Dün gece annem rastgele bir film açtı örgü örerken. Ben de salonda olduğum için bir bakayım dedim. Film iyiyle kötü arasında çok saçma sapan bir yerde. Çağlar Çorumlu bu filmi niye çekmiş mesela. Ya da bu filmin sonunu kim yapmış?…devamıDün gece annem rastgele bir film açtı örgü örerken. Ben de salonda olduğum için bir bakayım dedim.
Film iyiyle kötü arasında çok saçma sapan bir yerde. Çağlar Çorumlu bu filmi niye çekmiş mesela. Ya da bu filmin sonunu kim yapmış? Oyunculuklar zaten gayet iyi doğal olarak. Kadro çok iyi. Sadece Şükran Ovalı biraz sırıtmış o rolde. Merve Dizdar mesela daha iyi olurmuş filmde. Yine de birçok iyi şey de var. Netflix yapımı mi hatırlamıyorum ama kamera çekimleri, lensler görüntüler çok çok başarılı. Bu konuda gelişme var bizim filmlerde. Bunun dışında gerçekten saçma da olsa güzel bir gizem var ve trajikomik olaylar iyi yansıtılmış. Bence fena bir film değildi cidden. Ama filmin amacını anlamadığım için ve sonunu çok basit bulduğum için aynı zamanda komedisini de eh işte dediğim için puan kırdım ama bence hiç fena değildi. Yani izlediğime pişman olduğum bir sürü film var ama bu film açıkçası pişman ettirmedi.
Ülkemizde yaz dizileri bu ülkenin medyasının başına gelmiş en kötü şeylerinden biridir. Yüzde 95i aynı senaryo ve berbat oyunculuklar ile, laçkalığın dibine vurulan berbat işler oluyor. (Çok ciddi sosyolojik bir problem bu dizide de baş gösteriyor ancak kötünün iyisi deyip…devamıÜlkemizde yaz dizileri bu ülkenin medyasının başına gelmiş en kötü şeylerinden biridir. Yüzde 95i aynı senaryo ve berbat oyunculuklar ile, laçkalığın dibine vurulan berbat işler oluyor.
(Çok ciddi sosyolojik bir problem bu dizide de baş gösteriyor ancak kötünün iyisi deyip bakmak istedim. Bu probleme yazının alt kısmında değindim)
Bu dizi için durum biraz farklı. Benim izlemek isteme sebebim sadece Ali Atay idi başta. "Acaba gerçekten senaryoya inandı da mı girdi yoksa Haluk Bilginer gibi ben parama bakarım deyip boş iki dizi çekelim mi dedi?" Diye sorduğum soruyu cevaplasın diye izlemeye başladım. Ancak gerçekten de güzel bir senaryo kurgusu ve çok başarılı oyunculuklar ile ilerlemiş dizi ki yaz dizisinden çıkıp kışın prime time bile denemisler dizi bitmesine rağmen tek sezonda.
Öncelikle iyi şeylerden bahsedeceğim sonra kötü yanlara gelmek istiyorum. Birincisi dediği gibi dizinin oyuncuları zaten kaliteli bir de iyi oynamışlar hepsi, seviye yükselmiş. Müzikler başarılı dizideki, büyük oranda. Dizinin ilk sezonunun yani aslında finalinin alışık olduğumuzun dışında bitmesi bence çok çok başarılı ve doğru bir tercih olmuş. İzlerken refleksim başkaydı tabi ama sonra düşününce helal olsun valla dedim. Bir diğeri de yaz dizisi olmasının bir avantajı sanırım, dizideki dramalar kısa kısa hep. Drama özellikli bir dizi olmamasına rağmen 2-3 bölüm uzatmamışlar aynı şeyleri ki bunu dizilerin neredeyse hepsinde görüyoruz maalesef. Keyif aldırıyor insana, diyaloglar, Ali Atay'ın oyunculuk performansı eğlendiriyor insanı. Yan karakterlerin başarısı diziyi ileri götürüyor kesinlikle. Soner, Ali başkomiser, Fatih, Canan karakterleri bence harika olmuş harika oynanmışlar. Yan karakterlerin başarısı en önemli değildir ama diziyi ilerletir kesinlikle. Bunlar dışında diyebileceğim, dizideki baş kötünün yüzünün hiç gösterilmemesi ve sadece telefondaki bir sesten ibaret olması da doğru tercih olmuş. Halil Sadi karakterinin yüzünün gözükmesi, onun kudretini bilinçaltında düşürürdü. Bu yüzden en iyisini yapmışlar. Toplamak gerekirse birçok yönden başarılı ve diğer dizilerden ayrılan bir sürü özelliği var. Bu sebepten önyargılı olsanız da şans vermenizi tavsiye ederim. Şimdi gelelim kötü yanlarına.
