(@) - Raf

Bu kitap John Fowless ile tanıştığım kitaptı. Yazarın tarzını, cümlelerini, düşünceleri aktarma şeklini ve karakterlerinin gerçeğe bu kadar yakın seçmesini o kadar sevdim ki bir anda içimde tüm kitaplarını alıp okuma isteği doğdu. Ama kitaplığımda okumadığım tonlarca kitap varken biraz…devamıBu kitap John Fowless ile tanıştığım kitaptı. Yazarın tarzını, cümlelerini, düşünceleri aktarma şeklini ve karakterlerinin gerçeğe bu kadar yakın seçmesini o kadar sevdim ki bir anda içimde tüm kitaplarını alıp okuma isteği doğdu. Ama kitaplığımda okumadığım tonlarca kitap varken biraz beklemem gerekecek 🤧. Kitaptan bahsetmem gerekirse, Frederick isimli kelebek koleksiyoncusu karakterimiz piyango kazanır ve saplantılı şekilde iki sene boyunca izlediği Miranda isimli hayat dolu bir genç kızı kaçırıp satın aldığı evin mahzeninde tutsak eder. Tıpkı hayattan kopardığı kelebekleri çekmecesinde tutsak etmesi gibi. Frederick kendi içinde kendini haklı çıkarmak konusunda çok yetenekli yine de ona bir saniye bile güvenmedim çünkü hissettiği kendi bahsettiği gibi "aşk" ya da "sevgi" değildi. Buna takıntı veya saplantı dışında bir isim vermek doğru olmaz. Ve o kadar gerçekçi yazılmıştı ki yazarı bir kere daha tebrik ediyorum. Miranda'ya gelirsek... Bu kitapta en sevdiğim şey Miranda'nın cümleleri, tespitleri, düşünceleriydi. Miranda'nın günlüklerinden kitabı okumaya devam ettiğimizde kitabı daha çok sevdim ve kitap beni daha çok yaraladı. Gün ışığını hissetmeye olan özlemi bile insanın içini ister istemez burkuyor. İnsanı en çok korkutan şey de böyle şeylerin yaşanması. Hem de bin beterlerinin. Miranda'nın yaşadıkları hafife alınacak bir şey değilken gerçek dünyada çok daha kötülerinin olduğunu düşünmek bile insanı yaşadığı dünyadan daha çok soğutuyor. Miranda'yı hiçbir şey soğutmadı tabii, o hep çabaladı. Böyle yaşama bağlı karakterleri okumayı ister istemez seviyorum. Hayatta ne bulduklarını görmek bir yandan bana farklı perspektif kazandırıyor. Sanırım ben de kitaplar sayesinde hayata tutunuyorum. Hiç kitap okumadığımı bir hayal ettim bir an, 17 yaşıma kadar okuduğum -gerek bana bir şeyler katan gerek içi boş- 400'den fazla kitabın bir anda silindiğini düşünmek bana kendimi bomboş hissettirirdi. Ne filmler ne diziler kitapların yerini tutuyor. Neyse konuyu iyice dağıttım yine. Kısacası içinize dokunacak, bazen ürpertecek bazen düşündürecek bir kitap arıyorsanız kesinlikle öneririm.

