(@) - Raf

"En" kavramından her ne kadar nefret etsem ve kullanmaktan kaçınsam da Tarantino'nun ikinci uzun metrajı Pulp Fiction senaryo normlarını yakıp yıkan sinemanın en aykırı filmlerinden...Bir mesaj verme gayesine düşmeyen 3 ayrık hikayeden oluşan Pulp Fiction,Tarantino'nun düzensizliği düzenliymiş gibi gösteren usta…devamı"En" kavramından her ne kadar nefret etsem ve kullanmaktan kaçınsam da Tarantino'nun ikinci uzun metrajı Pulp Fiction senaryo normlarını yakıp yıkan sinemanın en aykırı filmlerinden...Bir mesaj verme gayesine düşmeyen 3 ayrık hikayeden oluşan Pulp Fiction,Tarantino'nun düzensizliği düzenliymiş gibi gösteren usta işi hikaye anlatıcılığıyla yıllara meydan okuyan bir başyapıt niteliği kazanıyor. Olağan dışı bir kronolojiyle yerleştirilmiş bu ayrık hikayeler topluluğu karmaşık bir olay örgüsüne sahipmiş gibi gözükse de bahsettiğimiz hikaye anlatıcılığındaki ustalıkla daha basit ve anlaşılabilir hâle geliyor.Lineer bir anlatım yolu seçmeyip böyle bir yol izleyerek büyük riskler alan Tarantino anlatım yükünün altından filmlerin romanlara göre daha kısıtlı olan alanları içerisinde kalkabiliyor.Özellikle karakter ve diyalog yaratma konusundaki harika işçilik Tarantino'nun bu risklerin üstesinden gelmesinde büyük rol oynuyor. Birbirinden oldukça kopuk hale gelebilecek 3 hikayenin karakterlerin yollarını kesiştirerek veya filmin büyük kısmını oluşturan diyalogların yardımıyla bağlanması dağınık görünen yapbozu bir bütün haline getiriyor. Her ne kadar Pulp Fiction'un bir mesaj vermediğini söylesek de Tarantino'nun bir röportajında ifade ettiği gibi tüm hikayeler temelinde karakterlerin seçim ve sonuçlarının anlatıldığı bir kader yolculuğundan oluşuyor.Bu serüvenin overdose vakası,dans pisti,Tanrı'nın mucizesi,Vincent Vega'nın tuvalet laneti gibi hâla akıllarda kalan olaylarla bezeli olması filmi hikaye açısından rengarenk bir olay örgüsüne kavuşturuyor. Benzer renkliliği gördüğümüz karakterlerde aslan payı Tarantino'nun olsa da onları bize sunan oyuncular da büyük pay sahibi...Uma Thurman o mükemmel sesiyle mimikleriyle,John Travolta dans yetenekleriyle,Samuel L. Jackson küfürleriyle unutulmayacak performanslar sergiliyor.Bruce Wills ve Harvey Keitel gibi yıldızlar da karakterlerinin hakkını fazlasıyla veriyor. Pulp Fiction,müzik ve görüntü açısından da bir o kadar tatmin edici bir performans sergiliyor.Görüntü yönetmeni Andrzej Sekula,bu filmdeki araba içi çekimleri ve bagaj sahneleriyle birçok filme örnek olmayı başarıyor. Kalbimde sarsılmaz bir tahta sahip bu yapım,diyaloglarından tutun da karakterlerine Tarantinoverse markalarına kadar her detayıyla ikoniklik kokan eşi benzerinin gelmesi zor bir başyapıt...

enesgrs 4 years ago

Görünmez Adam

Leigh Whannell

80 Gönderi

Testere serisinin yazarlarından Leigh Whannell,üçüncü yönetmenlik deneyimi olan The Invisible Man ile H.G Wells'in aynı adlı romanını günümüz sorunlarıyla harmanlayarak izleyiciye sunuyor.Romandaki gibi kontrol manyağı olan Adrian Griffin'in eşi Cecilia üstündeki şiddet dolu eylemlerine parmak basan The Invisible Man,barındırdığı alt…devamı

