“Hüzünlü bir şiir gibiydi her şey. Artık yavaş yavaş anımsıyordum. Günler geçiyordu. Bildiğim tek gerçek buydu. Şairin dediği gibi, kendimi ağır ve müşfik akan bir suyun koynuna bırakmış, gidiyordum.”
“Hepimiz bazen aşkta şanssızızdır.Aşkta işler kötüyse koşuya çıkarım.Koşunca vücut sıvı kaybeder böylece gözyaşı için vücutta sıvı kalmaz.”
California dreamin,konserve ananas, şefin salatası,üzüntüden kilo veren sabun,ağlayan bez,yağmurluk giydiğinde güneş gözlüğü de takan sarı peruklu kadın,son kullanma tarihi geçen aşk..Her detayıyla ayrı…devamı“Hepimiz bazen aşkta şanssızızdır.Aşkta işler kötüyse koşuya çıkarım.Koşunca vücut sıvı kaybeder böylece gözyaşı için vücutta sıvı kalmaz.”
California dreamin,konserve ananas, şefin salatası,üzüntüden kilo veren sabun,ağlayan bez,yağmurluk giydiğinde güneş gözlüğü de takan sarı peruklu kadın,son kullanma tarihi geçen aşk..Her detayıyla ayrı bir güzel..
Birlikte hiçliği bekleyen iki arkadaş Godot'nun onları bulacağına inanırlar..Vladimir geçmişten bahseder o yüzden dündedir, Estragon unutkandır o yüzden hep bugündedir, Godot ise gelecektedir.Kitabını okuyan veya filmini izleyen herkesin ayrı bir anlam çıkaracağını düşündüğüm harika bi yapıt.
"Yeryüzünde ona acı vermeyen hiçbir şey yoktu.İnsanlardan umudunu kesmişti. Kalabalık içinde bir yalnızlığı yaşıyordu. Şimdiye kadar onun gibi düşünen, okuyan,bilen bir insan tanımadım. Ölüm düşüncesi onun için en büyük gerçekti. Var olan ve kaybolan her şey ona acı veriyordu."
Orijinal adı ‘’La Leggenda del pianista sull’oceano’’ olan filmde,doğup büyüdüğü gemiden inmeyen, karaya hiç ayak basmayan, yalnızca müziği için yaşayan bir adamın masalsı öyküsüne tanık oluruz. '’Titanic’’ havasında, şiirsel bir sanat eseri..
Şarkı önerisi : The Smiths-Last Night I Dreamt…devamıOrijinal adı ‘’La Leggenda del pianista sull’oceano’’ olan filmde,doğup büyüdüğü gemiden inmeyen, karaya hiç ayak basmayan, yalnızca müziği için yaşayan bir adamın masalsı öyküsüne tanık oluruz. '’Titanic’’ havasında, şiirsel bir sanat eseri..
Şarkı önerisi : The Smiths-Last Night I Dreamt That Somebody Loved Me
Eve dönmek korkunç bir yalnızlık demek,
geldiğin yerin o ezici basıncını
tebessümle hatırlarsın çünkü
bilirsin eve döndüğünde her şey kötüleşecek.
yapraklara tutunan böcekleri düşünürsün,
yolda geçen uzun saatleri,
yol yardımını ve yediğin dondurmaları,
bazı bulutların tarifi güç şekillerini
ve geri…devamıEve dönmek korkunç bir yalnızlık demek,
geldiğin yerin o ezici basıncını
tebessümle hatırlarsın çünkü
bilirsin eve döndüğünde her şey kötüleşecek.
yapraklara tutunan böcekleri düşünürsün,
yolda geçen uzun saatleri,
yol yardımını ve yediğin dondurmaları,
bazı bulutların tarifi güç şekillerini
ve geri dönmek istememenin gönüllü sessizliklerini düşünürsün.
geri dönmeyi istememişsindir çünkü.
eve dönmek berbattır.
yalnızca eve has o sessizlikler
ve yorgunluktan başka hiçbir şeyi tetiklemeyen o bulutlar
ki onlar, bu bulutlar, asıl şüpheli olanlardır;
geride bıraktığın diğer her şeyden farklı bir dokusu vardır onların.
aslında sen de, bir başka bulutumsu kumaştan dokundun,
istenmeyen
artakalan,
ay ışığının dahi gördüğüne sevinmediği
geri döndüğü için mutsuz
yanlış yerlerde hep noksan
kötü dikilmiş bir takım, eski püskü bir sarı bez, yıpranmış.
eve dönüyorsun, başka bir gezegenden gelmiş gibi, yabancı.
yer çekimi, şimdi etkisini artırmış
bağcıklarını çözüyor, omuzların
alnındaki o endişenin şiirine karışıyor.
eve dönüyorsun içinde daha derin bir boşluk,
yarına silik bir bağ ile tutunan susamış sen,
birbirinin aynı günlerin geçişini iç çekerek izliyorsun,
varsın hepsi aynı anda gelsin.
ne de olsa sen, artık evdesin.
güneş yorgun bir fahişe gibi doğup batıyor,
sen yaşlanıp dururken hava, kırık bir uzuv gibi durgun.
vücudundaki tuz dalgalarından başka hiçbir şey hareket etmiyor.
gözlerin kamaşıyor, kendi havanı yanında taşıyorsun;
o büyük, mavi balinayı; içine işlemiş karanlığı.
geri dönüyorsun kızılötesi görüşünle
gözlerindeki açlıkla.
geri dönüyorsun, doğaya kafa tutan güçlerinle
kemikten evine.
ve şimdi gördüğün her şey
hepsi
sadece kemik.
"Şu anda, sana güzel bir söz söyleyebilmek için, on bin kitap okumuş olmayı isterdim." dedi: Gene de az gelişmiş bir cümle söylemeden içim rahat etmeyecek: "Seni tanıdığıma çok sevindim kendi çapımda..."
Tutunamayanlar, Oğuz Atay