O küçük hareket, beyaz ve kırmızı o renk... O ateş tuhaftı, çünkü Montag için farklı bir şey ifade ediyordu. Yakmıyordu, ısıtıyordu. -Ray Bradbury, Fahrenheit 451-
Güneş her gün yakıyordu. Zaman'ı yakıyordu. Dünya hızla çember çiziyor ve kendi ekseni etrafında dönüyordu, zaman da Montag'dan yardım almadan seneleri ve insanları yakıyordu zaten. Yani Montag itfayecilerle birlikte nesneleri yakarsa, güneş de Zaman'ı yakarsa, bu her şeyin yanması anlamına…devamıGüneş her gün yakıyordu. Zaman'ı yakıyordu. Dünya hızla çember çiziyor ve kendi ekseni etrafında dönüyordu, zaman da Montag'dan yardım almadan seneleri ve insanları yakıyordu zaten. Yani Montag itfayecilerle birlikte nesneleri yakarsa, güneş de Zaman'ı yakarsa, bu her şeyin yanması anlamına gelirdi!
-Ray Bradbury, Fahrenheit 451-
Ne de olsa herkes bu günlerde "Bana asla bir şey olmaz," diye düşünüyor, bunu biliyor, buna kesinlikle emin. "Başkaları ölür ama ben yaşamayı sürdürürüm. Eylemlerinin sonuçları ve sorumluluklarım yok." Oysa var. Ama onlardan bahsetmeyelim ha? Eylemlerinin sonuçları insanı yakaladığında artık…devamıNe de olsa herkes bu günlerde "Bana asla bir şey olmaz," diye düşünüyor, bunu biliyor, buna kesinlikle emin. "Başkaları ölür ama ben yaşamayı sürdürürüm. Eylemlerinin sonuçları ve sorumluluklarım yok." Oysa var. Ama onlardan bahsetmeyelim ha? Eylemlerinin sonuçları insanı yakaladığında artık çok geçtir, değil mi Montag?
-Ray Bradbury, Fahrenheit 451-
Hepimiz birbirimize benzemeliyiz. Anayasa'nın dediği gibi, herkes hür ve eşit doğmaz ama herkes eşit hale getirilir. Her insan diğer herkesin suretidir; o zaman herkes mutlu olur çünkü sinmelerine yol açacak, kendilerini kıyaslayacakları dağlar yoktur. -Ray Bradbury, Fahrenheit 451-
Belki de kancaya evrilip kafamızı gagalayan bütün soru işaretlerini kendi haline bırakıp acıyı kabullenmek en iyisiydi, çünkü o soruların cevapları kalp kırıcı olabiliyordu. Kafanız kırılsa alçıya alabilirdiniz ne de olsa, ama kalp alçı tutmuyordu. -Beyza Aksoy, Açık Yaralar ve Dikiş…devamıBelki de kancaya evrilip kafamızı gagalayan bütün soru işaretlerini kendi haline bırakıp acıyı kabullenmek en iyisiydi, çünkü o soruların cevapları kalp kırıcı olabiliyordu. Kafanız kırılsa alçıya alabilirdiniz ne de olsa, ama kalp alçı tutmuyordu.
-Beyza Aksoy, Açık Yaralar ve Dikiş İzleri-
Ama o sadece gitmeme izin vermişti bu gece. Ve onunla 100 hayat yaşasak Yeniden doğup ölsek birlikte; Aldığı hiçbir nefesi Benim için vermezdi, bilirdim. -Beyza Aksoy, Açık Yaralar ve Dikiş İzleri-
Yara bandı yaraları iyileştirmek için değildir, Kedi. Saklamak içindir. Biliyor musun? Sen bunu çok iyi beceriyorsun. -Beyza Aksoy, Açık Yaralar ve Dikiş İzleri-