"Mutluluğun ne demek olduğunu kimbilir?" diyerek avuttu Fener Bekçisi genç adamı. "Doğru yolda ilerlerken karşılaşılan zorlukların ve tecrübe edilen tüm iniş çıkışların her biri, aslında bizi gerçek mutluluğa yaklaştıran birer adımdır." "Acaba neden böyle hüzünlüyüm? Biraz daha nazik ve hoşgörülü…devamı"Mutluluğun ne demek olduğunu kimbilir?" diyerek avuttu Fener Bekçisi genç adamı. "Doğru yolda ilerlerken karşılaşılan zorlukların ve tecrübe edilen tüm iniş çıkışların her biri, aslında bizi gerçek mutluluğa yaklaştıran birer adımdır."
"Acaba neden böyle hüzünlüyüm? Biraz daha nazik ve hoşgörülü davranmak istiyorum ama yapamıyorum. Oradaki nehir yatağının en uzak köşesinde mavimsi, dumana benzer bir alev görüyorum. Çok soğuk ve durgun görünüyor. Durmadan oraya bakacağım, kendimi böyle sakinleştireceğim."
"Evrenin her köşesine beraber gidebileceğim bir kişi bile yok mu?"
"Böylesine güzel, böylesine sakin bir yerdeyken neden hâlâ mutlu olamıyorum? Kendimi neden bu kadar yalnız hissediyorum?"
"Geceler var Puslu mehtabın ışıttığı Istırap dolu düşlere benzer" "Cam kapının ardında öylece oturup duran kendimi gazeteye sokamayacağımı hissediyorum." "Fakat biliyorum ki çok geçmeden onun da diğeri gibi rengi solacak ve o da diğeri gibi göze görünmez olacak." "Şu tatsız…devamı"Geceler var
Puslu mehtabın ışıttığı
Istırap dolu düşlere benzer"
"Cam kapının ardında öylece oturup duran kendimi gazeteye sokamayacağımı hissediyorum."
"Fakat biliyorum ki çok geçmeden onun da diğeri gibi rengi solacak ve o da diğeri gibi göze görünmez olacak."
"Şu tatsız tuzsuz hayat yolunda ağır aksak ilerleyen şahsımın bir gün ölüm ülkesinin sınırlarına ulaşacağını düşünüyorum. Ve ölmenin yaşamaktan daha huzur verici olduğuna inanıyorum. Ölümün insanoğlunun erişebileceği en yüce mertebe olduğunu düşündüğüm zamanlar da oluyor. Ve son zamanlar da sık sık "Ölüm yaşamdan daha saygındır." Düşüncesinin zihnimde dönüp durduğunu fark ediyorum."
"Dahası, kendimi düşüncelerimden ziyade yaptıklarım üzerinden değerlendirdiğimde, vasat bir natüralist gibi düşüncelerimi haklı çıkaracak bir kanıt da sunamıyordum. Yani teorideki kendimle pratikteki kendim epey farklıydık. Şimdi bile hala yarı inanmış, yarı şüpheci bir gözle bakıyorum kendi yüreğimin içine."
"Her ne kadar insanoğlunun gün be gün kendini utanç deryasına daldıracak işler yapmak için dünyaya geldiğine inanan biri olsam da"
"Seikanji Tapınağı'nın çan seslerini ne zaman hatırlasam bu hatıra, alır götürür beni sisli son baharlardan ağaç kurutan, ömür solduran kışlara. Her çan sesinde tıpkı çocukluğumdaki gibi yapayalnız hissederim kendimi. Değişen, sanki mevsim değil ben olurum. Soğuyan, sanki hava değil çocukluğum olur."
"Tören bittikten sonra eve dönüp çalışma odama kapanıyor ve ömür denen şu garip mefhum üzerine uzun düşüncelere dalmış buluyorum kendimi. Mesela bu kadar hastalıkla boğuşan kendimin neden hala hayatta olduğunu, falancanın hangi sebeple benden daha önce öldüğünü düşünüyorum. Benim ruh halimdeki bir insanın sürekli ölümle ilgili düşüncelere dalması aslında çok normal. Diğer taraftan, yerini, bedenini, yeteneklerini, yaptığı ve sahip olduğu her şeyi unutmaya meyilli bir kişi olarak "Ben ölmem ya!" deyip hatta ölümün varlığını bile unutarak yaşadığımı fark ettiğim zamanlar da oluyor. Öyle ki cenaze törenlerinin en uhrevi anları olarak bilinen dua ve tütsü ritüelinde bile kendimi ortama tamamen yabancılaşmış, olana bitene kayıtsız bir halde buluyorum. Bununla birlikte, ölümden kıl payı kurtulmuş kendi bedenim ile orada öylece yatan, ölüme teslim olmuş ceset arasında pek bir fark da göremiyorum. O anda her şey gözüme öyle doğal görünüyor ki!.."
