Bir insan 8 yıl 3 ay boyunca her gün film izleyince 3000 film izlemiş oluyor. Ki her gün film izlemek çok zor olduğu için iki günde bir izlense 1500.Bu da galiba ucundan sinefilim demek için iyi bir sayı. Sinefil olmak…devamıBir insan 8 yıl 3 ay boyunca her gün film izleyince 3000 film izlemiş oluyor. Ki her gün film izlemek çok zor olduğu için iki günde bir izlense 1500.Bu da galiba ucundan sinefilim demek için iyi bir sayı. Sinefil olmak için sanırım 8 buçuk yılım var. Hatta düz hesaptan 10 yıl diyelim.
Aslında birkaç gün oluyor filmi izleyeli ama sıkıldığım için öylesine bir şeyler yazmak istedim. Bu aralar PTA filmografisini tüketmeye çalışıyorum ve konumuz Boogie Nights. Öncelikle şimdiye kadar izlediğim PTA filmleri arasında (Phantom Thread, There Will Be Blood, Punch-Drunk Love, Magnolia)…devamıAslında birkaç gün oluyor filmi izleyeli ama sıkıldığım için öylesine bir şeyler yazmak istedim. Bu aralar PTA filmografisini tüketmeye çalışıyorum ve konumuz Boogie Nights.
Öncelikle şimdiye kadar izlediğim PTA filmleri arasında (Phantom Thread, There Will Be Blood, Punch-Drunk Love, Magnolia) arasından galiba senaryosunu en beğendiğim bu oldu. Karakterlerin en yüksek noktalarını da en dip noktalarını da size önemsetebiliyor. Hatta bence PTA’dan izlediğim filmler arasında en iyi yazılmış karakterler de bu filmde olabilir. Neredeyse her karakterin gelişen ve değişen bir hikayesi var ve iyi yazıldıkları için izlerken sıkmıyor.
Şimdi bu filmde yönetmenliğin çok iyi olduğundan bahsedeceğim. Peki bunu nasıl açıklarım? İnanın bilmiyorum, PTA filmlerini izlerken bu yönetmenliğin çok iyi olduğunu anlıyorsunuz hatta yönetmenine bakmadan birkaç sahne ile filmin ona ait olduğu çok rahat anlaşılabilir. Renk kullanımları, kamera açıları, cut yoğunluğu vb. muazzam. Üstelik bunu bu film özelinde değil izlediğim tüm filmleri için söyleyebilirim.
Ve gelgelelim bence PTA filmlerinin (en azından TWBB öncesi dönemdeki filmlerinin) en güçlü yanına yani kurguya. Özellikle de ses ve müzik kurgusu. Ben filmlerde bolca müzik olmasını seven biriyim. Doğru tempolarda kullanılınca ise asla sıkılmadan sonuna kadar izletiyor filmi. Mesela Oppenheimer’ı bazı kesimler sıkıcı bulmuştu ama ben ses kurgusuna bayıldığım için nasıl bittiğini anlamamıştım. Bu filmin de yine kurgusu harika. Tempo doğru yerde yükselip doğru yerde alçalıyor. Doğru tempoda bir film 5 saat olsa bile izlenir sanırım.
Bitiriyorum ama şuna değinmek isterim. PTA filmlerinin kapaklarına gidip bakarsanız hepsinin çok iyi olduğunu görürsünüz. Favorim de bu filminki. Tabi bu filme artı puan eklemiyor ama belirtmek istedim sadece. Onun dışında eksikleri olsa da gayet başarılı bir iş.
8/10
TRT 1 sağolsun tekrar izledik dublajlı da olsa. Orijinalinin yerini tutmuyor tabi ama fena da değil. Tek anlamadığım öpüşme sahnesi neden kesildi? Neyse…Bu filmi ben kimseye anlatamam çünkü anlatacak hiçbir şey yok bu filmle ilgili. Sosyal medyada herkes bu filmdeki…devamıTRT 1 sağolsun tekrar izledik dublajlı da olsa. Orijinalinin yerini tutmuyor tabi ama fena da değil. Tek anlamadığım öpüşme sahnesi neden kesildi?
Neyse…Bu filmi ben kimseye anlatamam çünkü anlatacak hiçbir şey yok bu filmle ilgili. Sosyal medyada herkes bu filmdeki detayları binlerce kez konuştu. Ben burda Nolan mısır ekti, gezegende her tik bir gün ediyor falan desem yeni bir şey söylemiş olamayacağım. O yüzden en sevdiğim 2-3 filmden birini tekrar izlemenin mutluluğuyla gönderiyi noktalıyorum.
