(@) - Raf

4/5 🐉 Avatar animasyonuna aşıktınız ve şimdi ona benzer bir şey mi arıyordunuz, daha fazla bakmayın. Avatar kadar sevemezsiniz muhtemelen ama aynı yapımcıları paylaştıklarını yeni öğrendim ve öğrenmeden önce bile sezebilmiştim. Karakterlerden bazılarının sözleri Sokka’dan, Aang’den fln çıkmış gibi, çok…devamı4/5 🐉 Avatar animasyonuna aşıktınız ve şimdi ona benzer bir şey mi arıyordunuz, daha fazla bakmayın. Avatar kadar sevemezsiniz muhtemelen ama aynı yapımcıları paylaştıklarını yeni öğrendim ve öğrenmeden önce bile sezebilmiştim. Karakterlerden bazılarının sözleri Sokka’dan, Aang’den fln çıkmış gibi, çok mutlu etti bu beni ayrıca dünya ve konu tamamen farklı, orjinal bir yapım olmuş çoğu açıdan. Ben açıkçası dünyadan çok karakterleri için izledim. Konusu, ikiye ayrılmış bir dünya var. Bir tarafta büyülü yaratıklar, diğer tarafta insanlar. Büyülü yaratıklar güçlerini doğanın farklı yerlerinden alıyor, Ay Elfleri, Güneş savaşçıları şeklinde. Büyülü diyarda da en güçlü karakter Ejderha Kral. Harbi ejderha yani. Başka ejderhalar da var ama bir tanesi baba olanı. Olay, bu ejderhayı insan krallardan birinin (ki bu kral çok tatlış) ve onun en yakın danışmanının (büyülü canlıları öldürerek güçlerini çalıp kara büyü yapan kötü kahramanımız) intikam adına ejderha kralı ve yumurtasını öldürmeleriyle başlıyor. Elfler intikam adına krala süikast düzenliyorlar, ama bu süikast sırasında elflerden biri kralın oğlu ve üvey oğluyla birlikte yumurtanın hala yaşadığını keşfediyorlar. Şu ana kadar çıkan tüm sezonlarda kraliçe ejderhaya ulaşmaya çaışıyorlar. Kötü adamımız Aavaros diye bir karakterle tanışıyor :D Onun amacı her yere hükmetmek tabiki de :) Onun dışında bazı cephelerde savaşlar vs. oluyor. Konuyu biraz üstünkörü geçtim çünkü dürüst olıyım bana bu animasyonu sevdiren konusu, büyü teması değildi. Birincisi karakterler. Hepsi capcanlı tatlı tatlı karakterler. Zaten Avatar’ın da bu kadar başarılı olabilmesinin bir nedeni karakterlerdi. Yer yer güldüren, saçmalayan ve yaşları gibi davranan veya yaşlarına o kadar sorumluluk verilmiş çocuklar gibi davranan karakterler. Bunun önemli olduğunu düşünüyorum bu tarz animasyonlarda. Sanki çocuk karakter yazmayı bilememiş de yetişkin yazmıştansa çok sorumluluk almak zorunda kalmış çocuk psikolojisini çok yerinde işlemişler bence. Dünya da oldukça tatlı. Studio Ghibli kadar yumuşak değil ama oldukça şirin, doğayla, hayvanlarla iç içe bir gidiş var. Bunun dışında tonla kayıp, stres, baskı gibi gayet insancıl durumlara da sürükleniyor karakterler büyülü bir dünyada olmalarına rağmen. Büyü sistemi az çok daha önce gördüğümüz gibi, Ay’dır, Güneş’tir. Avatar’daki de basit sayılır belki ama o benim ilk izlediğim böyle doğa sihiri barındıran diziydi, şimdi artık tonla gördüm ondan aşırı original gelmedi ama ilüzyonist bir abla var o iyiydi mesela. Çizimler büyü sistemini her şeyden tatlış kılıyor zaten. Dizinin en güzel yaptığı şey bence azınlık grupların temsil edilmesiydi. O kadar çeşitlilik var ki dizide. Gerçekten çok güzel. Sırf bu kadar çeşitlilik içeren, bunu +18 fetişizmle kullanmayıp çocukların da izleyebilip seveceği seviyede tutan, tatlış mı tatlış bir animasyon olmuş. İzlemenizi öneririm, binge edilebilir seviyede. Aavaros kim tam olarak wiki’den fln okudum ama incelensin de çok istiyorum. Netflix original olduğu için oraya gelir diye düşünüyorum yeni sezonları. Avatar özleyen kalplere, tatlış karakterlerle dolu güzel bir animasyoncuk. İyi seyirlerr…