"Başkasının ölümü insana çok doğal gelir ama insanoğlu kolay kolay kendine yakıştıramaz ölümü."
"En nihayetinde hepimizin yaptığı şey, rüyalarımızda kendi ellerimizle yaptığımız bombaları yüklenip ölüm denen o uzak diyara durmaksızın ilerlemek değil mi?"
"Ben de yeryüzünde yaşayan milyarlarca insandan biri olduğum için onlardan tamamen kendimi soyutlayarak yaşamam mümkün olmuyor ne yazık ki!.."
Spoiler içeriyor
Bu dizi beni gerçekten çok üzdü.. 🥹😭 SAYIN SENARİSTLER DİZİDE KARAKTER KALMADI FARKINDAYSANIZ. İzlerken sıkça uykum gelmiş olsa da aalsmldlelddç bunu gece izlememe yoruyorum. Öncelikle başkarakterler fav tabii ki 🫶🏻 özellikle Yuelou'ya aşık oldum. Bizim şu iki yardımcı polisin de…devamıBu dizi beni gerçekten çok üzdü.. 🥹😭
SAYIN SENARİSTLER DİZİDE KARAKTER KALMADI FARKINDAYSANIZ.
İzlerken sıkça uykum gelmiş olsa da aalsmldlelddç bunu gece izlememe yoruyorum. Öncelikle başkarakterler fav tabii ki 🫶🏻 özellikle Yuelou'ya aşık oldum. Bizim şu iki yardımcı polisin de ölmesi 🥹 birini baya andılar cenaze falan yaptılar da diğerinin bahsi dahi geçmedi. Bu çok eksik kalmış maalesef. Artı o kadının Yuelou'nun annesi olmasını hiç bekmiyordum. Şu son bölümlerde olan Jin Dacheng'in Chu Ran'ın evinde olduğu sahne var ya oraya bayıldım wksşsmkdşs. Keying'in yaşıyor olmasına ayrı şaşırdım. Ve en başta Yuzhi'nin dediği gibi Keying ve Yuelou kaldılar sadece 🥹 sonunda Yuzhi'nin ölmesini hiç beklemiyordum. Bir de şu San Ye olan kişi hakkında başlarda tatlış bir karakterdi ama sonradan affedersiniz tam bi oc çıktı. Patron Yu da tatlıştı bazen biraz sinir bozucu olsa da. Adam hadi ben ölüyom dedi hop gitti. Ve Yuelou'nun vaftiz babası diyebileceğimiz kişi sadece soruyorum NEDEN? Bir de son bölümde herkes öldü gerçekten. Chu Ran'ın kardeşini bıçaklaması sonradan kendisinin ölmesi.. bir kişi daha ve 5 dakikada 3 kişi öldü mk. Sonunda ne güzel mutluş mutluş yürüyorlardı bizimkiler ve Zhan Jun Bai geldi ve Yuzhi'yi öldürdü. Şaka mısın adam çek git. Sonra kendini de öldürdü zaten. Sonuç olarak sadece Yuelou kaldı geriye. Keyingle beraber tabii. Sonunda İkisinin kapının önünde oldukları yer, sahne, kısım her neyse çok tatlıydı. 🫶🏻😭
Bir de Yuelou'nun Yuzhi'yi 'kalbinin yakınından' vurduktan sonra Yuzhi'nin hayal ettiği o sahne 😭 favım. Zaten sonu yeterince üzücü değilmiş gibi bir de final bölümünün bitiminde çalan şarkı hakkında. Mao Zijun ve Lan Yi söylüyormuş 🥹
"Yıllar uzun olsa bile, sen ve ben nihayetinde unutulacağız.
Dağlar ve nehirler tekrar kavuşacak."
"Bunu birine söyleme hakkını kazanmak için karşındakini ne kadar süreliğine tanıman gerektiğiyle ilgili zaman endişeleri olduğunu biliyorum ama ne kadar az vakit geçirmiş olsak da sana yalan söylemem. İnsanlar bunu söylemek için doğru anı bekleyerek vakitlerini boşa harcıyor ama biz…devamı"Bunu birine söyleme hakkını kazanmak için karşındakini ne kadar süreliğine tanıman gerektiğiyle ilgili zaman endişeleri olduğunu biliyorum ama ne kadar az vakit geçirmiş olsak da sana yalan söylemem. İnsanlar bunu söylemek için doğru anı bekleyerek vakitlerini boşa harcıyor ama biz bu lükse sahip değiliz, Önümüzde koca bir yaşam olsa eminim sana seni ne kadar sevdiğimi söylememden bıkardın çünkü bu yolda ilerleyeceğimize eminim. Ama yolun sonunda olduğumuz için istediğim kadar söyleyebilirim: Seni seviyorum, seni seviyorum, seni seviyorum, seni seviyorum."
