Şu saçma sapan anlam karmaşası olan bir dünyada daha fazla ne olsa diye bekliyor insan artık. Anlamsızlıklara mana ararken daha fazla anlamsızlık daha fazla saçma olaylar gerçekleşiyor. Bunca olaylara bunca lanetlenmiş saçma dünyaya rağmen intihar etmemek gerçekten mantıksız gelmeye başlıyor…devamıŞu saçma sapan anlam karmaşası olan bir dünyada daha fazla ne olsa diye bekliyor insan artık. Anlamsızlıklara mana ararken daha fazla anlamsızlık daha fazla saçma olaylar gerçekleşiyor. Bunca olaylara bunca lanetlenmiş saçma dünyaya rağmen intihar etmemek gerçekten mantıksız gelmeye başlıyor artık. Evet umut güzel bir kavram bataklığa batmış bile olsak bir umut yeşerir o bataklıktan bizi sıyırır. Ama sorun şu ki o bataklıktan ne kadar kurtulmuş olduğumuza sevinsek de ardında sayısız bataklılar bekliyor olacak bizi. Sorunlar biz bu bataklıkda son nefesimizi verdiğimizde son bulur. Yani ben öyle umut ediyorum...
Bahtsız Oidipus sen de bu lanetli duyguların yapmacık olduğu ölünce ne olduğunu bile bilmediğimiz bilinmezliklerin fazla duyguların sahte olduğu bir dünyaya lanetlenmiş olarak geldin. Başına gelen olaylar seni her defasında daha da dibe attı. Hayatta her şey yolundaymış gibi gözüküyor bile olsa yaşadığımız, yaşamayı beklediğimiz ve ne yaşadığımızdan haberimizin bile olmadığı saçmalıklar bizi daha da tüketecek. Bu dünya anlam aramak için çok kısa ama o kısa zaman zarfında defalarca yıkılıyoruz kalkıyoruz anlam aramaya bir dala tutunmaya çalışıyoruz sonra tekrar bataklığa batıyoruz...
Bir aptalın anlattığı bir masal bu : Kuru gürültüler, deli saçmalıklarıyla dolu. Tiyatro aşığı bir insan olarak en sevdiğim yazarlardan biri olan Shakespare'in Machbet adlı eserini hem okuma hemde izleme fırsatı buldum. İnsanı fazlasıyla sorgulatan düşündüren kült eser en sevdiğim…devamıBir aptalın anlattığı bir masal bu :
Kuru gürültüler, deli saçmalıklarıyla dolu.
Tiyatro aşığı bir insan olarak en sevdiğim yazarlardan biri olan Shakespare'in Machbet adlı eserini hem okuma hemde izleme fırsatı buldum. İnsanı fazlasıyla sorgulatan düşündüren kült eser en sevdiğim tiyatro oyunları arasındadır.
Bu arada ben alternaif tiyatroda izleme fırsatı bulmuştum düşünenler için çok güzel bir deneyim her an oyunun içindesiniz bir olsun kopmadığımız bir oyun oldu. Sıradaki hedefim Moda sahnesinde izlemek orada ki performansı da çok merak ediyorum.
Sanatla , sevgiyle kalın 🎭🎭
"Bir hiç için bir sürü gürültü" Bu mecraya bir şeyler yazmayalı epeyce zaman oldu. Bilmiyorum benim zamanımda ki kaliteli tayfa duruyor mu? Burayı aile gibi görürdüm. Zaman çok hızlı geçiyor burada ki veyahut gerçek hayattaki güzel zamanlar hızlıca akıp gidiyor.…devamı"Bir hiç için bir sürü gürültü"
Bu mecraya bir şeyler yazmayalı epeyce zaman oldu. Bilmiyorum benim zamanımda ki kaliteli tayfa duruyor mu? Burayı aile gibi görürdüm. Zaman çok hızlı geçiyor burada ki veyahut gerçek hayattaki güzel zamanlar hızlıca akıp gidiyor. Bu süreçte var olan sancıları bence çok kafaya takmamak gerekli. Sonuçta hayat çok kısa. Bir hiçliğe kafayı fazla takarsak var olan zamanımızı hiç edip dururuz. O yüzden.
