"Birbirini hiç sevmeyen ebeveynlerle büyüyen çocuklar, gün geldiğinde ya sevgiye aç olurlardı ya da olmaktan korktuğu ebeveynine dönüşürlerdi. Sevgiye aç olan çocuk, büyüdüğünde bir saç okşamasını bile merhamet sanabilirdi, halbuki o eller bazen saçlara zarar vermek için dokunurdu ama bilemezdi…devamı"Birbirini hiç sevmeyen ebeveynlerle büyüyen çocuklar, gün geldiğinde ya sevgiye aç olurlardı ya da olmaktan korktuğu ebeveynine dönüşürlerdi. Sevgiye aç olan çocuk, büyüdüğünde bir saç okşamasını bile merhamet sanabilirdi, halbuki o eller bazen saçlara zarar vermek için dokunurdu ama bilemezdi çünkü sevgiyle saç nasıl sevilir görmemişti.
Zarar vermiyorsa seviyordur, düşüncesiyle büyüyen bir çocuğa merhameti öğretmek için saçlarını sevmekten önce gerçek sevginin aslında nasıl olduğunu göstermek gerekirdi.
Daha kötüsü sevgiye aç kalmayıp korktuğu ebeveynine dönüşmekten korkan ve en sonunda korktuğunu yaşayan çocuklardı. Zarar vermiyorsa seviyordur, demezler;sevgi zarar vererek gösterilir olarak kendilerini büyütürler. Bu yüzden nice insan dövülmenin şiddetinden ziyade, dövüldükten sonraki özre muhtaçlardı çünkü kendi çocuklarından kimse özür dilememiştir."
~Beyaz Leke, sayfa 340