(@) - Raf

Yazarın okuduğum ilk kitabı diye gireyim cümleye. Açıkça dilini oldukça sevdim. Eğlenceliydi ve güzel bir hikayesi vardı. Tam anlamıyla Fevkalade değildi, bayılmadım. Velakin severek okudum. Kısa ve hoş diyebiliriz :) Konusuna gelecek olursak, Olesya, büyücü kanı taşıyan bir ailenin kızı.…devamı

feristah 2 years ago

Düşüş

Scott Mann

212 Gönderi

Sahiden de büyük fallara şâhit oluyoruz. Yani, bir yükseliyoruz bi' fallanıyoruz filan. Öncelikle yükseklik korkum var ama etkilemedi, ara sıra "nefesimi" `tuttuğum "heyecan" dolu zamanlar oldu. Fakat çok çok çok çok çok büyük anlamda Adrenalin yaşatmadı "bena" Güzeldi fakat sorarım…devamı

feristah 2 years ago

Unutulmuş

Hang-jun Zhang

196 Gönderi

Spoiler içeriyor AŞAĞIDA YAZDIKLARIMDAN ÖNCE Şunu söylemek isterim ki izlediğim için hiç pişman değilim. Çok zevkliydi aşırı eğlendim, iyiki izlemişim. Gerçekten oldukça keyifliydi tahminleri çorba yapıp sonra o çorbayı içirmek yerine tabağa doldururken çorbanın aslında bir çorba olmadığını anlamanızı ve pilav olarak…devamıAŞAĞIDA YAZDIKLARIMDAN ÖNCE Şunu söylemek isterim ki izlediğim için hiç pişman değilim. Çok zevkliydi aşırı eğlendim, iyiki izlemişim. Gerçekten oldukça keyifliydi tahminleri çorba yapıp sonra o çorbayı içirmek yerine tabağa doldururken çorbanın aslında bir çorba olmadığını anlamanızı ve pilav olarak görmenizi sağladıktan sonra önünüze gelen şeyin aslına bir kuru fasulye olması şoku yaşattı. BU ARADA ARKADAŞLAR FİLMİ İZLEYECEK OLANLARA NACİZANE. HAYIR ÖNEMLI BIR UYARI DA BULUNAYIM Kİ BUNU BÜYÜK HARFLERLE YAZMA SEBEBİM DE TAM OLARAK ÇOK ÖNEMLİ OLMUŞ OLMASI. Eğer İZLEYECEKSENİZ SAKIN bu yorumu OKUMAYIN! Çünkü YAZDIKLARIM kesinlikle bir İNCELEME DEĞİL, açıkça bir İÇ DÖKMEDİR. Ah yanlışıkla bıçak değdirdim ve aman tanrım öldü. Ama ben Bağırma demiştim Ve dans ederken ruhlarını teslim ettiler. Lay la la piyanoya da dokiniim accik. Oh mis başka napsam kalkıp, sürünim accık hehe. Bende şuna carpimda sarki açılsın romantik romantik ölim bari. O bıçak mi ? Bende onu bekliyordum, yeeyyy.. Bağırmaaa demiştim DKKWKCKSKDKDM YA SANIRIM AKLIMI KAÇIRIYORUM ben Gece GECE. Şu an iyi olduğumu sanmıyorum. (Bunlar filmi izlerken sarf ettiğim cümleler, izledikten sonra beynim adeta bir çöp tenekesi gibi boşaldı) "Korku değil diye açtım Nuruş.. Korkuysa izlemeyelim.. Gerilim Yazıyordu valla bak, korku değil." Diyerek kendimi ikna etmeye çalıştım. Bilhassa bir sahnesinde ki o sahnede ben yüreğimi ağzımda hissettim. (Tabiri câizâne) Sen bir korku filmi değilsin. Neden çocukken bana izletilen o korku filmlerinde bulunan kanlı BACIMIZ burada da rol almış. Sırf o abla yüzünden geceleri uykumdan oluyorum diye korku filmlerine çocukluktan küstüm ben. Neyse.. Konu olarak fena değildi kesinlikle, harikâydı hatta. Çaresizlik adama n'apar, korku ânı, panik olayı daha da karmaşık hale getirir falan filan. Da neden böyle oldu bu, biz bir zaman sonra niye kahkaha atmaya başladık. (Kilitli ve yasak tüm odalardan korkuyorum artık) teşekkürler. Herkesin uykusu aslan uykusu abi, benim üzerimden kamyon geçse uyanmam (zaten uyanamam öyle bir durumda, bunu kimden duymuştum hatırlamıyorum fakat ısrarla bunu iddia ediyordu uykusunun ağırlığı söz konusu olunca. Bacım sana bir sır vereyim, üzerinden kamyon geçse artık zaten hiç uyanamazsın hani.. Anlatabiliyor muyum, gerisi helva Hindistan, hepsi yamalı fistan