I'm forever blowing bubbles pretty bubbles in the air they fly so high nearly reach the sky then like my dreams they fade and die. Fortunes always hiding, I've looked everywhere, I'm forever blowing bubbles pretty bubbles in the air!…devamıI'm forever blowing bubbles
pretty bubbles in the air
they fly so high
nearly reach the sky
then like my dreams
they fade and die.
Fortunes always hiding,
I've looked everywhere,
I'm forever blowing bubbles
pretty bubbles in the air!
United!
Film genel olarak ağır ve kasvetli bir havaya sahip. Bir gardiyanın, bir mahkum eşine duyduğu ilgiden yola çıkılmış olmasına rağmen gardiyanın özel hayatına, ailevi ilişkilerine ve ''psikolojik yalnızlığına'' değinilmiş. Film içinde kafamda oluşan soruların cevabını beklerken filmin bitmiş olmasını fark…devamıFilm genel olarak ağır ve kasvetli bir havaya sahip. Bir gardiyanın, bir mahkum eşine duyduğu ilgiden yola çıkılmış olmasına rağmen gardiyanın özel hayatına, ailevi ilişkilerine ve ''psikolojik yalnızlığına'' değinilmiş. Film içinde kafamda oluşan soruların cevabını beklerken filmin bitmiş olmasını fark etmek biraz can sıksada Berkay Ateş'in oyunculuğu için izlenebilir bir film olduğunu söyleyebilirim.
6/10
Genel olarak Tapınakçılar ile Fransa Krallığı arasında yaşanan mücadeleye değinen 2 sezonluk History Channel yapımı bir dizi. Bana göre, savaş sahneleri, dizi atmosferi, mekanlar, oyuncular başarılı fakat tarihle bağdaşmayacak bazı durumların dizide işlenmiş olması, dizinin kalitesini düşürüyor. Kısaca konusundan bahsetmek…devamıGenel olarak Tapınakçılar ile Fransa Krallığı arasında yaşanan mücadeleye değinen 2 sezonluk History Channel yapımı bir dizi. Bana göre, savaş sahneleri, dizi atmosferi, mekanlar, oyuncular başarılı fakat tarihle bağdaşmayacak bazı durumların dizide işlenmiş olması, dizinin kalitesini düşürüyor.
Kısaca konusundan bahsetmek gerekirse, dizi Fransa Krallığının başkenti Paris'te geçiyor. Dizinin baş kahramanı Landry du Lauzon, Paris tapınağının üstadı ve kutsal topraklarda savaşmış bir Haçlı komutanı. Fransa Kralı Philipp IV ile yakın ilişkileri olan iki arkadaşlar ve aynı zamanda onun kılıç eğitmeni. Laundry, ilişki yaşaması yeminine bağlı olarak yasak olmasına rağmen Fransa ve Navarra Kraliçesi
, kral Phillip'in karısı Joan ile yasak bir ilişki yaşıyor. Bunu öğrenen Kral ise tüm Fransa'daki Tapınakçıları yok etmek adına savaşı başlatıyor. Bu hem kendi sonunu hem de Tapınakçıların sonunu getiriyor.
Yani diziye göre yaklaşık 150-200 yıl yapılanan ve Haçlı seferleri başta olmak üzere Hristiyanlığın en büyük savaşlarında daima en önde yer alan Tapınakçılar, bir üstadın cinsel arzularına yenik düşmesiyle yok oluyor. Bu saçmalığın görmezden gelerek izlerseniz güzel dizi.
6,5/10
Spoiler içeriyor
ROMA.. Dünyanın belkide edindiği misyon açısından en kaotik ve politik başkenti. Dünyanın en kalabalık dini cemaatine ev sahipliği yapan şehir, İtalya'nın ve Hristiyanlığın başkenti. Ve Roma'yı 3 sezonda özetlemeyi başaran Suburra.. Suburra'da en az Roma kadar karmaşık. . Din adamları,…devamıROMA..
