(@) - Raf

Spoiler içeriyor İzledikten sonra anlamak için inceleme videolarına ihtiyacım oldu filmde. Gerçekten çok iyi işlenmiş lakin detayları fark edemezdim, edemedim de. Neyin gerçek neyin gerçek olmadığı algısı bir yerden sonra çok karıştırıyor kafanızı. Ama kendinizi ekrana kitliyorsunuz. Konusu kısaca bir akıl hastasının…devamıİzledikten sonra anlamak için inceleme videolarına ihtiyacım oldu filmde. Gerçekten çok iyi işlenmiş lakin detayları fark edemezdim, edemedim de. Neyin gerçek neyin gerçek olmadığı algısı bir yerden sonra çok karıştırıyor kafanızı. Ama kendinizi ekrana kitliyorsunuz. Konusu kısaca bir akıl hastasının kaçmasını araştıran iki adli polis memurunun olayı çözmeye çalışması. Zihninizi yakan ve olayları çözmek için ekstra çaba harcamak zorunda kalacağınız bir film izlemek istiyorsanız kesinlikle öyle bir film. Tavsiye ederim ama eğer bittiğinde tam olarak anlamadığınızı hissederseniz -ki bu yüksek bir ihtimal- inceleme videolarına bakmanızı tavsiye ederim. O şekilde daha anlamlı oluyor çünkü. En son spoiler olarak bir soru sormak istiyorum. İnceleme videolarında raslamadım ama orada anlatılanlarla birleştirdiğimde mantıklı gelen bir tahminim var ve benim gibi düşünen var mı ya da sahneyi başka bir şekilde yorumlayan var mı merak ediyorum. Alıntılar; "Biz de yaşamış, sevmiş ve gülmüştük. Bizi unutmayın." "Beni yanlış anladınız. Şiddetle iç içe olduğunuzu söyledim. Sizei saldırganlıkla suçlamıyorum. İkisi çok farklı." "Deliler mükemmel kurbandır. Konuşurlar ama kimse kulak asmaz." "İnsanların birbirine neler yapabileceğini gördük. Tanrı aşkına, onları durdurmak için savaştık. Ama şimdi aynı şey burada, bizim topraklarımızda olabilir mi?" "İnsanın adı deliye çıkarsa yaptığı her şey deliliğine verilir. Mantıklı itirazlar inkardır. Geçerli korkular paranoyadır. Hayatta kalma içgüdüsü savunma mekanizmasıdır." "Belli olmuyor ama zeki birisin. Zeka başa dert olabilir." "-Bu kadar çok şiddet olmasının sebebi başka ne olabilir? Şiddet bizim içimizde. Neden? Çünkü Tanrı, onun adına savaşmamız için bize şiddet verdi. -Tanrı'nın bize ahlaki bir düzen verdiğini zannediyordum. -Bu fırtına kadar saf hiçbir ahlaki düzen yoktur. Ahlaki düzen diye bir şey yoktur. Sadece benim şiddetimin sizinkini yenip yenmemesi söz konusudur. -Ben saldırgan değilim. -Evet, öylesiniz. Siz de çok saldırgansınız. Biliyorum, çünkü ben de çok saldırganım. Ve yiyecek ile aranızda duran sadece ben olsaydım, kafamı bir taşla yarıp etimi yerdiniz. Yemez miydiniz? -Beni tanımıyorsunuz. -Sizi tanıyorum. Birbirimizi yüzyıllardır tanıyoruz." "Yaralar canavarlar yaratır ve siz yaralısınız. Bir canavar görünce durdurmak gerekir." "Canavar olarak yaşamak mı? Yoksa iyi bir insan olarak ölmek mi?" Uzun bir konuşma olduğu için bir sonraki gönderide bir alıntı daha paylaşacağım. Daha doğrusu bir sahne. Yazmak istediğime eminim ama burayı çok uzatmayım. !!!Spoilerlı soru!!! İnceleme videolarında iki farklı doktorun yönteminden bahsediliyor. Biri ilaçla tedavi etmek isterken diğeri bunu yapmayı reddediyor. En sonra lobotomiye giderken de doktorlardan biri sırtını dönüyor o tarafa. Kendi yöntemiyle iyileştirmeyi başaramayan doktor bu. Kaybettiğini göstermek için bu şekilde yapılmış olabilir mi o sahne? Çünkü neden arkasını dönsün ki? İnceleme videolarında rastlamadığım için kendi kendime yorum çıkartmış olabilirim ama bana bu şekilde mantıklı geldi. Sahneyi videoya alıp tekrar izledim hatta, şu anda bende o sahne mevcut. Başka şekilde yorumlayan varsa bilmek isterim.

