Yeniden başladım izlemeye. Dizi arayışında olanlara tavsiye olsun. Çok sevmiştim dizinin karakterlerini, müziklerini. Sınav bitmişken dayanamadım tekrar başladım izlemeye ✨
#alıntı | Odamda tek başıma olmayı diledim; kitaplarımla baş başa insanlardan uzakta.. #alıntı | "Çocuklar boyama kitabı değildir, onları en sevdiğin renge boyayamazsın." #alıntı | "Afganistan'da çocuk çok ama çocukluk yok.Dünya da öyle değil mi? İnsan çok ama insanlık yok."…devamı#alıntı | Odamda tek başıma olmayı diledim; kitaplarımla baş başa insanlardan uzakta..
#alıntı | "Çocuklar boyama kitabı değildir, onları en sevdiğin renge boyayamazsın."
#alıntı | "Afganistan'da çocuk çok ama çocukluk yok.Dünya da öyle değil mi? İnsan çok ama insanlık yok."
#kitaphakkında | Afganistan'da aynı evde ama farklı şartlarda büyüyen ve hayatları bambaşka şartlarda şekillenen iki çocuk. Emir ve Hasan.. Emir'e küçücük yüreğiyle sıkı sıkı bağlı olan ve çok seven Hasan ve Hasan'ı devamlı küçük gören Emir.. Sovyetlerin Afganistan'ı işgaliyle beraber Amerika'ya yerleşen Emir ve Afganistan'ın küçük bir bölgesinde yaşamaya çalışan Hasan'ın hayatını okuyoruz.
#kitapyorumu | Başlarda çok kızdım Emir'e. Sonra dedim ki sevgiyi görmemiş birisi nasıl birisini sevip ona sevgisini gösterebilir ki? Ve sonra anladım ki kitapta kızılacak iki insan vardı benim gözümde ; salt kötü karakter olan Assef ve çocuğundan sevgiyi esirgeyen baba.. Kitap boyunca "sevgi hakedilecek bir şey değil" diye babaya haykırmak istedim. Emir öyleydi ve öyle kabul etmeli ve sevmeliydi ki Emir'de Hasan'ı sevebilseydi..
Hasan'a çok üzüldüm kitap boyunca. Yaşadıklarına üzüldüm, yaşayamadıklarına üzüldüm, çocuğuna üzüldüm, çocukluğuna üzüldüm.. Keşke daha güzel yaşayabilseydi Hasan ve dünyadaki tüm çocuklar 🥺 Emir'e şu konuda kızdım ; Hasan'a kendi kötülük etmesine rağmen Hasan'ı suçlayıp onu kendinden uzaklaştırdı. Belki onu evden ve kendinden uzaklaştırmasaydı Hasan'ın da güzel bir hayatı olabilirdi..
Keyifli okumalar dostlar ✨
Bazen bazı kitaplar için ağaçlara üzülüyorum. Onların geldiği hale üzülüyorum. Üzgünüm ama çok kötü bir kitaptı. Bana bir şey katması için zaman ayırıp okuduğum bu şey..!? Popüler olan her şeyden uzak durmaya çalışmak lazım aslında. Bunu bir defa daha anlamış…devamıBazen bazı kitaplar için ağaçlara üzülüyorum. Onların geldiği hale üzülüyorum. Üzgünüm ama çok kötü bir kitaptı. Bana bir şey katması için zaman ayırıp okuduğum bu şey..!? Popüler olan her şeyden uzak durmaya çalışmak lazım aslında. Bunu bir defa daha anlamış oldum.
Kitaba gelecek olursak yazar sürekli kendini tekrar eden yazılarıyla beraber farklı yazarların alıntılarını birleştirmiş. Olan tek şey bu..
Mesela ben bir kitap alıyorsam ve okuyorsam bu demek değil ki ben insanların özel hayatı hakkında bilgi sahibi olmak istiyorum. Kitabın birkaç yerinde gördüğüm eski sevgili muhabbetlerine "banane kardeşim dedim ya banane senin özel hayatından, onun bunun soyadından, çocuğundan.."
Dostlar bir kitaba kötü demek hoş bir şey değil belki ama bu gerçekten kötüydü.. Emek kısmına giremiyorum bile. Üzgünüm. Tavsiye etmiyorum..
