Bu kardeşimizin bir derdi var dinleyin işte! Bu kadro ne kadar güzel böyle. Hepsi ne kadar genç. İzlerken "aa bu da mı burda oynuyor" dedirten bir film. Tek eksik bulduğum yanı çoook fazla tiyatral olması. Film değil de tiyatro izliyor…devamıBu kardeşimizin bir derdi var dinleyin işte!
Bu kadro ne kadar güzel böyle. Hepsi ne kadar genç. İzlerken "aa bu da mı burda oynuyor" dedirten bir film. Tek eksik bulduğum yanı çoook fazla tiyatral olması. Film değil de tiyatro izliyor gibiydim ama Çağan Irmak farkı, marjinal olmak zorunda :)
Filmimiz: Bahadır adında bir gencin delirmesi ve sınıf arkadaşlarını esir almasını anlatıyor. Tabii ki bu durduk yere olmuyor. Kimsenin birbirini dinlemediği, zorbalıkların, yalanların, bütün şerefsizliklerin olduğu dünya Bahadıra fazla geliyor ve öyle deliriyor. Herkes tek tek dökülmeye başlıyor, maskeler düşüyor ve gerçekler ortaya çıkıyor. Bu sadece Bahadırın okula getirdiği silahla oluyor tabii. Polisten veya medyadan korkusu yok aksine orda bulunmasını istiyor ve geri vites yapmıyor.
Hava olarak "Öğretmen" dizisini, oyunculuk olarak da "Ölü Ozanlar Derneği" filmini hatırlattı. Doğallık olarak keşke 2006 yapımı olan ve benim favori Türk gençlik filmim "Sınav" gibi olsaydı daha etkili olurdu diye düşünüyorum. Derdini anlatan bir film, tabii dinlemek isteyene.
Tozlu raflarda kalmış pek bilinmeyen bir Çağan Irmak filmi. Bazı yerler yapmacık gelebilir ama takılmayın. Olaya ve hikayeye odaklanın. Bazı yerlerde kitap okuyor gibisiniz. Rıza Kocaoğlu elinden gelen en iyi performansı sergilemiş. Ama benim için hâlâ aliçosun :)
Gerçekte böyle bir şey olamaz bu arada. Dakikada indirirler adamı polisler bile gelmeden iş biterdi. Ama film işte..
Çağan Irmak için izlenir. Onun dilini bilmiyorsanız sıkılırsınız. Ben bildiğim için beğendim. İzlenir 👍
FİNALDE DORUKLARA ULAŞTI FİLM WOW! Bunu yazarken hâlâ sinemadayım bu arada onu da söylemek lazım. Yazılar akıyor credit vardır diye bekliyorum. Yokmuş :D Cidden seriyi seven biri olarak ve en son 2017 de çıkmış Alien: Covenant'ı da sinemada izlemiş biri…devamıFİNALDE DORUKLARA ULAŞTI FİLM WOW!
Bunu yazarken hâlâ sinemadayım bu arada onu da söylemek lazım. Yazılar akıyor credit vardır diye bekliyorum. Yokmuş :D
Cidden seriyi seven biri olarak ve en son 2017 de çıkmış Alien: Covenant'ı da sinemada izlemiş biri olarak bu tarz bir uzay gerilimini özlemişim. Şu yaşıma geldim Half-Life oynamış da biriyim ama şu küçük yaratıklar kadar beni geren şey çok az. Ridley Scott'a teşekkür etmek lazım çünkü 70'li yıllardan beri devam eden bir serüveni hayatımıza soktu ve bunun gibi daha niceleri. Son anına kadar gerilimini korudu. Yönetmenliğini de Nefesini tut ve Kötü Ruh gibi filmleri yönetmiş olan Fede Alvarez yönetiyor ve harika bir iş çıkarmış.
Müzikler muhteşemdi, oyunculuklar da o şekilde o duyguları bize hissettirdi. Ben bayağıdır bu kadar gerilmemiştim. Covenant da iyiydi ama bu çok daha iyiydi.