yasaryasamaz 2 years ago

Soul

Pete Docter

284 Gönderi

Hem Joe karakteri hem de 22 bize mesaj veren, önemli karakterlerdi. Animasyonu izlemek çok keyifli ama aynı zamanda vermek istediği şeye odaklanmalısınız. Joe tam En büyük hayaline kavuşurken bir kaza sonucu ölüyor ve araftayken öbür tarafa gitmemek için dönmeye çalışıyor.…devamıHem Joe karakteri hem de 22 bize mesaj veren, önemli karakterlerdi. Animasyonu izlemek çok keyifli ama aynı zamanda vermek istediği şeye odaklanmalısınız. Joe tam En büyük hayaline kavuşurken bir kaza sonucu ölüyor ve araftayken öbür tarafa gitmemek için dönmeye çalışıyor. Ama yanlışlıkla önceki dünyaya gidiyor. Yani ruhların daha dünyaya inmeden önce olduğu yere. Orada 22 numaralı elemanımızla tanışıyor ki hayat enerjisiyle bana en yakın animasyon karakteri olabilir. Buradan sonra onların ikisinin beraber aldığı yolu izliyoruz. Hayaller, hayatın anlamı, yeteneklerimiz gibi bir çok konudaki fikirlerinizi sorgulatıyor film. En çok da sonda, verilen mesaj çok güzeldi. Bize büyük hayaller kurmak öğretildi. Ve o hayali gerçekleştirdiğimizde yani hayattaki tek amacımız bittiğinde ne yapacağımızı hiç düşündürmediler. Halbuki hayatı böyle büyük amaçlara, hedeflere ya da hayallere bağlamak mutluluğu yolun sonunda zannetmek bir yanılgıdır. Mutluluk yolun kendisidir ve o büyük hayal hayatımızdaki tek amaç ise başımıza gelebilecek en korkunç şey onun gerçekleşmesi olabilir. Bir animasyon bunu anlatabileceği en güzel şekilde anlatmış. 22 karakteri hakkında ayrı konuşmak isterim. Dünyaya gitmeyi reddeden bu arkadaşımız ilk başlarda takındığı umursamaz tavırları ve umutsuzluğuyla gerçekten ikonik bir karakterdi. Hiçbir yeteneğinin olmadığını kabul ettirmeye çalıştığı sahneler eğlenceliydi. Ama asıl 22'yi dünyaya yaptıkları yolculukta tanıdık. Joe'nun şu ana kadar hiç fark etmediği detayları görmesi, insanlara yardım etmesi ve onları düşünmesi karakterden ilk başlardaki haline göre bekleyeceğimiz en son şeydi belki de. Benimle beraber şaşıranların olduğuna eminim. Aynı zamanda Joe ile birlikte aydınlananların da. 22, Joe ile aynı yerlere gitti ama bakış açısıyla ondan bambaşka gördü. Yürümek gibi basit şeylerin kıymetini öğretti bence Joe'ya. Pizza yerken bile bu kadar basit bir eylemden böylesi keyif alması Joe'ya garip geldi. Bu kadar büyük ya da uç bir hayale gerek olmadığını fark ettirdi izleyiciye. Herkesin bizi tanıyacağı üstün bir yetenek sahibi olmak zorunda olmadığımızı gösterdi. Gerçek manada karaktere bayıldım diyebilirim. Bu konuda sadece çocukların değil en çok da izlemesi gerektiğini düşünüyorum. Çocuklar için eğlenceli olsa da belli bir yaşın altı anlatılanları bu kadar iyi algılayamayabilir. Sonuç olarak, bu animasyonu izleyebilirsin değil izlemelisiniz demeliyim. Çünkü verdiğim mesajlara herkesin ihtiyacı var. Abartıya ve gösterişe gerek olmadan, büyük hayaller ve üstün yetenekler olmadan yaşanacak hayatın değeri bence çok güzel anlatılmış. Hayatınızı, mutlu olmak için tek bir hayale bağlayarak yaşamayın. Gerçek olursa, sonrasında boşluğa düşersiniz. Olmazsa da hayatınız boyunca yakalayamayacağınız bir şeyi kovalamakla tüketirsiniz yaşamı. Her zaman empoze edilenin aksine küçük şeyleri düşünün, gelecekteki bir hayali değil de şu andaki güzellikleri görün. Yürümenin de bir değeri var çünkü, bacağını kaybetmiş birine sorabilirsiniz. Fark etmeden ne kadar büyük bir şeye sahip olduğunuzu ve onun elinizden kayıp gitmesinin saniyelik olduğunu fark edersiniz. Alıntılar; "Burada ruhları incitemezsin. O, Dünya'daki hayatın amacı." "Joe ben kim bilir ne zamandır burdayım ve bende yaşama isteği uyandıran hiçbir şey görmedim. Sonra sen çıkageldin. Hayatın üzücü ve içler acısı. Ve dönmek için deli gibi uğraşıyorsun. Neden? İşte bunu görmeliyim." "Bazen kendi kaygılarından ve takıntılarından kurtulamıyor sonunda kayboluyor ve hayattan kopuyorlar." "Onun gibiler, daha iyi hissetmek için hep başkalarının moralini bozmaya çalışır." "Kendi hayal kırıklıklarının acısını bastırmak için beni eleştiriyor." "Doğrusu, belki bende bir sorun var diye endişelendim hep. Anlıyor musun? Belki yaşamak için yeterince iyi değilim." "Ben hayatım boyunca bugünü bekliyordum. Farklı hissederim sanmıştım." " 'Okyanus dedikleri şeyi bulmaya çalışıyorum.' 'Okyanus mu?' demiş yaşlı balık. 'Şu anda içinde yüzüyorsun.' 'Bu mu?' demiş genç balık, 'Ama bu su. Benim istediğim okyanus.' " "-Gökyüzünü izlemek kıvılcımım olabilir. Veya yürümek, yürümekte üstüme yok. -Ama bunların hiçbiri amaç değil 22. Sadece sıradan eylemler."

