(@) - Raf

Bu kadar tatlı bir filmi nasıl daha önce izlemem ya *-* O kadar fazla noktadan güzellikler barındırıyor ki, hepsini birleştirince de ortaya bir şaheser çıkıyor işte. Herkesin seveceğini düşündüğüm, çok naif bir yapım olmuş. Gerek müzikleri, ki müzikleri başlı başına…devamıBu kadar tatlı bir filmi nasıl daha önce izlemem ya *-* O kadar fazla noktadan güzellikler barındırıyor ki, hepsini birleştirince de ortaya bir şaheser çıkıyor işte. Herkesin seveceğini düşündüğüm, çok naif bir yapım olmuş. Gerek müzikleri, ki müzikleri başlı başına çok uygun ve güzellerdi; gerek sanatsal arka plan ve manzaralarıyla çok hoş bir görsel/işitsel şölen yaratıyor bizlere. Karakterlerin çizimlerine ve olaylarla uyumuna da bayıldım kesinlikle, hem karakterlerin bu kadar gerçekçi ve güzel hem de olayların bu kadar 'biz'den olması beğeni yönünü arşa çıkaran noktalarından. Tabi bu kadar şeyin yanında başlı başına bir de Amasawa'mız var. Hayır vazgeçtim; 'mız değil, 'm olacak o, evet.🙂 Amasawa'daki o kitap aşkına mı tutulsam, centilmenliğine mi hayran kalsam yoksa yeteneğine mi düşsem bilemedim. Biz hepsi bir arada diyelim. Filmi bu kadar benimsememdeki bir diğer nokta da kızla aramızda gördüğüm ortak yanlar olabilir. Çok farklılık var, ama benzerlikler de benzer canım. Onun da kitap okumayı çok sevmesi, tüm kitaplarda o ismi görünce yalnızca bunun bile ilgisini çekmesi (böyle bir şey yaşamadım ama yaşasam yüksek ihtimal ben de öyle yaşardım) Veya şarkı (benim için bu şiir) yazıyor olması da cabası. Ha tabi en ortak noktamız Amasawa, lütfen yani; bu önemli. Filmin ismini tam olarak yansıtması da yerinde ve güzel olmuş. Her bir sahnesinde aslında yüreğinin sesini dinlemekten bir nokta oluyor illaki. Çok güzel detaylar vardı. Özellikle o dükkandaki eşyalara ve o çevreye bayıldım. Ve ve. . Kız ile Amasawa arasındaki bağ ve çekim de çok güzeldi ya. Özellikle birlikte oldukları sahneler ve birlikte olmuş oldukları ama bizim bilmediğimiz sahneler..çok hoş :' Bazı noktalarında çocukça geldiğini söylemeliyim; ama şöyle bir bakınca zaten okul dönemi, yaşları çok yok ve herşey olması gereken şekilde olduğunu fark ettim. Evet farkındayım, eleştiremiyorum. Konu olarak değindiği aile, dostluk, üzüntü ve sevinç; aşk.. Hepsini de çok güzel işlemiş ve aktarmış seyirciye. Bunun yanında hayaller, idealler, çalışmak ve çaba harcamak..hepsi çok bizdendi. Benim için yeri özel olacak sanırsam, çok tatlı ve dokunaklıydı. Kesinlikle ve kesinlikle, bir kesinlikle daha, izlemenizi tavsiye ediyorum. Çok güzeldi, izleyin izlettirin. Şimdiden iyi seyirlerr ✨ (Başrol kediye de burdan selam olsun 🫡)