enesgrs 4 years ago

Ritüel

Ari Aster

154 Gönderi

İlk uzun metrajı Hereditary ile bir aile draması sunan Ari Aster,Midsommar eseriyle de bir ayrılık seramonisini beyazperdeye taşıyor.İsveç'in dışı aydınlık içi karanlık köyündeki bir yaz ortası festivaline konuk olduğumuz Midsommar,yoğun rahatsızlık hissi veren ve ustaca işlenen senaryosuyla cennet diyarları cehenneme…devamıİlk uzun metrajı Hereditary ile bir aile draması sunan Ari Aster,Midsommar eseriyle de bir ayrılık seramonisini beyazperdeye taşıyor.İsveç'in dışı aydınlık içi karanlık köyündeki bir yaz ortası festivaline konuk olduğumuz Midsommar,yoğun rahatsızlık hissi veren ve ustaca işlenen senaryosuyla cennet diyarları cehenneme dönüştürüyor. Amerika'nın karanlık odalarından İsveç'in aydınlık diyarlarına götüren bu gerilim yolculuğu,Dani'nin sorunlu ailesinden ritüel aşamasına kadar gerici altyapısını korumayı başarıyor.Bir yas hikayesiyle filmin temellerini atan Ari Aster devamında şiddet dozajını arttırarak gerilim elementlerinin hepsini yavaş yavaş topluyor.Şiddetin yanı sıra arkadaşlar arasındaki huzursuzluk ve filmin gizem hikayesi kendini hissettirmeye başladığı an tansiyon tavan yapıyor ve nefes alışverişiniz bir hayli hızlanıyor.Özenle ısıtılıp bizlere sunulan hikaye gerilimi doruklarda yaşatan finaliyle son darbesini suratımıza indiriyor. Hikayesine ek olarak ses kurgusu ve müzik kullanımı da Midsommar'da doğa manzaralarını unutturan efektif bir şekilde kullanılmış.Özellikle trajik olaylar sırasında artan bas seviyesi Dani'nin psikolojisine rahatça girmemizi sağlıyor ve onunla beraber izleyicinin de psikolojisi rahatsız ediliyor.Hereditary kadar etkin müzikler olmasa da topluluğa ait koro halinde söylenen etnik müzikler aynı sinematografisi gibi izleyiciyi rahatlatmak yerine daha da geriyor.Hereditary'de övmelere doyamadığımız görüntü yönetmeni Pawel Pogorzelski,hikayeye derinlik ve anlam katan kamera hareketleriyle bu filmde de başarılı bir sinematografiye imza atıyor.Anlam veremediğimiz rahatsız edici ritüeller hem görüntüdeki hem müzik konusundaki başarıyla daha sarsıcı daha vurucu hale geliyor. Oyunculuk açısındansa Florance Pugh o tatlı şirin suratıyla psikolojisi bozuk karakterini oldukça güzel şekilde yansıtmış.Yan rollerde oynayan Jack Reynor,Will Poulter gibi isimler de üstlerine yüklenen rolleri gayet iyi taşımış.Bir İsveç kabusuna sürükleneceğiniz bu yapım,Ari Aster'in dram-gerilim ustalığını konuşturduğu bir başka modern gerilim mucizesi...

enesgrs 4 years ago

In My Room

Ulrich Köhler

1 Gönderi

Dünyanın sonu senaryolarına bir yenisini ekleyen Ulrich Köhler,In My Room ile zombilere veya virüslere bulaşmayan yeni bir pencere açıyor.Dünya üzerinde tek başına kalan Armin'i konu alan In My Room,post apokaliptik dünyada klişe olmayan doğal bir yaşam mücadelesi aktarsa da akıllarda…devamı

enesgrs 4 years ago

Klaus: Sihirli Plan

Sergio Pablos

74 Gönderi

Yılbaşı konsepti Noel Baba figürünün öne çıktığı bir konsept olsa da Sergio Pablos,Klaus ile Noel Baba tasvirlerine yeni bir soluk getiriyor.Jasper'in Smeerensburg adlı mutsuzluk ve nefret dolu köyden kurtulma çabalarını anlatan Klaus,yaratıcı tasviri ve içimize dokunan alt metniyle sıcak çikolata…devamı

enesgrs 4 years ago

Uğur Böceği

Greta Gerwig

84 Gönderi

Oyunculuk kariyerinden yönetmenliğe olan ilk sağlam adımını Lady Bird ile atan Greta Gerwig,birçok izleyiciyi geçmişe döndüren bir gençlik filmi sunuyor.Christine'in aile,okul,şehir,aşk gibi kavramlardaki gençlik sancılarını izlediğimiz Lady Bird,ergenlik yıllarını tüm gerçekliğiyle izleyiciye aktarmayı başarıyor. Kısa ve öz bir anlatı yolunun…devamı

