Tam bir merdümgiriz insanları anlatan film. Elinde olmadan toplumdan kaçan, en yakın arkadaşına bile rahat rahat inanmayan, tanıştığı veya izlediği kişiyi analiz eden ablamız kendini ve hayatı sorgulamaya başlar. Ne düşünüyorsa bunu hep blog sayfasında yazmaya başlıyor. Bunu bende şiir…devamıTam bir merdümgiriz insanları anlatan film. Elinde olmadan toplumdan kaçan, en yakın arkadaşına bile rahat rahat inanmayan, tanıştığı veya izlediği kişiyi analiz eden ablamız kendini ve hayatı sorgulamaya başlar. Ne düşünüyorsa bunu hep blog sayfasında yazmaya başlıyor. Bunu bende şiir yazarak yapıyorum. Kendimi topluma göstermemek istemenin en güzel yanı. Çünkü toplum önyargılarıyla besliyor kendini. Kendini sorguladığı süreçte telefonda bir psikologla görüşüyor. Telefondan böyle şeylerin anlaşılmayacağı için psikolog haklı olarak anladığı kadarıyla "özgüven eksikliği var sende" diyor. Bu özgüven eksikliği değil topluma güvenememek. Bir de merdümgirizlik psikolojik bir hastalık değil. Kişilik yapısı kısaca. Ablamız bir arkadaşıyla da zamanın da namaz kılıyor diye alay etmiş ama hayatı sorgulayınca arkadaşından özür dileyip namaza başlıyor. Iranda bir operatörün ezan saatini haber veren uygulamasına kayıt oluyor. Namazları hüngür hüngür ağlayarak kılıyor. Çünkü insanların kendisine o kadar önyargılı yaklaşmasından, analizlerinin hep doğru çıkmasından, insanları kıramamaktan ve kolay kolay insanlara bağlanamamaktan yıllarca bunalmış. Ben bile tanıdıkların azınlığından deliymişim gibi yorum alıyorum. Sabah namaza başlıyor öyle namaz kılışı var sanki canını bedeninden alıyorlar. Kafaya takmış vakit kaybetmeden bütün vakit namazlarını kılacak. Birkaç saat kaçırsa hüngür hüngür ağlıyor. Sevenleri, sevdikleri ve kendi için haykıra haykıra namaz kılıyor. Sonra bir arkadaşı abisiyle bunu tanıştırmak istiyor. Anlaşırlarsa evlenecekler. Bizim merdümgiriz ablamız yine adamı analiz ediyor ve bu huyundan da nefret etmeye başlıyor. Kurban olduğum Allah resmen kendisiyle sınıyor sanki. Adam iyi şeyde söylese, kötü şeyde söylese, adam ayağına da kapansa kanı çekmiyor. Adamın iyi davranışları hoşuna gidiyor ama namaz kılmanın niyetine adamla evlenmekten vazgeçiyor. Sanki namaz kılmasa Allah'a karşı bir yanlış yapmış gibi hissediyor. Filmin sonlarında arkadaşlarını kıramamaktan öğlen ve ikindi namazını kazaya düşürmüş. Vicdanı el vermiyor arkadaşlarıyla gittiği sinemada icaze isteyip abdest almaya gidiyor. Arkadaşına bir cesaret "namaz kılıp geleceğim" diye mesaj atıyor. Yine kaza namazını niyet ederken ağlaya ağlaya ilk başta Allahtan özür dileyerek niyet ediyor.
Aslında bir merdümgiriz insanlar şunu kabul etmeliyiz: Biz insanlardan farklıyız belki de insanlığın özü biziz. Çünkü safız, dünyaya yaranma kaygımız yok vs. Bizi insanlar böyle kabul etmeli. Biz oturur bir köşe de geceye kadar insanları izleriz. Gönlümüz kime ısınıyorsa konuşuruz. Bunda milyonda bir pişman oluyoruz. Acele edince yanlış insanla da muhabbet kurma mücadelesine düşüyoruz.