_nyctophilia_ 5 months ago

Kafes

Josh Malerman

33 Gönderi

Filmini kitabından daha çok sevdim..neden nedennn böyle olmamalıydı :' Kitabını önce okumalıydım..kitabını önce okumalıydım.. Açıkçası bu kitabın filmi hakkında bir gönderi önceden paylaşmıştım zaten. Tabi kitabı olduğunu daha sonradan öğrendim, keşke ilk önce kitabını okuyabilseydim. Biraz kitaba değinip daha sonrasında…devamıFilmini kitabından daha çok sevdim..neden nedennn böyle olmamalıydı :' Kitabını önce okumalıydım..kitabını önce okumalıydım.. Açıkçası bu kitabın filmi hakkında bir gönderi önceden paylaşmıştım zaten. Tabi kitabı olduğunu daha sonradan öğrendim, keşke ilk önce kitabını okuyabilseydim. Biraz kitaba değinip daha sonrasında filmle kıyaslamasını yapacağım, çünkü kitap boyunca bu kıyas hâlinden kurtulamadım :] Kitabımız, bir anda dünyanın her yerine yayılan bir yaratık ile onu gören insanların delirip kendilerini öldürmelerini konu alıyor. Bakarsanız, ölürsünüz. Böyle bir dünyada korku içinde yaşamak, dışarıyı görebileceğiniz her türlü anda delirip öleceğinizi bildiğiniz bir hayatta yaşamak..ne kadar korkunç değil mi? Kitabın gerilim seviyesini çok sevdim, çoğu noktayı size diken üstünde okutuyor ki sürekli olarak bir tempoda ilerliyor, hiçbir şekilde sıkmıyor. Harika bir distopya sunuyor size, o umutsuzluğu; yaşanmaz dünyayı iliklerinize kadar hissediyorsunuz. Bana biraz da 'Körlük' kitabını andırdı. Ortak konu bakmadan hayatta kalmak zaten.. Kısacası kesinlikle tavsiye edeceğim mükemmel bir eserdi. İkinci kitabı da var bunun, onu da daha okumadayım. . . . (BU BÖLÜM AĞIR SPOİLER İÇERMEKTEDİR) . (BU BÖLÜMDE HEM KİTAPTAN HEM FİLMDEN AĞIR SPOİLERLI SAHNELER BULUNMAKTADIR) . (İZLEYİP OKUMADAN, OKUMAYIN!!) . . ~𝚂𝚙𝚘𝚒𝚕𝚎𝚛𝚕ı 𝙺ı𝚜ı𝚖𝚕𝚊𝚛𝚊 𝙶𝚒𝚛𝚒𝚜̧~ . . . Filmde Shannon'un ölümü hastane sonrası bir kamyonun önüne atlaması ile olmuştu. Kitapta ise küvete giderek bileklerini kesiyor ve öylece ölüyor. Filmdeki ölümden hemen öncesinde acı dolu bir sesle 'anne' demiş ve sonrasında ölmüştü. Bu nokta delilik hakkında yapılacak çıkarımların biraz da ön hazırlığıydı aslında. Mesela bu çıkarım filmde açık açık yapılıyor, yaratık bir anlam kazanıyor: İnsanlar baktığında, en büyük korkularını görüyorlar ve o acıya dayanamayıp intihar ediyorlar. Bence çok mantıklı, yaratığın tam bir hâlini görmemek de bunun sebebi, herkeste farklı bir hâle bürünmesi.. Kitapta ise bırakabilecekleri en ucu açık şekilde bırakılıyor. Ve sadece bir yaratık olması, bir sonuca ulaşmaması, bir anlamı olmaması; hoşuma gitmedi. (Küçük detayları atlayacağım elbet yoksa bitmez) Bir de şey, şu hayvanların da deliriyor olması.. Filmde bu olmuyor, çünkü zaten korkarak delirecekleri bir algı ve bilinç onlarda yok. Hayvanlardaki yapı insanlar gibi değil, daha basit ve yaratığın işi olacak bir şey değil. Filmdeki gibi delirmemesi bence daha mantıklıydı. Ve şuan cidden şey gibi hissediyorum, sanki film önce çekilmiş ve kitap sonra yazılmış da eksik noktaları olmuş gibi.. Kitabı önce okumalıydım 🤧 Veya şu Gary..Don.. Ne saçma sapan işlersiniz abicim yaaa Tom'un ve diğer herkesin kendi kendini öldürmesi.. Tom kahramanlık yaparak ölmeliydi tamam mı. 4 yıl çocuklarla beraber güzel bir hayat yaşayıp sonra ölmeliydi.. Filmde Malorie ile çok güzel bir ilişkisi vardı ve bunu kitapta görememek, üzücüydü.. Bir de en sona gelicem, o nehir seçme kısmında gözlerini açmasından bahsetmiyorum bile. Her yerde var denilen bir yaratık için 'şuan başka yöne gidiyor açabilirsin gözünü' modu saçmaydı bence. Filmdeki gibi kimseyi feda etmeden o zorluğu gözü kapalı aşması daha güzel olurdu, şahsen. Ve körler okulu.. Kitapta neden o körlerin sebebi kendilerini kör etmeleri, neden? Filmdeki gibi ne güzel gerçekten göremeyenlerin kurmuş olduğu bir topluluk olsa ve zaten görme engeli olduğu için bu yeni dünyadan çok etkilenmiyor olsa..daha hoş olmaz mıydı :' Kitapta da elbet gerçekte kör olanların da rolü vardır ama adam anlatırken kendimizi kör ettik diyor, böyle olmamalıydı... Filmin çok etkisinde kalmışım değil mi 😔 Filmi unutup kitabı okuma seçeneğim olsaydı keşke.. Neyse artık, geçmiş olsun. ✨FİLM DE KİTAP DA MÜKEMMEL✨

