merhaba, öncelikle uhm uhm hayatın içinden kopup gelen en az hayat kadar ggüzel ve aynı zamanda acıyı sonuna kadar hissettiren dizilerin aşığıyım. her şeyin başında o kadar güzel bağların kurulduğu ve bu bağların asla kopmadığı; senelerin, küskünlüklerin bile koparmadığı bu…devamımerhaba, öncelikle uhm uhm hayatın içinden kopup gelen en az hayat kadar ggüzel ve aynı zamanda acıyı sonuna kadar hissettiren dizilerin aşığıyım. her şeyin başında o kadar güzel bağların kurulduğu ve bu bağların asla kopmadığı; senelerin, küskünlüklerin bile koparmadığı bu bağlar sanırım dizide beni en çok çeken şey oldu. diziye her ne kadar changwook için başlamış olsam da her bir karakterin ele alıniş biçimine hayran kaldım doğrusu.
şimdi gelelim konumuza, samdal ve youngpil, umarım doğru yazıyorumdur, jejuda tanışan iki kadının ahiretlik arkadaşın çocukları olarak aynı günde doğan çocukları. aynı zamanda ana karakterleimiz. tüm hayatlarını belli bir yere kadar birlikte geçiren bu iki kişi, sevgilerini birbirine bağladıktan sonra maalesef çevrenin ve insasnların onlara yükledikleri yüzünden ayrı düşmek zorunda kalırlar. senelerin ardından bir daha yollarının birleşmesini ele alıyor aslında ve bununla süregelen tatlı ilişkiler, ah keşke ben de burada olsaydımlarla süren bir dizi serüveni başlıyor. ondan da öte samdal o gün jejuya dönmeseydi acaba, yine de bir araya gelirler miydi diyorum da da kesin gelirlerdi, çünkü zaman bile onları eskitememişti. öyle, keşke daha fazla olsaydı dediğim ama o kadar kararında bitti ki. Biri hava durumu tahmini yaparken diğeri seulde hayatını işiniş kurmuş ünlü bir fotoğrafçı olmuştu tamamen. ve samdalin üzerine ifitra atmasıyla jejuya dönmeksiyle başlıyor dizi. başlarda olur da fotoğrafçılıktan vazgeçerse birr daha eski ününe ve hırsına sahip olmazsa diye emdişelenmiştim ama öyle olmadı, iyi ki de olmadı.
ne yalan söyleyeyim, uzunca bir süredir kdrama izleyen biri olarak artık zevklerimin tamemen bu şekilde hayattan kopup gelmiş dizilerden oluştuğunu anlayabiliyorum, bunlar daha unutulmaz daha bir daha açıp izlemelik oluyorlar ve inanır mısınız seneler geçsin saçıma beyazlar düşsün yine açar izlerim sanırım. yolumuz bir gün jejuya düşerse, ki düşecek, onların anılarına sahip çıkacağıma emin olabilirim. siz de olun. hoşça kalın, güzel kalın. esenliklerleee
Spoiler içeriyor
'çenemize kadar gözyaşında yüzsek bile lütfen boğulmamıza izin verme ve bize bu hayatta güvenli bir şekilde yüzmek için güç ve cesaret ver.' şimdi de ağlıyorum, az önce bitirdim diziyi. eski dönemde geçmesi sebebiyle ve ana karakterlerin kavuşamayacağını iyice bize aşılayan…devamı'çenemize kadar gözyaşında yüzsek bile lütfen boğulmamıza izin verme ve bize bu hayatta güvenli bir şekilde yüzmek için güç ve cesaret ver.'
şimdi de ağlıyorum, az önce bitirdim diziyi. eski dönemde geçmesi sebebiyle ve ana karakterlerin kavuşamayacağını iyice bize aşılayan senoryadan sonra acaba günümüze gelip de tekrardan bir birleşme olur mu, deyip duruyordum. ama olmadı. günümüze gelmek oldu ama kavuşmak olmadı ya. hiç beklemiyordum sonunu öyle, öyle ki 41 sene sonra bulduklarını söylediklerinde bile hala geleceğine dair inancım vardı. gelmedi. ondan öte genelden söz etmek istiyorum.
geçmişteki o tatlı ilk buluşmalar bana romatikliğin dibine vuracağımızı sanmama sebep olsa da öyle değilmiş, senarist sağ olsun dramın dibine vurduk. ağlamanın, üzülmenin de. ileride koreye gittiğimde mutlaka gwangju'ya gitmek, dizini çekildiği yerleri gezmek, hissetmek. eklendi listeye bu da. her neys, romatiklik buluşma demiştim en son. en çok ana karakterlerin güzelliği beni etkiledi, herkesin bu kadar içten ve iyilik dolu olması her an feda etmeye hazır... tabii böyle deyince de anlamayalım elbette kötü karakter falan yok. en alaları var hem de. keşke şu kdramalardaki kötülerin ortak bir kapatma düğmesi olsa. keşke...