yasaryasamaz 2 years ago

Victor Frankenstein

Paul McGuigan

8 Gönderi

Yine ve yine James McAvoy filmi. Bambaşka bir rol ve bambaşka türde başka bir film. Ve yine çok güzel bir oyunculuk izledik. Hikayenin diğer başrolü ise Daniel Radcliffe. Onun oyunculuğu da güzeldi hafife alınamaz çünkü kambur bir sirk görevlisi olmak…devamıYine ve yine James McAvoy filmi. Bambaşka bir rol ve bambaşka türde başka bir film. Ve yine çok güzel bir oyunculuk izledik. Hikayenin diğer başrolü ise Daniel Radcliffe. Onun oyunculuğu da güzeldi hafife alınamaz çünkü kambur bir sirk görevlisi olmak kolay değildir bence. Konusu; Bilim adamı olan Victor bir gün gittiği sirkte yaşanan bir kazaya müdahale eden sirk görevlisini görür. Doktor olmamasına, yeterli ekipman olmamasına rağmen yaralanan kızı kurtardığını gören Victor bu kambur sirk görevlisine iş teklifi yapar. Ancak sirk sahipleri izin vermediği gibi adamın yıllardır ilgi duyarak okuduğu tıp kitaplarını da çöpe atarlar. Ama Victor adamı kaçırmanın bir yolunu bulur ve onu kendi evine getirir. Burası aynı zamanda Victor'un çalışmalarını yaptığı laboratuvarıdır. Önce adamın kamburunu düzeltip ona oda, kıyafet vs gibi şeyler verir. Sonra ise çalışma yerlerini gezdirerek kendi deneyine dahil olmasını ister. Sıfırdan insan yaratmak. Evet, Victor insan yaratmak için hayvanlardan aldığı organları birleştirmek gibi değişik yollar izleyecektir. Igor'un (kambur adamımızın ismi bu) çok ilgisini çeker ve başlarlar. Ancak Frankenstein'ı yaratmanın kolay olmaması, Victor'un açgözlülük ve hırsıyla bu iş zannettikleri gibi gitmez. Igor Victor'a yardım etmeyi kabul edecek midir? Yarattıkları yaratığı kontrol edemezlerse ne olacaktır? Igor'un çizimli tıp kitapları, Victor'un laboratuvar çalışmaları gibi sahneler gerçekten tıp alanına ilgi duyanları cezbedecek sahnelerdi. Filmin verdiği vibe'ı çok severek izledim. Victor karakterinin iç dünyasındaki masum başlayan ama korkunç bir hırsa dönen o değişimi de izlemek çok iyiydi. Bazı replikleri ve verilen dersler çok güzeldi. Yani bu tip dönem kıyafetleri ve o vibe'daki bir film izlemek isterseniz sürükleyiciliğiyle zevk alacağınıza eminim. Tavsiye edeceğim güzel bir filmdi. Alıntılar; "Kibarlığı tatmamışken zalimliği yargılamak zordur." "Hayat geçicidir. Ölüm neden farklı olsun?" "Hayat güzeldir! Fakat maalesef sınırlıdır." "O tanrı -eğer ki varsa- bizi dünyaya kusurlu gönderdi. Zayıfız. Kırılganız. Kaderimizde ölmek var. Bu bana bunun yeterli olmadığını hatırlatıyor." "Sen benim en harika icadımsın Igor. Ve hep öyle kalacaksın."

yasaryasamaz 2 years ago

Glass

M. Night Shyamalan

74 Gönderi

Split sonrasında beklentimin altındaydı. Başları izletse ve güzel gelse de sonlarda sıkıldım ve sonu hayal kırıklığıydı benim açımdan. Yine de bir seri sonuçta, kötü de olsa son buymuş. Bir daha olsa izler miyim hayır çünkü split tek başına yetmişti benim…devamı