_nyctophilia_ 5 months ago

Karolin'in Gizli Dünyası

Henry Selick

94 Gönderi

Hayatımda hiç bu kadar korkunç bir animasyon izlememiştim •-• Hani gerçekten de; küçükken izlemiş olsaydım net travmam olurdu, hayatımı karartırdı, uyku uyuyamazdım .d Öncelikle stop motion tekniğiyle çekilmiş ilk animasyonum sanırım, ikinci de olabilir. Her neyse işte kısacası bu tekniği…devamıHayatımda hiç bu kadar korkunç bir animasyon izlememiştim •-• Hani gerçekten de; küçükken izlemiş olsaydım net travmam olurdu, hayatımı karartırdı, uyku uyuyamazdım .d Öncelikle stop motion tekniğiyle çekilmiş ilk animasyonum sanırım, ikinci de olabilir. Her neyse işte kısacası bu tekniği unutmuşum ve bu şekilde tekrardan deneyimlemek güzeldi. Ve karakterler, bu kadar mı rahatsız edici bir tür olabilir ya, direk karakterlerden bile korku filmi damgası vurabilirim. Şey de değil, öteki taraf, oraya değinmiyorum bile; şu Wybei' nin kafa ve boyun "uyumu" mesela. Veya aynı şekilde babasının boynu, o iki yaşlı kadının ültra mega orantısız vücutları ve hele de şu fareli adam, neydi Bobinski miydi öyle bir şey Hepsi ayrı bir aykırılıkla gözlerinizi şenlendiriyor anlayacağınız :] Bir tık rahatsızlık verse de alıştım sonradan, iyiydi güzeldi hani. Ama kedi güzel bee, canım kedim, akıllı kedim 😇 Ha bi de, müzikleri ve renklerle oluşan şahane görsellikleri çok muazzamdı, masal tadında.. Film değindiği konu bakımından da gayet yerinde ve güzel olmuş, bir çocuğun ilgisiz ebeveynleri sonucu yaşadıkları; öncesi sonrası ve o arada yaşananlar vs. Nasıl ebeveyn olunmaz adlı çalışma yani ki o umursamazlıkları beni şok etti zaten..ve Caroline'ın o kırgınlığı :'' Buna bazı noktalardan da yorum yapacağım ama spoilera girer o yüzden şuan sadece beğendiğimi söylemek istiyorum, güzeldi :) Ve izleyin, kesinlikle tavsiye edeceğim bir animasyon oldu kendisi. Ha bu arada, yanınızda küçük bir velet olacaksa ondan kurtulup öyle izleyin; mentalite önemlidir hocam 😌 ~𝚂𝚙𝚘𝚒𝚕𝚎𝚛𝚕ı 𝙺ı𝚜ı𝚖𝚕𝚊𝚛𝚊 𝙶𝚒𝚛𝚒𝚜̧~ . . . Bir hayâl edin şimdi, yeni bir yere taşınıyorsunuz, taşındığınız ortam bir tuhaf ve bir anda karşınıza çıkan bi o kadar tuhaf bir çocuk size oyuncak bir bebek gösteriyor, tesadüfe bakın ki sizin tıpkınızın aynısı aa çok ilginç. Sen de onu alıp 'hıı güzelmiş' diye eve götürüyorsun; sorgulamadan, tuhaflamadan.. şAka mIsıNıZ aBicİm yA Ben öyle bir durumla karşılaşsam arkama bakmadan kaçardım o yerden heralde, çok berbat lann bi bana mı aşırı uç geldi :] Hani tamam sadece bir film işte buna takılma falan denebilir ama, taktım arkadaş, napayım. Ve şu yeni bir dünyaya geçiş, ilgisiz ebeveynlerden senin için her şeyi yapan ilgili ebeveynlere transfer.. Ben buna şöyle bir anlam yükledim. Çocukların hayâl dünyası çok geniş ve güçlüdür. Ve ortada sizle gram ilgilenmeyen 'kötü' ebeveynler var. İşte Caroline da bu dünyadan kendini soyutlamak adına kendine bir dünya oluşturuyor, aslında tamamen kendi hayâl gücü. Herkes ve her yer rengarenk, sürekli bir eğlence var. Akşam yemekleri çok güzel, ki bu kanayan yarası. Veya bahçenin her şekilde mükemmel olması da ailenin toprağa çamura nefretine inat ona aşık bir ebeveyn tasarısı. Bir de isminin Kerolayynn gibi söylenmesine her seferinde sinir oluyor mesela, gerçek hayatta, onun dünyasında ise herkes özellikle doğru söylüyor.. Böyle böyle şeyler, daha sonrasında o dünyanın büyüsüne kapılıp sürekli orda kalsaydı; gerçeklik algısını kaybederdi ki etmek üzereydi de. Yalancı annenin sürekli kal demesi ve kendinin zorla kurtulup gerçek dünyasını sevmeyi denemesi, güzelleştirmeye çalışması. İşte o yüzden hayaller ne kadar güzel ve büyüleyici olsa da gerçek dünyadan kopmamalı insan, olduğu hayatı güzelleştirmeli, yoksa ilaç olan hayaller zamanla zehirler ;) (Bu arada bunun üstüne çok durmam öylesine değil cidden hastalık derecesinde olabilenler oluyor, lütfen yani '-') Velhasıl kelam, çok beğendiğim bir animasyon oldu, evet o kadar eleştirdim ama güzeldi de :D Tavsiye ediyorum, şimdiden iyi seyirlerrrr ✨