"Ama taşa, yıldızlara ya da bir yere hep böyle yazılmış gibi: İki erkek tanışır. Birbirlerine aşık olurlar. Ölürler."
"Bu bizim hikayemiz değil."
"İki erkek tanıştı. Birbirlerine aşık oldular. Yaşadılar. Bu bizim hikayemiz."
Spoiler içeriyor
"Mutluluk dört kişilik aile demektir, değil mi? Mutluluğun sembolü dört kişidir." Ayy filmi gerçekten çok beğendim. Hele Fukase'nin oyunculuğu çok iyiydi👌🏻ilk defa izledim kendisini ki zaten çok bi dizi/filmi yok gibi. Zaten Masaki Suda 10/10 yine çizim yapan karakter vermişler…devamı"Mutluluk dört kişilik aile demektir, değil mi? Mutluluğun sembolü dört kişidir."
Ayy filmi gerçekten çok beğendim. Hele Fukase'nin oyunculuğu çok iyiydi👌🏻ilk defa izledim kendisini ki zaten çok bi dizi/filmi yok gibi. Zaten Masaki Suda 10/10 yine çizim yapan karakter vermişler adama djıwkwkdn. Bir de konusuna pek bakmadan başladım ve gerçekten çok iyiydi. Ay bi de Seida'nın ölümü en etkleyici ve adrenalinli sahneydi gerçekten. Adam şak diye önünde belirdi, yerimden sıçradım resmen. Ama şu 'dört kişilik bir aileye sahip olmanın mutluluğun sembolü olduğunu düşünen dini bir topluluk' la ilgili olan konuyu üstünkörü geçmeleri hiç iyi olmamış. Bunu ayrıntılandırmaları ve Morozumi'nin geçmişini aydınlatmaları iyi olabilirdi. Bir de zaten en son cinayet olarak Keigo'nun ailesinin öldürüleceği belliydi ama ölmediler saldırı aldılar diyelim artı olarak ikiz bebek olmasına çok şaşırdım bunu da diyim ajlawmld. Bir de manganın son panelinin gerçekte tam tersi olması. Ve son olarak; son, filmin sonu aşşşıırrı derecede açık uçluydu. Bu iyi miydi kötü müydü bilemiyorum ama zaten başka nasıl sonlandırabilirlerdiki. Açıkçası sonunda Morozumi'nin idam cezası alıp öleceğini düşünmüştüm ama olmadı tabii ve sen kimsin be adam!? Gerçek adını bile bilmiyoruz ki sen biliyor musun orası da muamma.
"Ben... kimim?"
Spoiler içeriyor
Bu film beni çok kırdı.. 🥹 "Bir kız eğer bir çiçeğin adını bir oğlana söylerse o oğlan hayatının sonuna kadar o çiçeği her gördüğünde o kızı hatırlarmış." Bu sahnede bahsedilen çiçeği bulabileceğimden emin değildim ama buldum 'mayıs papatyasıymış' 🌼 Çok…devamıBu film beni çok kırdı.. 🥹
"Bir kız eğer bir çiçeğin adını bir oğlana söylerse o oğlan hayatının sonuna kadar o çiçeği her gördüğünde o kızı hatırlarmış." Bu sahnede bahsedilen çiçeği bulabileceğimden emin değildim ama buldum 'mayıs papatyasıymış' 🌼 Çok tatlı ve en sevdiğim sahnelerden biri diyebilirim. Dizinin genel olarak vibebı aşırı soft ve şirindi kesinlikle. Özellikle ilk yarısı çok hoştu. Zaten ondan sonra işlerin biraz olumsuzlaşacağı belliydi yani. Filmin ilk sahnesi şu müzikle ilgili olan kısım aslında son sahneden önceki sahneydi ama sonda göstermediler ve aslında bunu filmin ortalarındaki başka bir benzer sahneyi izleyince çok daha iyi anlıyoruz ve kesinlikle müthiş bir yerdi o kısım. Ve başkarakterlerin zevklerinin ve düşünce yapılarının bu kadar aynı olması hakkında. Arasan bulamazsın gerçekten. Taş-kağıt-makas ile ilgili kısımda ikisi de aynısını düşünüyor abi şaka mısınız? Ayakkabıları bile aynıydı orası ayrı. Son sahnede birbirlerine arkaları dönük bir şekilde el sallamaları bittim gerçekten fav kısımlarımdan biri. Ve yıllar önce yanlış bilmiyorsam harita kısmında bizim oğlanın fotoğrafı çıkmıştı ya hani işte yıllar sonra da ikisi birlikte çıkmış resimde. Bu ayrıntı çok tatlıydı. Genel olarak filmi gayet beğendim ama dediğim gibi sonu beni çok kırdı.. yaşandı ve bitti..