Olmuş bu film 👏👏
Dostluk kavramını bilmeyenler bu filmi sıkıcı bulur bilenler de iliklerine kadar hisseder. Bu yaşta bu oyunculuklar normal değil. Fransız filmleriyle pek aram yoktur bir kaç tavsiye ve yorum sonucu izledim ve harika buldum. O kadar doğal ki ve o kadar…devamıDostluk kavramını bilmeyenler bu filmi sıkıcı bulur bilenler de iliklerine kadar hisseder.
Bu yaşta bu oyunculuklar normal değil. Fransız filmleriyle pek aram yoktur bir kaç tavsiye ve yorum sonucu izledim ve harika buldum. O kadar doğal ki ve o kadar saf ki izlerken bunun film değil de sanki gizli kamerayla çekilmiş de belgesel izliyor gibiydim. O kadar gerçek ve yoğun. Hani bazen gözleriniz dolar da ağlayamazsınız ya onu yaşıyorsunuz. Çünkü filmin amacı sizi drama boğup ağlatmak değil. Yapsa yapar mıydı her türlü yapardı ağzımıza sıçardı. Ama bu film onu yapmıyor bogazınızda bir yumruk ile izliyorsunuz.
Filmin konusu; Leo ve Remi çok yakın arkadaştır ve beraber büyüyorlardır. İkisi de aynı liseye gider ve yeni insanlar tanımaya başlarlar. Lisede elbet zorba ve aptal tipler vardır bilirsiniz. Leo ve Remi'ye "siz çift misiniz, beraber misiniz, bu yakınlık ne böyle" gibi aptalca sorular geliyordur. Tam gelişim çağında olan masum çocuklar bunu garip bulur ve Leo kendini Remi'den uzaklaştırır. Aralarındaki mesafe gittikçe büyür sonrasında hiç iyi şeyler olmaz. Hem de hiç...
İzlerken dedim "umarım çocukları eşcinsel olaylara dahil etmezler" etmediler şükürler olsun. Çünkü ne izlesek hepsinde nerdeyse eşcinsellik var ve çocukların buna alet olmasını istemezdim. Görseydim kapatırdım filmi muhtemelen.
Filmin eksikliği sadece bazı olayların hızlıca olması ve ağır gitmesi. Tam dengeyi tutturacaklar diyorsunuz pat sahne değişiyor aldığımız duygunun reaksiyonunu veremiyoruz vs. Neyse bunlar olur her film kusursuz olamaz değil mi?
Oyunculuklar, müzikler, sinematografi, verilen duygu yoğunluğu hepsi o kadar gerçekti ki filmin içinde hissettim kendimi. Gerçek hayatta arkadaşlarıyla çok yakın olan biriyim ve toplasanız 10 kişi yoktur. Ama birine bir şey olsun kendimi zor toparlarım. Hele ki bu yaştaki bir çocuğun ne yaşacağını hayal bile edemiyorum.
Yani özetle gidin izleyin ve dostlarınızın kıymetini bilin. Birbirinizi kırmayın, kıymet bilin çünkü arkadaş bulunur ama dost kolay bulunmaz. İyi seyirler.
8/10
Bir animasyondan fazlası ve hayat dersi niteliğinde bir yapım! Ben 25 yaşındayım ve jenerasyonumuzun animasyonlarını bilirsiniz. Buz devri, Shrek, Cars, Madagascar, Aslan Kral, Kayıp balık Nemo, Köpekbalığı hikayesi, Ratatouille gibi. Bunlar sadece aklıma gelenler. Sonrasında çıkanlar da pek ilgimi çekmedi…devamıBir animasyondan fazlası ve hayat dersi niteliğinde bir yapım!