_nyctophilia_ 5 months ago

Adalet Peşinde

F. Gary Gray

30 Gönderi

(İsmine bakıp da "Bu abidik gubidik bir film olmasın şimdi" diye düşünmeyin diye bu uyarıyı yapayım dedim, öyle düşünmenize gerek yok; film mükemmel 😌) Eveet yemek yerken izlemenizi tavsiye ettiğim bir filmle geldim. Kesinlikle çok güzel bir deneyimdi, yaklaşık üç…devamı(İsmine bakıp da "Bu abidik gubidik bir film olmasın şimdi" diye düşünmeyin diye bu uyarıyı yapayım dedim, öyle düşünmenize gerek yok; film mükemmel 😌) Eveet yemek yerken izlemenizi tavsiye ettiğim bir filmle geldim. Kesinlikle çok güzel bir deneyimdi, yaklaşık üç net sahne ve filmi üç parçada izlemem sebebiyle üç sefer yemek yerken denk gelmem tarif edilemez bir duygu. Bu sayede midenizin ne kadar sağlam, kana olan hassasiyet dereceniz ve ortaya çıkabilecek iğrenme duygusunun nasıl oluştuğunu görmüş oluyorsunuz. Ben üç aşamayı da layıkıyla atlattım darısı sizin başınıza 😇 Öhm evet filme gelecek olursak; işlediği konu ve değindiği noktalar çok güzel ve anlamlıydı. Adaletin geldiği nokta ve bunun sonucunda alınan kararların nasıl olduğunu yüzünüze çarpıyor ve sizi bir sorgulamaya itiyor. Ve bu da hâliyle filmin kalitesini artırıyor. Böyle bir konuyu bu şekilde işlemeleri, başrolün içinde duyduğu kin ve zekasını kullanma şekli çok çok iyiydi. (Bi süreden sonra dozu bi tık kaçtı gibiydi ama yine de uğruna mücadele ettiği şey için her şeyi göze alması takdire şayan) Ve izlerken bir yandan 'Hannibal' bir yandan da 'Son Durak' filmlerini izliyormuş gibi hissettim, o hissiyatı veriyordu kesinlikle. Bunun yanında filmde bariz görülen aile bağları, ilişkiler, yani dram unsurlarıyla çevrili bir olay örgüsü olsa da suç ve aksiyondan bunu hissetmiyorsunuz bile, o kadar güzel işlenmişti filmde. Kısacası sizi hiçbir şekilde sıkmayacak ve sonuna kadar izlediğinize değecek bir yapım. Kesinlikle tavsiye ederim, şimdiden iyi seyirlerr ✨ ~𝚂𝚙𝚘𝚒𝚕𝚎𝚛𝚕ı 𝙺ı𝚜ı𝚖𝚕𝚊𝚛𝚊 𝙶𝚒𝚛𝚒𝚜̧~ . . "Sonra anladım ki, değiştirmeye çalıştığın sistem, seni değiştirmiş." Bu söz o kadar anlamlı ki bence.. Aslında direk olarak, 'olmaktan korktuğun insana dönüşmek' lafıyla eş değer. Şöyle hayatımıza baktığımızda belki eskiden çokça kez tekrar edip 'asla böyle olmayacağım, asla şunu yapmayacağım, buna sonuna kadar karşı çıkacağım' dediğimiz şeyler bir bir hayatımıza sirayet etmiş, bizi yavaş yavaş ele geçirmiş. Ve bunun farkına vardığımızda yüzümüze çarpan gerçeklik de bir o kadar ürpertici. O sebep, güçlü olmalı insan. Dönüşmek istemediği insandan, baş kaldırdığı sistemden..ki sonrasında dönüp başı ezilen kendi olmasın.. Son olarak da değinmek istediğim final kısmı, Clyde yolun sonuna geldiğinde ve kendi kendinin sonunu getirdiğinde; Nick'in hâlâ onu kurtarmak için ikna etme çabası, bir umut ölümüne koşmasını engellemeye çalışması.. Çünkü içinde o da bir adalet avcısı, bozulmuş ve deforme olmuş olsa da. Ve karşısında saf avcı Clyde'ı görünce onun yoluna duyulan hayranlık, içten içe kendini affetme ve affettirme çabası, belki de vicdanını rahatlatmak için atılan bir adım..tabi olmadı. (En beğendiğim kısım şu polislerle dalga geçer gibi oynadığı ve hiçbir şey olmuyormuş gibi rahat hareket ediyor oluşu, sen bir ikonsun be.) ((Eşi ve kızının katiline yaptıklarını izlerkenki hissettiğim tatmin duygusu ise bambaşka, bunu söylememe gerek yok sanırım, oh olsun)) . . . -. -. -. -. -. -. -. -. -. -. -. -. -. -. -. -. -. -. -. -. -. -. -. -. -. -. -. -. ⚔ "Sonra anladım ki, değiştirmeye çalıştığın sistem, seni değiştirmiş." ⚔ "Zor olan karar vermek değil, verdiğin kararla yaşayabilmektir." ⚔ "Yaptıklarımızı değiştiremeyiz ama bundan sonra alacağımız kararlar bizim elimizde."

