Bereketli topraklar üzerinde, yokluğu,sefaleti, acıyı,kederi ve bin türlü zorluğu çekerek yaşamak zorunda olan milyonlarca insan ve karşılarında onların emeğini sömürerek malına mal, ömrüne ömür katan bir avuç para babası. Bu film Çukurova'nın kavurucu sıcağında pamuk tarlasında, ekin tarlasında 3 kuruş…devamıBereketli topraklar üzerinde, yokluğu,sefaleti, acıyı,kederi ve bin türlü zorluğu çekerek yaşamak zorunda olan milyonlarca insan ve karşılarında onların emeğini sömürerek malına mal, ömrüne ömür katan bir avuç para babası.
Bu film Çukurova'nın kavurucu sıcağında pamuk tarlasında, ekin tarlasında 3 kuruş para ve böceklenmiş bayat ekmek uğruna ömürlerini verenlerin hikayesi. Toprak ağalarının acımasızlığının ve düzenin kokuşmuşluğunun hikayesi.
Yusuf'un, Ali'nin, Hasan'ın ve tüm Çukurova emekçilerinin.
Erkan Yücel,Tuncel Kurtiz,Yaman Okay, Bülent Kayabaş,Erol Demiröz,Selçuk Uluergüven, Nur Sürer ve Menderes Samancılar..
10/10
Farklı bir evren,daha önce izlediğiniz komedi dizilerine benzemiyor çünkü sadece komediyi bel altı esprileriyle ve düz küfürle yapmıyorlar. Düşündürücü hatta ders çıkarıcı noktaları dâhi var. Devamı gelecektir ki gelmelidir hatta daha farklı Feyyaz Yiğit imzalı işler de gelmelidir. Sanırım biraz…devamıFarklı bir evren,daha önce izlediğiniz komedi dizilerine benzemiyor çünkü sadece komediyi bel altı esprileriyle ve düz küfürle yapmıyorlar. Düşündürücü hatta ders çıkarıcı noktaları dâhi var. Devamı gelecektir ki gelmelidir hatta daha farklı Feyyaz Yiğit imzalı işler de gelmelidir. Sanırım biraz ihtiyacım var bu tarz işlere.
Emperyalist güçlerin işgal etmek için birbirleriyle sıraya girdiği ortamda, millî bağımsızlık savaşı verip tüm dünyaya örnek olacak bir direniş sergileyen Türkiye halkının Gazi Mustafa Kemal'i ve onun çizdiği aydınlık yolu takip etmek üzere ömrünü adamış olan Türkiye Cumhuriyeti'nin gerçekten MİLLİ…devamıEmperyalist güçlerin işgal etmek için birbirleriyle sıraya girdiği ortamda, millî bağımsızlık savaşı verip tüm dünyaya örnek olacak bir direniş sergileyen Türkiye halkının Gazi Mustafa Kemal'i ve onun çizdiği aydınlık yolu takip etmek üzere ömrünü adamış olan Türkiye Cumhuriyeti'nin gerçekten MİLLİ olan eğitim bakanı Hasan Âli Yücel..
Celal Şengör, Yücel'i anlatarak aslında millî bir görevi yerine getirmiş dersek yanılmayız çünkü Hasan Âli Yücel her nesil tarafından okunup, anlaşılması gereken bir milli karakterdir. Köy enstitüleri,eğitim reformları, okuma yazma seferberlikleri ve nice devrimlerde imzası olan Yücel, bu milletin içinden çıkmış en büyük eğitimcidir. Açtığı yol ve gösterdiği hedef, Türkiye'nin işçisi ve köylüsyle birlikte muasır medeniyetler seviyesine ulaşması fikridir, amacı Türkiye'nin kökten biatçı,gerici ve bağnaz kişiler tarafından değil aydın nesiller tarafından yönetilmesi için uygun ve sürdürülebilir bir eğitim sistemidir.
Bugün baktığımızda Yücel'in çabalarının aslında ne için olduğunu görüyoruz. İçinde bulunduğumuz durumların kimler yüzünden kaynaklandığını yaşayarak öğreniyoruz. Ben inanıyorum ki eğer emperyalist şer odakları ve yerli işbirlikçileri Yücel'in başlattığı Türk aydınlanmasını baltalamamış olsalardı bugün halkımız ve devletimiz çoktan muasır medeniyetler seviyesinde olurdu..
2 sezonluk Fransız komedisi.. Au service de la France yani çok gizli servis veya çok gizli Fransız servisi. 1960'ın Fransa'sında geçen ve dönemin olaylarıyla dalga geçen ki bunu gerçekten çok güzel yapan bir dizi. Fransa'nın sömürgeci geleneği ve soğuk savaş…devamı2 sezonluk Fransız komedisi..