Ben 25 yaşındayım ve jenerasyonumuzun animasyonlarını bilirsiniz. Buz devri, Shrek, Cars, Madagascar, Aslan Kral, Kayıp balık Nemo, Köpekbalığı hikayesi, Ratatouille gibi. Bunlar sadece aklıma gelenler. Sonrasında çıkanlar da pek ilgimi çekmedi çünkü büyüdüm diye düşünüyor insan. Yanlış düşünceymiş bunu anladım. Bu film o kadar iyiydi ki resmen o çocukluğumdaki duyguları yaşattı. Fazlası bile olabilir çünkü şuan olgun yaşlardayız. Olgun yaşta izleyince çok daha farklı bir etkisi oluyor bu da bir gerçek. Çocuk olarak izlesem bu kadar derin düşünmezdim sanırım. Şuan tam hayatı sorgulayacak, araçlarımıza ulaşmaya çalışacak yaşlardayız. Bazılarınız ulaşmış olabilir ama ulaşamamış olanlara ders niteliğinde bir yapım. Çok edebiyat yapmayim sizi de yormayım.
Film bir jazz tutkunu olan Joe Gardner'ın hikayesini anlatıyor. Kendisi doğru düzgün bir iş tutturamamış ve sonunda müzik öğretmenliği yapmaya başlamıştır. İstediği bu değildir ama bir şekilde yaşamına devam etme durumundadır. Bir gün bir mekandan teklif alır ve piyanist olarak kabul edilir. Sonrasında başına öyle bir şey gelir ki ruhlar diyarında kendini bulur. Asıl mevzu da burada başlıyor zaten ve karakterin ruhlar diyarında neler yaşadığını görüyoruz. Fazla anlatmayım çünkü spoiler a girer gidin izleyin.
Ben nadir animasyon izlerim. Sevmediğimden veya artık büyüdüm düşüncesinden değil sadece gidip de animasyon izleyim demem. Bu sefer izleyeyim dedim ve bunu senelerdir izlemediğim için pişman oldum. Bana göre aslında bu bir yetişkin filmi. Bizim yaşımızdakilerin ve büyüklerimize izletilmesi gerek diye düşünüyorum. Çünkü çocuklar bazı şeylerin bilincinde olmayabiliyor. Onlar tiplemelere, karakterlerin hareketlerine, komik yüz tepkilerine gülüp kahkaha atacaklar. Bunlar tabii ki güzel şeyler ve olmalı da. Büyükler açısından izlediğinde çok farklı şeylerle sonuclanacaktır buna da eminim. Ben çok mu büyük biriyim? Hayır ama çocuk da değilim bunu anlatmaya çalışıyorum.
Hayatta bir amacınız varsa, bir şeylerin peşinden koşmaya çalışıyorsanız, yaşamak için tutkunuz varsa ve metaforları seviyorsanız bu animasyon tam size göre. Şahsen çok sevdim ve beğendim. Aileme de izletmeyi düşünüyorum. Fikir muazzam, sunum şaheser ve farklı. Çerezlik olduğunu asla düşünmüyorum. Nadir böyle kaliteli animasyonlar geliyor ve değeri bilinmeli.
-Hayatını nasıl geçireceksin?
-Emin değilim. Ama şunu biliyorum hayatta her anın tadını çıkaracağım. 👏👏
Gidin izleyin ve Jazz'layın. 10/10
Popülerlik gidince izleyip bitirdiğim yapımlardan biri daha. Öncelikle böyle bir durumla karşılaşsam ne yapardım bilmiyorum. Yaşamadığım için atıp tutmaya gerek yok çünkü bilmiyorum. Düşününce korkunç bir şey olduğunu görüyorum sadece ve bunun gerçek bir olaydan uyarlama olması uf. Bu durum…devamıPopülerlik gidince izleyip bitirdiğim yapımlardan biri daha.
Öncelikle böyle bir durumla karşılaşsam ne yapardım bilmiyorum. Yaşamadığım için atıp tutmaya gerek yok çünkü bilmiyorum. Düşününce korkunç bir şey olduğunu görüyorum sadece ve bunun gerçek bir olaydan uyarlama olması uf.
