Kang Ma Roo küçüklükten beri sevdiği Jae Hee'den bir gün telefon alıyor ve koşup gidiyor. Jae Hee'nin bir adam öldürdüğünü görüyor ve tüm suçu üzerine alıyor. Bu olaylar yaşanmadan önce tıp öğrencisi olan Ma Roo, Jae Hee ile mutlu bir…devamıKang Ma Roo küçüklükten beri sevdiği Jae Hee'den bir gün telefon alıyor ve koşup gidiyor. Jae Hee'nin bir adam öldürdüğünü görüyor ve tüm suçu üzerine alıyor. Bu olaylar yaşanmadan önce tıp öğrencisi olan Ma Roo, Jae Hee ile mutlu bir gelecek hayalleri kurarken hayatı kararıyor. Hapisten çıktıktan sonra bir şekilde Jae Hee ile tekrar karşılaşıyor ve olaylar tam da burada başlıyor.
13 ya da 14.bölüme kadar su gibi akıp geçti bölümler sonra neden bilmiyorum kalan bölümleri bir türlü izleyemedim. Bayağı ara verdim izlemeye bundan da kaynaklı tabii. Eun Gi'mi mutlu görememek de üzdü o da var.
Dram izlemek istiyorsanız buyrun efenim.
Şimdiii geleyim söylemek istediklerime. Joong Ki ve Chae Won'u aşşırı shipliyorum. Kamera arkası görüntüleri dönüp dolaşıp izliyorum akgxkwhxl. ÇOK TATLISINIZ CİDDEN.
(Nasıl shiplediğimi ballandıra ballandıra anlatmayı düşünüyodum bu özet gibi oldu duyguyu size geçiremedim yahu lshxkwg)
Hem shipimi çok özledim hem de bu diziyi yarıda bırakmak hiç içime sinmiyor o zaman tekrardan başlansın bakalım!
(Sizi kamera arkası görüntüleri izleyip Joong Ki ve Chae Won shiplemeye davet ediyorumKXHLWHXLWJCLW)
Spoiler içeriyor
1870'lerin New York'unda geçen bu filmde Newland, May ile nişanlanmıştır ve mutlu mesut bir hayat süreceklerini düşünürken May'in kuzeni Ellen çıkagelir. Ellen kocasından boşanmayı düşünmektedir ama New York'taki sosyetenin bu konu hakkındaki tutumu hiç de iyi değildir. Avukat olan Newland'ın…devamı1870'lerin New York'unda geçen bu filmde Newland, May ile nişanlanmıştır ve mutlu mesut bir hayat süreceklerini düşünürken May'in kuzeni Ellen çıkagelir. Ellen kocasından boşanmayı düşünmektedir ama New York'taki sosyetenin bu konu hakkındaki tutumu hiç de iyi değildir. Avukat olan Newland'ın Ellen'ı boşanma kararından vazgeçirmesi istenir ve böylelikle birlikte zaman geçirmeye başlayan ikili arasında yasak bir aşk doğmaya başlar.
Dönem filmlerine ilginiz varsa izlemenizi tavsiye ediyorum. Film adeta bir görsel şölen. Filmde diyalogların altını çizmek istediğim kısımlar oldu.
Ellen unutamayacağım karakterler listeme girdi. Film boyunca Ellen'ın mutlu olmasını istedim sorry May.
Unutmadan ekleyeyim romandan uyarlama bir film ve filmi bitirdikten sonra kitabını bayağı merak ettim.
Spoilerlı devam edeceğim kısma geçiyorum.
.
.
.
.
.
Newland'ın evliliklerini öne almak istediği konuşmasında May başka bir kadın varsa bunu ona söylemesini bekledi ama Newland bu cesareti hiçbir zaman gösteremedi.
• "Senin karın olamam. Seninle metresin olarak yaşamamı mı istiyorsun?"
• "Birlikte buradan gitmek istiyorum... böyle sözcüklerin olmadığı bir dünya bulmak."
Artı Ellen'a "sen istedin diye başka bir kadınla evlendim" dedi... Newland Archer zamanında cesaretini toplayıp May'e başka biri olduğunu söyleyebilirdin...
May için üzüldüğünüz bir film.
