(@) - Raf

Eğer geçmişten gönderi silmezsem gelecekte, 100. gönderim en sevdiğim filmlerden birine ait olsun isterim. İzlediğim yüzlerce filmden 10/10 puan alan 11 filmden biri bu Paddleton. Sebepleri biraz duygusal gelebilir ama teknik açıdan da ben bir problem göremedim filmde. O zaman…devamıEğer geçmişten gönderi silmezsem gelecekte, 100. gönderim en sevdiğim filmlerden birine ait olsun isterim. İzlediğim yüzlerce filmden 10/10 puan alan 11 filmden biri bu Paddleton. Sebepleri biraz duygusal gelebilir ama teknik açıdan da ben bir problem göremedim filmde. O zaman başlayalım. Bu film, aynı zamanda komşu olan iki yakın arkadaştan birinin kanser olmasıyla başlayan bir yolculuğu anlatıyor. Ölümcül hastalığı olan Michael, hastalığını kabullenmiş ve ölümünü beklerken Andy ise mutlaka bir tedavisi olacağını düşünür. Filmi izlerken keyif alabilmeniz için spoiler vermemeye dikkat ediyorum. Filmin ismi, bu ikilinin kendilerince bulduğu oyundan geliyor. Duvar tenisine benzer bir oyun ancak basketbola da benziyor. Filmin hikayesine büyük bir etkisi yok. Filmin en güzel tarafı bu ikili arasında geçen samimi ve doğal diyaloglar. Diyaloglar o kadar doğal yazılmış ve oynanmış ki hiçbir şekilde overacting olmamasına rağmen müthiş bir oyunculuk izliyorsunuz. Oyunculukta zor olanın doğal oynamak olduğu kanaatindeyim. Mark Duplass ve Ray Romano bu işin üstesinden çok iyi gelmişler. Filmin hiçbir anında film izliyormuş gibi hissetmedim. Adeta filmin içindeydim. Filmin hikayesine değindim zaten başta ama bir daha değinmek istiyorum. Bir yol ve arkadaşlık filmi sayılabilir. Basit, başlıyor ve bitiyor. Çapraz kurgu yok. Uzun zamandır böyle samimi ve içimi yumuşatan bir dostluk filmi izlememiştim. Komedisi de dramı da tam dozundaydı. Gülümseyen gözyaşlarıyla izledim hikayeyi. :') Çekimler, renkler, sinematografi ve müzikler dikkat çekmiyordu. Tam da olması gerektiği gibiydi. Filmin doğallığını hiçbir şekilde bozmuyordu. Bu filmin en büyük kartı doğal ve samimi olması. Kalan her şey de bu doğallığa hizmet ediyor ya da oluşmasını sağlıyor diyebilirim. Film Netflix yapımı. İçinde romantik bir sevgi barındırmıyor. Saf bir dostluk filmi. Biraz dramatik, ağlatabilir. Güzel bir ağlama tabii ki bu. Gerçekçi, samimi, doğal... İzlerken yer yer düşünmeye sevk eden ama aynı zamanda akıp giden bir film. İzledikten sonra konforlu filmlerinizden biri olma potansiyelinde. İzleyin işte ya. Mis gibi film daha ne anlatayım. Başta notumu söyleyerek girdim zaten de yine söyleyeyim. 10/10 abi. Gidin izleyin ve hayatınız güzelleşsin.

b1rfilm 2 years ago

İnsanlarda "güvenilir kişi" algısını oluşturmak için yalan söylemeyen, yani gerektiği zaman yalan söylemeyi aklının bir köşesinde bulunduran birisi iyi midir? Bu davranış sayesinde sürekli dürüst davranan ama yalan söyleyeceği zaman hiç gelmemişse bile bu insan iyi bir insan mıdır? Dürüst…devamı

b1rfilm 2 years ago

Bunca zaman dikkat çekmemek için uğraşıp kimse tarafından sevilmeyince de buna üzülemezsin.