elmaskat 1 year ago

Gök Mavisi Denizdeki Ev

T. J. Klune

2 Gönderi

Kitabı okuyalı bir ay olmuş ama hissettirdikleri hala taze. Bu kitaba beklentim yüksek başladım çünkü sevmeyen bir kişiye bile denk gelmemiştim ve beklentilerimi tam olarak karşıladı. Tam şu zamanda okunacak kitaplardan: yoğun bir dönemden çıkmışsınız, rahatlamaya ihtiyacınız var, bu kitabı…devamıKitabı okuyalı bir ay olmuş ama hissettirdikleri hala taze. Bu kitaba beklentim yüksek başladım çünkü sevmeyen bir kişiye bile denk gelmemiştim ve beklentilerimi tam olarak karşıladı. Tam şu zamanda okunacak kitaplardan: yoğun bir dönemden çıkmışsınız, rahatlamaya ihtiyacınız var, bu kitabı alıp yorganın altına girin ve sinirlerinizi yatıştırıp sizi tam anlamıyla başka bir dünyaya götürmesini izin verin. Çünkü bu kitap ilacınız olacak. Okuduğum kitaplardan en çok içimi ısıtan buydu desem yalan olmaz. Linus Baker isimli ana karakterimiz monoton bir hayat yaşamaktadır. Büyülü Gençlerden Sorumlu İdari Birim'de sosyal hizmetler görevlisi olarak çalışmakta ve İş-ev-iş-ev şeklinde hayatını geçirmektedir. Ancak bir gün çalıştığı işten aldığı gizli bir görev nedeniyle Marsysas Adası'na gitmesi gerekir. Bu görevin sadece kendi hayatını değil binlercesinin hayatını değiştireceğinin farkında değildir tabii ki :) Olabildiğince ayrıntı vermeden anlatmaya çalıştım bana kalırsa kitabı okurken olacakları öğrenmek daha hoş. Yine de merak ettiğiniz daha çok şey varsa kitabın arkasına göz atabilirsiniz. Ya bu arada konusu bile insanın gözüne tatlı gelmiyor mu? Tamam biraz abarttım wkdmmwmw. Ama hani o kadar naif duygular hissettiriyor ki okurken kitaba bağlanmak insanın elinde değil. Küçük bir yere ağlasam da kitabın yarısını sırıtarak okudum. Sinirlendiğim yerler de oldu. Yani duyguları bana kesinlikle geçirdi ve bir kitabın bu kadar duyguyu hissettirebilmesi güzel bir başarı bence. Kışın soğuğundan bunaldıysanız ve içinizi ısıtacak, bağ kuracağınız bir kitap arıyorsanız kesinlikle öneririm. Not: Eylülde yurtdışında serinin 2. kitabı çıkacak. Aslında konu bu kitapta tamamlanmış gibiydi ne anlatılacağını bilemiyorum ama böyle şeylere takıntılıysanız diye ekleyeyim dedim. Ben takıntılıyım çünkü ve kitaba başladıktan sonra 2. kitabı olduğunu görünce biraz korktum ama korkulacak bir şey yokmuş.

elmaskat 1 year ago

Ay Düğümü

Gamze Çelik

7 Gönderi

Kitabı ilk çıktığında yirmi beş liraya mı ne almıştım. Keşke aldığım gibi okusaymışım. Buna sadece otuz sayfa okuyarak karar vermiş olsam da asla beni saracak bir kitapmış gibi gelmedi. Bazı şeyler zamanında güzel 🥲

elmaskat 1 year ago

Savaş ve Barış 2 Cilt

Lev Nikolayeviç Tolstoy

16 Gönderi

Kitapları yarım bırakmayı hiç sevmiyorum ama daha 100 sayfa okudum sadece ve bunu bitireceğim diye inat edersem elimde sürünecek. Şimdi ağlayarak kitaplığa geri koymaya gidiyorum. Seneye okuyacağım seni söz...