yani) Gece vakti herkes uykuda, sanki rol yapıyorlarmış gibi herhangi bir çıt sesine o göz kapakları bir açılıyor. "Ay bende bunu bekliyordum biliyor musun balım? Hayat diyorum çok sıkıcı yabancı biri gelse olay olsa diye uyuyormuş gibi yapıyorum her gece." Edâsıyla bir ayaklanma oluyor herkeste. Gece gece uyanıp, "Ay kocişim geldi kesin." A"y sende kimsin? Ay ay noluyo?" Niye uyanıyorsun ki sen! Uyusana abi, uyu yani, neden hani? Gece gece baban gelmiş sana ne abi uyusana sen. Sabah Hoşgeldin dersin, çok mu tuhaf babanın eve gelmesi? Bu terste bi işlik bu gecede bir gariplik var. Gece gece eve yabancı bir adam geliyor, annen yatağında yok.. Ve sana yorganına bürünüp 100e kadar say diyor. Bu çok normal. Ama babanın eve gelmesi çok acayip nasıl olur böyle bir şey. Niye geldi ki evin babası eve. Allah Allah 🤔🤔 Bu neYdi ya, ben duygusallıktan ağlı'cam filan sanıyordum niye herkese sövüyorum şu an. Yav sen .. Sen.. neden. Neden herkes böyle, niye kimse kimseye acımıyor niye böylesiniz, amacınız ne, insan mı değilsiniz, sorun ne, niye böyle şeyler yapıyorsunuz ben alt üst oldum şu an evet tebrikler unutulmuş. Ömrü hayatımda şahit olup görmediğim insan tiplerini ya da insan gibi görünen iblis tiplerini karşıma çıkarıp "psikolojinin her türlüsü, bahın böyle şeyler de oli" Diye bana gösterdiğin için. Ciddiye mi fazla aldım, saçmalıyor muyum, film mi saçma, ben mi saçmayım şu an emin değilim. Bir de herkesin kendi sebeplerince haklı olması yok mu. Bakın şimdi kafaya bakın; "Bin ÇuCuklAriM iÇiN YaPtiM SiN de Abİn iÇiN tiKlİfimi kaBuL eTmeDiN mi?" Abicim bak böyle olacaksaydı işler siz sadece KENDİNİZİ düşünseniz daha iyiydi yemin ederim. Sen baba kılıklı, aynen sen, kendini düşünseydin, kendince yaşayıp bencil bir herif olsaydın çok ciddiyim ailen daha mutlu olurdu, çocukların için filan hepsi bahane. Çocuğunu düşününen anneye böyle mi yapar bi gidin Allah aşkına ya. Bu bir. Sen kardeş kılıklı Herif, evet sende yaşamına bakıp nasip KISMET KADER desen biraz daha gevşesen DAHA iyi olurdu her şey. Şu an çok ciddiyim ve sakinleşemiyorum. "Bu çok sakin bir filmdi ve çok sakin kalman gerekiyor tamam mi?" diyen kuzenimin sözleriyle kapatıyorum. Aynen öyle guzum sorun bende film ve içinde ki insanlarda değil hepsi, güzellik ve barış perisi onların 😇😇 içim yumoş dışım ABC Demeden edemeyeceğim Adama araba çarpıyor, yerde yuvarlanıyor, o kadar koşuyor nefessiz kalıyor defalarca işkence görüyor asLa ÖLMÜYOR. AMA yanlışıkla bıçağın ucu, bakınız istenmediği halde birine değince o kişi anında, o ânı beklermişcesine ruhunu bir yolluyor. Oh mis kurtulduk şu an kurtlduk bak heheheh. Serum niye camdan harbi plastik olması lazım değil miydi 😂 Ben mi çok fakirim bi bize mi plastikimsi bir nesneden serum takıyorlar. Yoooo sırf düşüp, aa kırıldı, olsun diye camdan o. Eminiz biz? Demi kız? Neden. Bu yaşam mücadelesi neden? Sorguluyorum şu an tün bunlar neden? Filmin annesi ağladı. Ağlıyor şu an çok ciddiyim. Her türlü ölüm çeşidine şahit olduk, her türlü gerilimi yaşadık, yeri geldi korktuk bir zaman sonra komedi filmiymiş gülmeye başladık çünkü mantık hatası çoh vardı gibi. Beynim alev alev yanıyor, uyku hanımlar yoldalar, ben onları ağrılarım siz de buraya kadar okuduysanız teşekkür ederim ^_^ Ben ben değilim yazıları sorgulamıyoruz ve başka bir zaman gelip okuduğum da utanç kaynağım olursa arşive kaldırıyoruz.