b1rfilm 2 years ago

Çaykovski'nin Karısı

Kirill Serebrennikov

4 Gönderi

Rus besteci Çaykovski'nin karısının saplantılı aşkını anlatan sanatsal bir film. Konu çok ilgi çekici olmayabilir belki ama teknik açıdan harika işlenmiş. Sinematografi mükemmel. Her sahne özenle hazırlanmış. İzlerken büyüleniyorsunuz adeta. Ayrıca bazı yerlerde çok akıcı sahne geçişleri kullanılmış ki bu…devamı

b1rfilm 2 years ago

İyi Adamın 10 Günü

Uluç Bayraktar

65 Gönderi

Filmi izlemeye başlamak için çok fazla gerekçem vardı. Hiçbiri tek başına yetmezdi tabii ki ama Nejat İşler, Uluç Bayraktar, Rıza Kocaoğlu ve polisiyeyi bir arada görünce izlemek istedim. İtiraf etmeliyim ki Netflix yapımı olduğundan dolayı beklentimi düşürmüştüm, belki de beğenmemin…devamıFilmi izlemeye başlamak için çok fazla gerekçem vardı. Hiçbiri tek başına yetmezdi tabii ki ama Nejat İşler, Uluç Bayraktar, Rıza Kocaoğlu ve polisiyeyi bir arada görünce izlemek istedim. İtiraf etmeliyim ki Netflix yapımı olduğundan dolayı beklentimi düşürmüştüm, belki de beğenmemin sebebi budur. Evet beğendim filmi. Nejat İşler'i "İyi Adam" rolünde(adında mı desem acaba? ) görmek biraz tuhaf geldi. Sonra alıştık(?) zaten. Filmin sanat yönetimi ve çekimlerini beğendim. Oyunculuklar da fena değildi, ortalamaydı diyeyim. Sadece Pınar karakterini beğenmedim. Diğer yıldız isimlerin de rolü sönük olduğundan dikkat çekemedi benim için. Nejat İşler de düz oynamış. Filmin hikayesiyse daha gğçlü anlatılabilirdi diye düşünüyorum. Özellikle karakterlerin anlatımı bana zayıf geldi. Filmin ortalarına kadar kimin kimle ne ilişkisi var anlayamadım. Bir de filmdeki tğm karakterler sanki bizim Sadık'a hizmet ediyormuş gibiydi. Kendi hayatları yoktu, anlatılmadı. Birkaç ay önce izlediğim The Banshees of Inisherin filminde bu çok iyi yapılmıştı. Alakası yok filmlerin ama ne demek istediğimi anlatmak adına bu referansı kullanmak istedim. Kitaplarını okusam belki daha iyi olabilirdi. Spoiler ibaresi koymadım ama bu paragraf spoiler içeriyor. Filmi izlemediyseniz bu paragrafı atlayınız. Kitapların sadece adını bile biliyorsanız spoiler olmaz zaten ama olsun, ben yine uyarımı yapayım. Filmin sonunda İyi Adam'ın kötüye dönüşeceğini hissediyorduk. Bunu hikayeden anlıyorduk zaten ama ana karakterin sürekli süt içmesi de bunun bir göstergesiydi zaten. Filmin başından beri "bu adam iyi olamaz" diyordum. Değilmiş de zaten. Aslında bunu dönüşüm olarak değil de davranmak olarak algılayabiliriz. Kötü Adam, İyi Adammış gibi davranıyor. Filmde ana karakter Sadık'ı beğendim. Soğukkanlılığı ve gergin anlarda yaptığı espriler güzeldi, ortamı daha da gerdi ama benim hoşuma gitti. Kitaplar üçleme olduğundan filmin de devam filmleri gelecek sanıyorum. Filmden sonra Kötü Adamın 10 Günü tanıtımı çıktı karşıma. Önce kitaplarını okuyasım var açıkçası. Özetle filmi beğendim. Polisiye kısmı mükemmel değil ama izletiyor kendini. Devam filmlerini de izlerim. Tekrar izler miyim? İzlerim galiba. 7/10