Çok fazla şey sıralamayacağım ama bir konu var çok rahatsız olduğum, onu uzun uzadıya yazabilirim. Çünkü bence çok ciddi sosyolojik bir problem. Birincisi Akgün Gökalp karakterinin sürekli bağırması. Gerçekten çok kafa yoruyor bir yerden sonra. Karakteri bu olduğu için tabi ki ama nolursa olsun insan izlerken gerçekten ses kısıyor. Bu da yanlış yapıyorsun demek bence. Bir ikincisi Ali Atay'ın sinirlendiği sahnelerin biraz fazla telaşe davranması. Bence bu Ali Atay'ın oyunculuk tarzı ile alakalı bir şey, kimisi sevebilir ama ben çok kaliteli bir oyuncu olduğunu bildiğim için, bu tarz fazla fazla refleks vermelerini, tepkilerini çok çok göstermelerini ona yakıştıramadım açıkçası. Şimdi gelelim asıl konuya. Akgün Gökalp Taşkın karakteri, serseri, it kopuk, içten çok temiz bir mafya çocuğu olarak gözüküyor başta. Daha sonra kendini ehlilleştirmeye çalışıyor. Yağmur karakteri aşık oluyor ve nolursa olsun peşini bırakmıyor. Şimdi bu gerçekte olsa, aile zaten baştan engel olur ki hele de bu aile hukukçu bir aile ise. Dizide olur bunlar demeyin. Çünkü bu karakterler genç kızlara güzel ve doğru gibi yansıtılıyor. Veya bu karakterler aslında iyi huylu olduğu için, gerçekte de böylelerdir imajı veriliyor. Biz bunlara inanmıyoruz da demeyin çünkü inanıyorsunuz. Bilinçaltınız bunları sindiriyor çoktan. Üstelik duygusal bir varlık olan kadınlar, bu gibi şeylerden kolayca etkilenmeye müsait. Akgün karakteri dizide adam vuruyor, darp ediyor, gasp eder gibi mekân basıyor, bilimum her türlü serseri davranışı yapıyor ancak Yağmur karakteri "olsun iyi yürekli o gençken savrulmuş" deyip hâlâ peşinde koşuyor. Şunu anlıyorum. Genç bir kadın için risk alan, asabi duran ve güçlü duran erkekler çok çekicidir. Bunu anlıyorum. Ancak o zaman şu soruyu sormam gerek. Ya siz kiminle beraber olacağınızı asla secemiyorsunuz, ya da yeri her geldiğinde "erkekler kapatilsın" gibi cümleler söylerken iki yüzlülük yapıyorsunuz. Şimdi bu ağır gelmiş olabilir ama lütfen düşünün ve anlamaya çalışın. Ya da seçim yaparken "istediğimle olurum" kafası ile ilerleyip, pişman olduktan sonra suçun erkekte olduğunu bile bile kalkıp iki gün sonra bahsettiğim Akgün karakteri gibi erkeklerden yine hoşlanmamalısınız. Ama devam ediyorsunuz. Bu çok ciddi sosyolojik bir problem. Bunda belki erkeklerin ülkede kadınlara asla güven vermemesinin büyük payı var bunu bilmiyorum, ben sadece gözlemledigim kısmı vurgulamak istedim. (Kadına şiddet uygulayan kesim için bahsetmiyorum bu arada. Nolursa olsun bir kadına elini bile kaldırmak o kişiyi ilelebet suçlu yapar. Bu tamamen farklı bir şey.)
