zeynep (@commejuliette)

Jane Austen çoğu insan tarafından beğenilen bir yazar. İnsanlar bu yazarın eserlerini romantize etmeyi seviyorlar ancak bana göre romantizmden ziyade daha realist bir bakış açısına sahip gibi geliyor bu kitap. Romantik kitaplar okumayı seven biri olarak bu kitapta çok da…devamıJane Austen çoğu insan tarafından beğenilen bir yazar. İnsanlar bu yazarın eserlerini romantize etmeyi seviyorlar ancak bana göre romantizmden ziyade daha realist bir bakış açısına sahip gibi geliyor bu kitap. Romantik kitaplar okumayı seven biri olarak bu kitapta çok da romantizme rastlamadım diyebilirim açıkçası. Ne zaman biriyle bu kitap ve filmi hakkında konuşsam çok sevdiğini dile getiriyor ancak ne yazık ki o insanlarla aynı görüşte olamıyorum. Bu kitabı ilk kez büyük bir merakla 16 yaşımda okumuştum. Başları akıcıydı, okutmuştu kendini. O akıcılığı kitabın tamamında yakalayamadım ama okurken pek sıkmadı da. Buraya kadar bir problem yok ancak kitabı bitirdiğimde bende herhangi bir etki bırakmadı hatta beklentimin altında kaldı. Kendime şu soruyu sordum: “Ne kattı bana bu kitap?” Cevabını bulamadım. Sonrasında filmini izleyeyim dedim, o da okadar sıktı ki yarısında kapatıverdim. Yıllarca bu kitabı beğenmediğimi söylediğimde insanların şaşkın tepkileriyle karşılaşınca 21 yaşımda bir kez daha şans vereyim belki o yaşımda göremediğim şeyler olmuştur, belki de yüzeysel bakmışımdır dedim. Sonuç olarak eskisi kadar beğenmiyorum demeyeceğim bu sefer, elbette yüzeysel baktığım yerleri olmuş. 16 değil de 18-19 yaşlarında okusam daha iyi olabilirmiş. Dönemin koşullarına bakacak olursak o dönemi iyi yansıtan bir kitap. Elizabeth ile Darcy’nin diyalogları bazı kısımlarda çok hoştu. En çok Elizabeth’in okumayı seven yanını beğendim; zeki, hayata daha gerçekçi bakan biriydi kendisi. Kardeşleri ise daha toz pembe bakan, beyaz atlı prenslerini hatta bazıları askerlerini bekleyen kızlardı. Babalarının kızların evliliğinden çok eğitimini önemseyen yanı ise sanırım en hoşuma giden durumdu çünkü günümüzde bile bu konuda zorluk yaşayan insanlar varken o dönemde bunun kat be kat fazlasıydı. Ancak sonuç olarak eskisi gibi ön yargılı olmasam da bu kitap yine bana hitap etmedi. Jane Austen kendi döneminin güçlü, iyi yazarlarından biri. Yalnızca bir kitabını okuyup ilgimi çekmedi diye olumsuz bir şekilde yaklaşmak istemiyorum. Diğer kitaplarına da şans vereceğim belki o zaman düşüncelerim değişir, belki yalnızca bu kitabı bana hitap etmemiştir. Ya da belki de insanların yorumlarını okuyup böyle büyük beklenti doğurmasaydım içimde, kitap bende bu kadar etkisiz kalmazdı. Bu arada filmi de tekrar izledim, bu sefer bitirebildim. Sıkılmadım çünkü sanırım bu tarz dönem filmleri artık daha çok hoşuma gidiyor. Filmdeki sahne dekorları, dönemin yansıtılışı, kıyafetleri ve Elizabeth ile Darcy sahneleri hoştu. Dans sahneleri de çok güzeldi. İzlenebilir.