yasaryasamaz 2 years ago

O :Bölüm 2

Andy Muschietti

44 Gönderi

İronik bir şekilde Split ile aynı gün kuzenimle izlediğimiz film... James McAvoy ile 2. Kez karşılaştık hem de aynı gün, birbirinden bağımsız iki filmde. Tamamen denk geldi ve güzel bir tesadüf oldu. Sanırım onun da etkisiyle 2. Film bana 1'den…devamıİronik bir şekilde Split ile aynı gün kuzenimle izlediğimiz film... James McAvoy ile 2. Kez karşılaştık hem de aynı gün, birbirinden bağımsız iki filmde. Tamamen denk geldi ve güzel bir tesadüf oldu. Sanırım onun da etkisiyle 2. Film bana 1'den daha güzel geldi. Karakterleri genel manada hiç sevmemiştim başrol erkek dışında. Bu filmde de sadece başrolümüz Bill'i yani James'ın oynattığı karakteri sevdim. Konusu: Palyaço 27 yıl sonra geri dönüyor. Ki zaten onların çocukluk hallerinden de 27 yıl önce ortaya çıkmış yani bu böyle devam ediyormuş hep. Bu çocuklardan biri harç hepsi kasabayı çoktan terk etmiş, iletişimi kesmiş ve kendi hayatlarıyla ilgilenen iş insanları olmuş. Evlenmişler, zengin olmuşlar, ünlü olmuşlar vs. Ama kasabada kalan yani Mike palyaçonun geri döndüğünü fark eder etmez onları bir araya topluyor. Açıkçası sürükleyicilik açısından ilk filmin ilk bir saati beni baya sıkmıştı ama bu film ona göre daha iyiydi bu konuda. Bu yüzden çoğu kişiye göre hayal kırıklığı olsa da ben bu sürükleyiciğin ve James'ın hatrına keyifle izleyebildim. Daha hızlı aktı hikaye en azından. Eleştireceğim iki yer var lakin spoiler uyarısı vererek anlatacağım gerisini. İzlemek size kalmış, izlenmediğinde bir şey kaybettirecek bir film serisi değildi bence. Ama izleyecekseniz de ikinci filme ön yargı beslemeyin, anlatıldığı kadar kötü değildi. Dram ve sürükleyicilik bence. Alıntılar; "Mesele şu ki bazen keşke unutulsaydı dediğimiz şey, geçmişte bırakmaya çalıştığımız şey orada kalmaz. Bazen sizin için geri döner." "Çoğu insanın hatırlaması gereken şeyleri neden hatırlayamadığını düşündün mü? Nereli olduklarını? Kim olduklarını? Elinde o yaranın ne olduğunu?" "Sanırım herkesin daha çok gurur duyduğu anıları vardır değil mi? Belki değişmek o yüzden korkutucudur. Çünkü geride bırakabilmeyi umduğumuz şeyler, susturabilmeyi umduğumuz fısıltılar, uyanmayı en çok istediğimiz kabuslar, değiştirebilmeyi umduğumuz anlar, saklamamız gerektiğini düşündüğümüz sırlar uzaklaşması en zor olanlardır." "Güzel şeyler, hafızamızdan en hızlı solup giden fotoğraflar size kaybetmesi