veisalgia 3 years ago

Genç Bir Şaire Mektuplar

Rainer Maria Rilke

4 Gönderi

5/5 *Yeni Favori* 🍃 Mutlaka okunması gerektiğine inandığım ve herkesin içini açabileceği, kalbine merhem bulabileceği, öğrenebileceği ve gerçekten sevebileceği kitaplardan biri olduğunu düşündüm okudukça. Rainer Maria Rilke’nin ondan yardım isteyen genç şair Kappus’a yazdığı 10 mektuptan oluşan bu narin, ince…devamı5/5 *Yeni Favori* 🍃 Mutlaka okunması gerektiğine inandığım ve herkesin içini açabileceği, kalbine merhem bulabileceği, öğrenebileceği ve gerçekten sevebileceği kitaplardan biri olduğunu düşündüm okudukça. Rainer Maria Rilke’nin ondan yardım isteyen genç şair Kappus’a yazdığı 10 mektuptan oluşan bu narin, ince kitap hayat üzerine, kendimiz ve yalnızlığımız üzerine rehber olarak alabileceğimiz inanılmaz bir metin. Rilke’nin dilinin bana hissettirdiği hafifliği anlatmam zor. Daha ilk mektubunun ilk satırlarını okurken bile inanılmaz narin kalpli, inanılmaz huzurlu, dingin bir bireyin kaleminden çıktığı çok belliydi. Öncesinde hakkında bir şeyler izleyerek okudum kitabı ve ingilizceye yapılan çeviriden duyduğum birkaç sözünün zarifliği malesef Türkçe çevirisinde biraz kaybedilmiş. O yüzden İngilizce çevirisini de okumak istiyorum ama bu çeviride bile, yazarın inanılmaz duru bir kalbi olduğunu görmemek elden değil. ✉️ Mektuplar neler hakkında? Toplamda 10 tane mektup var ve sanat üzerine, sanatın eleştirilebilirliği üzerine bir cevapla başlıyor mektuplar. Kappus ilk mektubunda Rilke’den şiirlerini değerlendirmesini istiyor, o ise bunu yapamayacağını ve nedenini açıklıyor. Sanat ve sanat formları, yalnızlığın içinden doğan ve sonsuz yalnızlık içinde kalan yapıtlardır. Onlar eleştirilemez, sanatla ilgili önemli olan tek soru, mecburiyetten yazılıp yazılmadığıdır. Rilke, Kappus’tan kendisine, yaşamının en derin saatlerinde “İlle de yazmam gerekiyor mu?” Sorusunu sormasını ister. Buradan başlayarak yalnızlık, sevgi, cinsiyet, yaşam, sanat ve birey üzerine fikirlerini genç ve kafası karışık olan Kappus’a anlatır. Açıkçası Rilke’nin anlatmaya çalıştığını kendi hislerimden geçirip, yorumlamaya çalışıp buraya aktarmak istersem fazla fazla uzun bir metin olur. O yüzden sadece mektuplardan birkaç söz ile bitirmek