Au service de la France yani çok gizli servis veya çok gizli Fransız servisi. 1960'ın Fransa'sında geçen ve dönemin olaylarıyla dalga geçen ki bunu gerçekten çok güzel yapan bir dizi. Fransa'nın sömürgeci geleneği ve soğuk savaş dönemi üzerinden işlenen dizide gerçekten oldukça komik ve ilginç bölümler mevcut. Aslında bu dizi Fransa'nın kendi tarihiyle yüzleşmesini konu alan ama bunu komik bir şekilde anlatmaya çalışan bir yapıt olarak değerlendirilebilir.
7/10
İnce ince işlenmiş diyaloglar,olayların gerçekliliği,konu bütünlüğü ve Quentino.. 1978 yapımı Enzo Castellari filmi The Inglorious Bastards'dan ilham alınmış fakat Tarantino tamamen kendi tarzında oluşturmuş filmi, ikinci dünya savaşı ve Naziler ile ilgili fantezilerini film boyunca neredeyse her sahnede hissediyoruz. Fantezi…devamıİnce ince işlenmiş diyaloglar,olayların gerçekliliği,konu bütünlüğü ve Quentino..
1978 yapımı Enzo Castellari filmi The Inglorious Bastards'dan ilham alınmış fakat Tarantino tamamen kendi tarzında oluşturmuş filmi, ikinci dünya savaşı ve Naziler ile ilgili fantezilerini film boyunca neredeyse her sahnede hissediyoruz. Fantezi olarak adlandırıyorum çünkü gerçek ile kurgusal olanları aynı hikâyede bjr araya getirip, alternatif bir gerçeklik (geçmiş) oluşturdu. Amerikan askerlerinden oluşan anti-Nazi gerilla tipi Birlik ile ailesi Naziler tarafından katledilmiş bir genç kızın intikam dürtüsünün aynı hedef doğrultusunda onları bir araya getirdiği film, bir nevi Nazi fantazisi yada parodisi olarak yorumlanabilir.
Bölümlere ayırdığı filmde tıpkı Pulp Fiction'daki gibi parçalı anlatı tipini görüyoruz ama bana göre o filmde yapılmış hatalar burada kesinlikle tekrar edilmemiş. Filmin genel akışı, her bölümün bir nevi finalle bitiyor oluşu ve filmin aslında bir yandan da ''yahudi avcısı" lakaplı Hans Landa adlı Nazi albayını tanıtma işlevi bana göre gayet başarılı sonuçlanıyor. Özellikle Paris'te Alman gecesi adlı bölüm filmin gerçek anlamda en can alıcı bölümü.
Aksanlar ve Hans Landa'yı canlandıran Christopher Waltz'ın mükemmel dil geçişleri muazzam ötesiydi. Bradd Pitt'in Tennessee aksanı da ayrıca harikaydı.(gerçekten filmden sonra baktım orayla yakından uzaktan alakası olmamasına rağmen harika canlandırmış film içinde)
10/10
Üç muhteşem aktör, bir süper film! 60'ların ABD'sinde "check fraud" luk yaparak milyonlarca dolar kazanan 16 yaşındaki bir çocuğun hikâyesi. 19 yaşına varmadan 3M dolar vurgun yapan Frank Abagnale Jr'ın yakalanma/yakalanmama hikayesinin işlendiği filmde bir çok duygu beraberinde hissediliyor. Frank'ın…devamıÜç muhteşem aktör, bir süper film!
60'ların ABD'sinde "check fraud" luk yaparak milyonlarca dolar kazanan 16 yaşındaki bir çocuğun hikâyesi. 19 yaşına varmadan 3M dolar vurgun yapan Frank Abagnale Jr'ın yakalanma/yakalanmama hikayesinin işlendiği filmde bir çok duygu beraberinde hissediliyor. Frank'ın dağılan ailesinin sorumlusu olarak annesini görmesi ve babasına duyduğu sevgi onu daha çok genç yaşlarda bazı ikilemlerin ortasında bıraktı ve kendi için iyi olacağını düşündüğü bir hayatın içinde buldu kendini. Öyle ki Frank Abagnale Jr Georgia'da doktorluk, Lousiana'da savcılık ve Pan Amerikan World havayolu şirketinde pilotluk yaparak inanılması güç bir kariyer yaptı. Tüm hayatı yalan olmasına rağmen karşısındaki kişiyi kırmama hassasiyeti, üstün yalan ve hikâye uydurma yeteneği, farklı ortamlara kolay adapte oluşu ve zekası ile karizmasıyla birlikte Frank Abagnale Jr tek başına koca bir dolandırıcılık örgütünün yapacağı miktardaki dolandırıcılığı hakkını vererek (sadece 2 hafta çalışıp büro sınavını kazanmak zor olsa gerek) yaptı.
Hikâyenin gerçek hayattan alınmış olması ve filmin başrollerinde Leonardo DiCaprio,Tom Hanks ve Chris Walken'ın oluşu ve ayrıca Steven Spielberg tarafından yönetilmiş olması filmi hâli hazırda mükemmel kılıyor zaten.