"Bir hiç için bir sürü gürültü"
Sizce de öyle değilmi arkadaşlar ?
Gerilimi bize kitap bitene dek yaşatan bir Stefan Zweig şaheseriyle merhabalar arkadaşlar.. Ben bir alıntı üzerinden bir değerlendirme yapmak istiyorum. Bana göre bu alıntı bu kitabı özetler niteliğinde mükemmel bir cümle. "Korku cezadan daha beterdir, çünkü ceza bellidir, ağır da…devamıGerilimi bize kitap bitene dek yaşatan bir Stefan Zweig şaheseriyle merhabalar arkadaşlar..
Ben bir alıntı üzerinden bir değerlendirme yapmak istiyorum. Bana göre bu alıntı bu kitabı özetler niteliğinde mükemmel bir cümle.
"Korku cezadan daha beterdir, çünkü ceza bellidir, ağır da olsa, hafif de, hiçbir zaman belirsizliğin dehşeti kadar, o sonsuz gerilimin ürkünçlüğü kadar kötü değildir."
Sonuçta cezamızın günü ve tarihi bellidir değilmi arkadaşlar. İnsanı en çok belirsizlikler yorar. Bu bir korkudan doğan belirsizlik olunca insanın nefes alması bile çok zordur...
O korku biz hangi ortama gidersek gidelim peşimizi bırakmayacak. Vicdanımız bizi rahat bırakmıyacak, onunla yaşamaya çalışacağız ama olmayacak doğru düzgün ne yaşadığımızı anlamıyacağız.
Atacağımız adımları iyi düşünüp iyi değerlendirelim. Sonradan pişman olup pişman olduğumuz noktada aradığımıız bulamayınca başka denizlere yelken açmaya çalışırken korkuyu da sırtlayıp götürbiliriz ve hayatımızı mahvedebiliriz. Atacağımız adım ne olursa olsun iyice analiz etmemiz şart arkadaşlar..
Spoiler içeriyor
Saçma düzene başkaldırış olan muazzam bir aşk hikayesiyle merhabalar arkadaşlar.. 🇰🇬 Kitap sizi ilk kelimesinden itibaren alıp Kırgızistan'ın bozkırlarına kadar götürüyor. Her toplumda olduğu gibi bu küçük avılda da (memleket, köy) kendine has örf ve adetleri var. Bu törelere, adetlere…devamıSaçma düzene başkaldırış olan muazzam bir aşk hikayesiyle merhabalar arkadaşlar.. 🇰🇬
Kitap sizi ilk kelimesinden itibaren alıp Kırgızistan'ın bozkırlarına kadar götürüyor. Her toplumda olduğu gibi bu küçük avılda da (memleket, köy) kendine has örf ve adetleri var. Bu törelere, adetlere uymayı sürdüren bir aileye gelin olarak gelen Cemile'yi kiçine balası yani kaynının ağzından izliyoruz beraber zaman geçiriyoruz. Kısaca özetlemek gerkirse böyle ama asıl konuya gelirsek.
Cemile savaş sebebiyle askere gitmek zorunda olan 3 erkekli bir ailenin 2 çocuğudnan biris ile evlenmiştir. Ancak askerde olması sebebiyle eşini görmesi onumla zaman geçirmesi biraz olanaksızdır. 2 erkeğin askerde olması sebebi ile evin tarla işlerini ve askere yiyecek içecek gönderme gibi işleri ailenin askere giden eşleri ve bir erkek çocuğu varsa onun yapması zorunludur. Bu sebepten ötürü kiçine bala ile Cemile fazlasıyla vakit geçirmektedir. Cemile harektli kişiliği dışadönük tavırları güzelliği ile hemen hemen herkesi etkilemektedir. Kiçine bala biraz kıskansada oda bu güzelliğe hayran olmakta kendini alkoyamaz. Abisinin de eşi olduğu için onu koruma iç güdüsü devreye giriyor o yüzden hep onun çevresinde durmaktadır. Konunun devam ediş şekli genel itibariyle böyledir.
