12 dakikalık bir filmdi. Savaşta çocuklarını kaybeden iki ebeveyn var filmde. Çok kısa zaten. İzleyebilirsiniz. Duygusal biriyseniz etkilenebilirsiniz, uyarmadı demeyin.
Film anoreksiya nervoza hastası bir kızı anlatıyor. Oyuncuyu önceden Emily in Paris'te izlemiştim. Bu kadar farklı iki karakteri de böyle güzel oynattığı için Lily Collins'e hayran olduğumu söylemeliyim. Film boyunca yemek yemeyi reddeden ve yediği azıcık şeyi bile eritmek için…devamıFilm anoreksiya nervoza hastası bir kızı anlatıyor. Oyuncuyu önceden Emily in Paris'te izlemiştim. Bu kadar farklı iki karakteri de böyle güzel oynattığı için Lily Collins'e hayran olduğumu söylemeliyim.
Film boyunca yemek yemeyi reddeden ve yediği azıcık şeyi bile eritmek için saatlerce spor yapan bir kızı anlatıyor. Aile hayatı bir hayli karışık olan bu kızı üvey annesi bir sürü farklı doktor denemesinden sonra son çare olarak farklı bir doktora götürüyor. Doktor ise en az 6 hafta tedavi için yatılı kalması gerektiğini söylüyor. Kendisi gibi hastalıklarla mücadele eden birkaç kişiyle aynı evde kalmaya başlaması olarak özetlenebilir konu kısaca.
Sadece kız değil tüm karakterler çok özeldi. Hepsinin farklı olması ve onların hikayelerine ufaktan tanıklık etmek çok keyifliydi. Yaşadıkları ağır olduğu için izlerken yoğun bir empati de kuruyorsunuz.
Çok spoiler vermek istemediğim için daha fazla anlatmayacağım. Film çok güzeldi ve herkesin izlemesi gerektiğini düşünüyorum. Kesinlikle bir şans vermelisiniz, size bir şeyler katacağına eminim.
Spoiler içeriyor
Seven olmuş, sevmeyen olmuş. Hatta eleştiren de çok olmuş. Bana göre izlemesi keyifliydi, en başları daha sürükleyici gelmişti ama zaten 7 bölümdü sezon ve sıkılmadım. Güneşin insanları öldürmesini ve denizin derinlerindeki beş kişinin gece yüzeye çıktıklarında bunu öğrenmesini konu alıyor.…devamıSeven olmuş, sevmeyen olmuş. Hatta eleştiren de çok olmuş. Bana göre izlemesi keyifliydi, en başları daha sürükleyici gelmişti ama zaten 7 bölümdü sezon ve sıkılmadım.
Güneşin insanları öldürmesini ve denizin derinlerindeki beş kişinin gece yüzeye çıktıklarında bunu öğrenmesini konu alıyor. Bu beş kişi bir şekilde güneşten kaçarak hayatta kalmaya çalışacak ve Yakamoz S-245 ile karşılaşacaktır. Burdaki insanlarla bir olup yaşamaya çalışmalarını izliyoruz. Kısa olduğu için vakit geçirilebilir. İzleyecekseniz iyi seyirler şimdiden.✨
Spoiler içerebilir kısım:
Sadece kafamda soru işaretleri bıraktı ve bu diğer bir sezonun da çıkacak olmasıyla mı alakalı diye sorsanız çok öyle gibi değil. Bir karakteri kimse sevmiyor ama ben nedense haklı buluyordum, çoğunlukla. Ve herkesin aksine sinirlenmedim de yani. Son bölümde arkadaşlarını sattığı için kızıldığı sahnede siz yerinde olsaydınız napardınız? İki askeri yaşatıcam derken hep beraber ölseler miydi? Elbette onları feda edecekti. Yani iyi niyetli biri olmayabilir ya da o iki füze konusunda da haklı demiyorum ama bu tamamen bir tuzaktı ve tüm askerlerin tek bir cümleyle ondan böyle vazgeçmelerini beklemezdim. Bazen şartlar bu tarz seçimler gerektiriyor. Her ne kadar Arman'ın yapmasını istediği şey saçma olsa da hep beraber ölmekten daha mantıklıydı iki askeri feda etmek. Fikirler farklı olabilir elbette lakin ben böyle düşünüyorum. Kızmadım açıkçası Umut'a.
