Merhaba Dostlarım,🙋🏻♀️
Yine bir derleme, güldeste, antoloji ne derseniz kabulümdür onunla geldim. Bu seferki konumuz Bittiğinde “ohaaaa!..” dediğiniz filmler. Ben sıralamamı yaparken bunu mutlaka izleyin diyebileceklerimden IMDB puanı 8 ve üzeri olanları ekledim. Tabii ki siz bu listeyi dilediğiniz gibi…devamıMerhaba Dostlarım,🙋🏻♀️
Yine bir derleme, güldeste, antoloji ne derseniz kabulümdür onunla geldim. Bu seferki konumuz Bittiğinde “ohaaaa!..” dediğiniz filmler. Ben sıralamamı yaparken bunu mutlaka izleyin diyebileceklerimden IMDB puanı 8 ve üzeri olanları ekledim. Tabii ki siz bu listeyi dilediğiniz gibi yorumlarınızla uzatabilirsiniz. Amacım her zaman olduğu gibi derli toplu bir arşiv oluşturabilmek diyor ve tek tek basaraktan, bade süzerekten, incileri de şu yazı bitince dizeriz artık diyerekten listeye sol ayakla girme usulüylen başlıyorum.💃🏻💃🏻💃🏻
📌📌📌NOT: Filmler beğeni sırasına ya da IMDB puanlarına göre değil, kronolojik sıraya uygun olarak sıralanmıştır.
😳😳😳Psycho (Sapık)-1960-IMDB 8.7 : Kült bir Hitchcock filmidir efennim kendisi. Duş perdesi, küvet gibi yurdum banyo aksesuarlarına karşı tramvatik durumlar göstermemize neden olmuş filmdir aynı zamanda. Tür olarak korku sinemasına yerleştirmemiz gerekir dememe gerek var mıdır bilemem lakin teheyy kaç sene geçmiş üzerinden yine her izlediğimde Norman Bates’in mimikleri, bakışları, serinkanlılığı beni gerip durur. Bu arada iyi bir çocuk olursanız filmin herhangi bir noktasında belki Hitchcock Usta’yi bile görebilirsiniz. Gülümseyen smiley.
😳😳😳Se7en (Yedi)-1995-IMDB 8.7 : 90’ların en iyi gerilim-cinayet filmi der miyim? Sanırım evet, derim. Zaten David Fincher’i -o bunu bilmiyor olsa da- pek severim. Brad Pitt, ehh işte diyeceğim ama bunu diyen dilim lal olur, konuşamam alimallah. Morgan Freeman ise bu filmin asıl efsanesidir. Filmin her noktasındaki soğukkanlılığıyla ben büyüyünce bu adam gibi olacağım dedirtmiştir biz 90’lar bebelerine. Norman Bates’le yarışacak bir psikopat varsa o da ahan da bu filmdedir aaa dostlar. Sevgili Spaceylerden Kevin, senin kulaklarını daha çok çınlatacağım bu arşivde.
😳😳😳The Usual Suspects (Olağan Şüpheliler) -1995- IMDB 8.7 : Al işte, iyi insan lafının üzerine gelirmiş. Bir Kevin Spacey klasiği daha. Bu adamda oyuncu hamuru var diyeceğim ama benden önce görmüş görmesi gereken gözler zaten. Kendisi bir efsaneye -Kaiser Soze’ye- can, kan, et, kemik… her bir şeyiyle vücut vermiştir. Filmin ortalarında bir yerde “Eeee bu muymuş, anlattı zaten herif her şeyi diyeceksiniz.” Lakin dostlarım bir tek akıllı siz misiniz? Daha fazla bir şey demeyeyim, izlemediyseniz izleyin. Ama bu filmde babanızı dahi görseniz güvenmeyin.
😳😳😳Fight Club (Dövüş Kulübü) – 1999- IMDB 8.9 : Bir filmde ne ararsınız? Hayat pahalılığı, materyalist değerler, benmerkezcilik, kapitalizm, tüketim topluluğu, modern insanın tükenmişlik sendromu, insan ilişkileri, alışveriş bağımlılığı, başkası için yaşamak, sömürü düzeni, sınıfsal ayrımcılık, mülkiyet anlayışı, farkındalık eksikliği… Muhteşem tridlara ev sahipliği yapan filmdir aynı zamanda kendileri. Üzerine çok fazla laf edip benim sıradan cümlelerim arasında yok olmasını istemediğimden lafımı burada sonlandırıyorum.
😳😳😳The Sixth Sense (Altıncı His) – 1999- IMDB 8.2 : ben bu filmi sinemada izledim diyebileceğim muhteşem filmlerden biri. O vakitler -sinema salonlarının kapalı gişe olduğu- karnemizi almışız, okul çıkışı hadi gidelim de neymiş bu kadar abartılan film izleyelim diye sinemanın yolunu tuttuğumuz vakitler. Bir sinema salonu dolusu insanla birlikte, hep bir ağızdan Beşiktaş çarşı tribünün UEFA Şampiyonlar Ligi grup maçında 132 desibel ile dünya rekoruna ulaşmış sesinden daha çok ses çıkararak şaşırmıştık filmin sonuna. Tanımadığım onca insanla tek yürek olmuştum ben o gün.✊🏻
😳😳😳Memento (Akıl Defteri) – 2000- IMDB 8.5 : Bu filmi nasıl tanımlardım diye düşündüm. Sanki böyle bitmiş, yapılmış, sonu başı belli, asmaya hazır bir puzzle var elinizde. Sonra birden puzzle düşüyor ve her biri bir yere savruluyor. Bütün olan resmi de atmışsınız, nasıl olsa bitti diye. Heh işte şimdi siz bu savrulan parçaları tekrar eski haline getirmek için hazırlamak zorundasınız. Ama gelin görün ki balık hafızalısınız. Tabii ki bu kadar basit değil. Bu sadece bende hissettirdiği.