feristah 2 years ago

Niloya

Arzu Demirel Birinci

1 Gönderi

Bakınız, ne zaman bebek kardeşime açsam bende izlemeye dalıyorum. (Bu çok Önemliydi) Birinci bölümü ilk çıktığında, yani ilk zamanlarında, "ilk" izlediğim vakitlerde, ben bir velet iken, tüm kardeşlerimle izleriken neden bilmiyorum ve neye gülüyorduk hatırlamıyorum, fakat çok net hatırladığım bir…devamıBakınız, ne zaman bebek kardeşime açsam bende izlemeye dalıyorum. (Bu çok Önemliydi) Birinci bölümü ilk çıktığında, yani ilk zamanlarında, "ilk" izlediğim vakitlerde, ben bir velet iken, tüm kardeşlerimle izleriken neden bilmiyorum ve neye gülüyorduk hatırlamıyorum, fakat çok net hatırladığım bir şey varsa o da kahkahalara boğularak izledigimizdi.. Canımız sıkılıyordu zahirki. Şu sıralar da, bebek kardeşimin favori dizisi olunca beni de ekrana hafiften kilitledi. Derken buldum neye güldüğümü. Ona Niloya açmam için liLola lolilaa diyor dans ederek ÇOOOK TATLIIII. Gel gelelim Niloya'ya. Kızımız bir yaman bir yaman. Öyle gördüğümüz, yani GöRüNdÜğÜ gibi değal. İnanır mısınız, ablamla oturup Niloya ile Mete'nin repliklerine gülüyoruz. Evet. Halâ. Belki yine, yeni bir can sıkıntısındandır emin değilim lakin, "çizgi dizi amaaan" Deyip geçmeyin kdkdkd Yüz ifadelerine kadar gayet güzel çizilmiş. Düşünülmüş! Belki bi' bebek anlamaz, çocuk gülmez ama benim açımdan bakınca gerçekten komik oluyor. Mete'nin bi' is yaparken bilmiş bilmiş bakması, gözlerini kısarak çizmişler o âna özel, o tip var ya o tip. Beni benden alıyor dkkdkd Niloya'nın Mete'yi elinde çevirmesi ne yapıp ne edip iknâ etmesi 😆 Kurbağalar göç edince Niloya "seslerine de alışmışım ben şimdi onlar olmadan nasıl resmime devam edeceğim" gibi bir şey diyor.. Mete de (çok ince düşünceli, çok centilmen) "Sen üzülme niloya ben senin için kurbağa olurum" Yaa öyle işte. Sizin, bizim, bizlerin, bizler için kurbağa bile olacak kadar, bizi düşünen arkadaşlarımız oldu mu? 😂 çok tatlı değil mi ama? Niloya; "Oyun oynayalım mı Mete?" Mete; "Olmaz Niloya ben büyümeye çalışıyorum." Niloya; "Büyümene yardım edeyim mi Mete?" İtiraf edin, gerçekten komik. Başka bir sahne Niloya; "Oof Tosbik. Çok sıkılıyorum. Her şey aynı." Oldukça anlamlı. Belki replikleri tam hatırlamıyor olabilirim -ki öyle- yine de bu şekil de ilerliyor ve ben sahiden de Mete ile Niloya'yı çok komik buluyorum. Bence Niloya'nın bazı düşünceleri de çok anlamlı. İzlemekten gerçekten keyif alıyorum. Karadeniz havası olsun, Aile ortamları, Arkadaşlıkları, Köy ortamı. Her şeyiyle hoşuma gidiyor. Niloya; "Tosbiik, tosbiğim..Tosbişim.. Saklambaç oynuyorduk, sana bakmadım diye dağ mi oldun sen? Ama sen dağ olursan oynayamayız ki. Ben şimdi bir dağ ile nasıl oynayayım?" Her çocuk sevmeyebilir. Çocuk olmayabilirim kdkd Lakin beni çocukluğuma götürdüğü gibi farklı bir havaya da sokuyor. Bu yüzden hoşuma gidiyor izlemek. Hususu kendim için açmam, oturup izlemem ama açık olunca da bakınırım. Hele ablamla Niloya'nın hâl hareket tavır ve düşüncelerine yorum yapıp gülmek çok eğlenceli oluyor 😝 Ben neden inceleme giriyorum buna 😅 Niloya ve Mete candır. Çok tatlılar ve komik! Başarılı bi' çocuk dizisi. Çocukları mal yerine koyangillerden değil 👈🏻 Saat takriben, 01:20 Gün olup, okumaya geldiğim zaman ne yaşamışım Derken saati anımsarsam. "Hee" dememe yardımcı olur ^_^