yalnız keşkeler listesi bu dizide uzar gider, öyle.
kafamda ilk defa herhalde bu kadar tasarlayıp durdum şöyle olacak böyle olacak diye. mayısın artık apayrı bir anlamı var, bunların yazarken ağlamamam lazım önümü göremiyorum sonra, keşke böyle bitmeseydi. keşke kafamdaki senoryalardan biri tutsaydı da böyle bitmeseydi ama. duası bile gerçek oldu. ağlıyorum ama eminim ama onun duası da beni bulmuştur ve güç ve cessaret veriyordur. boğulmama da izin vermiyordur.
en çok da şey tuhaftı, birileri hayat bitirmek isterken diğerleri kurtarıyordu. kendi içimizde ne kadar da çelişiyoruz. kocaman dünya sandığımız gezegenimizde bile evrende küçükken başkalarının düşüncelerini bu kadar değiştirmeye çalışmak ne uğruna ki bu çaba, ne uğruna ölümler, ne uğruna çığlıklar... hala var, olmaya da devam edecek. ama sadece şunu dilemek, dua etmek isterdim. herkesin özgürce yaşayabildiği bir dünya.
yıldızları görüyorsun, biliyorum. hepimiz bir gün göreceğiz onu da biliyorum ama ölümlere de yaşamalara da biz karar veremiyoruz. bir gün tekrardan sizinle, mayısınızla buluşmak dileğimle, hoşça kalın güzel kalın ve de yıldızlara bakalım, belki göz göze geliriz, hım?
ikinci defa izlediğim ama üçüncü defa isteyecek bir etki bırakıyor ben de. aşırı hoşuma giden bir dizi oldu şahsen, ki bir daha izlememin başka a.ıklaması da olamaz zaten. diziye gelirsek klişeleşen bir konuyu ele alsa da diğerlerinden ayrılan yönü bana…devamıikinci defa izlediğim ama üçüncü defa isteyecek bir etki bırakıyor ben de. aşırı hoşuma giden bir dizi oldu şahsen, ki bir daha izlememin başka a.ıklaması da olamaz zaten. diziye gelirsek klişeleşen bir konuyu ele alsa da diğerlerinden ayrılan yönü bana göre dizide de sürekli öne sürülen kast sistemiyydi. nereye gidersek gidelim peşimizden gelen bir şey paramızın olup olmayışı ya da maddi durumumuz. bir apartmanda da bunu en güzel şekilde vurguladıklarını düşünüyorum zaten. ondan öte konuya gelelim, insanlar next adı verilen bir uyuşturucu çeşidinin kullanılması ile kuduz hastalığı kapıyorlar. ve bu birilerini ısırmak ya da next kullanmak ile bulaşan türden bir hastalık. insanlar dönüşüm geçirdikten sonra tekrar normale dönebiliyorlar tabii ki. ilerledikçe kalıcılaşıyor. tedavvisini bulmaya çalışan bir yarbay, başrol çiftimizin olduğu apartmnları komple karantinaya alıyor ve bu günlerce sürüyor. tedavi, antikor bulunup bulunmadığını izlediğinizde anlarsınız oralara değinmek istemiyorum fakat bence süreci de gayet başarılı bir şekilde yönetiyor bu yarbay. ilk izlediğimde diret tilt olduğum sandığım kötü karakterlerden sandım fakat öyle değilmiş. en azından genel çerçervede amacı iyi. başrollerimize gelirsek, tamamen adrenalin dolu bir dizi olduğundan romantizm pek bulunmuyor. ama yine de bu süreçte aralarındaki ilişki çok hoştu bana göre. ve de kızın ayrı bir manyak yapısı yok mu, bilmiyorum ya benziyoruz sanırım o yönden. belki de en sevdiğim karakter o. apartmanddaki her kişi ayrı manyak evet ama özellikle doktorun olduğu sahneler abi cidden öyle insanlar var mıdır ya, caanvar ya. güldürdü bayağı ama. neyse ki o ve sürekli başkan olacağım diyen kadın da sonunda hak ettiklerini buluyorlar. sözün özü beğendiğim, tekrar izlediğim ve tekrar izleyecğim bir dizi. kdramlar arasında favorilerimde. bu yorumu gelecekte olursa hatırlamam hislerimi, içeriğini diye bırakıyorum. keyifli geceler, arkada billieden i love u çalıyor.
aşırı hoşuma giden benim için mavi bir parça. tavsiyem oldun. esenliklerr bolca, güzel kalın. çokalp!