😳😳😳Donnie Darko – 2001-IMDB 8.1 : Bu filmi ilk kez İfistanbul’da seyretmiştim. Sonra eşimle, dostumla tekrar tekrar izleyebilme şerefine de eriştim tabii. Gerçi ne kadar izlerseniz izleyin cevapsız kalan sorular hep oluyor aklınızda. Bilmeceyi tamam bu defa çözdüm deyip yine oturmayan bir şeyi buluyorsunuz. Gerilmek, düşünmek, sersemleşmek, göndermeler içinde kaybolmak istiyorsanız beyaz tavşanı takip edebilirsiniz.
😳😳😳Oldboy (İhtiyar Delikanlı) – 2003- IMDB 8.4 : Rahatsız edici bir Kore filmi. “Yok oğlum o kadar da olmaz!” dediğiniz yerde o kadarının da olduğunu görüp daha da rahatsız oluyorsunuz. Oyunculuklar oldukça başarılı. Beklemediğiniz anda, hiç beklemediğiniz yerden bazen bir replik, bazen bir bakış, bazen bir anımsayış, fark ediş, hatırlayış vurup geçiyor. İzlemiyor, okuyorsunuz bence. Öyle roman gibi bir şey ama roman değil.
😳😳😳The Prestige – 2006- IMDB 8.5 : Sinema dünyasının duayenlerinden Nolan Reis, fizik dünyasının duayenlerinden Tesla’dan ilham almış. Ortaya böyle bir film çıkmış diyeceğim ama basit olacak. Tam olarak sindirebilmek için birkaç kez izlenmesi gerekebilir. Sihirbazlara dikkatli bakmazsanız fark edemezsiniz ya. Olay bu aslında. Yeterince dikkatli bakmamışsan kandırılıyorsundur. Bu arada tek bir zamana sıkışıp kalmayın izlerken, daha geniş bakın olaya. Film size belirgin zaman geçişleri sunmuyor, bunları dikkatli bakıyorsanız siz fark ediyorsunuz. Bakmazsanız da muhtemelen kandırılıyorsunuz.
😳😳😳Black Swan (Siyah Kuğu)- 2010-IMDB 8.0 : Natalie Portman’ın endamıyla büyülediği Oscar ödüllü filmdir kendileri. Metaforlar üzerine kurgulanmıştır. En temel metafor beyaz kuğu ve siyah kuğu ikilemi üzerine oturtulmuş. Buradan da almış konuyu yürütmüş senarist. Daha önce Darren Aronofsky filmi izlene fırsatınız olduysa mesela pi ya da requen for a dream’i izlediyseniz konuların işleniş bakımından benzerlik taşıdığını fark edebilirsiniz. Biraz yüzeysel bir anlatımla olayı sahnelere serpiştiriyor. Sonunda işin nereye varacağına dair bence bir fikriniz oluşuyor. Bir de biraz ajite ederek anlatıyor olayı. Bir arkadaşım “Fi’deki Duru’ya kuğu tüyü dikmişler olmuş Black Swan.” dediydi. Ona da buradan selam eder, kulaklarını çınlatmak isterim. Valla ben demedim o dedi. Bencileyin hiç de öyle değil.
😳😳😳Shutter Island (Zindan Adası)- 2010-IMDB 8.1 : Geldik son filmimize. Valla yoruldum ben de dostlarım. Amma lakin birilerine bir faydamız dokunuyorsa ne mutlu bana.-Melek haleli smiley-
Leonardo Dicaprio-Martin Scorsese işbirliğini daha evvel de birkaç kez gördüydük zaten biz. İyi, güzel, başarılı işler çıkarıyor bu çocuklar. Gerçim o vakitler Dicaprio’nun hala ele avuca gelen bir Oscar heykelciği yoktu ama bu başarısını gölgede bırakan bir durum değildi pek tabii. İki şey söyleyebilirim. Birincisi bu film benim Gustav Klimt’i keşfetmemi sağladı, ikincisi Sevgili Akademi, biliyoruz ki şu adamcağıza Oscar vereceksiniz, ne diye adamın ayıyla boğuşmasını, atın içine girip karnında sabahlamasını beklediniz. Bu filmle pek de alabilirdi sizin pek kıymetli Oscar’ınızı. Güzel film, izleyin, izlettirin. Eyyorlamam bu kadar.
📌📌📌Sözü fazla uzatmadan -yeterince uzatmamış gibi- sonuçlandırayım lafımı. Ben bunu yazıp muhtemelen birkaç ay daha ortalarda görünmeyebilirim. Ya da ara ara gelir bir boy verir giderim. Türkiye ekonomisi dostlarım, çalışmak şart biliyorsunuz.
📌📌📌Başka arşivlerde buluşmak dileğiyle sizleri çikolata renkli sanatçı ve disko prensi Michael Jackson’ın kadife sesinden Billie Jean adlı eseriyle baş başa bırakıyorum. Öptüm, bye.💃🏻💃🏻💃🏻