Bu durum sadece erkek için geçerli değil kadın için de aynı şekilde. Adam öyle bir karakter ki hayatı boyunca savrulmuş durmuş, bir şeyler yapmak istemiş ama başarısız olmuş, ilgi görmemiş, tacize uğramış psikolojisi gidik bir tip. Kadın da dıştan ne kadar sempatik gibi görünse de karanlık ve sapkın yüzü sonradan ortaya çıkıyor. Bu sapkınlık sadece burada değil geçmişi de var. Başka kişilere edilen tacizler, hakaretler vb.
Bunlar birbirlerini barda buluyorlar. Adam çalıştığı mekanda barmen ve Londra'ya da komedyen olmak için gelmiş biri. Kadın da dümenden avukat hapse girmiş tuhaf bir tip. Öylesine bir gün bara oturuyor ve adamın dikkatini çekiyor.
Ufacık bir ilgiden sonra her gün uğramaya devam ediyor sonrasında yapılan bir perde şakasından sonra işler çok değişiyor. Mailden darlamalar, sokakta karşısına çıkmalar, çalıştığı yere gelip sabote etmeler, aile ve arkadaş çevresine kadar musallat olma gibi durumlar yaşanıyor. Adam bu yaşadıklarından her ne kadar rahatsız olsa da bir yandan da hoşuna gidiyor. İkisi de ruh hastası.
Birinden tiksinip bir yandan da nasıl aklında tutabilirsin ki? Bunlar yapıyor işte. Toksiklik hat safhada. İkisi de birbirinden bok. Ama işte bırakmıyorlar birbirlerini.
Psikoloji yıpratan bir yapım. Şahsen beni bir kaç sahnesi dışında etkilemedi. Belki de böyle psikolojik yapımları izlediğim içindir bilmiyorum ya da bende bir sorun vardır. Çünkü millet psikolog gibi yorum yapmış. Yok ben olsam böyle yapardım, şunu niye yapmadın, bunu niye demedin. Arkadaşlar bu durumda olsak inanın biz de kendimizi çıkılmaz bir döngünün içinde bulurduk emin olun. Bu olaylar normal şeyler değil bu kadar basit düşünmeyin.
Objektif olarak yorum yaparsam beğendim diyebilirim. Kendinizi rahatsız etmek istiyorsanız ki biz seviyoruz böyle manyak yapımları, sarar diye düşünüyorum. Tekrar izlenecek bir yapım mı? Bence hayır.
Bol bol empati yapmalı, rahatsız edicilik, psikolojik sorunlar, taciz, takip edilme, kavga dövüş, delilik göreceksiniz. Yer yer güldüren ama genel olarak sinir bozan ve keyif kaçıran bir yapım. Amacı da bu zaten.
Oyunculuklar başarılı özellikle kadın harika. Belki de oynamıyordur diye düşünmedim değil. Adam da aynı şekilde o tedirginliği ve çaresizliği o kadar iyi vermiş ki konuşmasa bile bedeninden ve mimiklerinden okuyabiliyorsunuz. İkisi de zor rollerden kalkmışlar. Yan hikayeler de var elbet ama odağımız bu ikisi. Diğer şeyleri de izleyince görürsünüz.
7 bölüm, 35 dakika sürelerden oluşan, gerçek olaylardan uyarlama mini bir yapım. 8/10
Şunu da diyeyim neredeyse ben de buna %1 benzer bir ilişki yaşayacak gibi oldum. Burdan da sana selamlar :)
UZUN SÜREDİR BİR FİLMİ BU KADAR YAŞAMAMIŞTIM! Bakın şakasız söylüyorum uzun zaman sonra bu kadar keyif aldığım ve her duyguyu yaşadığım bir yapım hatırlamıyorum. Şaheser resmen. Ne yazacağımı gerçekten bilmiyorum. Hava zaten sıcak film ayrı terletti. Eğlendim, üzüldüm, ağladım, keyif…devamıUZUN SÜREDİR BİR FİLMİ BU KADAR YAŞAMAMIŞTIM!