_nyctophilia_ 6 months ago

İnsanlar

Matt Haig

16 Gönderi

Bir soru sorarak başlamak istiyorum; Neden 'uzaylı' denince ileri düzeyde teknolojiye sahip fazlaca gelişmiş topluluk olarak algı yapılıyor? Neden uzaylılar hep üstün olmak zorunda? Belki sadece o atmosfere uyum sağlamış ilkel yaşam formlarına sahip bir çeşit hayvanımsı canlı türü? NEDEN…devamıBir soru sorarak başlamak istiyorum; Neden 'uzaylı' denince ileri düzeyde teknolojiye sahip fazlaca gelişmiş topluluk olarak algı yapılıyor? Neden uzaylılar hep üstün olmak zorunda? Belki sadece o atmosfere uyum sağlamış ilkel yaşam formlarına sahip bir çeşit hayvanımsı canlı türü? NEDEN YANİ NEDEN İLLAKİ ÜST ÜST SEVİYELERMİŞ GİBİ AKTARIYORSUNUZZZ!!! Evet bu yakınmayı yaptığıma göre, kitaba giriş yapabiliriz ^^ (Bu arada dediğim şey spoiler değil, zaten hemen başta anlıyorsunuz olayları) Öncelikle kitabın dilinin basit olduğunu söylemem gerek, bu hem güzel hem kötü. Eğer fazla edebî kitaplar okumuş ve şuan da onlardan bunalmış haldeyseniz bu sizin için iyi bir seçenek olacaktır çünkü okunması kolay ve anlattığı konu da güzel. Kötü olması da tabi basit bulmanız sadece. İçerisinde geçen matematik ve uzayla ilgili terim ifadeler ise yine anlaşılır düzeyde olduğu için bunu etkilemiyor. Ve benim kitapta en beğendiğim noktalar kesinlikle karakterin matematik üzerine konuşmaları ve uzay hakkında olan kısımları idi. Özellikle alıntı yaptığım ve çok hoşuma giden cümleler de oldu bu bölümlerden. (Fazlaca alıntı yaptım sanırım) İlk başta bu tarz terimsel konular fazla olsa da sonradan bu bitti ve odak noktası sadece normal hayat ve insanlar oldu. Bu arada yazarın bakış açısı ve anlatımlarını ben çok sevdim ki kitap kendini de okutturuyor zaten. İleriki sayfalarda da karakterin gelişimi ve yönelimlerini, aldığı kararları ve bunlara sebep olan o etkenleri görüyoruz. Spoilera girmek istemediğim için daha detaylı bahsedemiyorum ama okuduğunuzda 'hiç sevmedim ya' diyeceğiniz bir durumu yok, bayıldım da demem tabi ama gayet iyiydi. Ve bu kitapla da tam olarak anladım ki yazarın dünyaya, hayata ve insanlara bir sempatisi, bir sevgisi var. Bunu diğer kitaplarında da görüyorsunuz zaten ki bu kadar sevmesi de ilginç yani :D Aslında bunun sebeplerinde yaşadığı psikolojik ve ruhsal bunalımlar sonucu nasıl olduysa pozitif bakmayı ve hayatı sevmeyi yola koymuş olduğunu görüyoruz, iyi hoş yani kendisine ne diyelim daha değil mi? İnsanı ve hayatı sevmesiyle mutluluklar 🫠 Kısacası fazla beklentiyle başlamadan; bir çırpıda okuyacağınız akıcı, güzel noktalara değinen güzel bir kitap. Önemli olan fazla beklentiye girmemek, ama güzel :) Şimdiden iyi okumalar diliyorumm ✨ -. -. -. -. -. -. -. -. -. - . -. -. -. -. -. -. -. -. -. -. -. -. -. -. -. -. -. -. -. 🎐"İnsan yaşamının her yanı karanlıkla sarılıydı. Nasıl başa çıkabiliyorlardı bununla?" 🎐"Üzüntü bir hastalık gibi gelmişti bana ve bulaşıcı olabileceğinden endişelenmiştim." 🎐"..Korkmakta haklısın, insanların arasındasın." 🎐"En zeki yaşam formunun bile hâlâ kendi arabasını kullanmak zorunda olduğu bir gezegene gelmiştim.." 🎐"Matematikten nasıl nefret edersin? Matematik her şeydir." 🎐"İnsan olmak insanı delirtiyordu" 🎐"Bir insanı hipnotize etmek kolaydı, çünkü evrendeki bütün türler arasında inanmaya en çaresizce ihtiyaç duyan onlardı." 🎐"Haberlerdeki öncelik meselesine anlam verememiştim. Yeni matematiksel gözlemler ya da henüz keşfedilmemiş çokgenler üzerine hiç haber yoktu, varsa yoksa politikadan konuşuyorlardı.." 🎐"Asal sayılar güçlüdür. Başkalarına bağımlı değildir. Saftır, tamdır ve gücünü asla kaybetmez. Asal sayılar gibi olmalısın. Gücünü kaybetmemeli, mesafeni korumalı ve etkileşimden sonra değişmemelisin. Bölünmez olmalısın." 🎐"...ne faydası olduğunu da tam anlayamıyordum ama, itiraf etmeliyim ki, endişesinin nesnesi olmak çok hoşuma gidiyordu." 🎐" O anın benim için bunca önemli, onun için bunca önemsiz olması tuhaf geldi. Ama sonra galaksilerin çarpıştıkları zaman birbirlerinin içinden geçip gittiklerini hatırlattım kendime.."