Neticede diziyi izleyin derim ancak dediklerimi eğer izlediyseniz de bir daha düşünerek diziye bakın bence.
Ben çok beğendim. Zaten elde olan bir senaryonun spin-offu gibi olmuş. Filmini izleyen varsa eğer, yine Guy Ritchie yönetiyor. Dizi tabi bu sefer. Bence baya güzel aktarılmış bu hali. Açıkçası bazı şeylere sinir oldum ama bunlar benim kişisel beklentilerim. Garip…devamıBen çok beğendim. Zaten elde olan bir senaryonun spin-offu gibi olmuş. Filmini izleyen varsa eğer, yine Guy Ritchie yönetiyor. Dizi tabi bu sefer. Bence baya güzel aktarılmış bu hali. Açıkçası bazı şeylere sinir oldum ama bunlar benim kişisel beklentilerim. Garip ve bir ton farklı İngilizce aksanı mesela cidden çok yordu beni. Bir de başrol çok iyi hoş güzel adam da, kurban olayım sesini biraz daha yutarak konuş ki o tok sesinden hiçbir şey anlaşılmasın. Bazen aşırı oyunculuk da hoş olmuyor cidden. Eğreti duruyor en azından. Bir de Freddie karakteri iyi yazılmış ve iyi oynanmış olsa da diziyi izlerken insan bazen keşke şunu da halletseler diyor. Yine de başroller arasındaki dinamikler çok iyiydi. Çekim kalitesi zaten müthiş Guy Ritchie sağolsun. Kıyafet tasarımları, diyaloglar, sahne geçişleri tam bir İngiliz işi olmuş. Gerçekten dizinin her şeyiyle İngiltere'de olduğuna hem fikir oluyorsunuz. Bu da çok hoşunuza gidiyor. Bunun dışında zaten harika ilerlemiş senaryo ve sezon finali çok başarılı. Gerçekten ikinci sezon olur dedirtiyor. Ki ikinci sezonu çıkacak zaten. Bence izlemeniz gerekiyor kesinlikle. Tavsiye ederim de.
Benim çok etkilendiğim bir filmdir. Çünkü ana konu olan Notorious B.I.G. ve Tupac'ı baya severim. Hikâyelerini dinlemek de hoşuma gidiyor açıkçası. Dizisi de vardı ama filmi daha can alıcı ve güzel anlatılmış. Müzik seçimleri, sanatçıların parçalarını filme koyma zamanlaması muazzam…devamıBenim çok etkilendiğim bir filmdir. Çünkü ana konu olan Notorious B.I.G. ve Tupac'ı baya severim. Hikâyelerini dinlemek de hoşuma gidiyor açıkçası. Dizisi de vardı ama filmi daha can alıcı ve güzel anlatılmış. Müzik seçimleri, sanatçıların parçalarını filme koyma zamanlaması muazzam olmuş. Açıkçası çok ünlü bu hikâyeyi bu kadar iyi anlatmış olmalarına şaşırdım. Klişe bir film diye düşünmüştüm ama harika olmuş. Johnny Depp'in yorgun oyunculuk yapması da ses tonuna çok yakışmış. Kesinlikle tavsiye ederim çünkü bu kişileri dinlemeseniz bile film özelliğini iyi yansıttığı için sizi içine çekecektir. Keyifli seyirler
Arthur C. Clarke'ın dili biraz fazla edebi olduğu için diğer distopya çevirilerinden daha zor okunması. Cesur Yeni Dünya 'yı okurken de bu tarz bir başlangıç yapmıştı kitap fakat o çok daha kolay anlaşılıyordu. C. Clarke kitabında ciddi bir betimleme örneği…devamıArthur C. Clarke'ın dili biraz fazla edebi olduğu için diğer distopya çevirilerinden daha zor okunması. Cesur Yeni Dünya 'yı okurken de bu tarz bir başlangıç yapmıştı kitap fakat o çok daha kolay anlaşılıyordu. C. Clarke kitabında ciddi bir betimleme örneği göstermiş o yüzden kavramak daha zor hayal etmek daha çaba istiyor. Bunlar olumsuz söylüyorum gibi duruyor fakat aslında kitabı güzel yapan şeyler. Okumaya inatçı biriyseniz size bu kitap muazzam gelecektir. Distopik kültürün en zor kısmı seçtiğiniz konuya uygun bir dünya yaratmakta bence. Arthur C. Clarke dünyayı kurmayı o kadar iyi yapmış ki, bu ağır gelebiliyor okura. Kesinlikle tavsiye edebileceğim ancak kesinlikle uyarmam gereken bir kitap aynı zamanda. Eğer kitap okumayı tek tük yapiyorsanız, çok inatçı biri değilseniz, distopyaya yeni başladıysanız bu kitabı biraz erteleyin derim. Bunlar dışında herkes hemen sarılsın bu esere.