9/10 (sadece biraz fazla uzun bir filmdi)
Oldukça ders çıkarılabilecek potansiyele sahip bir film. Film, hayalini kurduğu meslek mi yoksa kaliteli bir eğitim mi ikileminden dolayı hayatını istediği gibi şekillendirmeyen bir beyzbol oyuncusunun, koç olduktan sonra da benzer ikilemler arasında kalmasını konu ediniyor. Hayatının ilk ciddi seçiminde…devamıOldukça ders çıkarılabilecek potansiyele sahip bir film. Film, hayalini kurduğu meslek mi yoksa kaliteli bir eğitim mi ikileminden dolayı hayatını istediği gibi şekillendirmeyen bir beyzbol oyuncusunun, koç olduktan sonra da benzer ikilemler arasında kalmasını konu ediniyor.
Hayatının ilk ciddi seçiminde parayı seçerek yanlış yaptığını düşünen ve bunu asla bir daha yapmayacağım diyerek, parayı arka plana iten Koç Billy'nin rakiplerine oranla daha az imkanla birlikte beyzbol sporunun mentalitesini değiştirme yolunda attığı adımlar filmde işleniyor. Çevresinde aleyhine konuşan kişilerin çokluğuna,maddi yetersizliğe ve çeşitli bir çok soruna rağmen beyzbol tarihin en başarılı takımlarından birini inşa eden bir Koç'un hikâyesi..
Kesinlikle izlenmeli.
9/10
İlk yarım saati itibarıyla oldukça durağan bir yapısı vardı hatta katlanamayıp filmi kapatmayı bile düşündüm. Lakin sonra Tarantino effect kendini hissettirmeye başladı. Film birbiriyle bağlantılı olaylardan oluşuyor, en sonunda ise en başa dönüyor, filmin sonu nasıl olacak diye beklerken aslında…devamıİlk yarım saati itibarıyla oldukça durağan bir yapısı vardı hatta katlanamayıp filmi kapatmayı bile düşündüm. Lakin sonra Tarantino effect kendini hissettirmeye başladı. Film birbiriyle bağlantılı olaylardan oluşuyor, en sonunda ise en başa dönüyor, filmin sonu nasıl olacak diye beklerken aslında bir sonunun olamadığını görmek biraz saçma gelsede, usta oyunculuklar ve gayet ilginç karşılıklı diyaloglar(sadece biraz uzun) filmi benim için ilginç kılmaya yetti.
Kimilerine göre sıkıcı ve IMDb puanını hak etmeyen bir yapıt olsa bile benim için öyle değildi. Pulp Fiction adı üstünde basit ve değersiz anlamı taşıyan birkaç basit insanın basit kesiti. Bu kadar basitliği de basitçe anlatmak ancak Tarantino gibi ustaların yapabileceği bir iş.
John Travolta, Samuel LJ, Uma Thurman, Bruce Willis,Chris Walken gibi isimleri bir filmde toplamak başlı başına bir başarı zaten..
9/10
1.5 saat boyunca konuşulanları anlamakta gerçekten zorlandığım film... Film, Kars'ta bir TCDD işçisinin bir hayat kadınına aşık olmasını ve bu durumu saplantı haline getirişini konu ediniyor, öyle bir saplantı ki kardeşini ölüme terk edecek kadar çözülmez bir saplantı. Film içinde…devamı1.5 saat boyunca konuşulanları anlamakta gerçekten zorlandığım film... Film, Kars'ta bir TCDD işçisinin bir hayat kadınına aşık olmasını ve bu durumu saplantı haline getirişini konu ediniyor, öyle bir saplantı ki kardeşini ölüme terk edecek kadar çözülmez bir saplantı. Film içinde Rus hayat kadınlarının kendi aralarında konuştuğu sahneler, dizideki diğer kadın oyuncuların toplam sahnelerinden fazla oluşu ve görüntü ve ses sistemindeki aksaklıklar filmi vasat hale getiriyor.
Fakat değinmeye çalıştığı konular önemli. Erkek egemen kültürde, psikolojik yalnızlığa ve şiddete maruz kalan kadınların çaresizliğine ve ülkelerini terk edip adını bile söylemeyedikleri yerde vücutları üzerinden hayatta kalmak zorunda kalan kadınların durumu, soğuk ve kasvetli bir şehirde nefes almaya çalışan ve sağa sola devrilen insanlar.. Hepsi bu filmin izleyiciye sunmaya çalıştığı gerçeklerdi. Toplumun bir kısmını kapsayan bu sosyolojik analizi, sahneye aktarma konusunda bazı problemlerin çözülememiş olması filmin tamamını etkilemiş.
Hikayesi 7/10
tamamı 3/10
Film Uğur Yücel seviyesinde değil.
2/10