feristah 2 years ago

Kırmızı Pabuçlar ve 7 Cüceler

Sung-ho Hong

19 Gönderi

💅🏻 Benim için "Güzellik" adına yapılmış en güzel animasyondu. Olabildiğine gerçekçi kılmaya çalışmışlar, iç güzellik ve dış güzellik meseleleri artık klişeleşmiş ama fikren insanlar tarafından değişmemiş olsa da bu animasyonu başarılı buldum. Güzellik Temalı animasyonun kralı olabilir. 👑 Prenseslere yapılan…devamı

feristah 2 years ago

Barbie Prenses ve Rock Star

Michael Goguen

1 Gönderi

🌺 Çocukken barbie izlemeye öyle bayılıyordum ki. Eve ne tür bir kız çocuğu gelirse gelsin izletiyordum filan. Ama her kız Çocuğununun da zevki olmuyor tabi. İzlemek istemediğini söyleyenlere şaşırarak bakıyordum. Çocuk aklımla "böyle bir şey olamazdı, olmamalıydı" "Ama çok güzel!"…devamı🌺 Çocukken barbie izlemeye öyle bayılıyordum ki. Eve ne tür bir kız çocuğu gelirse gelsin izletiyordum filan. Ama her kız Çocuğununun da zevki olmuyor tabi. İzlemek istemediğini söyleyenlere şaşırarak bakıyordum. Çocuk aklımla "böyle bir şey olamazdı, olmamalıydı" "Ama çok güzel!" Diye ikna etmeye çalışıyordum misafir çocuğunu, izletmek icin zorla. Emindim çünkü, sonucunda sevecekti! Çocuk ya, ilgisiz davranıyrodu, filme bakmıyor oyun oynuyordu falan, ben şaşırıyorum tabi, "nasıl sevmez!" Üzülüyordum da büyük bir tattan mahrum kalıyor gibi düşünüyordum. Neyi çok sevsem sevdiklerime izletme, okutma, hatta sevdiklerimi geç herkese izletip, okutma gibi bir huyum var. Hâla geçmedi galiba. Yine de zevkler ve renkler ayrılınca, zorlamak anlamasız diye düşündüğüm için hâliyle, yeniyorum gibi. İşte çocukken de kuzenlerimle, arkadaşlarıma zorla barbie izletme çabalarındaydım. Taki.. Okulda yaşadıklarıma kadar. (ilkokul bir olsa gerek kdkdk) oyuncak günü vardı çünkü. Barbie götürmüştüm bazı kızlar gibi. Bir de ne göreyim. Barbie onlar için bi' kadın, karakter, figür filan değil bildiğin "Inga Inga" diye "ağlayan," altını "bezleyip" mama verdikleri bi' "bebek"ti 🙀 Hayatımın "şokunu" yaşamış ve onlarla Barbie oynayarak sevgili Tûba (Barbimin kariyeri, karakteri, kişiligi ve ismi vardı ve evet, ismi Tûba idi) Tûba'mın kariyerini çizmek istememiş, köşeme çekilip kendi kendime takılmıştım. O an her şeyin herkes için aynı anlama gelmediğini de anlamış sayılırdım. Ve barbie bebek gibi gören kızlara karşı istemsiz, "ne kadar da" -federsiniz ama "bebeksiler" Diye düşünmeden edememiştim. Bu arada ne kadar küçükmüşüm 🤔 Belki de ilkokul bir değil ikinci sınıftı emin olamadım şu an. Neyse bende insanlara çok sevdiğim şeyleri izletmeye çalışmaktan vazgeçtim. Zevkler ve renklerle biraz daha büyüyünce tanışacağım tabi. Barbie filmleri deneyimlerimde kaliteli bulduklarımdan biri bu film. O yüzden buna yorum girmek istedim. Not; neden bilmiyorum ama bu film de Karakter Türk isimlerine sahip. Çocukken Tüm Türklerin Müslüman olduğunu düşünüyordum ve Barbienin Müslüman olmadığını biliyordum. (Barbie var mı emin değilim, ananemin rivayetine göre var ve bi' fahişe imiş.. Ananeme kentten ve Barbienin bir tek onu sevdiğinden bahsetmedim. Hem barbie benim için sadece bir oyuncuydu, farklı farklı filmlerde oynayan dkdkdk sonra ananemin asıl demek istediği şeyin şu olduğunu birazdan yazacağım yazıyla anladığımı söyleyebilirim. Bilmem duydunuz, okudunuz mu? "Merhaba ben kapitalizm! Küçük