commejuliette 1 year ago

Gossip Girl

Stephanie Savage

52 Gönderi

Birincisi; benim gibi bir entrika aşığıysanız kesinlikle izleyin. İkincisi; izlemek istiyorsanız yazımı okumayın çünkü spoiler içerir. Gossip Girl, en kısa sürede bitirdiğim dizilerden biri oldu çünkü bölümler çok akıcıydı. Her bölümde ve her sezonda yeni olaylar, yeni dedikodularla sizi şaşırtmayı…devamıBirincisi; benim gibi bir entrika aşığıysanız kesinlikle izleyin. İkincisi; izlemek istiyorsanız yazımı okumayın çünkü spoiler içerir. Gossip Girl, en kısa sürede bitirdiğim dizilerden biri oldu çünkü bölümler çok akıcıydı. Her bölümde ve her sezonda yeni olaylar, yeni dedikodularla sizi şaşırtmayı başarıyor bu yüzden entrika ihtiyacımı fazlasıyla karşıladı. Beni her seferinde şaşkına uğratan ilişkiler yaşandı örneğin Dan ve Blair’in çift olacağını asla düşünmezdim çünkü 4 sezon boyunca gördüğümüz Blair, Dan’e asla bakmazdı hatta arkadaşlığını bile istemeyen biriydi. Senaristin eşleştirmediği bir Chuck ile Serena kaldı o da cidden iyi ki olmadı. Herkesin herkesle olması dizi için normal olsa da ben her yeni çifti ağzım açık izledim ancak bu diziyi top noktaya taşıyan kesinlikle Chuck ve Blair çiftiydi. Aralarındaki kimya, tutku ekranlarda izlediğimizden çok daha fazlasıydı. Dizide izleyicileri gitgelli ilişkileriyle bayaa bir süründürseler de onların sahneleri favorilerimdi. Aralarındaki savaşma hali, yaşanan onca şeye rağmen birbirlerinden vazgeçememeleri, karşı karşıya savaşmaları kadar yan yana savaşmalarını da izlemenin inanılmaz keyifli olduğu bir çift ancak ben birlikte olup başkalarına karşı savaştıkları zamanları daha çok sevdim çünkü iki karanlık zihin birlikteyken gerçekten tehlikeliydi. Dedikoducu kız ise ilk iki sezonda çok tahmin edilemeyebilir ancak sonrasında dan’in olduğunu anlayabiliyorsunuz çünkü bu pozisyona en uygun olan kişi Dan’di. Serena ile olan ilişkisinden dolayı asıl sansasyonel olayları öğrenmeye çok müsait bir konumdaydı. Arkadaş grubundaki sırlara daha kolay erişebildi böylelikle. Hem içlerinden biri olmaya başlamış hem de dışarıda kalıp onları gözlemleyerek mükemmel bir ağ kurmuş ama ben Dan’i pek sevmiyorum çünkü Jenny ile birlikte yukarı doğu yakası sosyetelerinden ne kadar nefret edip onları eleştirseler de her zaman onlardan biri olmak istediler. Bu yüzden onları iki yüzlü buluyorum. Jenny zaten son sezonlarda tahammül edemediğim bir karakter haline gelmişti. Serena’ya gelince de ilk sezonda sevsem de nefret ettiğim o kadar çok zaman oldu ki iyi görünümlü kötü esas Serena’ydı. Blair’i suçlayıp durdular ama en azından neyse oydu, dobraydı, kendini belli ediyordu ama Serena hatalarımdan ders çıkardım değiştim diye diye hep daha kötülerini yaptı ve aşırı pick me’ydi. Blair ile olan arkadaşlığı yürüdüyse Blair sayesinde çünkü esas arkadaşlığı blair yaptı ona. Defalarca kez affetti yaptığı hataları. Son 2 sezonu çok sevdiğimi söyleyemeyeceğim çünkü olaylar çok saçma bir yöne gitti ve diziyi sinirden sık sık bırakmak istedim. Prensi başta sevsem de sonradan can sıkıcı olmaya başladı. Chuck’ı çok seviyordum ama bazı yerlerde beni inanılmaz sinir etti ve soğudum, yine bu ilişki de Blair sayesinde mutlu sona ulaştı. Her zaman seven, bekleyen, affeden, mücadele eden Blair’dı. Son sezona kadar chuck’tan başkasıyla olamadı bile ama Chuck’ın hayatına 2 kişi girdi üstelik iki günlük kızlar için Blair’a “Hayatımda değer verdiğim tek şeyi elimden aldın.” dedi, çok adiceydi. Her neyse, 5. sezonda bu olayın karmasını yaşadığına göre bu konuyu rahatlıkla kapatabiliriz. Hepsinin mutlu sona ulaşmasına sevindim. Blair ile Chuck olmayacak diye korkmuştum ama onlara yakışır bir finaldi. Sonuç olarak son bölümü bugün itibariyle izleyip bitirdim ve çocuklarımı çok özleyeceğim. İleride belki yeniden başlarım, bu sefer Gossip Girl’ü bilerek izlerim. you know you love me, xoxo.

commejuliette 1 year ago

Leylim Leylim

Ahmed Arif

28 Gönderi

Bu zamana kadar okuduğum en iyi mektuplara sahipti. Hiç sıkılmadan, hayranlıkla, içli içli, her sayfada çizecek bir cümle bularak kitabı post-itlerle doldurdum. Özellikle her mektubun sonunda kullandığı hitaplar, gözlerinden öpmek istemesi içimi kıpır kıpır yaptı. Bir insanın gözlerinden öpmek dünyanın…devamı

commejuliette 1 year ago

İstanbul İçin Son Çağrı

Gonenc Uyanik

101 Gönderi

Favori Türk dizim Aşk-ı Memnu olduğundan ötürü heyecanla beklediğim bir film oldu. Her ne kadar Bihter ile Behlül başka bir evrendeymiş gibi düşünsek de filmi izlerken pek öyle hissetmiyorsunuz çünkü başroller Serin ve Mehmet, karakter olarak Bihter ve Behlül’den çok…devamı

commejuliette 1 year ago

Ölü Gelin

Tim Burton

152 Gönderi

En sevdiğim animasyon olur kendisi. Gotik şeylere bayıldığım için Tim Burton filmlerini severek izlerim ama favorim kesinlikle Ölü Gelin. Görsel tasarımlarıyla, şarkılarıyla, karakterleri ve hikâyesiyle animasyonda bir başyapıt adeta. İlk izlediğimde anın duygusallığıyla ve biraz da küçük olmanın verdiği acemilikle…devamı

commejuliette 1 year ago

Aşka Dair Nesirler

Ümit Yaşar Oğuzcan

23 Gönderi

Kitabın bir kısmı şiir bir kısmı mektuplardan oluşuyor ve her iki kısmı da okumak benim için büyük bir zevkti. Şiir kitapları sindirerek okunur, bu kitaptaki cümleleri sindirmek için yavaş okumayı tercih ettim çünkü her bir cümleyi ruhuma çekiyor gibiydim ama…devamı