Kısa bir öyküden oluşan bu minik kitabın beni en etkileyen kısmı şüphesiz ki Dr.B'nin kendiyle delice karşılaşması kendi zihnine meydan okuması , kendiyle delice yarışa girmiş olmasıdır. Bu bana nitekim insanin kendiyle savaşını hatırlattı. İnsanın ruhunda bulununan delice çelişkileri, nasıl…devamıKısa bir öyküden oluşan bu minik kitabın beni en etkileyen kısmı şüphesiz ki Dr.B'nin kendiyle delice karşılaşması kendi zihnine meydan okuması , kendiyle delice yarışa girmiş olmasıdır. Bu bana nitekim insanin kendiyle savaşını hatırlattı. İnsanın ruhunda bulununan delice çelişkileri, nasıl ki iki türlü taştan bahsediliyor siyah ve beyaz ; bunlari insanın ruhuna benzettim aydınlık ve karanlık tarafımız. Bunlar hep bir tür çatışma halindedir. İnsan ki bu çatışmaların içinde yorgun düşer halsizlesir hatalar yapar. Kimi zaman tıpkı Dr.B gibi hezeyana kapılır, kendini kaybeder. Öyle ki bu karanlık taraf tıpkı burda olduğu gibi insani delice hırsların çirkin davranışların pençesine de bırakabilir.
Dr.B nin bir de yaşadığı eziyetler gördüğü işkenceler var. Burda anlatilandan tekrar anlıyorum ki en büyük eziyet ruhsal eziyet. İnsanın bedeni belki ezilebilir , işkence görebilir, asılabilir. Ama ruha değen her bir taş yıllar sonra bile ortaya çıkabilecek hasarlar bırakabilir. Bedeni sarıp sarmalamak, kontrol altına almak mümkün olabilir veyahut insan bir uzvu olmadan da yaşayabilir ama ruh sağlığı o kadar önemlidir ki onu kaybetti mi tekrardan bulmak , toparlamak kontrol altına almak çok zordur.
Czentovic'e gelecek olursak kendisi çok da açıkça bahsedildiği gibi doğuştan gelen bir yeteneği olan alçakgönüllülük yerine kibire bürünmüş biri. Kitapta çok beğendiğim kısımlardan biri de bununla ilgiliydi. Sanatçılardan ve sanattan; bilim insani ve bilimden uzak insanlarin yani az bilenin ne kadar da çok kibirli olduğuyla ilgiliydi. " Bu dünyadan bir Rembrandt , bir Beethoven, bir Dante geçtiği bilgisinin zerre kadar ağırlığını taşımayan birinin kendini büyük adam sanmasından daha kolay ne var? " Bilmeyen insan kendinden bilge, kendinden yetenekli insanları da göremez ve öyle ki en üstünü kendisi sanır. Czentovic de böyle kendini geliştirmeyen, uzun saatlerce boş kalabilen ve bahşedilmiş yetenegi ile kendini üstün gören biri.
Kitap bu iki karakterin etrafında şekilleniyor. Okuması zevkli ve sürükleyici bir kitap.