_nyctophilia_ 6 months ago

Kader

Michael Spierig

141 Gönderi

Bu filmi yapan senaristin kafa yapısını tebrik ediyorum, on numara beş yıldız valla 🤌 Evet. Film mükemmel ötesi derecede beyin yakıyor, algınızı köreltiyor ve zaman kavramını hepten çöpe fırlatıyor; işte kaliteli yapım diye de buna denir 😌 Ya aslında söyleyecek…devamıBu filmi yapan senaristin kafa yapısını tebrik ediyorum, on numara beş yıldız valla 🤌 Evet. Film mükemmel ötesi derecede beyin yakıyor, algınızı köreltiyor ve zaman kavramını hepten çöpe fırlatıyor; işte kaliteli yapım diye de buna denir 😌 Ya aslında söyleyecek çok şey var fakat ifade edecek sözcük yok. Öylesi bir etki bırakıyor insanda... Paradoks kavramının bu kadar iyi anlatılması, kuantum fiziğine bu şekilde değinmesi, zaman yolculuklarının her zaman olduğu gibi o kaçınılmaz sonu ve daha niceleri.. Aşırı güzeldi. Gerek oyunculuklar gerek senaryo ve kurgunun ilerleyişiyle tamamen kaliteli olduğu kendini belli ediyor zaten. Bazı kısımlar var, cidden hangi kafada böyle bir şey yazmaya gerek duyulduğunu sorguluyor insan, hani izlerken ağzın bir karış açık kalır ve 'nası yaa' olursun ya, öyle işte. Yani kısacası; nE iZlEdİm lAn bEn modu oluşuyor izlerken, özellikle bir kısımdan sonrası, ve tabiki bu daha bi güzel :) Kesinlikle ve kesinlikle tavsiye ederim, daha fazla bahsedemem çünkü spoilere girer. Bu şaşkınlığı ve beyin yanmasını hissetmelisiniz, gerçekten muazzamdı. Şimdiden iyi seyirler diliyorum ✨ ~𝙰𝚐̆ı𝚛 𝚂𝚙𝚘𝚒𝚕𝚎𝚛 𝙸̇𝚌̧𝚎𝚛𝚒𝚛~ (Bu ağırlığın altında ezilmeden gidiverin filmi izleyin) . . Sadece bir yerden bahsedeceğim, zaten filmin özeti de bu hani. En çok şuna takıldım ben; Şimdi kız yetimhaneye bırakılıyor>büyüyor ve kendisiyle tanışıyor>kendisine aşık olup bir ilişkiye giriyor>bir çocuğu oluyor>sonra o çocuğu da alıp yetimhaneye bırakıyor>o çocuk büyüyor ve kendiyle tanışıyor....ebesinin nikahı yani anasını satayım Yani kız kendi kendini doğurmuş oluyor dimi, mükemmel paradoks efendiler. Ve zaten kızın erkek hâlinin bildiği hâlde kıza aşık olması ve bir ilişki yaşaması, kısacası kendi kendine ilişkiye girmesi, hayatını kendi kendinin mahvetmesi ve tüm bunların bir döngü içinde hapsedilmesi...anlatırken bile bana bir fenalık geldi Of ama çok güzeldi ya.. Neyse neyse, anladınız siz. Sevdim. İzleyin.

_nyctophilia_ 6 months ago

Mouse

Ran Choi

64 Gönderi

Bir suç ve polisiye dizisi.. Her bölümde ters köşe olmak istiyor musunuz? İşte bu tam size göre :D Gerek konusunun farklılığı ve işlenişinin orijinalliğiyle çok sevdiğim bir dizi oldu kendisi. Aslında bende biraz süründü diyebilirim, kısa sürede bitiremedim oysa kendine…devamı

_nyctophilia_ 6 months ago

Yakıcı Sır

Stefan Zweig

52 Gönderi

Bir Zweig klasiği daha. Ve yine kelimeleri derleyip toplayarak şekillendirdiği bir hamur, duyguları harmanlayarak ortaya çıkarttığı bir eser.. Yazarın okuyucuya aktarmak istediği duyguları tam olarak anlatabilmesi en sevdiğim tarafı kesinlikle. Ortada bir duygu var ve sanki siz yaşıyormuşsunuz gibi hissediyorsunuz;…devamı