enesgrs 4 years ago

Ruben Brandt, Collector

Milorad Krstic

22 Gönderi

Ruben Brandt,Collector ile sanatçılıktan yönetmenliğe geçişini tamamlayan Milorad Krstic,yalnız sürecinin en olgun meyvesini vermiyor bunun yanında Mary and Max,Corpse Bride gibi animasyon türünün asi çocukları arasına adını yazdırıyor.Rüyalarında sanat eserlerindeki karakterler tarafından rahatsız edilen psikiyatrist Ruben Brandt'ın bilinçaltına konuk olduğumuz…devamı

enesgrs 4 years ago

Saplantı

Carlo Mirabella-Davis

20 Gönderi

2019 senesiyle beraber ilk yönetmenlik deneyimini yaşayan isimlerden Carlo Mirabella Davis,Swallow ile çocuklarda ve hamilelerde sıkça görülen pika sendromunu ve psikolojik baskı hibritini izleyiciye sunuyor.Hamilelik sürecinde demir materyalları yutma isteği duyan Hunter'ın psikolojik açıdan oldukça zorlu hayatına konuk olduğumuz Swallow,ilgi…devamı

enesgrs 4 years ago

Bencil Dev

Clio Barnard

5 Gönderi

2013 yapımı The Selfish Giant filmiyle ekonomik sorunları çocuk figürü üstünde anlatan Clio Barnard,coğrafyasının gerçekçilik ögelerini sonuna kadar kullanıyor.Disiplinsiz Arbor ile saf Swifty'nin dostluk macerasını konu alan The Selfish Giant,dramatik hikayesini can yakan bir gerçeklikle buluşturup izleyiciyi şoka uğratıyor. Sorumsuz…devamı

enesgrs 4 years ago

Ceviz Ağacı

Faysal Soysal

9 Gönderi

İstanbul Film Festivali ile ikinci uzun metrajını izleyiciyle buluşturan Faysal Soysal,Ceviz Ağacı ile edebiyat-sinema buluşmasının en güzel örneklerinden birini sunuyor.Hayati'nin geçmişinden izler gördüğümüz Ceviz Ağacı,çok katmanlı hikayesini kamera ve kurgudaki başarılı performansıyla destekleyerek kusursuza yakın bir performans sergiliyor. Aile ve…devamıİstanbul Film Festivali ile ikinci uzun metrajını izleyiciyle buluşturan Faysal Soysal,Ceviz Ağacı ile edebiyat-sinema buluşmasının en güzel örneklerinden birini sunuyor.Hayati'nin geçmişinden izler gördüğümüz Ceviz Ağacı,çok katmanlı hikayesini kamera ve kurgudaki başarılı performansıyla destekleyerek kusursuza yakın bir performans sergiliyor. Aile ve aşk hayatındaki kırılmışlıklar üstüne çatısını kuran senaryo,birçok yoldan giden olay örgüsü ve güçlü repliklerine rağmen akıllarda soru işareti bırakmıyor.Edebi yönü güçlü repliklerin hikayenin gidişatını belirlemesi senaryoda repliklerin zorlama ve eğrelti durmamasını sağlıyor.Babasının hayalini gören Hayati'nin baba figürünün önemli olduğu Karamazov Kardeşler'e değinmesi,baş karakterle birçok benzerlik gösteren Franz Kafka'ya Gregor Samsa ile selam verilmesi hikaye açısından önemli sayılabilecek detaylar... Fazla ajitasyona kaçılmadan yazılan hikaye kamera kullanımıyla ve kurgusuyla daha vurucu hale geliyor.Kimi sahnelerde olayları doğrudan vermek yerine gölgelerin veya aynadaki yansımaların yol gösterici olması kameranın yükünü artırmış ama Vedat Özdemir ve Türker Yavaş bu yükün altından fazlasıyla kalkabilmiş.Bazı sahneleri de uzatmak yerine kimi seslerle ipucu vermeyi seçerek izleyicinin sıkılmasını önleyen bir tercihe imza atmış Faysal Soysal.Özellikle karakterin yer yer gerçekle hayali karıştırdığı sahnelerde kafa karışıklığını önleyen müzik kullanımı kendisine hayran bırakıyor. Serdar Orçin'in Hayati karakterini ete kemiğe büründüren performansı ve Van Gogh'u andıran eserlerin sahibi Yaprak'ı canlandıran Sezin Akbaşoğulları'nın baskın eşi oynama konusundaki ustalığı filmin hikayesini daha etkileyici kılıyor.Dram bakımından İran öğelerini Türk sinemasıyla harmanlayan bu yapım,olgun dili ve katmanlı hikayesi ile aklımızdaki yerini sağlamlaştıranlardan...