Spoiler içeriyor
"Bazı balıklar yakalanamaz çünkü onlar gökyüzüne aittirler." Bugün bu filmi izledim ve gerçekten çok güzeldi. Çin lütfen biraz daha animasyon filmi yap!!! Nereden başlasam bilemiyorum ama hadi bakalım. Öncelikle filmin türüne bakacak olursak dram ve fantastik ögeler ağırlıktaydı. Başkarakterimiz Chun'un…devamı"Bazı balıklar yakalanamaz çünkü onlar gökyüzüne aittirler."
Bugün bu filmi izledim ve gerçekten çok güzeldi. Çin lütfen biraz daha animasyon filmi yap!!! Nereden başlasam bilemiyorum ama hadi bakalım. Öncelikle filmin türüne bakacak olursak dram ve fantastik ögeler ağırlıktaydı. Başkarakterimiz Chun'un insanlar dünyasına gitmesi ve insanlarla herhangi bir etkileşimde bulunması yasak olmasına rağmen bu yasağı çiğnemesi ve Kun ismini verdiği kişinin onu kurtardıktan sonra ölmesi.. Sonra onu kurtarmak için önrünün yarısını vermesi vs. Filmin ana hatları bunlardı diyebiliriz. Ama sonra da Qiu'nun Chun'u kurtarmak için bütün ömrünü feda etmesi.. neyse neyse buradan sonra devam edelim. Bizim Kun küçük bir balıkken çok tatlıydı aa bebis. Bir de bizim büyükbaba o saçlar ne abi Rapunzel misin sldşdjzhsgjs. Neyse işte bizim büyükbaba'nın da Qiu'yu kurtardıktan sonra ölmesi ve ağaca dönüşmesi. Büyükanne de kuşa dönüşmüş öldükten sonra çok tatlı bence. Kısaca herkes birbirini kurtarıp kendini feda ediyor.. Bir de o büyükbaba olan ağaçla Chun'un bütünleşmesi ve ağacın büyümesi ve daha da genişlemesi çok hoş bir sahneydi kesinlikle. Ve kız ölmeyi bekliyordu ama ölen tek kişi Qiu oldu.. (büyükbaba dışında)
"Mutluluk olmadan ömrün uzun olması ne işe yarar ki?"
"Seninle birlikte insanlar dünyasında rüzgar ve yağmur olacağım." Son sözleriydi 🥹
"Antik Dönemde Ta-Khun adlı bir ağaç vardı, 8 bin yıl boyunca İlkbahar (Chun) ve Sonbahar (Qiu) aynı anda yaşadı."
En son çalan şarkının aylardır playlistimde olması hakkında... Duyduğum an dedim ben bunu biliyorum. (Big Fish - Zhou Shen)
"Afraid of that you will fly far away, afraid of you of leaving me.
But I'm more afraid you'll stay here forever."
"Yani ne demek oluyordu bütün bunlar?... Bütün bunlar, hayatın anlamsız, adi, tekdüze olduğunu simgelemiyordu da neyi simgeliyordu? Her şey birden çok saçma sapan göründü gözüme..." "Demek ki insanoğlu, gün doğunca uçup giden bir çiğ tanesi gibi fani ve ömrü de…devamı"Yani ne demek oluyordu bütün bunlar?... Bütün bunlar, hayatın anlamsız, adi, tekdüze olduğunu simgelemiyordu da neyi simgeliyordu? Her şey birden çok saçma sapan göründü gözüme..."
"Demek ki insanoğlu, gün doğunca uçup giden bir çiğ tanesi gibi fani ve ömrü de çakıp sönen bir şimşek kadar kısacık..."
"Ama ben adam öldürürken yalnız belimdeki kılıcı kullanırım. Ya siz?... Siz gücünüzü kullanırsınız nüfuzunuzu kullanırsınız, paranızı kullanırsınız, iyilik yapacakmış gibi tatlı tatlı konuşan riyakâr dilinizi kullanırsınız... Kurbanlarınızın kanı akmaz, turp gibi yaşamaya devam ederler. Ama buna rağmen onları katletmişsinizdir... İşlenen suçun vahametini bir düşünün! Hangimiz daha büyük günahkârız? Siz mi, yoksa ben mi?"