That '70s show izlemeye bir filmcik ara verdim ve yine 70'li yıllarda geçen bu filmi izledim. Gençlik filmleri ararken hemen hemen her listede karşılaştığım bir filmdi. Film liseden mezun olan gençlerin mezuniyetlerini kutladıkları bir günü anlatıyor. Bir tarafta filmi çok…devamıThat '70s show izlemeye bir filmcik ara verdim ve yine 70'li yıllarda geçen bu filmi izledim. Gençlik filmleri ararken hemen hemen her listede karşılaştığım bir filmdi.
Film liseden mezun olan gençlerin mezuniyetlerini kutladıkları bir günü anlatıyor.
Bir tarafta filmi çok beğenenler bir tarafta ise "izlemeyin, vaktinizi boşa harcamayın" diyenler var. Filmi izlemediyseniz siz hangi tarafta olursunuz bilemiyorum.
Açıkçası adını çok duyduğum için beklentim bir tık daha üstteydi ama yine de izlemekten keyif aldım, "keşke izlemeseydim." gibi bir pişmanlığım yok. Bazı diyaloglar hoşuma gitti. Bazı karakterleri de bir hayli sevdim.
Şimdi geleyim Pink'e, filmdeki favori karakterim olur kendileri.
I like you, man. Randall Floyd isimli karakterimizin lakabı Pink. Her sahnesinde gözlerinden kalp çıkan emoji gibiydim temsili falan değil. Yardıma ihtiyacı olan birinin yanında belirip onları kanatları altına alma sahneleri -oh oh cümleye bak sen- pretty nice idi maaan.🖤
An itibari ile bitti, arka arkaya iki filmini izledim. 3. filmi izlemek için de can atıyorum. Aşırı beğendim aşırı. Film biter bitmez Bring Me The Horizon, Can You Feel My Heart açtım. Bu şarkı her dinlediğimde beni derinden sarsar ve…devamıAn itibari ile bitti, arka arkaya iki filmini izledim. 3. filmi izlemek için de can atıyorum. Aşırı beğendim aşırı.
Film biter bitmez Bring Me The Horizon, Can You Feel My Heart açtım. Bu şarkı her dinlediğimde beni derinden sarsar ve etkiler ki hissettiklerimin yanında çok basit bir tanım oldu bu. Filmin üzerimdeki etkisi de aynen böyleydi.
İki filmin yorumunu bu gönderimde yapmak istiyorum.
İnsanlar ilk filmi daha çok beğenip 2.film hakkında daha olumsuz görüşler -ilk filmi övücü- belirtmiş ama benim için durum böyle değil. Ben iki filmi de izlemekten aşırı keyif aldım. Diyalogları başa sara sara izledim. Bazı gönderilerimde de söylediğim gibi kalpler dolusu sevgi duydum iki film için de. Açıklayabileceğim en iyi cümle bu idi sanırım.
Jesse ve Celine'in birbirlerine uzun uzun bakıp 'fotoğraflarını çektiği' o sahnede aklıma Veronika Ölmek İstiyor'dan,
"Yüzüme bak," dedi sonra. "Ruhunun gözleriyle hatırla beni ki bir gün resmimi yapabilesin." kısmı geldi.
2. filmin yorumlarında biri,
"İçinde hâlâ eski bir yarayı, yaşanmamışlığı taşıyan herkesin izlemesi gereken bir film." demiş. Eğer ki izlemediyseniz belki bu yorum seriyi izlemenizi sağlayabilir efenim.
Filmimizin adı Cesetler İmparatorluğu. 1878 yılında Victor Frankestein bir cesedi diriltiyor ve halk buna karşı ayaklanıyor, bu durumdan hiç hoşlanmıyorlar. Sonra cesetleri diriltmenin işlerine yarayacağı kafalarına dank ediyor cesetleri diriltip farklı farklı alanlarda kullanıyorlar. Ölen insanlara yapay ruh enjekte ediyorlar…devamıFilmimizin adı Cesetler İmparatorluğu.