Normalde anime tarzı, çizgi film gibi diziler izlemem ben. Sanki küçükken izlemem gerekeni izlemişim gibi geliyor açıkçası. İzleyene saygım sonsuz tabi ayrı konu. Bu diziyi izlememin en büyük sebeplerinden biri çizim kalitesi ve sadece 9 bölüm olması. Her bölümü en…devamıNormalde anime tarzı, çizgi film gibi diziler izlemem ben. Sanki küçükken izlemem gerekeni izlemişim gibi geliyor açıkçası. İzleyene saygım sonsuz tabi ayrı konu. Bu diziyi izlememin en büyük sebeplerinden biri çizim kalitesi ve sadece 9 bölüm olması. Her bölümü en az 50 dakika olduğu için, daha fazla bölüme tahammül edemezdim muhtemelen. O yüzden bu ideal olmuş benim için
Diziye gelecek olursak, samuray yazıyor olsa da, aslında başrolün samurayla alakası yok. Samurayın taşıdığı karakteristik özelliklerin hiçbirini taşımıyor. Zaten kendisi de dizide söylüyor. Japonya'da melez ya da başka kandan doğanlara zamanında yapılan ırkçılığı gösteriyorlar aslında. Ana karakterimiz melez. Bu yüzden hayatı boyunca eziyet çekiyor . Bir demirci çırağı olarak yaşamak zorunda kalınca hayatı değişiyor. O demirci bütün Japonya'nın gördüğü en iyi kılıçları yapıyor çünkü. Bir göktaşı düşüyor ve farklı bir metal olduğunu anlayıp evine götürüyor demirci, o süreçte ana karakterimizle tanışıyorlar. Demircinin Japon dizaynı karakterlere uyumu harikaydı mesela. Yani o demirciden bir Japon animesinde nasıl konuşmasını bekliyorsan öyle konuşup öyle yaşıyor. Dizideki dövüş sahneleri fena değil ama daha iyi olabilirdi bence. Başrol karakterin üstündeki ağırlıkları bıraktıktwn sonra ne kadar iyi bir kılıç ustası olduğunu görünce bide, daha fazlasını bekliyorsunuz ama onları kullanmasının anlamı da var. Eğer kız olursa kendisini yakalayıp öldüreceklerini bilerek yaşadığı için, hayatı boyu erkek gibi davranıyor. Hatta genç yaşlarında göğüsleri çıkmaya başlayınca sert şekilde bir bezle bağlayıp göğüs hatlarını saklamaya çalışıyor. By yüzden vücudu fena şekilde yaralanıyor. Dizide anlatılan karakterin intikamı cidden çok iyi işlenmiş ve çizilen karakter ses bütünü harika olmuştu bence. Kılıçla bir şeyler kesme, katletme sahneleri falan harikaydı. Şaşırtan bir kısım ise dizide seks sahnelerinin olması, cinsel organların çokça ve rahatça gösteriliyor olması. Hem beklemiyordum hem de yapımcının "zaten hayvan gibi milleti deşme biçme sahneleri var, iki tane seks sahnesinden nolacak" bakış açısı adaletli geldi.