Bakın şakasız söylüyorum uzun zaman sonra bu kadar keyif aldığım ve her duyguyu yaşadığım bir yapım hatırlamıyorum. Şaheser resmen. Ne yazacağımı gerçekten bilmiyorum. Hava zaten sıcak film ayrı terletti. Eğlendim, üzüldüm, ağladım, keyif aldım ve Gran Turismo oynayasım geldi. Bir filmin maksimum seyir zevkini yaşadım. Ben gerçekten böyle bir yapım beklemiyordum. Övmekten filmden bahsedemedim daha şaka mı lan bu?
Konusu : Gran Turismo diye bir yarış similasyon oyunu var ve bu oyun senelerdir piyasada olan bir oyun. Başroldeki arkadaşımız da çocukluğundan beri bu similasyonun içinde yalamış yutmuş birisi. Ailesi bu duruma çok zıt bakıyor ama çocuğun hayatta tek keyif aldığı şey burada yarışmak. Kardeşi futbolcu babası eski futbolcu ama çocuk konsol oyuncusu işte. Hikayede kendimden çok şey gördüm o yüzden duygusal bağ kurdum sanırım. Babası "düzgün bir iş bul bırak bu saçma oyunları" düşüncelerinde, çocuk ise tam tersine "tek sevdiğim iş bu ben bunu seviyorum" düşüncesinde. Bu yarış similasyonunu gerçek arabalarla yapmaya karar veriyorlar ve dünyanın her bir yerinden oyuncuları toplayıp gerçek piste getiriyorlar. Eğitim görüyorlar, gerçek arabaların oyunlarda olmadığı gibi olduğunu görüyorlar vs. Başroldeki arkadaşımız da yetenekli ve yarışlara çıkmaya hazırlanıyor. Ailesini karşısına alıyor ve bu yarışlara katılıyor sonrasında da olanlar oluyor. Spoilersiz bu kadar ama mutlakaaaa izleyin her duyguyu yaşayacağınıza adım gibi eminim.
Başlarda ergen filmi gibi geliyor ama sonrasında inanılmaz bir hal alıyor anlatılmaz yaşanır resmen. İşten gelmişim, yorulmuşum, bitmişim. Çerezlik izlerim diye düşündüm amaaa yanılmışım. Tekrar tekrar izleyesim var o derece diyorum. O ruhu öyle bir geçirdi ki film sanırım unutamayacağım filmlerden biri olacak.
Başroldeki oyuncuyu ilk defa izledim ama tanıdık ve harika oyuncular görmek beni ayrı mutlu etti. David Harbour ve Orlando Bloom. Hele David Harbour o kadar iyi oynamış ki başroldeki çocuğa bir gaz verme sahnesi var tüylerim diken diken oldu. Çocuğun oyunculukta bayağı iyiydi yaşamış resmen. Ama favorim David oldu ve kendisini de Stranger Things'den Şerif Hopper olarak biliyoruz. Çok sevdiğim bir oyuncudur ve akıl hocası rolünü müthiş vermiş. Resmen "Cars" filmindeki Doc Hudson'ın insan silüetiydi.
Daha neler yazarım da çok uzatmayım. Gencinden yaşlısına her türe hitap eden müthiş ötesi bir yapım. İlk andan itibaren nabzı koruyan bir yapım ve bir film bunu zor başarır. Seyircinin nabzını elinde tutan nadir işlerden birisi diyebilirim. Ayrıca bu gerçek bir hikaye bunu da unutmayalım.
Görsel efektleri müthişti. Similasyondan gerçekliğe geçişler, müzikler, kurgu, çekimler, oyunculuklar ustalık eseri resmen kusur bulamıyorum ya. Belki de çok hoşuma gittiği içindir bazıları abartma lan diyebilir ama umrumda değil :)
İzleyin görün arkadaşlar yoruldum yazmaktan. Ben bir süre bu filmin etkisindeyim. Hadi görüşürüz iyi seyirler.