kızlarınızı Barbie bebeklerle büyüttüm. Bugün sizden estetik operasyonu için para istiyorlar diye neden şaşırıyorsunuz." Falan filan yazı uzuyor. Barbienin güzelliği, fiziği, kızların Kendisini "beğenmemesine" sebebiyet veriyormuş. Kendini, bedenini, yaptıklarını beğenmemesine. Doğrudur. Elhamdülillah öyle bir durumum olmadı tabi. (Barbie kusura bakmasın ama anime kızları daha güzel çünkü kdkd) Yani en azından çok şükrederim ki, şükürle, inançla, bilinçle büyütüldüm. Ve İnternetle baş başa bırakılmadım. Lakin diğer çocuklar için bu durum adına uzulebilirim. Açıkça seni sevmiyorum Barbie.) Ama Barbie filmlerini Barbie oyuncaklarından ayırıyorum. Ve şu kapitalizmin barbieleriyle benim Tûba'mın, Aybüke'min, Açelya'mın vesair uzaktan yakından ilgisi yok :) Ne diyordum, bu Barbie filminde ki kızların isimleri, prensesin ki Azra, Starın ki Eylül filan olunca, bende Türk ismi taşıdıklarından bunları Müslüman sanınca "AA nasıl Müslüman bunlar? Barbie Müslüman mı olmuş?" Gibi şeyler düşünmüştüm, hâliye anlıyoruz ki harbi küçükmüşüm 😂 İki kamp var. Leydiler ve Rock starlar kampı. İki kız var biri Prenses, asîl zâde, bir diğeri eli cebinde ünlü bi Rock star ki bu kız mavi saçlı ve ismi Eylül. Tabiki ben prenses olanı daha çok sevdim. Rock star, müzik kampı gemisine binecektir, leydi ise, asil zade nasıl olunur muydu, asil zâdelere yönelik eğlenceli ve öğretici bi kamp olan adını unuttum, o kampın gemisine binecek. İsimleri karışıyor ve kamplar karışıyor. Yani Prenses Azra rock star kampına, Rock star Eylül de Leydi kampına gidiyor. İşin sonunda bu kampları yönetenlerin eski karı koca olduğunu öğreniyoruz. (Birbilerine fena kinliler) Müzik yarışması yapıyorlar, kazanan diğer kampı alacak, iki kampta kendi kampı olacak, kendi kampını bu sâyede büyütecek. Harika olacak yeani. Fakat iki kampın da, kampçıları, Asîl zâdeler ve rock starlar, bunun olmasını istemedikleri gibi, iki kampında birbirlerinden nefret etmeden dostça içlerini sürdürmeyi istiyorlar. Fakat baş yöneticiler çoktan yarışma yapma ve kaybedenin kampına çökme operasyonuna başlıyorlar bile. Başta Prenses Azra ve Eylül bu yarışmanın sıradan bir yarışma olmadığını için içinde kötü bir is olduğunu fark edip buna müsaade etmemek adına iki kampın insanlari bir sekil anlasma uzlaşma yaparak sarkıyı butünleştiriyorlar falan filan. Yani başlarındaki yöneticilerden habersiz, müzik yarışmasını, yarışma halinden uzaklaştırıp beraberce şarkı söylüyorlar ki ben o şarkıyı çok beğeniyorum 😁 🎶(Barbie prenses ve Rock star final şarkısı Türkçe yazıp bi bakın, hak vereceksiniz harbi güzel kdkdk Yahut ben çocukluğuma dönüyorum izlerken belki de ondan hâla güzel, geliyor. İlk başı değilde prenses Azra olaya dahil oluyor bi' rock starin gitarı ile oradan sonrası çok "hoş") 🎵 Prenses Azra'nın, filmde başlarda usulca söylediği şarkı da güzeldi. 👗 "Iy Sindirella yolunu mu kaybettin? Yerin burasi değil, sen şarkı söyleyemez, gitar çalamazsın" gibi sözlerle kızı alaya almalarının sonunda prenses Azra güzel işler başarıyor filan. Çocukken gerçekten çok seviyordum ve şu an da barbie filmelri arasında favorim olmaya devam ediyor. Ah çocukluğuma dönsem ve izlediklerim yine öyle keyif verse. Sevdiğim film, dizi, kitaplara, üzerinden yıllar geçmiş olsa da inceleme yazmayı seviyorum.