1878 yılında Victor Frankestein bir cesedi diriltiyor ve halk buna karşı ayaklanıyor, bu durumdan hiç hoşlanmıyorlar. Sonra cesetleri diriltmenin işlerine yarayacağı kafalarına dank ediyor cesetleri diriltip farklı farklı alanlarda kullanıyorlar. Ölen insanlara yapay ruh enjekte ediyorlar -bunu yapan insanlara ceset mühendisi deniyor, ceset mühendisleri günden güne bu cesetleri nasıl geliştiririz diye araştırmalar yapıyor- kodlamalar sayesinde cesetleri asker, hizmetçi vs. gibi kullanabiliyorlar. Ama bu cesetler hissedemiyor ve konuşamıyor, makine gibiler. Diriltilen ilk cesette durum böyle değil. John Watson bir tıp öğrencisi başka bir deyişle de ceset mühendisi, bir gün en yakın arkadaşını diriltiyor. Olaylar böyle başlıyor.
Animede adı geçen her karakter ya ünlü kurgusal karakterler ya da gerçekte yaşamış kişiler. Çizimler çok hoştu, karakterlerin sesleri başarılıydı kıyafetler de hoşuma gitti.
Filmi daha önce kimsenin izlememiş olduğuna biraz şaşırdım.
Herkese hitap eden bir film miydi diye soracak olursanız bilmiyorum efenim...
Kısaca konusundan bahsedeyim, Saitama görüp görebileceğiniz her türlü canavara karşı tek yumrukla zafer kazanan biri. Eğlencesine kahramanlık yapıyor. Canavarlara tek atmaktan sıkılmış karşısına dişli bir rakip çıkmasını bekliyor vs. Aylar önce ilk bölümünü izleyip devamını getirmemiştim birkaç gün önce hadi…devamıKısaca konusundan bahsedeyim, Saitama görüp görebileceğiniz her türlü canavara karşı tek yumrukla zafer kazanan biri. Eğlencesine kahramanlık yapıyor. Canavarlara tek atmaktan sıkılmış karşısına dişli bir rakip çıkmasını bekliyor vs.
Aylar önce ilk bölümünü izleyip devamını getirmemiştim birkaç gün önce hadi bir izleyeyim dedim ve ba-yıl-dım. Şimdi sıra mangasını okumakta. Opm sürekli karşıma çıkan bir animeydi ama izlemeyi hep geciktiriyordum. Youtubeda bir gün Saitama vs. Genos fightına denk gelmiştim o gün bugündür izleyecektim sonunda izleyebildim. Çok keyif alarak izledim güldürdü de. 1. ve 2.sezonun özel bölümlerini görmediyseniz bir koşu izlemeye gidiniz efenim. 1.sezon özel bölümlerinin endingi çok tatliş idi😻. Bu arada openingler kafamda dönüp duruyor... gaza getirici openingler bence kahxlwg.
Dün tesadüfen youtubeda bir kanal keşfettim adı "ChakiP" opm ilk openingin gitar coverını yapmış, ben çok beğendim izleyenleriniz belki bakmak ister (eğer izlerseniz bana söyleyin falanakchwlf)
A sınıfı kahramanların bir numarası Amai Mask'a geleyim şimdi de çıktığı ilk an dedim "a-ha Yagami Light'ın seslendirmeni", görüşleri de Light-o ile benziyor. Amai Mask mangada daha fazla görebileceğim bir karakterdir umarım.
Sonic sürekli denk geldiğim ama adını bilmediğim bir karakterdi. Bnha'da All Might'tan önceki one for all kullanıcısına benzetiyordu insanlar o yüzden onu kadın sanıyordum...
Sonic'i çok sevdim animedeki fav karakterlerimden biri oldu seslendirmen Yuki Kaji de harika olmuş karaktere. Sadece ninja kıyafetini niye böyle çizdiklerini merak ediyorum, cidden...
Genos Sonic'in saçını kestin ya orada beni bir sinirlendirdin aslanım oysa ki seni de çok severim. Canavarlar Birliği'nin Sonic'e canavar hücresi yedirmeye çalışması ama çiğ olarak yiyemeyeceğinden pişirip yiyen ve sonradan ishal olan Sonic lwhdlwhflwg. (Şu iki cümleyi spoiler olarak sayanlarınız çıkmaz umarım...)
Unutulmaz karakterler listeme biri daha eklendi... Charlie Dalton. Kaptırdık gönlümüzü. Geri sarıp sarıp izlettirdi beyefendi. Eklemezsem ayıp olur, Knox Overstreet seni de pek bi' sevdim.