istiyorum bu yorumu. Bence böyle güzel tavsiyelere sahip bir kitabı okuyabilme şansımız olduğu için çok şanslıyız ve kendi hayatımda karşılaştığım rehberlerden biri olarak belirlediğim bu kitap hakkında umarım biraz merakınızı uyandırabilmişimdir. ✒️ Bizlere gereken yalnızlıktır, büyük, içsel bir yalnızlık. Kendi içinde yürümek ve saatler boyu kimselere rastlamamak… ✒️ Sizinle insanlar arasında bir ortaklık kurulamıyor mu, nesnelere yakın olmayı deneyin! Nesneler sizi terk etmeyecektir. Henüz geceler durmaktadır yerinde; ağaçlarda esen, bir sürü ülkeyi gezip dolaşan rüzgarlar yerinde durmaktadır; nesneler ve hayvanlar dünyası çeşit çeşit olaylarla dolup taşıyor, bunların içinde yer alabilirsiniz pekala. ✒️ Güneş yerinde duruyor, sevgili Kappus, sonsuz boşlukta yalnız bizleriz devinen. ✒️ Perhaps everything that frightens us, is in its deepest being something helpless that wants help from us (Belki yaşamdaki tüm korkunç nesnelerin bizden yardım bekleyen kolu kanadı kırık yaratıklar olduğu anlaşılacaktır - ingilizce çevirisini daha etkili buldum bu sözün) Kitapta sevgi, kendini sevme, kendi problemlerini, kendi karışmış kalbini ve aklını, kendi gerginliklerini ve üzüntülerini olduklarından daha büyük şeyler, seni değiştirecek, ilerletecek şeyler olarak görmek üzerine harika noktalar var. Rilke bu dönemlerde bile Kappus’a hayatın, yaşamın onu bırakmadığını hatırlamasını söylüyor. Aynı zamanda bir kişinin yaşamını bir oda gibi düşünürsek çoğu kişinin odalarının sadece bir köşesini, sadece bir pencere kenarı kadarını tanıdıklarını söylüyor, Poe’nun öykülerindeki mahkumlar gibi. Ama bizler birer mahkum değiliz, tuzaklarla çevrili değiliz, korkulacak hiçbir şeyimiz yoktur. Çünkü dünya bize karşı değildir. Kendi odalarımızda yaşanmadık köşe bırakmamalıyız. Yalnızlık şairi diye de bilinen Rilke’nin okuduğum ilk kitabı hakkında söyleyebileceklerim bunlar. Kitabın ne atmosferini, ne bilgeliğini ne nazikliğini ne de Rilke’nin güzel kalbinin ışığını yansıtabildiğimi sanmıyorum, denemek bile istemedim bunu. Sadece umarım kitap hakkında biraz merak uyandırabilmişimdir içinizde çünkü benim içimde yazar hakkında merak uyandıran o an çok değerliydi ve çok mutluyum okuduğum için. Mutlu sabahlar ve iyi okumalarr…