Çok büyük oranda beğendim diziyi ben. Cidden çok keyifliydi açıkçası. 2. Sezonu gelecek gibi bitti umarım iptal etmezler. Tavsiye edebileceğim bir yapım
Farklı türde bir edebiyat benim için. Amerikan edebiyatı çok az okudum. Ancak bu kitap çok iyiydi. Dil anlatımı çok iyiydi. Aslında Amerikan İngilizcesinin rahatlığını görüyoruz. Çeviri de çok rahat olmuş dolayısıyla. Kısa ve şipşak bitecek bir kitap. Çerezlik ama bence…devamıFarklı türde bir edebiyat benim için. Amerikan edebiyatı çok az okudum. Ancak bu kitap çok iyiydi. Dil anlatımı çok iyiydi. Aslında Amerikan İngilizcesinin rahatlığını görüyoruz. Çeviri de çok rahat olmuş dolayısıyla. Kısa ve şipşak bitecek bir kitap. Çerezlik ama bence kendi öğretisi olan bir eser olmuş. Herman Melville ile ilgilenmeye devam edeceğim. Tavsiye ediyorum
Kitabı okumadığım içindir belki ama diziyi kötüleyenleri pek anlayamadım. Bence çok güzel diziydi. Filmi veya kitapları gibi efsane olacak düzeyde değildi belki ama bence gayet başarılıydı. Bazı karakterlerin siyahi olması falan çok gözüme batmadı da açıkçası. Ben dizinin atmosferini, müziklerini,…devamıKitabı okumadığım içindir belki ama diziyi kötüleyenleri pek anlayamadım. Bence çok güzel diziydi. Filmi veya kitapları gibi efsane olacak düzeyde değildi belki ama bence gayet başarılıydı. Bazı karakterlerin siyahi olması falan çok gözüme batmadı da açıkçası. Ben dizinin atmosferini, müziklerini, hikâyesini ve gizemini çok sevdim. Çok da şaşırtıcı şeyler oluyor dizide üstelik. Veya çok önceki tarihler olduğu için bizim izlediğimiz dönemki karakterlerin ilk başlarını görüyorsunuz. Bence yüzüklerin efendisi evrenine dair çok iyi bir girişti. Bölümler biraz uzun gibi olsa da hiç bakmadım ne kadar kaldı diye. Aşırı büyük beklenti ile gelmiş olmasının zararını yaşadı sanırım dizi. Bir tane mantık hatası gördüm net şekilde o da Galadrielin 165 kadın gibi olmasıydı. Filmlerde kadin 2 metre burada çok kısa duruyor. 300 yaşından sonra mı uzuyor bu kadın o biraz saçma olmuş hakikaten. Oyunculukların çoğu iyiydi bence. Bir iki kişiyi çok beğenemedim ama genel anlamda iyiydi. Bence kesinlikle izlenebilir bir dizi. Eğer çok hâkimseniz evrene belki o yüzden beğenemeyebilirsiniz dediğim gibi bilmiyorum o kadar ama bence izleyin derim.
Benim çok sevdiğim bir yapım. Çok bilinen, çok izlenen bir dizi değil. Tom Hardy sebebiyle aslında izleniyor ancak çok bilinmiyor. Tam olarak bir konu anlatmak kolay değil çünkü aslında ana bir konu üzerine ilerlese de asıl verilmek istenen şey konuya…devamıBenim çok sevdiğim bir yapım. Çok bilinen, çok izlenen bir dizi değil. Tom Hardy sebebiyle aslında izleniyor ancak çok bilinmiyor. Tam olarak bir konu anlatmak kolay değil çünkü aslında ana bir konu üzerine ilerlese de asıl verilmek istenen şey konuya dair değil, sahnelerdeki detaylar. Çünkü bazen kaçırabiliyorsunuz ciddi bir gizemin içinde olduğunuz için. Üstelik geçen yıllar bağlantılı olunca daha da dikkat etmek gerekiyor eğer her şeyi anlamak istiyorsanız. Ancak ben bunu yapmadım. Ben diziye kendimi kaptırdım ve izledim. Tom Hardy müthiş bir oyuncu tekrar anladım. Dizideki karakterini muazzam oynamış. Sesi de karakter için aşırı uygun olmuş zaten. Biraz kurgunun üstüne çıkılmış olsa da bence realist bir yaklaşım var dizide. Karanlık temayı sonuma kadar yaşıyorsunuz dizide. Ben çok sevdim açıkçası. 1 sezon olması da izlemek için insanı rahatlatıyor. Tavsiye edeceğim bir dizi. Bence izleyin derim.