_nyctophilia_ 6 months ago

Gitme

Marc Forster

49 Gönderi

İŞTE BU YA İŞ-TE-BU Film dediğin böyle olacak arkadaş. İzleyeceksin, ve hiçbir halt anlamayacaksın. Evet. (Bu kadarı yeterli deyip incelemeyi bitiriyormuşum jdjdbxv) Öncelikle filmin çekimi ve sinematografisine değinmek istiyorum. Sahneler arasındaki geçişler; kullanılan ışıkların, araya katılan imgelerin filme verdiği o…devamıİŞTE BU YA İŞ-TE-BU Film dediğin böyle olacak arkadaş. İzleyeceksin, ve hiçbir halt anlamayacaksın. Evet. (Bu kadarı yeterli deyip incelemeyi bitiriyormuşum jdjdbxv) Öncelikle filmin çekimi ve sinematografisine değinmek istiyorum. Sahneler arasındaki geçişler; kullanılan ışıkların, araya katılan imgelerin filme verdiği o eşsiz hava ve daha neler neler. Hele müzikleri..çook iyi abi. Oyunculuklar desen ona da diyecek yok, senaryo zaten fevkalede; filmin çekimi Nolan havası ve İnception imajı veriyor. Daha ne olsun. Dedim ki uzun bir aradan sonra film izleyeyim, hem güzel hem kısa olsun. Açtım izledim. İzlerken kendimle sohbetim şu şekil 'sabret biraz, sonunda her şeyi anlayacaksın, merak etme, dikkatli izle' gibi gibi. Sonra filmi bitirdim.. Bir şey anladım mı. Hayır. Biraz bakıştık iyi hoş, hayatı sorgulama seansları derken en sonunda filmi sindirdim, az biraz anlamaya başladım. Anladıkça verdiğim tepkileri tek tek anlatmaya lüzum yoktur sanırım 😇 Bi de herkes söylemiş gibi öyle gördüm ama, ben de söyliyeyim; gidin 25.karenin incelemelerini izleyin. Biraz da öyle hayatı sorgulayın. (Filmden bahsetmek istiyorum ama spoiler olacak her halükarda.) Şiddetle tavsiye edeceğim bir film kesinlikle. Ve ilk kez bir filmi 2. defa izlemeyi istiyorum (bu benim için ilktir, muazzamlığını siz ordan anlayın). Ve imdb 6,7 iken raf ahalisinin 8,2 olması.. Anlamak hocam..kaliteden anlamak.. 👌🏻 Velhasıl kelam şimdiden iyi seyirler diliyorum ✨ ~𝚂𝙿𝙾𝙸̇𝙻𝙴𝚁 𝙱𝙸̇𝙻𝙼𝙴𝙼 𝙽𝙴𝚈𝚂𝙸̇~ . . . Öncelikle; ben ilk başta şey düşünüyordum kurgu ve ilerleyiş olarak (bir kez de düşündüğüm olsun be...bir kerecik) Sam ve Henry'nin zaten aynı kişi olduğu belliydi. Onda hemfikiriz. Ama benim düşüncem bir şizofreni vakasıydı. Hani kendi geçmişte yaşadığı bir pişmanlığın geri tepmesi sonucu kendisini iyileştirme çabaları. Yani Henry hayâl ürünü ve Sam onunla ilgileniyor vs. ('Psikiyatrist' kitabını okuduysanız veya okursanız bu düşünceniz fazlaca pekişiyor) Ama öyle çıkmadı. Böyle olsaydı nasıl bir inceleme yazacağımı bile kafamda kurmuştum ya o derece güveniyodum :D Yine de olmaması farkını ortaya koydu hani, tahmin edilebilir bir son olması güzel olsa da tahmin edilememesi daha bi güzel ;) İnception'da fazlaca yaşadığım gerçek-rüya karmasını burda da hissettim. Özellikle şöyle bir durup "Ya ölmek üzereysem ve tüm bunlar beynimin bir oyunuysa" veyahut gerçek bildiğimiz her şeyin bir hiçten ibaret olması düşüncesi..biraz ürpertici gibi. (Film şizofreni olsaydı işte oturup kendimi şizofren ilân edip hayatımı baştan sona gözden geçirecek ve çevremdeki insanların aslında hayal olduğunu kurgulayacaktım benn 🙂) Evet, bu tarz saçma kurgular; hobi. Imm, neyse...aslında diğer tüm sahnelerdeki o detaylara tek tek değinip mükemmelliği hakkında konuşmak istesem de..gerek yok bee uzatmayayım. Güzeldi hocam güzeldi, izleyin izlettirin 😌