Aylak Adam C : Hayatı babasından kalan travmalarla geçen, çocukluğundan itibaren babasına benzemekten kaçarken onun bir başka versiyonu haline gelen, içinde bulunduğu toplumu ikiyüzlü ve alçak olarak nitelendirip toplumdan soyutlayaşan ve hayat hedefi yalnızca ' gerçek sevgiyi' bulacağı "o" kadını…devamıAylak Adam C : Hayatı babasından kalan travmalarla geçen, çocukluğundan itibaren babasına benzemekten kaçarken onun bir başka versiyonu haline gelen, içinde bulunduğu toplumu ikiyüzlü ve alçak olarak nitelendirip toplumdan soyutlayaşan ve hayat hedefi yalnızca ' gerçek sevgiyi' bulacağı "o" kadını aramak olan bir mirasyedi.. Geçmişinden ve babasından kurtulmak için devamlı okuyan, gezen, sanatla ilgilenen ve "o"nu arayan C ; aslında aradığı gerçek sevgiyi kendisine veren iki kadınla tanışır ve bir aşk yaşar.
Ona göre evlenen ve hayatı tekdüze devam eden, akşamları elinde paketlerle eve gelen adam olmak, hayali üç odalı ve çocuklu kadın olmak anormal bir durumdur ve gerçek sevgi bu olamaz. Yaşadığı iki aşkta da zamanla bu anormal bulduğu kişilere dönüştüğünü farkedince onlardan uzaklaşmaya başlar. Ve hayalindeki "o" kişiyi aramaya devam eder.
Travmatik hayat hikayesi ve garip fikirleriyle Aylak Adam C tanıştığıma memnun olduğum karakterlerden birisi oldu. Ben okurken kimi kısımlarda Dorian Gray'e kimi kısımlarda da Albert Camus'un Yabancı'sının ana karakteri olan Meursault'a benzettim
Kitapta (belki de benim odaklanmamdan kaynaklı olabilir) C'nin aylaklığından ziyade "o" kişiyi araması daha ön plana çıkarılmış gibiydi
Bu sene için okuma listenize ekleyebilirsiniz dostlar
Victor Hugo'nun Gréve meydanında görüp etkilendiği bir idam sonrası takma adla yazılan bu eser gerçekten çok etkileyici, olayı hayal edebiliyor olmal insanın yüreğini sıkıyor.. Kitapta idam mahkumunun idam kararının ardından geçen 6 haftalık süreç boyunca hissettiklerini okuyoruz. Gözden mi kaçırdım…devamıVictor Hugo'nun Gréve meydanında görüp etkilendiği bir idam sonrası takma adla yazılan bu eser gerçekten çok etkileyici, olayı hayal edebiliyor olmal insanın yüreğini sıkıyor..
Kitapta idam mahkumunun idam kararının ardından geçen 6 haftalık süreç boyunca hissettiklerini okuyoruz. Gözden mi kaçırdım bilemiyorum ama mahkumun suçunun ne olduğundan bahsedilmemiş. Acaba sebebi "işlenen suç ne olursa olsun bir insanın yaşam hakkını elinden almaktan daha büyük bir suç olamaz" mesajını vermek için miydi.?
Amaç bu olsa da ben idam mahkumunun suçunun ne olduğunu, neden o suçu işlediğini, o suçu işlerken veya sonrasında vicdanen rahatsızlık duyup duymadığını okumak, bilmek isterdim. Ama kitabın yazılma amacı suçun işlenmesiyle ilgili psikolojik tahlillerden ziyade idamı mantık dışı bulan yazarın bu kitapla, idam edilecek olmanın hissettirdikleriyle idamı eleştirmekse verilmemiş olması da mantıklı..
Kitaba dair yorumumu kitabı okumaya başladığımda sorduğum soruyla bitiriyorum ;
Suçluyu daha büyük bir suçla ortadan kaldırmak ne kadar mantıklı..?