veisalgia 3 years ago

Küçük Deniz Kızı Ponyo

Hayao Miyazaki

59 Gönderi

4.8/5 🎏 Studio Ghibli gene hayal kırıklığına uğratmadı. Diğer filmlerinden biraz daha çocuksu olan bu muazzam animasyon, diğer tüm filmleri gibi biraz kör başlarsanız daha güzel oluyor. Başta neler olup bittiğini tam anlamamak bence zevk katıyor Miyazaki’nin filmlerine. Çizimlerin, müziğin,…devamı

veisalgia 3 years ago

Harry Potter ve Sırlar Odası

J. K. Rowling

33 Gönderi

4.4/5 🧙‍♂️ Hayatımın zamanını yaşamaya devam ediyorum bu kitapları okurkennn. Harry Potter serisinin 2. Kitabı, filmden bildiğim kadarıyla hikayesi bence en ilgi çekici olan kitaplardandı. Hogwarts tarihi ve Voldemort’un geçmişiyle ilgili kısımlar benim hep çok ilgimi çekmişti zaten, kitabın da…devamı4.4/5 🧙‍♂️ Hayatımın zamanını yaşamaya devam ediyorum bu kitapları okurkennn. Harry Potter serisinin 2. Kitabı, filmden bildiğim kadarıyla hikayesi bence en ilgi çekici olan kitaplardandı. Hogwarts tarihi ve Voldemort’un geçmişiyle ilgili kısımlar benim hep çok ilgimi çekmişti zaten, kitabın da çok ilginç olacağına zaten emindim. Tek üzüldüğüm kısım filmde olmayan farklı detaylar elde edebileceğime dair umutlarımla alakalıydı ama denktiler bence bilgi açısından, ki bu kitap için kötü bir şey değil sadece ben öyle ummuştum yani. Serinin ilerleyen kitapları filmlerde bahsedilmeyen detaylarla dolu olacaktır zaten eminim, sabırsızlanıyorum. Tabi ki de dili olsun, dünyası olsun övmeye gerek var mı bilmiyorum bile. Gerçekten okurken çok eğlenirsiniz, gayet hızlı okunuyor, herkese öneririm. Sadece şey çok dikkatimi çekti, Slytherin gerçekten fazla düşmanlaşmış bence bu kitapta. Kurucuları ayrımcı görüşlere sahip tabi ki ama kapı kodları “safkan” olucak kadar da ayrımcı bir evin, Hogwarts’da devam edeceğini düşünmezdim bu dönemde. Slytherin’de bu görüşte öğrenciler olabilirler ama Slytherin aslında çok değerli yeteneklere sahip büyücülerin de girdiği bir ev ve herkesin ayrımcı, kötü kalpli vs olacaklarına inanmıyorum. Kapı kodlarının “safkan” olması gerçekten çok saçma geldi yani, okul hem ayrımcılığa karşıt olup hem buna neden izin versin anlayamadım. Veya Malfoy’un o kadar hakarette bulunup da hiçbir öğretmenin kızmaması gerçekten saçma yani. Bu ayrımcılık yüzünden öğrenciler sağda solda taşlaşıyor ve hani senin öğrencilerinden birisi dalga geçiyor milletle bu konuda, neden buna izin verirsin ki? Dumbledore’un hele hele Harry’ye sırf Slytherin’de olsa Voldemort’a benzerdin fln gibi bir izlenim vermesi, ne biliyim. Madem bu kadar berbat bir ev, niye tutuyonuz hala. Bence güzel bir ev de bu kadar kötü kötü diye zorlıcaksan, kaldır abi yani ne biliyim. Ya da damgalama ordan da iyi adamlar çıksın, mis gibi. (Ben Hufflepuf’um bizi de genelde damgalıyolar salaklar oraya veriliyir fln diye yapmayın abicim ayrımcılık kimseye, ne gerek var) Onun dışında on numara kitap, seriye tam gaz devamm jdklfs :D ... İyi okumalarr...