en kolay parçalarınızmış gibi gelir. Belki unutmak istemiyorum. Belki bugünün olayo buysa...boş verin, değil mi? Bugün benim erkek olmam gerekiyor. Ama kendimi farklı hissetmiyorum." "Onlar arkadaşlarıydı ve annesi yanılmıştı. Kötü arkadaş değillerdi. Belki iyi ya da kötü arkadaş diye bir şey yoktur diye düşündü." "- Sence neden unutmuyoruz? - Belki de o öldüğü içindir. Belki de hatırlamak istediklerimiz unutmak istediklerimizden fazla olduğundan." !!Burası spoiler o yüzden şimdiden uyarıyorum!! Filmin başında birisi gelmek istemiyor ve kendisini öldürüyor. Ah Stan...karakteri umrumda olmasa da çocuk oyuncudan dolayı sempatim vardı bir şekilde. Yetişkin halini de pek fazla görmedik zaten. Neden intihar ettiğini filmin sonunda açıklayacak. Mektubu güzeldi. Eleştireceğim yerler: Beverly'nin eşinden ayrılıp gelmesi olayı resmen geçmişteki aşk olayları sürsün diye yazılmış. O kadar sinir bozucuydu ki! Bill ve Ben arasında gerçekten kimi sevdiğini anlayamadım. Bence o da bilmiyordu. Yıllar sonra lafının bile geçmemesi gerekir bence ama film işte. Filmin sonuna doğru Ben gibi gösterilse de asla samimi değildi, saçma sapan gereksiz bir olaydı. Üçü el ele beraber yaşayacaklardı hatta filmde bence bir ara. Ayrıca Bill de evliydi, öpüştüler? Normalleştirilmesinden iğreniyorum. Palyaço 27 yıl sonra ve kaç kişi öldükten sonra yok edildi. Nasıl mı, aşağılanarak. "Sen bir hiçsin, sen küçücük bir palyaçosun!" Diyerek yok ettiler palyaçoyu evet. Bu kadar basitmiş aslında öldürmek. İki film baya zahmet olmuş. Eddie'ye, Stan'e falan da yazık oldu. Ve son olarak alıntıya girse de uzun olacağı için ayrı şekilde Stan'in mektubuyla bitirmek istiyorum. Hepsi olmasa da, önemli kısmıyla. "Sevgili ezikler, Bunun nasıl göründüğünü biliyorum ama bu bir intihar mektubu değil. Herhalde bunu neden yaptığımı merak ediyorsunuzdur. Geri dönmeye korktuğumu biliyordum da ondan. Ve birlikte değilsek, yani sağ olanlarımız birlikte değilse hepimizin öleceğini biliyordum. Ben de mantıklı olan tek hamleyi yaptım. Kendimi sahadan çektim. İşe yaradı mı? Bunu okuyorsanız cevabını biliyorsunuz. Tüm hayatımı korku içinde yaşadım. Şimdi ne olacak korkusuyla. Arkamda neyi bırakacağım korkusuyla. Yapmayın. Olmak istediğiniz kişi olun. Mağrur olun. Sımsıkı tutunmaya değecek birisini bulursanız onu asla bırakmayın. Kendi yolunuzdan gidin. Sizi nereye götürürse." Sanırım benim gibi korkaklara bu mektup da.🫡