_nyctophilia_ 6 months ago

Öğrenci Kız

Osamu Dazai

33 Gönderi

Naif. Fazlasıyla naif. Okurken ahenkli bir sözcük denizine dalmış ve bir yaprağın ağaçtan düşmesini usul usul izliyormuş gibi hissettim kendimi; O kadar nazik, o kadar çabuk... Yazarın kalemi, dili, kelimeleri kullanış tarzı ve yaptığı tasvirleri... Her yönüyle çok sevdim kendisini.…devamıNaif. Fazlasıyla naif. Okurken ahenkli bir sözcük denizine dalmış ve bir yaprağın ağaçtan düşmesini usul usul izliyormuş gibi hissettim kendimi; O kadar nazik, o kadar çabuk... Yazarın kalemi, dili, kelimeleri kullanış tarzı ve yaptığı tasvirleri... Her yönüyle çok sevdim kendisini. Hayata dair yapmış olduğu çıkarımlar, bunu okuyucuya aktarması, ve yazılalı 85 yıl olsa da hâlâ geçerliliğini korumakta olan bu yapıtı. Genç kızımızın kendisiyle çatışması, yaşadığı melankoli, sürekli değişen duygu durumları, hayata bakış açısının yerini anlık boşluklara bırakması; ve daha önemlisi bunların böyle güzel anlatılması. Eminim ki bu dönemi yaşayan herkes kendine bir pay bulacaktır bu kitapta.. Kızın sürekli kendi olma isteği, onu kaybetmeme özverisi ve ardına kullandığı "İnsanların hakkında hep iyi düşündüğü bir kız olmak istiyorum." cümlesi..aslında herkesin bir nebze hayatının özeti. Kendimiz olmak, benliğimizi oluşturmak ve korumak isterken karşımıza çıkan kalıplar ile bir duvara toslamak, ve yıkılan tuğlaların altında kalmak. Hayatımız ve toplum söz konusu olduğunda, dayatılan 'normal' ve 'olunması gereken' kalıp da bizi o kadar esir ediyor aslında, kendimizi bulmak isterken bu kalıplarda yolumuzu kaybediyoruz. Ve yazar bunu çok güzel işlemiş satırlara. Eh gayet anlaşılmıştır ama, kesinlikle ve kesinlikle tavsiye ediyorum. Zaten kısa, kısalığın yanında akıcı, akıcılığın yanında dolu dolu..daha ne olsun değil mi :) (Şuan fark ettim, belki herkese hitap etmeyen, basit gelebilecek bir kitap olabilir, emin olamadım, ama pişman olmazsınız, her şeyde de ağır ağır kitaplar okumaya lüzum yok değil mi ama...) Şimdiden iyi okumalarrr ✨ (KİTAPTAN BİRKAÇ BÖLÜME DEĞİNMEK İSTİYORUM) . . . Kitabın bir yerinde, odasına koyduğu zambaklardan bahsediyor. Ve o zambakların insanın ruhuna iyi gelmesinden, her odaya girdiğinde içini huzurla doldurmasından.. Zambağa baktığımız zaman; aşkı, saflığı ve kadınlığı temsil ettiğini görüyoruz. Ve kendini kirli bulan, kadınlığa adım atmaktan korkan bu kızımıza o çiçekler huzur vermeye başlıyor, bir nevi hayatını daha da güzelleştiriyor. İşte bence bu noktada kızın aslında saf olduğunu, ve kadınlığa adım atmanın çok da kötü bir şey olmadığını hissederek ona yavaş yavaş uyum sağladığını gösteriyor..çok hoş bir detaydı bence.. Ve rokoko. Anlam olarak şatafatlı ancak içeriği boş olan dekoratif bir tarz olarak aktarılmış kitapta; ben bunu insanlara uyarlamak istiyorum. Çevremize baktığımızda fazlaca karşılaştığımız bir durum; ne kadar allanıp pullansa da, fazlaca elit görünse de içinde hiçbir şey olmayan, ruhsuz ve bilgisiz insanlar seli; yani rokokolar. Kızımız zaten çevreye karşı pek iyimser değil, insanlara hoş bakmıyor; bunun da bu şekilde simgelediğini düşünüyorum bir nevi. Zaten servis ettiği kişileri de böyle düşündüğü belli oluyor biraz, güzel bir noktaydı yine. Ve son olarak; gözlüksüz hâlde dünyaya baktığında yalnızca canlı ve güzel şeyleri görmesi, tüm o kötülükleri bir belirsizliğe mahkum etmesi..aslında kendisinin sürekli istediği bir seviye, olunmasını istediği hayat; negatifliklerden ve kötülüklerden arınmış bir dünya. Hani derler ya toz pembe gözlükleri çıkarın; burda da gözlüğü takmak gerekiyor bir nevi, onları görmememiz orada olmadıkları anlamına gelmiyor :' Okuduğunuz için teşekkür ediyorum 🪷 -. -. -. -. -. -. -. -. -. -. -. -. -. -. -. -. -. -. -. -. -. -. -. -. -. -. -. -. -. - ☘"Ben artık ölmüşüm de ağlayanım yok galiba." ☘"Gözlük bir hayalet gibidir." ☘"İnsanların özündeki 'sevgi' duygusundan eksik olmaları..." ☘"...ne kadar acı verse de, üzgün de olsam; benim için değerli şeyleri korurum." ☘"Mutluluk bir gün geriden gelir." ☘"Artık yaşamak için bir nedenim yokmuş gibi hissedip mahvoluyorum."