veisalgia 3 years ago

Evelyn Hugo'nun Yedi Kocası

Taylor Jenkins Reid

4 Gönderi

4.3/5 🏳️‍🌈 Yaz için hem kafanızı dağıtacak, hem sürükleyici, tamamen film gibi oynayan, yeni bir kitap arıyorsanız daha fazla hiç bakmayın. Evelyn Hugo’nun Yedi Kocası, Hollywood, skandal, romantizm, LGBTQ+ karakterleri ve içindeki gizemleriyle bence okuyan çoğu kişiyi hemen içine çekip…devamı4.3/5 🏳️‍🌈 Yaz için hem kafanızı dağıtacak, hem sürükleyici, tamamen film gibi oynayan, yeni bir kitap arıyorsanız daha fazla hiç bakmayın. Evelyn Hugo’nun Yedi Kocası, Hollywood, skandal, romantizm, LGBTQ+ karakterleri ve içindeki gizemleriyle bence okuyan çoğu kişiyi hemen içine çekip eğlendirecek bir kitap. Kitabımız ünlü, ama nası ünlü, süper ünlü eski bir Hollywood yıldızı olan Evelyn Hugo’nun ana karakterimiz olan magazin editörü Monique’i özel olarak ajansından istemesiyle başlıyor. Yıllar boyunca filmleriyle, güzelliğiyle, seksiliğiyle ve en çok da skandallarla dolu aşk hayatıyla gündemde olmuş Hugo, sadece Monique varsa röportaj vereceğini söylüyor. Monique kendisiyle tanıştığında da aslında röportajla ilgilenmediğini söylüyor. Hugo’nun anlatacak başka bir şeyi var. Hayat hikayesi. Tüm yalanları, skandalları ve ihtişamıyla kendi hayat hikayesini ilk ve son kez anlatmak istiyor. Ayrıca tüm bunların yazarımız Monique ile ne bağlantısı olduğunu, neden özel olarak onu istediğini de açıklayacağını söylüyor. Evelyn Hugo nasıl ününe kavuştu? Evelyn Hugo’nun ilişkileri nasıldı? O derecede ünlü olabilmek için neler yaptı? Evelyn Hugo’nun gerçek aşkı kimdi? Ve bunların Monique ile ne ilgisi var? Sjdklf yukarıda sanki reklam yazarmış gibi anlattığımın farkındayım kitabı, etkisinde kaldım napıyim :D, magazinle ilgili gram bir şey bilmem ama benim için çok heyecanlı bir kitap oldu. Evelyn Hugo inanılmaz bir karakter. Bir film yıldızı olmasının yanı sıra tüm kitap gerçekten film gibi akıyor gözlerinizin önünden. Hayatını, yaşadıklarını dinlerken kendisine ne acıyorsunuz, ne sinirleniyorsunuz. Çünkü onun istediği bu değil. Onun istediği sadece kendi gerçeğini anlatmak. Yazar tamamen kendini bilen, tanıyan, çok güzel ve güçlü bir karakter yaratmış. Yazı dili gayet kolay okunurdu. İçerikleri yüzünden +18 denebilir, yani beni çok rahatsız etmedi zaten Hollywood’dur, 7 evliliktir bişiyler okuyacağınızı bilerek giriyorsunuz ama o olaylar bile Hugo’nun gözlerinden olduğu için karakterini anlamak için önemli yerler olduklarını düşündüm. 5/5 vermedim çünkü sevginin ne olduğu, sevginin türleri hakkından çok güzel noktalara değinse de benim için daha çok eğlenme amaçlı bir kitaptı. Ama bir eksiği var mı derseniz pek bir şey söyleyemem ama gayet güzeldi. Yazın bence eğlenmek ve aynı zamanda da karakterden etkilenmek için okunacak en iyi kitaplardan. Cidden aşırı akıyor, film gibi izleniyor. Başka şekilde anlatamam yani, alın okuyun, eğlenin. Mis gibi kitap. Arada duygulandırdı da ihtişamıyla büyüledi de. Bence beğenirsiniz. Ayrıca Haziran Pride ayı olduğu için LGBTQ+ destekçisi bir kitap okumak için mükemmel zaman. Gerçi her zaman bunun için mükemmel ama şimdi tam sırası. İyi okumalarr...