Dünyanın belkide edindiği misyon açısından en kaotik ve politik başkenti. Dünyanın en kalabalık dini cemaatine ev sahipliği yapan şehir, İtalya'nın ve Hristiyanlığın başkenti. Ve Roma'yı 3 sezonda özetlemeyi başaran Suburra..
Suburra'da en az Roma kadar karmaşık. . Din adamları, politikacılar, mafya, sokak çeteleri, memurlar... Beyazlar, siyahlar, çingeneler, soylular, solcular ve faşistler.. Zenginler ve zengin olmak için ailesini feda edebilecek kadar gözü dönmüş olanlar. Roma tüm bu kimlikleri içinde barındıran bir şehir, bir İtalya mozaiği.
Dizinin ana karakterleri Aureliano, Ostia'lı bir bölge çetesinin varisi, Spadino, Çingene bir ailenin varisi vs Lele, bir polis memuru çocuğu. Üçünün ortak amacı ailelerini aşıp Roma'ya hükmedebilmek. En büyük rakipleri Roma'daki en büyük mafya Samurai. Kullanamadığı kimse yok, Vatikan'daki kardinallerden, parlemento'daki milletvekillerine kadar elde edemediği kimse yok. Fakat emir aldığı ve boyun eğdiği birileri var ''mafia''. Sicilya'daki Mafia'yı Roma'ya taşımak arzusunda. Bu karmaşık ilişkiler yumağında gözü açık ve bir an önce zengin olmak isteyen eski solcu yeni sağcı bir siyasetçi var, Cinaglia. Dizi boyunca her kurulan ittifakta izi var, Vatikan'daki kardinalleri baskı ve şantaj yoluyla kendi çıkarına göre kullanmakta çok iyi, onurlu ve gururlu bir siyasetçi profilini para ve güç için terk etmiş biri. Öyleki bunun için karısını bile öldürmekten çekinmeyecek kadar gözünü karartmış biri. Ve Vatikan'da veya sokakta Roma üzerinde hak iddia eden diğerleri.
Çıkar ilişkilerinin çarpıştığı, insanoğlunun çıkarları için ne kadar hayvanlaşabileceğine dair harika çıkarımları olan bir dizi Suburra. Roma'yı ve İtalya'yı anlamak adına seyredilebilir bir Netflix yapımı.
''Nuda come la bellezza grande come Roma!''
8/10
Zamanın twitteri Devekuşu Kabare. O sahnede hiciv edilmeyen bir siyasetçi kalmamıştır. Peki ne değişti 35-40 senede ülkemizde? Yıllar ileriye giderken biz nasıl geriye doğru gittik? Belgeselin içinde Cihat Tamer, Kabare'nin şimdi asla sahnelenemeyeceğini söylediğinde içim cız etmedi değil. Zeki-Metin ikilisinin…devamıZamanın twitteri Devekuşu Kabare. O sahnede hiciv edilmeyen bir siyasetçi kalmamıştır. Peki ne değişti 35-40 senede ülkemizde? Yıllar ileriye giderken biz nasıl geriye doğru gittik? Belgeselin içinde Cihat Tamer, Kabare'nin şimdi asla sahnelenemeyeceğini söylediğinde içim cız etmedi değil. Zeki-Metin ikilisinin yaptıklarını birinin çıkıp bire bir yapmasını bekleyen yok ama eleştirirken güldüren ve zamanında Ferhan Şensoy'un, Zeki-Metin ikilisinin, Müjdat Gezen'in, Kemal Sunal'ın, Nejat Uygur'un taşıdığı bayrağı birileri devir almalıydı, düzene rağmen.. Metin Akpınar ve Zeki Alasya darbenin ardından darbeyi yapan şahısın gözlerinin içine baka baka eleştirdiler düzeni! Bundan ötesi var mı ya?
Bu belgesel sanatın ve sanatçının önemini bir kez daha hatırlattı bana. Metin Akpınar ve onun gibilerin bin bir zahmetle oluşturduğu bu ortamın tamamen yok olmaması, ülkenin aydınlık geleceği için olmazsa olmazların bana göre başında geliyor.