10/10 🔥🔥🔥👏👏👏🏎️🏁
Her şeyden önce günah abicim dnskdhksd Gerçekten keyifle izledim. Siz bakmayın yorumlara çünkü artık konu kalmadı ve Tarot kartlarına kadar düştük. Bu kötü bir şey mi? tabii ki değil çünkü seyir zevki açısından gayet tadındaydı. Ben uyurum diye açtım ama…devamıHer şeyden önce günah abicim dnskdhksd
Gerçekten keyifle izledim. Siz bakmayın yorumlara çünkü artık konu kalmadı ve Tarot kartlarına kadar düştük. Bu kötü bir şey mi? tabii ki değil çünkü seyir zevki açısından gayet tadındaydı. Ben uyurum diye açtım ama daha çok uykumu açtı. Merak ettiriyor çünkü.
Konu basit, bir grup andaval arkadaş grubu takılırken kiraladıkları eski malikenin bodrumunda lanetli bir tarot kartı destesi buluyor ve aralarında fallardan anlayan arkadaşımız devreye giriyor. Bunlar başta eğlencesine yapıyorlar sonra işler ciddiye biniyor. Final Destination'ı hatırlatmadı değil. Bu filmle bence karşılaştırılamaz zaten de :)
İşin garip tarafı hepsi farklı burçlar. İçimden dedim yok mu aynı ayda doğan birileri? yokmuş. Her gence bela olan varlığın şekli farklı ve bence gayet güzel olmuş. Özellikle o palyaço kılıklı tip bayağı gerdi beni.
Bence son zamanlarda çıkan izlenebilir işlerden bir tanesi diyebilirim. Oyunculuklar güzeldi. Gerilimi vermeyi başarmışlar ve muhtemelen ikincisi de gelir gibi.
Şahsen fal bakmayı geçin baktırmayı bile düşünmeyen biriydim artık hiç düşünmüyorum teşekkürler.
İzle geç bir yapım alın çerezinizi keyfinize bakın. 6/10
Zamanının filmleri gerçekten kaliteli onu anlıyorum. Basit gençlik filmi beklerken bambaşka bir şeyle karşılaştım. Hem eğlendim hem gerildim ve gram sıkılmadım. Filmin konusu : Babasına düşkün olan karakterimiz bir kazada babasını kaybediyor ve dünyası başına yıkılıyor. Bu durumdan dolayı ruhani…devamıZamanının filmleri gerçekten kaliteli onu anlıyorum.
Basit gençlik filmi beklerken bambaşka bir şeyle karşılaştım. Hem eğlendim hem gerildim ve gram sıkılmadım.
Filmin konusu : Babasına düşkün olan karakterimiz bir kazada babasını kaybediyor ve dünyası başına yıkılıyor. Bu durumdan dolayı ruhani çöküş yaşayan arkadaşımız, daha acısı tazeyken öğretmeni okulda üstüne geliyor ve yumruğu geçiriyor gözüne. Daha reşit olmadığı için 3 ay ev hapsi alıyor.
Sıkıntıdan komşularını gözlemlemeye ve onların günlük rutinlerine odaklanıyor. Böyle bakınca sapıkça bir hikaye gibi ama değil.
Bir katil var ve tariflere göre bu arkadaşın komşusu ile bazı şeyler örtüşüyor. Diğer arkadaşları ile birlikte bu işin peşine düşüyorlar ve komşusunu araştırıyorlar.Daha da anlatmayım spoiler olur.
Aslında çok basit konu ama izlerken kendinizi o gerilimin içinde buluyorsunuz. Acaba şimdi ne olacak? gibi sorular soruyorsunuz. Bir film size bu duyguyu geçiriyorsa başarılı bir iştir. Şahsen bana geçirdi.
Ana konudan uzak olarak komşu kızı ile olan diyaloglar ve sahneler gerçekten güzeldi. Abartıya ve cıvıklığa kaçılmamış. Sade ve keyifli bir yapımdı. Sonlara doğru gerilim tavan yaptı orası ayrı.