veisalgia 3 years ago

Harry Potter ve Felsefe Taşı

J. K. Rowling

72 Gönderi

4.5/5 🧙‍♂️ Heyy, bir süredir yazamadım buralara ama geri geldimm ve çocukluğumu filmleriyle geçirdiğim bu seriye sonunda bu yaz başlayabildiğim için gerçekten çok mutluyum. Geç kalmışım demek istemiyorum çünkü filmlerden önce okusam belki daha merakla okurdum ama filmlerin atmosferini arada…devamı4.5/5 🧙‍♂️ Heyy, bir süredir yazamadım buralara ama geri geldimm ve çocukluğumu filmleriyle geçirdiğim bu seriye sonunda bu yaz başlayabildiğim için gerçekten çok mutluyum. Geç kalmışım demek istemiyorum çünkü filmlerden önce okusam belki daha merakla okurdum ama filmlerin atmosferini arada tadarak okumak da apayrı bir zevk oldu benim için. Yazarın şu dönemlerde çok “değişik” fikirler beyan ettiğini, Twitter’daki konuşmaları yüzünden pek sevilmeyen bir yazara dönüştüğünü biliyorum ama ne olursa olsun bu serinin sevenleri, seriye deli gibi bağlılar. Yazarı desteklemesem de ben de o bağlı insanlardan birine dönüşeceğim sanırım. Hikayeyi anlatmaktansa kendi deneyimimi anlatmak istedim. Benim gibi eğer filmleri önce izlediyseniz veya kitabı ilk kez okuyan çoğu insandan daha ileri yaşlardaysanız hiç endişelenmeyin çünkü her koşulda çok zevk alacaksınızdır. Yazı biçimi gerçekten basit olmasına rağmen sizi içine çekecek. Dünya o kadar güzel ve ilgi çekici ki çok aksyonik olmayan sahneler bile kalbimi çaldı, hatta normal hayatlarını Hogwarts’ta dolanmalarını fln zevkle okurdum Voldemort abi olmasa bile, bence en tatlı kısımlar onlardı. Biri tutup beni Hogwarts’a atsın dememeniz imkansız :D Bile bile 5/5 vermek istemedim çok beğensemde çünkü dedim şimdi bir serinin ilk kitabına en yüksek puanı verirsem sonra daha çok beğendiğim olursa naparım jsdklf ama ilk kitap olarak da harika yani gayet güzel. Bu yaz kendinize daha hafif, büyülü, merak uyandıran bir macera arıyorsanız ilaç gibi gelecektir. Neler olacağını az çok bilseniz bile gerçekten zevkle okunuyor dediğim gibi o merak unsuru azalmış olsa da aldığım zevk hiç azalmadı, ki bu korkularımdan biriydi. Okuyun, okutturun. Etrafta bizlerden daha az şanslı doğmuş olan, kitaplara erişimi olmayan, zor koşullarda yaşayan her çocuğu mutlu etmek için elimden gelseydi hepsine bir bu kitabı ve Küçük Prens’i ulaştırırdım. Ileride çocuğumun okumasını en çok isteyeceğim kitaplardan. Kendim okurken çocuk gibi heyecanlandığım kitaplardan oldu. Evet, kitap filmlerden daha güzel. Ama filmlerin de yeri ayrı sjdkfl İyi okumalarr...

veisalgia 3 years ago

Matilda

Roald Dahl

5 Gönderi

3.5/5 Matida, çok zeki neredeyse dahi bir çocuğun ona ve sevdiklerine haksızlık edenlerden kendi keyifli yollarıyla öç alışlarını anlatıyor. Etrafındaki kötü insanları zekasıyla alt edişini, direk kişiliğini okuması çok zevkli bir karakter Matilda. Ama söylemem lazım ki Bayan Truchbull tam…devamı