Ne zaman kendi hakkımda radikal kararlar almaya teşebbüs etsem aklıma bu film geliyor. Düşünüyorum, kendimi filmin içindeki Christopher McCandless'in yada diğer ismiyle Alexander Supertramp'ın yerine koyuyorum. Maddi ve manevi sahip olduğun tüm şeyi reddedip, yaşadığın yere oldukça uzak bir yere…devamıNe zaman kendi hakkımda radikal kararlar almaya teşebbüs etsem aklıma bu film geliyor. Düşünüyorum, kendimi filmin içindeki Christopher McCandless'in yada diğer ismiyle Alexander Supertramp'ın yerine koyuyorum. Maddi ve manevi sahip olduğun tüm şeyi reddedip, yaşadığın yere oldukça uzak bir yere yolculuk yapma fikri... Gerçekten oldukça cesaret isteyen bir mesele. Her ne kadar yaşadığı hayata ve içinde bulunduğu aileye isyanla başlasada Chris'in yolculuğu, aslında tamamen kişinin ruhsal ve sinirsel değişimlerinin bir tezahürüydü.
Herkes kendi başına kafa dinlemeyi hayatının belirli periyotlarında ister ama bence kimse Chris gibi hayatının başlarında böyle bir yalnızlık içinde kendini görmek istemez. Bu bir tercihti, iyi yanlarını yaşadı, arkadaşlar edindi, kendini evlatlık almak isteyen biriyle bile tanıştı ama kötü yanlarını yaşarken hayatını kaybetti. Yanında veya yakınında biri olsa hikayenin sonu böyle bitmeyecekti. Yalnızlık bazen iyidir ama çoğu zaman kötüdür. Hayat mottosu '' happiness only real when shared'' olanlar yani mutluluğun yalnızca paylaşıldığında gerçek olduğuna inananlar, Chris'in yaptığı işe asla kalkışamazlar.
Aileleri tarafından pek önemsenmeyen dört çoçuğun kendilerini ispat etme yolculuğu. Yaşına göre oldukça olgun ve aklı başında olan, yakın zamanda abisini kaybeden Gordie, ailesinin kasabadaki kötü ünü yüzünden sıkıntılar yaşayan Chris, deli dolu, macera bağımlısı Teddy ve grubun şişmanı ve…devamıAileleri tarafından pek önemsenmeyen dört çoçuğun kendilerini ispat etme yolculuğu.
Yaşına göre oldukça olgun ve aklı başında olan, yakın zamanda abisini kaybeden Gordie, ailesinin kasabadaki kötü ünü yüzünden sıkıntılar yaşayan Chris, deli dolu, macera bağımlısı Teddy ve grubun şişmanı ve aynı zamanda korkağı olan Vern'in, kasabada dedikodusu dolaşan bir ceseti bulup, kendilerini ailelerine ve kasabaya ispat etmek isteği doğrultusunda gelişen olaylar..
Dizinin bir anında Chris'in Teddy için söylediği söz çok manidar. Teddy için 20'li yaşlarını göremez diyen Chris'i canlandıran River Phoenix'ın 23 yaşında hayatını kaybetmiş oluşuda acı bir tesadüf. Yaşına rağmen harika oyunculuğu ile Hollywood'un yetenekli ve karizmatik bir aktörü çok erken kaybettiğini gözler önüne seriyor.
1986 yapımı olan ve 1959'daki bir hikaye üzerinden ilerleyen ''stand by me'' olay örgüsü ve harika oyunculuklar ile yıllar içinde kültleşmiş bir film haline geldi.
10/10
Ailesinin karıştığı illegal işlerin ortasında, mesleğinin gerektirdiği şeyler ile vicdanı arasında bir yere sıkışıp kalan bir polis Niko'nun hikayesi. Norveç-İsveç sınırında gidip gelen hikaye, 8 bölümlük bir Norveç yapımı dizi. Çok akıcı, çok heyecan uyandırıcı bir dizi olduğu söylenemez ama…devamıAilesinin karıştığı illegal işlerin ortasında, mesleğinin gerektirdiği şeyler ile vicdanı arasında bir yere sıkışıp kalan bir polis Niko'nun hikayesi.