feristah 2 years ago

Otel Transilvanya: Transformanya

Derek Drymon

19 Gönderi

Devam nitelikli animasyon filmleri bana daha çok ders verme havasında imişler gibi geliyor. Minionlar 2 de, diğer filmlerine göre olumlu ve daha çok ders verme çabasındaydı. Bu filmde aynı şekil, yaşlanmış ve huysuz drakulanın düşüncelerini çılgın damatın, gelişen olaylar neticesinde,…devamı

feristah 2 years ago

𝐴𝑟𝑎𝑙𝚤𝑘 𝐴𝑦𝚤 𝑔𝑜̈𝑛𝑑𝑒𝑟𝑖𝑠𝑖𝑑𝑖𝑟 ~8 \Cemâziye-l Âhir/ 𝓚𝓲𝓽𝓪𝓹; (Kitap) 🍂𝘈𝘭𝘪 𝘷𝘦 𝘕𝘪𝘯𝘰: 352 s. 🍂𝘚𝘪𝘺𝘢𝘩 𝘪𝘯𝘤𝘪: 248 s. 🍂𝘛𝘢𝘵𝘢𝘳𝘤𝚤𝘬: 264 s. 🍂𝘠𝘢̂𝘥𝘪𝘨𝘢𝘳𝘭𝘢𝘳𝚤𝘮 120 🍂𝘒𝘢𝘳𝘢𝘣𝘪𝘣𝘪𝘬 48 🍂𝘏𝘢𝘭𝘢̂ 𝘨𝘶̈𝘻𝘦𝘭 192 🍂𝘔𝘢𝘺𝚤𝘴 𝘴𝘪𝘯𝘦𝘨̆𝘪 464 🍂𝘒𝘰𝘳𝘬𝘶𝘺𝘶 𝘣𝘦𝘬𝘭𝘦𝘳𝘬𝘦𝘯 202 1890 sayfa, 8 kitap Film; 🍂Avatar 🍂Minonlar…devamı