10/10
1 haftadır falan hiçbir şey izlemiyorum hiçbir şey de paylaşmadım. Sabah finalim var ve biraz da tedirginim. Yıl içi notlarım iyiydi o yüzden finalden çok yüksek almama gerek yok belki ama yine de sınırda alabilecek kadar çalıştım. Son hafta naptın…devamı1 haftadır falan hiçbir şey izlemiyorum hiçbir şey de paylaşmadım. Sabah finalim var ve biraz da tedirginim. Yıl içi notlarım iyiydi o yüzden finalden çok yüksek almama gerek yok belki ama yine de sınırda alabilecek kadar çalıştım. Son hafta naptın o zaman diyenlere de finalde ne yapacağım ben, neyse daha var çalışırım, biraz daha video izleyeyim üçlemesiyle geçti. Neyse artık sonunu görücez bakalım.
İnsanlar çok rahatsız ediciydi, iğrendim, kusacaktım gibi yorumlar yapmış. Evet çok dost canlısı bir film olduğunu söyleyemem ama rahatsız edici, bu film için kullanacağım tabir olmazdı. Ben daha çok “üzücü” buldum filmi. Özellikle malum sahnede hissettiğim duygu tiksinti değil üzüntüydü.…devamıİnsanlar çok rahatsız ediciydi, iğrendim, kusacaktım gibi yorumlar yapmış. Evet çok dost canlısı bir film olduğunu söyleyemem ama rahatsız edici, bu film için kullanacağım tabir olmazdı. Ben daha çok “üzücü” buldum filmi. Özellikle malum sahnede hissettiğim duygu tiksinti değil üzüntüydü. Çok güvensiz bir dünyadayız ve her an her şey başına gelebilir insanın. Benim filmden çıkardığım mesaj da buydu daha çok. 3. perdede çiftin huzurlu ve normal hayatını görüyoruz ve tempoyu düşürüp eksi yönde etki ettiğini düşünsem de aslında “huzurlu bir hayatınız var ama siz de bunları yaşayabilirsiniz” mesajını iyi yansıttığı için gereksiz bulmuyorum.
Ses kurgusu müthiş, oyunculuklar harika, gereksiz uzayıp zamanımızı çalmıyor. Ama filmin ilk yarısını sanırım mevlana falan çekmiş dön dön öldük be. Yani bu rahatsız edicilik değil sadece baş döndürüyor. Bir de ben sırf rahatsız edicilik üzerinden film kurgulamayı bir hile gibi buldum (tekrar belirteyim bence rahatsız edici de değildi) ve pek de onaylayabildiğim bişey olmadı. Yani illaki bu tarz sahneler eklenince insanların ilgisini çekecek, dediğim gibi hikaye anlatma konusunu zayıflatmış bence.
Elbette değinmeden geçemem bütün şerefsiz ve ahlaksız insanlar umarım cezasını çeker. Bunun pek başarılı uygulanmadığı bir ülkede yaşıyoruz ve ben daha ağır cezalar getirilmesi gerektiğini düşünüyorum. Allah hepsinin belasını versin.
Filmi beğendim ama aşırı da bayılmadım. Ve son olarak iyi ki kırmızı en sevdiğim renk.
7/10
Kesinlikle underrated bir başyapıt. Görselliğiyle sanat yönetimiyle, oyunculuklarıyla harika bir film. Aronofsky, zaten en sevdiğim yönetmenlerden biri ve bu filmle artık çok daha üst bir noktada benim için. Keşke istediği bütçeyle çekebilseymiş bu filmi, o zaman ne izlerdik tahmin bile…devamıKesinlikle underrated bir başyapıt. Görselliğiyle sanat yönetimiyle, oyunculuklarıyla harika bir film. Aronofsky, zaten en sevdiğim yönetmenlerden biri ve bu filmle artık çok daha üst bir noktada benim için. Keşke istediği bütçeyle çekebilseymiş bu filmi, o zaman ne izlerdik tahmin bile edemiyorum.
9/10
4. sezondan bir beklentim vardı. Artık karakterlerin birbirleri aralarındaki çatışmaları değil de kendi iç çatışmalarının ön plana alınmasını istiyordum. Önceki sezonlarda da iç çatışmalara yer veriliyordu ama ön planda değildi bence. Karakterlerin iç dünyaları daha derin anlatılırsa eğer bu dizi…devamı4. sezondan bir beklentim vardı. Artık karakterlerin birbirleri aralarındaki çatışmaları değil de kendi iç çatışmalarının ön plana alınmasını istiyordum. Önceki sezonlarda da iç çatışmalara yer veriliyordu ama ön planda değildi bence. Karakterlerin iç dünyaları daha derin anlatılırsa eğer bu dizi benim için çok yüksek bi noktaya çıkabilir diyordum. Ve sezonun ilk bölümünü izlediğimde ufak ufak bunun sinyallerinin olduğunu hissettim gibi. Ama net konuşmamak lazım diğer bölümleri de izleyip değerlendirme yapılmalı.
Genel olarak filmleri nereden izliyorsunuz? Platformların çoğuna üye misiniz, sabit birini mi kullanıyorsunuz? Veya daha farklı yolları mı kullanıyorsunuz? En çok kullandığınız yöntemler neler paylaşabilir misiniz? Bilmeyen insanlar da faydalanmış olabilir (ben🥲).