Sadece erkeklerin katıldığı bir fasıl gecesi.. Ve hepsinin farklı hikayesi olan karakterler.. Bu kitapta henüz okumadığım ama 2023'te okumayı planladığım birkaç kitapla ilgili fena Spoiler yemiş olabilirim. Ama yine de mutluyum çünkü bişeyleri bilerek başlamak daha az acı verici olacak…devamıSadece erkeklerin katıldığı bir fasıl gecesi.. Ve hepsinin farklı hikayesi olan karakterler.. Bu kitapta henüz okumadığım ama 2023'te okumayı planladığım birkaç kitapla ilgili fena Spoiler yemiş olabilirim. Ama yine de mutluyum çünkü bişeyleri bilerek başlamak daha az acı verici olacak 😄 Ama Canan Tan'ın diğer kitaplarıyla ilgili bu derece önemli şeyleri bu kitabında neden açık açık anlattığını da anlamış değilim açıkçası.
Neyse biz kitabın konusuna geçelim. Ademoğlu Pansiyonu'nu işleten Recep sadece erkeklerin katıldığı bir fasıl gecesi düzenler ve bu gecede oluşan hüzün ortamında karakterlerin dertlerini, pişmanlıklarını kısaca hayat hikayelerini okuyoruz. Birkac karaktere aşırı uyuz olduğumu belirtmekten asla kaçınmıyorum dostlarım. Çünkü yanıbaşında eşi dururken yaşına başına bakmadan "aşk" adı altında sarkıntılık yapan o bir iki karakter yüzünden kitabı elimden bırakmamak için kendimi zor tuttum.
Aşkın yaşı yok cümlesine sığınaraktan her yapılanı dizilerde normal görmekten zaten bıkmıştık. Bunun kitap dünyamıza yansımasından hoşlanmadım açıkçası. Tamam anladık aşkın yaşı yok da aşkın yaştaşınla yaşı yoktur be amca demekten de kendimi alamadım bir süre.. Neyse fazla da sinirlenmeden kitap yorumumu bitireyim 😄Kitap o birkaç karakter dışında güzel, anlatımı sade, akıcı da bir kitap dostlar.
"Ben babamın yuvarladığı çığın altında kaldım." Yüreğinizin üzerinde bir küçük kese: ölünün ve ölümün gözünden çalınmış bir damla yaş... Yabancıların en yakınıydın sen.!
Sarah Jio'nun tarzı genelde aynı. Şimdiye kadar 3-4 kitabını okudum ve kitaplarının işleyişini az çok tahmin edebilir oldum. Tahminlerin doğru çıkması da kitaba olan ilgimi azaltmaya başladı. Tahmin edebilirlik bir açıdan iyi olsa da bazen de kitap bana dayanılmaz geliyor.…devamıSarah Jio'nun tarzı genelde aynı. Şimdiye kadar 3-4 kitabını okudum ve kitaplarının işleyişini az çok tahmin edebilir oldum. Tahminlerin doğru çıkması da kitaba olan ilgimi azaltmaya başladı. Tahmin edebilirlik bir açıdan iyi olsa da bazen de kitap bana dayanılmaz geliyor. Bu kitapta öyle oldum açıkçası. Tamam sonu tahmin ettim. Süreç tahmin ettiğim gibi ilerliyor. Kitap artık bir an önce bitsin noktasına geldim. Galiba uzun zaman boyunca yeniden bir Sarah Jio okumayacağım :(
Kitaba gelecek olursak Cade ve Kailey'in hikayesini okuyoruz bu kitapta. Element Plak'ın yöneticisi Cade bir gün aniden ortadan kayboluyor ve kimse ona ulaşamıyor. Cade'in kız arkadaşı Kailey onu 10 yıl sonra bir sokakta evsiz kalmış bir şekilde buluyor ve ona yardım etmeye çalışıyor.
Kailey, Cade'i 10 yıl sonra bulduğunda artık Ryan isimli birisi ile evlilik sürecinde. Sarah Jio'nun bu üçlemelerinden hiç hoşlanmıyorum açıkçası. Geçmişten bir aşık ve şimdiki zamandan bir aşık. Kız ikisini de seviyor... Her iki çocuk da kıza aşık.. Bu kurgudan pek hoşlanmıyorum. Onun haricinde Sarah Jio severlerin beğeneceği bir konu ve kurgu dostlar. İlk kez Sarah Jio okuyacaksanız bu kitap yerine Sarah Jio'nun Böğürtlen Kışı adlı kitabını okumanızı tavsiye ederim dostlar ✨