veisalgia 3 years ago

Kumarbaz

Dostoyevski

82 Gönderi

5/5 Kumarbaz, yazarın okuduğum en hızlı akan, en eğlenceli kitaplarından biriydi. Yazarın bir dönem yaşadığı kendi aşk ve kumar serüvenine paralellikler içeren bu kitapta başkahramanımız Aleksey İvanoviç, Roulettenburg adlı bir Alman kasabasında Rus bir General’in çocuklarına öğretmenlik yapmaktadır. Kahramanımız General’in…devamı5/5 Kumarbaz, yazarın okuduğum en hızlı akan, en eğlenceli kitaplarından biriydi. Yazarın bir dönem yaşadığı kendi aşk ve kumar serüvenine paralellikler içeren bu kitapta başkahramanımız Aleksey İvanoviç, Roulettenburg adlı bir Alman kasabasında Rus bir General’in çocuklarına öğretmenlik yapmaktadır. Kahramanımız General’in üvey kızına “aşıktır” ve bu aile parasal açıdan çok sıkıntılı durumlar geçirmektedir, miras kalacağı umuduyla Hala’larının ölümü için gün sayarlar. Aşkı için ilk kez rulet masasına oturan bu hem entellektüel hem de etrafında olup bitenlerden bihaber olan kahramanımız kumarı ve kumarın bağımlılığını, kaybetmeyi, kazanmayı ve bu aileyle olup bitenleri kendi diliyle anlatır. General’in etrafındaki Avrupalı karakterlerle aynı zamanda da Rus-Avrupalı bakış açılarının da eleştirisi yapılır. Avrupalıların çoğunun Generalle ve kızıyla ilişkileri paraya dayanır. Kahramanımızın da aşkı, bir nevi kızın gözünde kendisine saygı duydurma çabasıdır aslında. Yeraltından Notlar’da olduğu gibi kitabın ana karakterin dilinden günlük şeklinde yazılması bizim de her şeyi karakterle anlamamıza, onunla deneyimlememize izin vermektedir ki gerçekten kumar masasının insana yaşattıklarını, bir yaşamın harcanması haline nasıl gelindiğini şahane bir biçimde işlenmiştir. Aynı zamanda da romanın bir kara mizah havası var, ana karakter her şeyi hem ciddiye alıyor hem de almıyor, umutsuz olamayacak kadar korkak, bilgili ama tamamen etrafta olan bitenden habersiz. Özellikleriyle sevilesi bir karakter olmasa da okuması gerçekten çok eğlenceliydi. Dostoyevski’nin kumarda kaybettiği paraları kazanabilmek için bir ay kadar kısa bir sürede bu kitabı yazmış olması, kitaptaki aşk ve sevgi hislerine çok benzer bir deneyim geçirmiş olması da bu kitabın değerini arttıran özelliklerden. İletişim yayınlarının basımında Gündüz Vassaf’ın sonsözünde Dostoyevski’nin bu kitabı yazmadan önceki ve yazarkenki hayatı anlatılıyor, okunması bence kitabı okuyacak herkes için değerli bir bakış açısı sağlayacaktır. Üst düzey Avrupai rütbe isimlerine alıştıktan sonra çok rahat okunan, çok hızlı akan ve gerçekten bir kumarbazın nasıl oluştuğunun birinci elden anlatıldığı muazzam bir eser. Bence her Dostoyevski meraklısı okumalııı. (Bu arada kişisel olarak ben normalde para muhabbetidir, para ilişkileridir fln pek sevmem bu konuları ama bu kitap beni bile içine çekti, kumardır paradır merakınız yoksa bile bence beğeneceksinizdir.) İyi okumalarr...

veisalgia 3 years ago

Fullmetal Alchemist - Çelik Simyacı Cilt: 1

Hiromu Arakawa

3 Gönderi

4.5/5 Okuduğum ilk manga wuhuu. Yedi Ölümcül Günah animesini izledikten sonra deli gibi mangasını okumak istemiştim ama konusunun diziyle tamamen paralel olduğunu duydum. O yüzden sevebileceğim bir manga serisi bulup da denemek istedim. Çok yakın arkadaşlarımdan birisi manga çok okuyor.…devamı

veisalgia 3 years ago

Gizemli Benedict Derneği

Trenton Lee Stewart

1 Gönderi

4.5/5 Merhaba, bu hafta ortaokul seviyesinden bir kitap okumak istedim ve çocukluğumdan beri kitaplığımda duran bu güzel kitabı okudum. Özellikle bolca akademik okuma yapmam gereken zamanlarda bu tarz kitapları okumayı seviyorum. Sizler de yoğunsanız ve eğlenmek istiyorsanız bence hoşunuza gidecektir.…devamı