elmaskat 1 year ago

Matilda

Roald Dahl

5 Gönderi

Matilda'ya bugün sadece bir 10-20 sayfa okuyup giriş yaparım, sonraki iki günde bitiririm diye başladım. Ve yine bugün kitabı bitirdim 🙂. Filmine şans eseri denk gelmiştim ve en sevdiğim filmlerden biri oluvermişti. Daha sonra kitabı olduğunu öğrenince bu kadar sevdiğim…devamıMatilda'ya bugün sadece bir 10-20 sayfa okuyup giriş yaparım, sonraki iki günde bitiririm diye başladım. Ve yine bugün kitabı bitirdim 🙂. Filmine şans eseri denk gelmiştim ve en sevdiğim filmlerden biri oluvermişti. Daha sonra kitabı olduğunu öğrenince bu kadar sevdiğim bir filmin kitabını okumamak olmaz diye düşündüm. İyi ki de öyle düşünmüşüm okuduğuma hiç pişman değilim. Filmini daha çok sevsem de kitap yine bana aynı duyguları hissettirdi ve okuması zevkliydi. Sadece filmde olan eve girme sahnesi yok diye üzüldüm biraz. Kitabın sonu da çok acele bitti. Matilda'nın yaşadıkları bir tık karikatürize olsa da içinde gerçeklik payı olan şeyler ve ister istemez insanı düşündürüyor. Bir çocuğun ailesinin bu şekilde ilgisiz olması, okulun müdüresi olan kadın gibi öğrencilerin acı çekmesinden zevk alıp onları küçük gören öğretmenlerin varlığı, Bayan Honey'nin yaşadıklarının tam olarak olmasa da bir benzerinin kaç çocuğun başına geldiği (şiddet vs)... Yani kitap bu açıdan bakarsak insanı üzüyor ve gerçek hayattaki bunun gibi ya da çok daha kötü şeyler yaşayan çocukların çoğunun sonu Matilda ya da Bayan Honey'de olduğu gibi mutlu sonla bitmiyor. Ya da bitse bile çocukluğunda bu kadar yara alan bir insanın psikolojik açıdan iyileşmesi gerçekten zorlu bir süreç. Böyle şeyleri ne kadar düşünürsek düşünelim şak diye tüm çocukların hayatını düzeltemeyeceğim gerçeği insanı daha çok üzüyor. En azından ben böyle bir dünyada nefes almaktan nefret ediyorum. Bir çocuğun gözyaşı dökülüyorsa ne anlamı var onun bunun gibi drama yapmayacağım. Gerçekten, kelimenin tam anlamıyla iğrenç şeyler yaşayan bir sürü çocuk var ama dünya böyle deyip kabullenmek dışında bir şey yapamıyoruz. Bir şey yapamayan bizler de o iğrenç insanlara fırsat vermiş olmuyor muyuz bir yandan? Bu bizi ne kadar iyi bir insan yapar? Ben de biliyorum her gün ona buna şuna iyilik yaparak yaşanmaz ama dünyanın böyle olduğunu kabullenip yaşamak da çok adaletsiz geliyor. Yani kendimden bahsedersem -17 yaşında bir Türk genci olarak elimden ne gelebilir bahanesi altına sığınmadan cevap verecek olursam- ben de bir şeyler yapabilirim belki de -neden yapamayım?- ama yapmayarak kendimi o "hiçbir şey yapmamak da bir şey yapmaktır" insanları arasına koyabiliyorum sadece. Böylesi daha kolay geliyor sanırım ama düşündükçe vicdanen acı çekmekle kalıyorum. Bir yandan da ne kadar iyi şey yapayım ima ettiğim gibi olaylar hala yaşanacak ve sonu gelmeyecek o yüzden ne yaparsam yapayım sonsuza kadar sürecek olan bu histen nefret ediyorum. Matilda'dan nasıl bu konulara geldim ben de anlamadım. Umarım kendimi anlatabilmişimdir. Kısaca çocuk kitapları okumayı seviyorsanız bunu da bence seversiniz.

elmaskat 1 year ago

Lejyon-Yitik Suretler

Brandon Sanderson

1 Gönderi

Brandon Sanderson'a yavaş yavaş giriş yapıyorum. Bir tık fazla yavaş ama olsun. Bu seriyi bu kadar da beğeneceğimi düşünmemiştim. Kitaplar aşırı kısa olmasına rağmen bir şekilde karakterler beni kendine bağladı, olaylar içine çekti ve akıp gitti yani nasıl bittiklerini anlayamadım.…devamı

elmaskat 1 year ago

Momo

Michael Ende

126 Gönderi

Çok sevdiğim bir kitap oldu. Okurken, keşke ortaokulda da okusaymışım, diye düşündüm. O zamanki düşüncelerimle şu anki düşüncelerim ve belki ilerde tekrar okursam yetişkin halimin düşüncelerini karşılaştırmak zevkli olurdu. Elimde olsa bir günde bitirebileceğim kadar akıcıydı. Zaten bu şekilde masalsı…devamı

elmaskat 1 year ago

Bin Öpücük

Tillie Cole

7 Gönderi

Zamanından biraz geç okuduğum bir kitap olmasına rağmen sevdim. Bazı yerler tekrar ediyormuş gibi hissettim ve bazen bu kadar aşk okumak bünyeme fazla geldiği için sıkıldığım oldu. Yine de kitabı iki gün gibi kısa bir sürede bitirdiğim için çok da…devamı

elmaskat 1 year ago

Camdan ve Kardan Kızlar

Melissa Bashardoust

1 Gönderi

Aşırı sevdim ve hiç bu kadar sevmeyi beklemiyordum. Yazarın bende Türkçeye çevrilmiş ilk kitabı olan Kız, Yılan, Diken var. Ama nedense pek de sevmeyeceğimi düşündüğüm ve boyutu bir tık gözümü korkuttuğu için elim gitmiyordu. Ama bu kitap, ona olan bütün…devamı

elmaskat 1 year ago

Lia ve Beckett'in Abrakadabrası

Amy Noelle Parks

2 Gönderi

Lia ve Beckett'in Abrakadabrası kapağına aşık olarak aldığım ama içini o kadar da sevemediğim bir kitap oldu maalesef. Kitabın daha ilk 30 sayfası aşırı "ucuz wattpad kitabı" havası verdiği için, ben bu kitabı sevemeyeceğim, diye bir ön yargı oluşturdum. Örnek…devamı