Gün içinde hangi filmi izleyeceğime bir türlü karar veremedim en son hadi bunu izleyeyim dedim. Farklı dillerden bir şeyler izlemeyi de çok severim, filmimiz Fransızca. Kısaca konuya gelelim. Annesinin ona Kabak diye seslenmesinden dolayı kendini Kabak diye tanıtan 9 yaşında…devamıGün içinde hangi filmi izleyeceğime bir türlü karar veremedim en son hadi bunu izleyeyim dedim. Farklı dillerden bir şeyler izlemeyi de çok severim, filmimiz Fransızca.
Kısaca konuya gelelim. Annesinin ona Kabak diye seslenmesinden dolayı kendini Kabak diye tanıtan 9 yaşında bir çocuğumuz var. Bir gün annesinin ölümüyle yetimhanede yaşamaya başlıyor. Kabak ve yetimhanedeki diğer çocukların hayat hikayelerini görüyoruz, çocukların zamanla birbirlerine alışmalarını, aralarında oluşan bağı ve birlikte geçirdikleri o günleri seyrediyoruz. 1 saatte biten stop-motion film efenim.
Bu söyleyeceğim izleyenleri kapsayan bir şey olacak. Camille'in bir yerde Kafka'dan Dönüşüm'ü okuduğunu fark ettiniz değil mi?
Çocukların o günkü ruh hâllerini tablodan -tablo hariç ne diyebilirdim bilmiyorum- işaretlemeleri detayı benim çok hoşuma gitti.
1926 yapımı bu filmi bu kadar geç izlediğim için kendimi bir miktar kınıyorum. Ve Buster Keaton'ı bu kadar geç tanıdığım için de... Filmin son 3-4 dakikası geri sarıp sarıp izlenesi -iki kere de izlettirdi zaten-. Güzel bir kapak ediş ve…devamı1926 yapımı bu filmi bu kadar geç izlediğim için kendimi bir miktar kınıyorum. Ve Buster Keaton'ı bu kadar geç tanıdığım için de...
Filmin son 3-4 dakikası geri sarıp sarıp izlenesi -iki kere de izlettirdi zaten-. Güzel bir kapak ediş ve ardından gelen selam sahnesi.
İzlemeyi düşünüyorsanız bundan sonraki replikler tadınızı kaçırabilir, uyarımızı yapalım. :)
"Enlist the Lieutenant."
-Occupation?
+Soldier.
Joon akıl hastası bir kızımız, Sam ise Buster Keaton ve Charlie Chaplin'i idol alan ve tuhaf diyebileceğimiz birisi. Filmin adındaki diğer isim ise Joon'un abisi. Joon bir gün abisinin arkadaşlarıyla poker oynarken kaybediyor bu kaybetme dolasıyla Sam onlarla yaşamaya başlıyor.…devamıJoon akıl hastası bir kızımız, Sam ise Buster Keaton ve Charlie Chaplin'i idol alan ve tuhaf diyebileceğimiz birisi. Filmin adındaki diğer isim ise Joon'un abisi. Joon bir gün abisinin arkadaşlarıyla poker oynarken kaybediyor bu kaybetme dolasıyla Sam onlarla yaşamaya başlıyor. (Burayı esprili bir dille anlatacaktım ama başaramadım buna kaldınız) Benny Joon ve Sam üçlüsünün hikayesini izliyoruz.
Bir süredir izlenilecekler listemin arasındaydı, izlemeyi geciktiriyordum... izlediğim şeyleri yarım bırakma huyum bir yana dursun bir de geciktirme huyum var maalesef. Tenis raketiyle patates püresi yapma veya ütü masasında ekmekleri ütü ile kızartma gibi değişik sahneler izlemek istiyorsanız buyrun efenim.
Filmi izlemeye başlamadan önce sinirim tavandı, sevimli ortamı iyi geldi. İlk yarım saat biraz durgun olsa da sonrası su gibi aktı gitti. İzlerken Johnny Deep'e kalbimi bıraktım.
Sam, kafamdaki unutulmayacak karakterler listesine eklendi. Ve az kalsın söylemeyi unutuyordum e be insafsız kuzeni adamı daha önce küvetlerde yatırıyormuşsun... (kötü bakışlarla uzaklaşıyorum yorumdan)