Spoiler içeriyor
Tek bir şey sorarak başlamak istiyorum yorumuma, filmin ismi neden "Wanda" ya da "Scarlet Witch" değil de "Doktor Strange"? Ciddi soruyorum çünkü film Wanda'nın filmiydi. Sürükleyici miydi evet, sevdim mi ona da evet. Ama birkaç yerde kafam karışmadı değil. Wanda…devamıTek bir şey sorarak başlamak istiyorum yorumuma, filmin ismi neden "Wanda" ya da "Scarlet Witch" değil de "Doktor Strange"? Ciddi soruyorum çünkü film Wanda'nın filmiydi.
Sürükleyici miydi evet, sevdim mi ona da evet. Ama birkaç yerde kafam karışmadı değil. Wanda elbette güçlü bir avengers üyesiydi buna şüphe yok lakin Strange bu kadar güçsüz müydü ya? Film boyunca Wanda'yı değil kimseyi yenemedi, çoklu evrendeki hali bile ondan daha güçlüydü. Filmin adı bile Doktor Strange iken neden karakter bu kadar gölgede kalmış gibi hissetirildi bilmiyorum ama bence karaktere büyük haksızlık yapılmış.
İzlemesi keyifliydi ve heyecanı, dramı hatta zaman zaman -Wanda'nın birkaç sahnesinde- korkuyu da yaşattı. Sonunda işler daha karmaşık bir hale gelmiş olsa da serinin devamı için olması gerekendi zaten.
Sonuç olarak izleyebilirsiniz ama film ağırlıklı olarak Wanda'nın filmiydi, bunu bilerek izleyin.
İzlemeyenler için büyük spoiler var bu kısmı okumayın.(spoiler kısmını açsam da uyarıyorum.)
Wanda için üzgünüm ama artık ölenin öldüğüne inanmıyorum, en kötü başka evrenlerde yüzlerce daha Wanda var ve kim bilir belki de başka bir filmde karşımıza yine çıkar. Strange'in de son sahnelerdeki performansı (paralel evrenden ölü bedeni kullanması) gerçekten güzeldi.
Öncelikle filmin ödül aldığını bilmeyerek başlamıştım ve o gözle izlemedim. Ama şu an düşündüğümde bence ödülü hak ediyordu. Kore'deki zengin-fakir sınıf ayrımını ve bakış açılarının da ne denli farklı olduğunu güzel göstermişti. Başı daha yavaş ve türk dizisi tadında entrikalıydı.…devamıÖncelikle filmin ödül aldığını bilmeyerek başlamıştım ve o gözle izlemedim. Ama şu an düşündüğümde bence ödülü hak ediyordu.
Kore'deki zengin-fakir sınıf ayrımını ve bakış açılarının da ne denli farklı olduğunu güzel göstermişti. Başı daha yavaş ve türk dizisi tadında entrikalıydı. Yine de izlerken keyif verdi ve ailenin ustaca her işten sıyrılmaları şaşırtıcıydı gerçekten. Film ilerledikçe ciddileşmeye başladı ve insanı ürküten sahneleri de yok değildi. Her defasında şaşırabildiğiniz olaylarla doluydu ve sonunu tahmin etmek mümkün değildi o yüzden izlemenizi rahatlıkla tavsiye edebilirim.
Zengin ama saf bir aile ve fakir ama kurnaz bir aile arasında geçen bu hikaye, zengin ailenin evine çeşitli bahanelerle girmeyi başaran ve parazit gibi onların evinde yaşamaya başlayan fakir hatta durumları itibariyle fakir demenin hafif kalacağı bir aileyi anlatıyor. Filmin bir kısmı daha durgunken küçük bir olayla gidişat değişiyor ve işler çığrından çıkıyor. Bana kalsa dizide yazık olan tek karakter zengin ailenin küçük çocuğuydu çünkü filmin sonlarında onun hakkında da önemli bir şey öğreniliyor ama tabiki spoiler olmaması açısından bunu söylemeyeceğim. Demem o ki bu filmi izleyin, değeceğine eminim.