Bir gün askerden Danyar adında birisi askeri vazifesini tamamladıktan sonra köye gelir. Oradaki vazifesi Cemile ve kiçine bala ile askerlere yiyecek, giyecek her türlü yardımı götürmede sorumludur. Danyar'ın kimsesinin olmayışı giydikleri elbiselerin yırtık olması ve içe dönük kişiliği saatlerce uzaklara bakıp dalması insanlarda merak konusu uyandırıyordu.
Konuyu bağlamam gerekirse Cemile ile Danyar vakit geçirdikçe birbilerine olan bağlılıkları artmaktadır Danyar'ın türküleri Cemile'yi Cemile'nin türküleri Danyar'ı etkiliyordu. İkiside birbirinden habersiz hayallerinde olan kişilik ile karşılaştıkarının yavaş yavaş farkına varıyordu. Ancak Cemile evli olması aralarında ki engllerden brisi idi. Cemile ona değer vermeyen metuplarında bile bir cümle bile yer vermeyen birisini sevmeke için hiçbir sebibin olmadığının farkındaydı.
Danyar ve Cemile bütün herşeyi geride bırakarak beraber kaçmıştırlar ve bu aşk hikayesi mutlu sonla bitmiştir.
🗣️ Bana göre olması gerketiği gibi bitti. Sonun kötü bitmesinden çok endişeliydim ya Cemile intihar eder diyrodum ya da ikisi birden ama ne mutlu ki ikiside olmadı ve mutluluğa kavuştular. Yani o cahil köy halkı ve saçma olan törelere(her adet için demiyorum) bağlı kalıp yaşayadabilirler özgürlüğe kavuşmaları beni çok mutlu etti. Bir ömür boyu pişmanlıkla yaşıyacaklardı. Kadına zülmetmeyi erkeği kadından üstün görmeyi erkeklik sananları bırakıp harika insan Danyar ile kaçtığı için hayatısının en önemli kararını verdi Cemile saçma adetlere başkaldırış yaptı. O kaba saba erkek toplumu malesef günümüzde halen varlığını devam ettiriyor.. Namussuzluk yapıp sonra da Cemile kaçtığı için onu namussuzlukla suçlayınca erkek olunmuyor!
Firar Meğer ben ne kadar boş şeylere ağlamışım Kalbim hakikat diye bir ihtimale tapmış. Ne manasız şeylere meğer bel bağlamışım Meğer benim peşinden koştuklarım serapmış... Kimsede bulamadım menfaatsiz bir yürek Kadınlar bana yalnız soğuk bir deri verdi. Bir kardeş sevgisini…devamıFirar
Meğer ben ne kadar boş şeylere ağlamışım
Kalbim hakikat diye bir ihtimale tapmış.
Ne manasız şeylere meğer bel bağlamışım
Meğer benim peşinden koştuklarım serapmış...
Kimsede bulamadım menfaatsiz bir yürek
Kadınlar bana yalnız soğuk bir deri verdi.
Bir kardeş sevgisini uzattığım her erkek
Çamurladıktan sonra kalbimi geri verdi...
Anladım insanlardan geldiğini kederin
Uzak, herkesten uzak bir hayat süreceğim.
Benim bu inzivama taarruz edenlerin
Yüzüne hakaretle, kinle tüküreceğim...
👹Daredevil'ın ikinci sezonunda karşımıza çıkan psikopat beni diziye daha çok bağlamayı sağlamıştı. İlk sahnesinde hastanede ortalığı birbirine katması ve kendine has dövüş ustalığı ile beni kendine mest ettirmişti. Daredevil'daki sahneleri özellikle hapisane sahnesi halen aklımda. Arada açıp aynı sahneyi defalarca…devamı👹Daredevil'ın ikinci sezonunda karşımıza çıkan psikopat beni diziye daha çok bağlamayı sağlamıştı. İlk sahnesinde hastanede ortalığı birbirine katması ve kendine has dövüş ustalığı ile beni kendine mest ettirmişti. Daredevil'daki sahneleri özellikle hapisane sahnesi halen aklımda. Arada açıp aynı sahneyi defalarca izliyorum. Daredevil'ı bahsetmeden geçemedim çünkü Punisher'ın hikayesi orada başlıyor.