Shia gerçekten çok başarılı bir oyuncu. Bazı durumlarında kendimle bagdaştırdım. Evde kendi kendine takılması, dağınıklığı, müzik tarzı, verdiği cevaplar vs. Bunlarda kendimi yakaladım biraz. Özellikle bir yerde "System of Down- Lonely Day" çalıyordu ve çok severim o şarkıyı.
Oyunculuklar gerçekten çok güzeldi Shia taşımış filmi diyorum. Tekrar açıp izleyeceğim bir yapım oldu kendisi.
Kesinlikle tavsiye ediyorum 👌8/10
Örümcek fobiniz yoksa bile artık var. Filmin konusu : uzaydan gelen bir örümcek yumurtası var ve bu bir apartmana düşüyor. Sonrasında filmin başrolü olan Charlotte bu örümceği buluyor ve beslemeye başlıyor. Tabii ki bu herhangi bir örümcek gibi değil sonuçta…devamıÖrümcek fobiniz yoksa bile artık var.
Filmin konusu : uzaydan gelen bir örümcek yumurtası var ve bu bir apartmana düşüyor. Sonrasında filmin başrolü olan Charlotte bu örümceği buluyor ve beslemeye başlıyor. Tabii ki bu herhangi bir örümcek gibi değil sonuçta uzaydan gelmiş değil mi bir anormallik olması lazım.
Olaylar sadece bu kadar değil tabii ki. Charlotte ve ailesiyle de olan hikayeleri izliyoruz, apartman içerisinde olan şeyleri de görüyoruz. Sonuç olarak odağımız bu apartmanda yaşayan bu tehlikeli yaratığın avlanma sürecini görüyoruz. Biraz Evil Dead:Rise ve Alien havası var.
İzlerken meraklandırdı. Bazı yerlerde güldürdü ve üzdü. Her tadı aldığınız bir film ve gerilimi vermeyi hakkıyla başarmış. Görsel efektleri başarılıydı, makyaj ve dekorlar da gayet tatlıydı. Seyir zevki güzeldi eğer çerezlik bir şeyler arıyorsanız tam sizlik.
Devamı gelir gibi bakalım çıkarsa izleriz. Beğendim şans verin 👍
Gerilim korku türü seven biri olarak beğendim. Film ; Doğum sırasında ikiz bebekleri olacak sırada birinin ölü doğması sonucu ailenin yaşadığı sarsıcı durumla başlıyor. Bu durumdan en çok anne etkileniyor. Doğum sonrası travma yaşayan bu annenin evladını korumak için maksimum…devamıGerilim korku türü seven biri olarak beğendim.
Film ; Doğum sırasında ikiz bebekleri olacak sırada birinin ölü doğması sonucu ailenin yaşadığı sarsıcı durumla başlıyor. Bu durumdan en çok anne etkileniyor. Doğum sonrası travma yaşayan bu annenin evladını korumak için maksimum ne yapacağını izliyoruz.
He bir de baba var işiyle çok meşgul bu yüzden ailesiyle ilgilenmek için fırsatı pek olmuyor. Bu durumda odağımız anne ve bebek oluyor. Her şey bunlarla bitmiyor tabii ki. Bebeğe musallat olan bir varlık var ve bu annenin aklıyla oynanmasına sebep oluyor sonrasında işler çığırından çıkıyor.
Sade, abartıya kaçılmamış ve doğal bir gerilim filmi izliyoruz. Annenin bu varlıktan bebeğini korumaya çalışmasını izliyoruz diyebilirim.
Son zamanlarda doğru düzgün korku gerilim çıkmadığı için bu filmi gözüme kestirdim ve izlerken de sıkılmadım. Yoklukta gider cinsten değil ama harika da diyemem. Ortalama ve vakit geçirtiyor.
Bir kaç yerde sıçradım ve yerinde sahnelerdi. Oyunculuklar gayet güzel. İzleyin derim.