Not: Ailecek izlemeye uygun değildir. Fazlasıyla kanlı sahneler var. Ayrıca her ne kadar netflix +16 olarak gösterse de sıkıntılı bir sahne içeriyordu, bilginize.
Birkaç ay önce bitirdiğim bir film olduğu için hatırladığım kadarıyla yorumluyorum. Öncelikle arkadaşlarım ya da ailem filmi sevmiş ama sonunu saçma bulmuşlardı, ben sonunu da sevdim. Tamamen mantıklı bir son gibi gelmemiş olabilir ama zaten filmin anlattığı şey bu değil…devamıBirkaç ay önce bitirdiğim bir film olduğu için hatırladığım kadarıyla yorumluyorum. Öncelikle arkadaşlarım ya da ailem filmi sevmiş ama sonunu saçma bulmuşlardı, ben sonunu da sevdim. Tamamen mantıklı bir son gibi gelmemiş olabilir ama zaten filmin anlattığı şey bu değil mi? İnsanların hiçbir şey olmuyormuş gibi davranması, aksini düşünenlerin önce mücadele etmesi sonra işe yaramadığını görünce pes edip diğerlerine ayak uydurmaları... güzel ve gerçekçi bir senaryo olduğunu düşünüyorum. Film ortaları dahil fena değildi ama sona yaklaştıkça gerçekten güzeldi.
Fazla gerçekti ve bu korkunçtu bence.
İnsanların son anlarında tamamen umudu kesip eğlenmeye çalışması ama o saate kadar da asla inanmamış ya da şakaya vurmuş olmaları...
Siyasetin ne kadar kirli bir yer olduğunu ve onun uğruna ne kadar ileri gidilebileceğini uç bir örnekle anlatmışlar.
Para, başarı ve ün hırsı olan bir girişimci/mucit ve imajını düşünen bir siyasetçi/başkan yüzünden dünyanın yok oluşunu adım adım izliyorsunuz. İnsanların nasıl kandırıldığını, kendini paralayarak gerçeği açıklamaya çalışan insanlarla nasıl dalga geçilip mizaha vurulduğunu şaşkınlıkla izliyor ve bu kadar da değil diyorsunuz. Kabul ediyorum uç bir örnek belki ama asla imkansız değil. Sanıyorum ki şu an böyle bir olay başımıza gelse sonumuzun böyle olması muhtemel.
Kendince fayda sağlayacağını düşündüğü için meteorun dünyaya çarpmasını özellikle isteyen bir girişimci var filmde. Adam resmen dünyanın yok olması riskini alıyor ve diyor ki " düşecek olan meteorun içinde bizim için çok değerli olan ve dünyada bulamayacağımız maddeler var, düşmesine izin verelim onu kullanalım." Başroldaki karakterler avaz avaz "öleceğiz hepimiz." Diye bağırırken diğer adamın söylediklerinin nasıl harfiyen yapıldığını izlemek ürkütücüydü.
Sonda kurtulmanın imkansız olduğu fark edilince meteorun çarpmasını engellemeyenler tahmin edileceği gibi dünyadan kaçmanın da bir yolunu buluyorlar ve olan dünyaya oluyor.
Sahi şu an böyle bir durum olsa, yaşadıklarımız filmdeki gibi olur muydu yoksa fazla mı uç bir örnek?
Bana kalırsa filmdekini yaşardık.
"Ağaçlar ayakta ölür." 15 yaşındayım ve izlediğim ilk tiyatro olduğu için utanıyorum. O kadar güzeldi ki bu his nasıl tarif edilir bu his bilmiyorum. Oyuncuların mükemmelliği, hikayedeki ters köşeler, çarpıcı replikler ve insanı saatlerce düşündürecek olay ve yorumlar... Sonlara doğru…devamı"Ağaçlar ayakta ölür."
15 yaşındayım ve izlediğim ilk tiyatro olduğu için utanıyorum. O kadar güzeldi ki bu his nasıl tarif edilir bu his bilmiyorum. Oyuncuların mükemmelliği, hikayedeki ters köşeler, çarpıcı replikler ve insanı saatlerce düşündürecek olay ve yorumlar...