yasaryasamaz 2 years ago

O

Andy Muschietti

97 Gönderi

Film korku türünde ama korkunç değildi, en azından benim yaşımdaki birinin korkacağını düşünmüyorum. Bu sebepten izleyemeyen varsa rahatça izleyebilir. Film fena değildi, izlenebilir lakin "mutlaka izlenmesi gerekenler" listesine girmezdi benim açımdan. Biraz olaylar basit gelmişti ve daha yaratıcı olaylar ve…devamı

yasaryasamaz 2 years ago

Parçalanmış

M. Night Shyamalan

286 Gönderi

Yaz tatilinden ber izlediklerimi yazmaya üşendiğim için erteledim. Başlıyorum inşallah. Film 23 kişiliğe (bilinen) sahip bir adamın üç kızı kaçırmasını konu alıyor. Olay kızların kaçırılması gibi dursa da ilk yarım saatten sonra benim hiç umrumda olmamıştı. James McAvoy'un izlediğim ilk…devamıYaz tatilinden ber izlediklerimi yazmaya üşendiğim için erteledim. Başlıyorum inşallah. Film 23 kişiliğe (bilinen) sahip bir adamın üç kızı kaçırmasını konu alıyor. Olay kızların kaçırılması gibi dursa da ilk yarım saatten sonra benim hiç umrumda olmamıştı. James McAvoy'un izlediğim ilk filmiydi ve oyunculuğu süperdi. Her türlü role girişi, duygu hissettirmesi mükemmeldi. Oyuncuya hayran kaldım ve sonrasında da birkaç filmini daha izleyen biri olarak gerçekten çok yetenekli olduğunu düşünüyorum. Film boyunca çoklu kişilik bozukluğuna dair çok garip ve nasıl ya dedirtecek bilgiler verildi. Daha doğrusu "bilgi" denmeli mi bilmiyorum sadece uygun kelimeyi bulamadım. Doğruluğu ya da rastlanmış olup olmama durumunu bilmemekle beraber beni şaşırtan noktaları vardı. Gerçekte bu kadar değilse bile, filmi ilgi çekici yaptı o detaylar. En son yazacağım zaten spoiler olacağı için. Baş karakterimiz Kevin'ın girdiği kişilikleri izlemek çok zevkliydi tekrar tekrar söyleyebilirim bunu. Film asla sıkmadı ve beklentimin üstündeydi bu açıdan. Sıkılırım diye düşünmüştüm. Kızlarla beraber aynı gerginliği yaşadığım oldu ama aynı zamanda bazı sahnelerde güldüğümü bile söyleyebilirim. Ayrıca söylemeden geçemeyeceğim, acıyı çok iyi ifade etmiş oyuncu. İzlerken hissediyorsunuz. Geçmişi de etkileyiciydi karakterin. Duyguyu bana geçirdi her açıdan. Film aslında üçlemenin 2. Filmiymiş ama direkt izlendiğinde de bir sorun olmuyor bence. 3. Filmini de izledim ama bence kötüydü ya da bana sıkıcı geldi. Beklentim Split'ten dolayı yüksekti belki de bilmiyorum ama tavsiye etmem. Ben izlememeyi tercih ederdim. Başta fena olmasa da sonu bana güzel gelmedi. İlk filmini ise şu anlık izlemeyi düşünmüyorum. Split tek başına benim için çok güzeldi ve kesinlikle tavsiye ederim. Özellikle de bu psikolojik rahatsızlığı merak ediyorsanız biraz kurgu sebebiyle gerçek dışı öge barındırsa bile keyifle izlersiniz. Bu arada Anya Taylor-Joy da başrolde ondan bahsetmemek haksızlık olur. O da gayet başarılıydı ve oyunculuğunu The Queen's Gambit'ten sevsem de burda farklı bir rolü güzel taşımış. Sadece benim ilgimi çeken ve asıl odak noktamız kaçırılma olayı olmadı. Sonuç olarak film benim izlerken çok keyif aldığım bir film ve herkese tavsiye ediyorum. Filmlere puanlama yapmam ve bu konuda genelde arkadaşlarım sürekli ısrar eder o yüzden bu filme 8.5 verirdim, merak edenler olursa. Alıntı; "Bu bireyler yaşadıkları acılarla beyinlerinin potansiyelini mi ortaya çıkarıyorlar?" "Bir hatayı değil de bir potansiyeli temsil ettiğimize inanıyor." " Çocukları kandırmamalısın, bu gerçekte kim olduğunu gösterir." "Acı çekmemiş olanlar, içlerinde hiçbir değere ve bu dünyada hiçbir yere sahip değildir. Onlar uyuyorlar." "Sen diğerlerinden farklısın. Senin kalbin saf! Neşelen! Kırılmışlar, daha çok gelişmişlerdir. Neşelen." "Biz, ne olduğumuza inanıyorsak oyuz." "-Artık var olduğumuza inanacaklar değil mi? -inanmak zorunda kalacaklar." Dipnot: Serinin ilk bölümünde tren olayı anlatılıyormuş sanırım. İzlemek gibi bir düşüncem şu anlık yok desem de Glass'taki hayal kırıklığıma rağmen bir şans verebilirim. Sonu hakkında: Diğer filmde gerçek bir son var ama inanın tatmin edici değil. Sonunu yarım bulanlar olmuş ama öyle düşünmüyorum sonrasını merak etmedim açıkçası. Film psikolojik açıdan başarılıydı ve aa sonunda ne olacak kafasıyla izlemedim. Bence çok da mühim değildi istenen tarzda bir son. Beni tatmin etti Spoiler!!! Bir kişiliğinde şeker hastası olup diğer kişiliğinde sağlıklı olma, bir kişiliğinde bir şeye alerjisi varken başka kişilikte buna sahip olmama gibi özelliklerden bahsedildi filmde. Daha önce hiç düşünmediğim için sadece kurguysa bile ilgimi çekti. Ama gerçek olup olmadığını da öğrenmek isterdim. Bilen olur da gerçekten yaşayan var mı ya da böyle bir şey şu an mümkün mü söyleyebilirse mutlu olurum.