"Siyaset, ticaret, sanat, bilim... Kısacası her şey şu korkunç yaşantımızı kamufle eden çok renkli bir göz boyasından başka bir şey değildi..."
"Hayatın kendisi gerçek cehennemden daha korkunç bir cehennemdir."
Spoiler içeriyor
25 şubat. 1. Sezon bitti. Sanırım yaklaşık 10,11 gün falan sürdü. Hm seriden bahsetmek gerekirse aslında hiç beklemediğim bir vibebı vardı. Daha çok şöyle düşünüyordum ee böyle her bölümü aşırı duygusal falan diye ama hayır yani pek de öyle değildi.…devamı25 şubat.
1. Sezon bitti. Sanırım yaklaşık 10,11 gün falan sürdü. Hm seriden bahsetmek gerekirse aslında hiç beklemediğim bir vibebı vardı. Daha çok şöyle düşünüyordum ee böyle her bölümü aşırı duygusal falan diye ama hayır yani pek de öyle değildi. Tabii 2. Sezonu daha izlemedim orası ayrı. Normal bir slice of life, shoujo, okul, romantik hafif de dram olan bir ilk sezondu diyebiliriz. Genel anlamda akıcılığı çok olmasa da az da değildi.
!SPOILER!
Fuko'nun olduğu bölümler çok tatlıydı. Fuko karakteri çok şirin çünkü. Ve o 'yıldızın' aslında deniz yıldızı olması off. Sonradan kayboluyor ve arada sırada geliyor ya oralar da güzeldi. Ha bir de onu unutmaları vs. vs... Bir de şu ara ara sahnelerle anlattığı sona ermiş dünyadaki yalnız kız hikayesi çok güzel. Onun dışında dedim ki Okazaki kiminle çıkacaksın çık artık ve son bölümde çok şükür Nagisayla çıkmaya başladılar. Bir de 2. Ovada Tomoyo ile özel bölüm olmasını beklemiyordum, Okazaki ile pek yakıştıklarını düşünmüyorum maalesef. Tomoyo'yu ayrı olarak seviyorum ama Okazaki sen lütfen Nagisayla kal pls. Ha bir de unutmadan Nagisa'nın babasının oyuncu olmasına çok şaşırdım gerçekten.
Dango, dango, dango, dango, dango, dango
1 mart.
2. Sezon bitti. Drı drı dım. 3, 4 gün sürdü bu arada ve 1. Sezona göre daha akıcıydı. Genel olarak bu sezonu gayet beğendim. 18. Bölüm 🥹 ve 2. Ova>>
!SPOILER!
Bu sezon çok güzel başladı,, Nagisa yine mezun olamadı orası ayrı 😭 ve yine animenin 'duygusallık' nedeni tabii ki bir karakterin ölümü. Tabii animenin atmosferinde de bir tık duygusallık yok değildi. Onun dışında bu sezon Fuko uyandı 🫶🏻 Bir de Sunohara'nın kardeşiyle Fuko çok iyi arkadaş olurdu btw. Sahneleri olsaydı keşke. Ay bir de bizimkilerin çocuğu çok tatlı değil mi. Ushio ve Okazaki'nin birlikte olduğu bölüm çok tatlıydı. 18. Bölümün sonundaki o alternatif evren ve Nagisa'nın seslenişi. Ushio'nun yaşayıp yaşamadığının tam net olmaması ve iki evrendeki hayatında var olması hakkında. Her şey muamma hiçbir şey net değil. Bu sezonun 1. ve 2. Ovası gayet güzel olsa da 3. Ova 👎🏻 sayın yetkililer nedir bu sizin Okazaki'yi diğer kızlarla birlikte yapma çabası. Gerçekten. Kyou ve Ryou ikisine de sinir oldum. Onun yerine Nagisa'nın yaşadığı alternatif evrende geçen bir bölüm çok daha güzel olurdu kesinlikle. En zararsız karakterler Fuko, Kotomi ve Mei gerçekten. Özellikle Kotomi'ye aşığım 🫶🏻 Bir de Misae'nin lise yıllarında geçen kedili anı çok güzeldi. Shima çok tatlı aa 😭 ay bir de üçlü dango yastıkları hakkında. Ben de istiyorum 🍡
"Do we recall the sadness of the past, or have we forgotten it now it’s gone at last?" 🎶