Sonlara doğru tiyatroyu gerçekmişçesine yaşadım. Çalan şarkılar ve olay örgüsü çok güzeldi. Çok değerli oyuncular da vardı. Herkesin izlemesini şiddetle tavsiye ederim. Süresi 2 saat kadardı ama kesinlikle değer. Beni çok etkiledi, umarım siz de izler ve hayatınıza bir şeyler katarsınız.✨
"Sanat hayattan daha güçlü”
"Ağaçlar ayakta ölür ve sevgi hep kazanır."
"Bazen mutlu olmak için yalanlara da ihtiyacımız vardır."
"Yaşlılar anılarıyla, çocuklar umutlarıyla yaşarlar."
"+ Derneği kapatmışlar. - İyi ama biz siyasi bir şey yapmıyoruz ki? + İyilik yapıyoruz Zeynep, iyilikten daha siyasi ne olabilir?"
"Ben ona defol git dedim ama dönme demedim ki..."
Emeği geçen herkesin ellerine sağlık ve sayısız teşekkürler🤍
Kitabını okumak istediğim bir film. Öncelikle sıkıldığım kısımlar olsa da biraz daha küçükken izlesem bayılacağıma emin olduğum bir filmdi. Ayrıca Willy Wonka karakterinin ürkütücü olduğunu tek düşünen ben değilimdir umarım:)) Aile kavramı, Willy'nin çocukluk travmaları gibi konuları içeriyor. Willy Wonka…devamıKitabını okumak istediğim bir film. Öncelikle sıkıldığım kısımlar olsa da biraz daha küçükken izlesem bayılacağıma emin olduğum bir filmdi. Ayrıca Willy Wonka karakterinin ürkütücü olduğunu tek düşünen ben değilimdir umarım:))
Aile kavramı, Willy'nin çocukluk travmaları gibi konuları içeriyor. Willy Wonka geçmişte babası tarafından çikolata ve şekeri ağzına sürmesine bile izin verilmemiş bir çocuk. Filmi izledikçe normal biri olmadığını, sağlıksız hatta ürkütücü biri olduğunu görüyoruz. Sonlara yaklaştığında güzelleştiğini düşünüyorum ve izlediğime pişman değilim. Karakter çok ilgimi çekti ve kitabını da okuyup oradaki halini de görmeyi çok isterim. Ailecek izlenebilir lakin Willy'den ya da çocukluğuna ait sahnelerden korkan küçük çocuklar da olabilir.
İki ay kadar önce okuduğum ve yorumlamayı unuttuğumu fark ettiğim o kitap... Her şeyden önce kitap çok güzeldi. Sabahattin Ali'nin okuduğum ilk eseriydi ve dilini çok sevdim. Okunması gerekenlerden kesinlikle, neden bu kadar çok önerildiğini daha iyi anladım. Kitapta öyle…devamıİki ay kadar önce okuduğum ve yorumlamayı unuttuğumu fark ettiğim o kitap...
Her şeyden önce kitap çok güzeldi. Sabahattin Ali'nin okuduğum ilk eseriydi ve dilini çok sevdim. Okunması gerekenlerden kesinlikle, neden bu kadar çok önerildiğini daha iyi anladım.
Kitapta öyle cümleler var ki bunu ben yazmış olmalıyım diyorsunuz. Harikulade tespitler yapıp çok güzel bir dille anlatmasına hayran kaldım. Çok sürükleyiciydi ve asla sıkılmadım. Çok yarım bırakılan bir kitapmış ama nedenini anlamış değilim, yarım bırakmak gerçekten kitaba hakaret olur fikrimce.
Konusuna gelirsek bir adam işyerinde aynı odada beraber çalıştığı sessiz bir adamı merak eder ve onunla arkadaşlık kurmaya çabalar. Zamanla adam hastalık sebebiyle sürekli işten izin aldığında onu ziyarete gider ve samimileşirler. Bir gün adam ondan işyerindeki çekmecesindekileri getirmesini ister. Çekmeceden çıkan günlüğü merak eden adam sadece bir günlüğüne okuma izni ister ve hikaye işte tam da burada ismini aldığı asıl kısma geçer. Kitaptaki karakterlerin güzelliği, üzerine bir saat düşünülebilecek sözler, hikaye...hepsi birbirinden özeldi ve kitaba bayıldım.