Norveç-İsveç sınırında gidip gelen hikaye, 8 bölümlük bir Norveç yapımı dizi. Çok akıcı, çok heyecan uyandırıcı bir dizi olduğu söylenemez ama olay örgüsü, çevre, renk uyumu ile günlük seyredilecek kategoride bulunabilecek bir dizi.
6/10
Son yıllarda televizyonda gördüğüm en iyi hikaye anlatıcılarından biri Serkan Akkoyun. Futbolun her zerresini seven biri olarak, Serkan Akkoyun'un kalemini çok sevdiğimi söyleyebilirim. Her ne kadar teknik, taktik işlerinide layığıyla yapıyor olsada Serkan Akkoyun, beni hikaye anlatıcılığı ile yakaladı. Özellikle…devamıSon yıllarda televizyonda gördüğüm en iyi hikaye anlatıcılarından biri Serkan Akkoyun. Futbolun her zerresini seven biri olarak, Serkan Akkoyun'un kalemini çok sevdiğimi söyleyebilirim. Her ne kadar teknik, taktik işlerinide layığıyla yapıyor olsada Serkan Akkoyun, beni hikaye anlatıcılığı ile yakaladı.
Özellikle İbrahimoviç'in anlatıldığı bölümden çok etkilendim ve o bölümü okuyana kadar pek sevmediğim İbrahimoviç'e karşı olan bakış açım ciddi bir şekilde değişti. Bazen insanların davranışlarını yaşadıkları hayatı göz önünde bulundurarak değerlendirmek gerekir. Savaştan kaçmış bir ailenin çocuğu olmak sanıldığından daha zor olabilir.
''çoçukluğundan kaçmaya çalışanlar ne vakit büyüyeceğini bilemezler.'' Baskılanmış, ezilmiş, törpülenmiş, hor görülmüş, ötekileştirilmiş, göz ardı edilmiş Fatma'lar ile dolu toplumumuz. Sevgisiz ve hoşgörüsüz ortamlarda büyüyen kız çoçuklarının hayatları daima çarpık olur, hiç bir zaman hayatları rayına oturmaz. Daima bozuktur ve…devamı''çoçukluğundan kaçmaya çalışanlar ne vakit büyüyeceğini bilemezler.''
Baskılanmış, ezilmiş, törpülenmiş, hor görülmüş, ötekileştirilmiş, göz ardı edilmiş Fatma'lar ile dolu toplumumuz. Sevgisiz ve hoşgörüsüz ortamlarda büyüyen kız çoçuklarının hayatları daima çarpık olur, hiç bir zaman hayatları rayına oturmaz. Daima bozuktur ve yarımdır. Erkek çoçuğunun aksine daha fazla sevgi ve hoşgörü ile büyütülmeleri gerekir, daha fazla ilgi beklerler. Çünkü daha özellerdir,çünkü gelecek nesilleri onlar dizayn edeceklerdir, çünkü gelecek onlardır tıpkı geçmiş gibi.
Eğer memleketin bir köşesinde geleceğini inşa edecek kız çoçuklarından biri , dizide ki Fatma karakterinin geçtiği yollardan geçmek zorunda bırakılıyor ve bizde buna şahit oluyorsak üzerimizdeki vebal çok büyüktür. Zorbalığa, tecavüze, istismara, şiddete ve her türlü pisliğe maruz bırakılan tüm Fatma'lar, toplumumuz için birer utanç vesikalarıdır
Dizi tam olarak bizlere onların maruz kaldığı ortamı görmemizi sağlıyor, bu açıdan oldukça önemli bir iş yapıyorlar. Dizi her zerresiyle bize bir empati kurduruyor oluşu ve gerçekten hassas konuları hassasiyetle bizlere sunuyor oluşu taktire şayan. Olay örgüsünde bazı mantıksal hatalar olsada iyi oyunculuklar ile kaliteli bir dizi değerlendirmesine tabii tutulabilir.
8/10