Çok ortada kaldığım bir dizi oldu. Başrolün sinir bozucu personası, aksanın rezilliği, sonunun çok ortada bitmesi gibi sorunlar vardı dizide ancak iyi şeyler olduğunu söylemem gerek. Bir kere İrlanda'da ya da Britanya'da çekilen her dizi veya filmin havası bir başka…devamıÇok ortada kaldığım bir dizi oldu. Başrolün sinir bozucu personası, aksanın rezilliği, sonunun çok ortada bitmesi gibi sorunlar vardı dizide ancak iyi şeyler olduğunu söylemem gerek. Bir kere İrlanda'da ya da Britanya'da çekilen her dizi veya filmin havası bir başka gerçekten. Kaliteli ekipman ve servis hizmetiyle görüntü açısından çok doyuyorsunuz. Normalde kapalı havaları çok sevmeyiz ancak ekranda görmek bence çok etkileyici bir şey. Dizide bir gazeteci önemli bir haberi araştırırken muhbiri gibi biri esrarengiz şekilde kendini aşmış şekilde bulunuyor ve gazeteciyi korumak için patronu bambaşka bir habere yolluyor. Benim en hoşuma giden yer de burada başlıyor. Günümüzün en çok rağbet gören işlerinden biri olan Podcast, aslında yeni nesil radyo, bu dizide ana görünümde. Gazeteciyi Amerikalı bir podcastcinin yanına gönderiyor patronu. Podcastci daha Amerikan olduğunun anlatılması için daha aptal ve daha eğlenceli bir karakter olarak dizayn edilmiş. Dizide sonlarda ya da başlarda yaptığı podcastten konuşmalar duyuyoruz. Güzel bir eklenti bence çünkü benzer şeyler çok olsa da, bunun farklı olduğunu hissettiriyor bir podcastci olması. Dizide dikkat ettiğim tuhaf algılanabilecek bir detay, küçük bir yerde oldukları için sanıyorum, sürekli yürüyorlar dizide. Nuri Bilge filmi izliyorum gibi ama Ertem Eğilmez müzikleri eşliğinde. Çok ilginç bir histi açıkçası. Dizi devam ettikçe bir sürü gizem ve olay birbirine karışıyor ve gerilim tırmanıyor ancak dizinin sonu bir garip ve bana göre eksik bitiyor. Keyifli ve izlemekten zevk aldığım bir dizi olsa da, bazen bitsin artık ya da sonucu görelim artık dediğim oldu. Başrole değinmeden edemeyeceğim. O kadının rolünü kim yazdıysa, bana inat yazmış olmalı. Şu gezegende en sinir bozucu ve rahatsız edici insan tiplemelerinden birini canlandırmışlat bana göre. İnatçı, huysuz, suratsız, memnuniyetsiz, asla laftan anlamaz, her zaman kendi burnunun dikine gider, en iyisini o bilir, gereksiz tripleri vardir, dünyada bir tek onun derdi vardır. Tam olarak böyle bir karakter. Gerçekten aşırı ayar oldum başrole ama zaten öyle biri olması gerektiği için başarılı olmuşlar en azından dedim. Tavsiye edebileceğim bir dizi. Öncelik vermenize gerek yok bence ama bir değişiklik istiyorsanız, Bodkin iyi bir seçenek.