Kesinlikle tavsiye ediyorum, okumalısınız✨
Bir gün 10, bir gün 13 bölüm izleyerek iki günde bitirdim. Bitirdiğim ilk anime dizisi. Bundan dolayı benim için daima özel kalacak. Uzun uzun her karakteri anlatasım var ama okunmaz sanırım o kadar uzun olursa da. Müzikalin beni sıkacağını düşünmüştüm…devamıBir gün 10, bir gün 13 bölüm izleyerek iki günde bitirdim. Bitirdiğim ilk anime dizisi. Bundan dolayı benim için daima özel kalacak. Uzun uzun her karakteri anlatasım var ama okunmaz sanırım o kadar uzun olursa da.
Müzikalin beni sıkacağını düşünmüştüm ama 22 bölümde tek bir yeri ilerletmeden, hayran bir şekilde izledim.(Özel bölümdeki piyano sahnesini gece izlediğim ve yorgun olduğum için 20 saniye kadar ilerletmiştim:D)
Animenin konusu:
Arima adında ortaokul öğrencisi olan başarılı piyanist annesini kaybettikten sonra iki yıl boyunca kendi müziğinin sesini duyamıyor ve bu sebeple piyanoyu bırakıyor. İki sene sonra karşısına çıkan keman çalan bir kız ise onun hayatında çarpıcı değişikliklere sebep oluyor. Arima, Watari, Tsubaki ve Kaori'nin arkadaşlıklarını, piyano ve kemanın büyüleyici etkisini, Arima'nın geçmişle mücadelesini, Kaori'nin yaşadıklarını, Tsubaki'nin iç dünyasını, müzikal sahneleri izlemek o kadar keyifliydi ki...
Animeye başladığımda ilk söylediğim şey çok hoş renklere sahip olmasıydı. Evet, animasyon çizimleri ve renkler muazzam hoş duruyordu. Her karakter bambaşkaydı. Animedeki tüm karakterler bana bir şey kattı. Çok güzel şeyler öğrendim, çok keyifli vakit geçirdim, karakterlere bağlandım. Bence izlerken herkes bir karakteri kendine benzetmiştir. Arima, kişilik olarak neredeyse tamamen bendi. Tam da bu yüzden asla "robot" olmadığını çok iyi biliyorum. Bir karaktere yakın hissettiğinizde bir şeyi izlemek daha bir güzel oluyor.
Biraz karakterlerden de bahsetmezsem içim rahat etmeyecek. Dilerseniz burda okumayı bırakabilirsiniz.
Arima:
Annesinden katı bir piyano eğitimi almış, notaların dışına katiyen çıkmayan bir piyanist. Tam olarak yarışmalarda jürinin istediği performansı gösteriyor, kusursuz. Hissederek değil ezberleyerek çalıyor. Kendinden bir şeyler katarak ve zevk için değil kazanmak için çalıyor.
Bu sebeple de " insan metronomu", "annesinin kuklası", "robot" gibi söylemlere maruz kalıyor. İçe dönük biri olduğu için soğuk biri izlenimi veriyor ama değer verdiği insanlar söz konusu olduğunda inanılmaz derecede fedakar birisi. Hayvanlara değer veriyor, fazlasıyla nazik, azimli, korkuları var ve yüzleşmemek için beyni ona ufak bir oyun oynuyor. (Piyanoda kendi müziğinin sesini duyamıyor.) Bana sorarsanız gerçek hayatta olamayacak kadar mükemmel bir karakterdi, her yönüyle. Ciddi, soğuk, disiplinli ancak arkadaşları sayesinde eğlenen, onlarla olmayı seven de birisi. İnsanları yarı yolda bırakmayan, güven veren birisi. Hayatımda tam olarak Arima gibi bir arkadaşa sahip olmak isterdim. Daha önce yazdığım gibi karakter olarak bana en çok o benziyor ama asla onun kadar nazik ve yetenkli değilim. Bu karakterle tanıştığım için çok mutluyum. Bana öğrettiğin her şey için teşekkürler Arima🤍
Kaori:
Neredeyse tüm özellikleri aynı (sinir hariç :D) olan iki arkadaşa sahibim. Hayal gücü, insanlara ilham vermesi, mücadeleci olması, daima neşeli olması, sakladığı kırılgan kişiliği, herkese karşı olan nezaketi ve merhameti olağanüstü güzeldi. Biraz sinirli bir karakter ama duyguları çok yoğun olduğu için doğal olan bu sanırım. Ayrıca izlemesi çok keyifliydi o sahneleri. Arima gibi müzisyen ve keman çalıyor. Arima'yı piyanoya döndürme çabaları, ona destek oluşu çok güzeldi. Bu karakterin pozitifliğini hissetmemek imkansız. Ayrıca çok güzel replikleri vardı, birkaç tanesini not ettim. Bana çok şey katan bu karaktere de teşekkürler. Tanıştığımıza memnun oldum Kaori🥺
Tsubaki:
Bence animenin en samimi karakteriydi. Her ne kadar kendime en çok benzettiğim Arima, arkadaş çevreme en çok benzettiğim ve ilham veren Kaori olsa da Tsubaki benim için ayrı bir yere sahip.