b1rfilm 2 years ago

Sevgisiz

Andrey Zvyagintsev

17 Gönderi

Boş günümde ne yapacağım diye düşünürken bir yandan da izleyecek film bakıyordum. Dijital platformlardaki hiçbir film beni heyecanlandırmıyorken Twitter'da bir eleştirmenin bu filmi çok beğendiğini okudum. Baktım Apple TV'de de varmış. Açtım izlemeye başladım hemen. Filmi birbiriyle anlaşamayan çiftin ayrılık…devamı

b1rfilm 2 years ago

Aşk

Spike Jonze

147 Gönderi

Bu filmi uzun zaman önce izlemiştim. O zamanlar ne elle tutulur bir film kültürüm, ne bir aşk hayatım, ne de yapay zekaya bir ilgim vardı. Şimdi bu üç maddeden de tam olarak olmasa bile ucundan yakaladığım kısımlar var ve geçtiğimiz…devamıBu filmi uzun zaman önce izlemiştim. O zamanlar ne elle tutulur bir film kültürüm, ne bir aşk hayatım, ne de yapay zekaya bir ilgim vardı. Şimdi bu üç maddeden de tam olarak olmasa bile ucundan yakaladığım kısımlar var ve geçtiğimiz hafta boyunca ChatGPT ile biraz haşır neşir olunca yeniden izlemenin tam sırası dedim kendi kendime. Sonda söyleyeceğimi başta söyleyeyim. Filmi çok beğendim. Hem yapay zekanın kullanımı hem de aşkın tarifinde çok başarılı buldum. İzlediğim en saf, en iyi aşk filmi bu olabilir. Her ne kadar yapay zeka ile olsa da tarafların birbirini anlaması ve değer vermesi, birbirinin gelişimine katkı vermesi, birbirlerini mutlu etmesi, kaybetmesinde oluşan korku, dozunda kıskançlıl tam benim aşk tanımıma uyan şeyler. Ancak ortada yapay zekadan kaynaklanan bir samimiyetsizlik var ki bu da benim için yıkıklığı temsil ediyor. Bence Theodore için de yapay zekaya aşık olmak mantıksız ve aptalca ama aşk da zaten mantıksız ve aptalca olduğundan tutarlı diyebilirim. Theodore de benim gibi kendini anlayan insana aşık oluyor. Filmde anlatılmıyor ama ben Catherine ile olan ilişkisinin de anlayıştan başladığını düşünüyorum. Yapay zeka konusunda ise değinmek istediğim bir durum var. Bir noktada bizim yapay zekamız Samantha, Theodore adına mailler falan atıyor. Theo ise bunu bilmiyormuş gibi şaşırıyor. Böyle bir şeyin gelecekte de mümkün olduğunu sanmıyorum. Yani haberimiz olmadan hiçbir yapay zeka bizim adımıza mail atamaz. Atıyorsa eğer siz ona bu yetkiyi vermişsinizdir, mail attığını görünce de "aa şapşik benim için mail atmışsın" falan diyemezsin. Burada filmden biraz uzaklaştım. Bunun dışında her şey kusursuzdu diyebilirim. Çekimler, müzikler, oyunculuklar, diyaloglar... Filmden bu kadar tatmin olmuş bir şekilde ayrılacağımı sanmıyordum. Filmi ilk izlediğimde 6/10 vermiştim. Şimdi radikal bir yükselişle puanımı 9'a çıkarıyorum. Aşk ve yapay zekaya ilgiliyseniz çok harika bir film. İyi seyirler.

