yaşayamaz" Felsefe tarihi üzerine bir roman diye…devamı

thebeyyza 3 years ago

Aşıklar Şehri

Damien Chazelle

187 Gönderi

City of stars✨ Are you shining just for me? City of stars⭐️ There's so much that I can't see Who knows? Is this the start of something wonderful and new? Or one more dream that I cannot make true? Müzikalin…devamı

thebeyyza 3 years ago

Yalnızlığın Keşfi

Paul Auster

2 Gönderi

"Tam da palyaçonun dediği gibi, ağlayamadığımdan gülüyorum." “İnsanın tüm umutsuzluğu yalnızca bir tek şeyden kaynaklanır; odasında sessizce kalmayı başaramamasından.” "Başka birinin yalnızlığına girmenin olanaksız olduğunu anlıyorum." Auster'ın aile ilişkilerini incelemesiyle başlıyor roman.İki bölümden oluşan kitabın ilk bölümü "Görünmeyen Bir Adamın…devamı

thebeyyza 3 years ago

tick, tick...Boom!

Lin-Manuel Miranda

55 Gönderi

Film şu sözlerle başlıyor: "Merhaba ben Jon.Müzikal tiyatro yazarıyım.Türümün son örneklerinden biriyim.Pardon...son günlerde bir ses duyuyorum.Nereye gidersem gideyim tik,tik,tik...Dandik bir filmdeki veya bir Cumartesi sabahı çizgi filmindeki saatli bomba gibi.Fünye çekilmiş.Saniyeler geri sayımda.Alev giderek yakınlaşıyor,taki bir anda... tick tick boom..."…devamı