💀Gelelim Punisher dizisine dizi alışık olduğumuz sert kimlikteki Punisher'ın aksine daha içine kapanmış herşeyden uzaklaşmış Frank Castle kimliği ile değil o kimliği o kişiliği öldürüp yeni bir kimlikle bir inşaat işçisi olarak karşımıza çıkıyor. Dizinin başı biraz ağır gidiyor o kısmı sıklmadan başarıyla izleyebilrseniz diğer bölümlerde ve ikinci sezonda sizleri çok ama çok iyi kan oranı çok yüksek bir aksiyon bekliyor olacak. Ailesini katledenlerin tek tek peşine düşen ve bu uğurda önüne çıkan tüm her şeyi yakıp yıkmak zorunda kalan bir Frank..
💀Diziyi yüzeysel olarak anlattım benim çok beğendiğim netflix/marvel iş birliklerinden brisidir. Umarım yeni gelecek yapımlarda Disney bu karakteri çocuklara hitap edecek diye o kanlı kimliğinden uzaklaştırmaz. Son zamanlarda marvel kalitesi gitgide düşüyor She hulk ve yeni çıkan diziler gibi...
💀Benim Punisher hakkında görüşlerim bu kadar eğer izlemek istiyorsanız The Defenders evreninden yani Daredevil dizisinden başlasanız daha güzel olur.
Çok nadide, çok değerli bir eser ile sizlerleyim. Herkesin ömrü boyunca en az bir seferde olsa okuması gerektiğini savunduğum bir kitap her tarafını çize çize not ala ala bana ders olacak noktaları belirleye belirleye okuduğum bir başyapıt. Ben haytım boyunca…devamıÇok nadide, çok değerli bir eser ile sizlerleyim. Herkesin ömrü boyunca en az bir seferde olsa okuması gerektiğini savunduğum bir kitap her tarafını çize çize not ala ala bana ders olacak noktaları belirleye belirleye okuduğum bir başyapıt. Ben haytım boyunca 2 3 sefer daha okumak istiyorum. Olurda bir noktası felan kaçmıştır diye.
1)Çocuk yaşta
2)Gençlikte
3)Evlenmeden önce
Bana göre hayatın bu 3 evresinde de okunmalıdır her aralıkta ayrı bir ders verebilecek bir kitap. Daha düzgün aile yapıları, daha düzgün nasıl olunabilir gibi birçok sayısızca örnekler.
Bu kitabı ben Atatürk sayesinde okudum değerli bir öneri olduğu için okudum. Okullarda derslerde okutulsun dediği kitap olduğu için okudum açıkcası. He Atatürk önermesiyle daha da değerli kılıyor kitabı ama önermeseysdi bile bence yinede çok ama çok değerli bir kitap olurdu. Bu kitapta sayısızca cümle beğendim ama en beğendiklerimden bir tanesini alıntılamak istiyorum.
"Aile içindeki sohbetleri ele alın. Çok fazla dedikodu yapılıyor. Boş laflar, sıradan şikayetler... Nasıl üç kuruş fazla kazanırım, hangi kumaşı alsam ya da işyerinde nasıl önemsiz bir terfi alırım gibi sıradan dertler
Çocukların on beş yirmi yıl boyunca içinde debelendikleri yoğun bataklık bu işte. Sonra yaşlılar gençlerin gökyüzünde kartal gibi uçmamasına, çocuklarının kanatsız olmamasına şaşırıyor.
Şunu sormama izin verin sevgili ebeveynler: Verdiğiniz terbiyeyle çocuklarınıza kartal kanatları mı kazandırdınız? Yoksa o kanatları kökünden mi kopardınız mı? "