b1rfilm 2 years ago

Aynı Yıldızın Altında

Josh Boone

198 Gönderi

Tahmin edilebilir, basit bir romantizm. Daha çok kanserle mücadele filmi. Etkilendim mi etkilendim ama fazlası yok. Oyunculuklar, çekimler, müzikler ortalamaydı ama duygu yoğunluğu olarak etkiledi sadece. Diyecek çok bir şeyim yok. Duygusal olmak istiyorum ama çok kötü bir şey de…devamı

b1rfilm 2 years ago

The Banshees of Inisherin

Martin McDonagh

93 Gönderi

Birçok yerde "yılın en iyi filmi" gibi yorumlar gördüm. Yönetmenin ve oyuncuların önceki yapımlarından birkaç tanesinin çok iyi olduğu biliniyor. Bundan da kötü bir şey çıkmaz denerek izleniyor ve beğeniliyor. Hatta Martin McDonagh daha fazla film çekmeli diye gönülden istekler…devamıBirçok yerde "yılın en iyi filmi" gibi yorumlar gördüm. Yönetmenin ve oyuncuların önceki yapımlarından birkaç tanesinin çok iyi olduğu biliniyor. Bundan da kötü bir şey çıkmaz denerek izleniyor ve beğeniliyor. Hatta Martin McDonagh daha fazla film çekmeli diye gönülden istekler de var. Filmin LetterboxD puanı 4.2. Imdb 8. Ben filmi izlemeye başlamadan önce tüm bunları okudum ve beklentimi arşa çıkardım. Arş dediğim de 8 falandı. Tüm bu beklentime rağmen filmi beğendim. Normalde böyle olmazdı. Beklentimi yükselttiğimde genelde filmi beğenmezdim. Dune filminde böyle oldu, Aftersun'da böyle oldu, Blonde'da çok daha kötüsü oldu falan. Filmi izlemeye başlamadan önce de okuduklarımdan ötürü filme dair bir puanım oluyor. Genelde de değişmiyor. Ama bu filmde değişti. Beklentim zaten yüksekti. Beklentimi aştı. Öncelikle sinematografi ve mekanlara değineceğim. Görüntüler o kadar güzeldi ki büyülendim resmen. Rüya gibiydi. Keşke beni o adaya atsalar da ölene kadar orada yaşasam. Martin McDonagh da isterse beni çeksin. Senaryo muazzamdı. Diyaloglar çok iyi yazılmış. Yer yer güldürüyor da ama öyle kahkaha attıracak cinsten değil. Yabancı mizah sonuçta. Kahkaha attırmasını bekleyemeyiz ama yine güzeldi. Geçtiği dönemden ötürü siyasi göndermeler falan da var. Pek anladığımı söylemeyeceğim. Tarihi pek sevmiyorum. Araştırmadım da. İrlandalı da değilim. Bana geçmedi o göndermeler. Karakterler muazzamdı. Sadece ana karakterler değil yan rollerin de kendine has bir yaşantısı ve dertleri vardı ve bu hissediliyordu. Her ne kadar 2 kişinin filmi gibi görünse de yan karakterlerin de hayatı vardı ve yönetmen bunu çok iyi aktarmış. Filmdeki tüm karakterlerin yerine kendimi koyabiliyordum ki bu bence büyük bir başarı. Kolay kolay yapamıyorum ben bunu. Son olarak oyunculuklar... Colin Farrel ve Brendan Gleeson o kadar iyi, o kadar doğal oynamışlar ki anlatamam. Bir tane aşırı oyunculuk yok. Herkes tam da olması gerektiği doğallıkta oynamış. Filmi yaşadım resmen. Özetle ben filmi çok beğendim. Bu aralar böyle bir filme ihtiyacım vardı. Spoiler vermek istemiyorum ama beni ağlatmaya yakın filmlerden biriydi ki ben daha önce hiçbir filmde ağlamadım. Evet diyeceklerim bu kadar. Senenin ilk filmine böyle yüksekten girmek senenin devamını nasıl etkiler bilemiyorum ama ben bu filme 9/10 veririm. Gidin izleyin.

b1rfilm 2 years ago

Yeni yılın ilk gününden herkese selamlar. Bu yılki hedefim 120 film izlemek. Haftada 2-3 film, ayda 10 film, 3 günde bir film gibi küçük zaman dilimlerine de bölebiliriz. En nihayetinde yılda 120 filmi tamamlamak istiyorum. Dizi ve kitap konusunda hedef…devamı