yasaryasamaz 2 years ago

Acımak

Reşat Nuri Güntekin

67 Gönderi

Spoiler içeriyor Baştan sona spoiler!!! Her şeyden önce kitabın arkasında -kapakta- kitap hakkında böyle bir şeyin söylenmesi beni çok sinirlendirdi. Resmen kitabın en önemli yerini yazmışlar. Kitabı yorumlamaya gelirsek okurken ne hissedeceğimi şaşırdım. Önce birilerine hak verdim, sonra üzüldüm, sonra sinirlendim ve…devamı

yasaryasamaz 2 years ago

Köpek Kalbi

Mihail Bulgakov

33 Gönderi

Çok güzeldi. Okuması çok keyifliydi, eğlenceli ayrıca önemli mesajlar veren bir kitaptı. Yazarın dilini çok sevdim. Yazarı ve bu kitabı bana öneren arkadaşım Yağmur'a teşekkür ederim bunun için. Kısaca konusu: Profesor Filipoviç ismindeki bir bilim insanı bir köpeği evine götürüp…devamı

yasaryasamaz 2 years ago

O Muydu?

Stefan Zweig

14 Gönderi

Spoiler içeriyor Nedenini bilmediğim bir şekilde çok sevdim. Hem çok kısaydı, elime aldığım gibi bitti hem de okuması çok keyifliydi. Kitaba tesadüfen rastladım kitapçıda ve iyi ki almışım diyorum. Daha önce ismini duymamıştım. Hikaye beni içine çekti ve sonu gerçekten güzeldi. Şüphe…devamı