Arima'dan biraz büyük olduğu için abla-kardeş gibi büyüyen komşular. Tsubaki müzik onu Arima'dan uzaklaştırdığı için müzikten nefret eden ama sporda yetenekli olan bir kız. Arima'yı seviyor, daima onu kolluyor ve destek oluyor. Açık sözlü birisi ve Arima'nın kurallarla çevrili hayatını küçükken bile renklendirmeyi başarmış bir karakter. Sosyal ve özgüvenli ayrıca Kaori'den çok daha fazlasıyla sinirli birisi. Sürekli Arima'yı dövdüğü için de -bu tabiri hiç sevmesem de- okulda "erkek fatma" gibi söylemlere maruz kalıyor. Hem Arima'nın hem de okulun gözünde onu bir "kız" gibi görmemeleri canını çok yakıyor. Kendi duygularına karşı verdiği mücadeleyi, diğerlerine anlatmadığı karmaşık iç dünyasını izlerken daha çok bağlandığım bir karakter. O mutlu oldukça gülümsedim ve o huzursuzken benim de gözlerim doldu diyebilirim. Tanıştığımıza memnun oldum Tsubaki🤍
Watari:
Çoğu kişi bu karakterde anlatılacak bir şey olmadığını düşünebilir ama bence bu da özel bir karakterdi. Futbolcu, popüler ve kızlar arasında ilgi gören ve bundan mutluluk duyan birisi. Arima'nın ve Tsubaki'nin yakın arkadaşı ve çok bahsedilmemiş olsa da onlara çokça değer veren birisi. Kurduğu birkaç cümlede saklı bir şekilde bunu görebiliyoruz. Arima yani dostuna her koşulda destek oluşunu ve Tsubaki'yi çok iyi tanıyıp ona nasıl davranacağını bile çok iyi bilmesi güzel detaylardı. Boş bir karakter olduğunu düşünmüyorum, sevdikleri uğruna çok şey yapabilecek bir karakter ki bunu da " Benimle mutlu olacaksa onun için her şeyi yapardım." gibi repliklerinde, yine ufak detaylarda anlayabiliyoruz. Arima onun popüleristesinin gölgesinde kaldığını düşünüyordu ama komik bir şekilde animedeki tüm kızların favorisi Arima oldu :D. Tanıştığımıza memnun oldum Watari😎
Diğer karakterleri de anlatasım var ama acayip uzun olduğu için burda sonlandırıyorum. Bana bu animeyi ilk öneren arkadaşım İlayda'ya ve başlamamı sağlayan arkadaşım Rabia'ya teşekkürler. Sizin sayesinde böyle güzel bir animeyi hayatıma kattım. ( İlayda'dan Kaori ve Rabia'dan Tsubaki izlenimi aldım söylemesem olmazdı)
Buraya kadar okuyan biri olursa teşekkür ederim🙏🏻
SPOİLER NOTU: Arima'nın Tsubaki ile aşırı yakıştığını ve en baştan beri bu ikisini istediğimi belirtmeliyim.