feristah 2 years ago

Princess Sarah

Frances Hodgson Burnett

1 Gönderi

💌 Sarah ve benim üzerimde bıraktıkları. Hayatımın ilk animesi galiba. Tabi Japonca izlemediğim için ne kadar büyümüş olsam da bi' anime olma olasılığı aklıma gelmedi. Aradım... Çok Aradım. Her yerde Aradım. Googlede youtubede ama BULAMADIM. 🖤 Çünkü ismini bilmiyordum, hatırlamiyordum…devamı💌 Sarah ve benim üzerimde bıraktıkları. Hayatımın ilk animesi galiba. Tabi Japonca izlemediğim için ne kadar büyümüş olsam da bi' anime olma olasılığı aklıma gelmedi. Aradım... Çok Aradım. Her yerde Aradım. Googlede youtubede ama BULAMADIM. 🖤 Çünkü ismini bilmiyordum, hatırlamiyordum tek anımsadığım çok seviyor oluşumdu. Hâla çok seviyorum. Ne kadar bundan çok daha üst düzey anime izlesem de, animelerin babasını, kralını izlesem de, ne derler ilk göz ağrılar bir başkadır. 🤍 Çocukken sevdiklerimizi örnek aldığımız gibi, öyle çok seviyordum ki animeyi, Sarah'ı taklit ediyordum. Ve şu an aklıma geldikçe yüreğime inen tatlılığın tarifi olamaz. Çok güzel anılar olarak kaldı geride. 🧡Arapça olarak izlediğimiz için ve çevirisi de olmadığı için anlamıyorduk ama anlıyorduk da. Öyle bi' ikilem. Ya zamanla Arapçayı kavradım ya da izleye izleye ezberlediğimden olayları çözdüğüm için anlar oldum. Onu da hatırlamıyorum. ❤️‍🩹Hatırladığım kadarıyla, zengin bir babanın kızı, babasının savaşa katılmasıyla para göz müdüreye sahip yatılı okula yollanır. Zengin kızların bulunduğu bu okulda, babasının ölümü sonrası, para işleri sarpa sarınca Sarah'a verilen özel oda ve eşyaları, her şeyi gider. Sarah hizmetçi muamelesi görmeye başlar ve çatı katında yaşar. Çatı katında yaşarken edindiği fare arkadaşlarına özenen çocuk ben, fare diler ve babası küçük kızına hemster alıp gelir. Çocuk Feristah buna çok memnun olsa da çocuk Feristahın annesi bunun bir saçmalık olduğunu ve derhal o hayvanın evden çıkmasını söyler. Ki hayvan, çocuk Feristahin kardeşi tarafından, kafesinden serbest bırakılınca koltukları kemirdiği için evde kaos oluşur. Aldığım ders; her gördüğünü isteme. Annenin kabul etmediklerini hiç isteme :) 💚Ama bu hmesterlara olan sevgimi söndürmüş değil. Taaakii en son ki hemsterlarımın aile katliamına şahit olana kadar seviyordum ufaklıkları. 💢Gerçi konumuz bu değil, konumuz Sarah. Şimdi anime severlere tavsiye edip etmeme konusunda emin değilim. Çünkü bu izlenmişlerin ilk sırasında olmalıydı ki animelerin kralı olabilsin. Her zaman ilkler güzeldir azizim. İlkler ayrıdır. 💜 İlk kitaplar, ilk filmler, ilk diziler, ilk aşklar, ilk günler, ilk kar aklımıza gelen ve gelecek olan bütün ilkler. (Sanırım ilk kavgalar buna dahil değil ama şimdi bu, cânım cânanım animenin yorumuna, ilk ayrılıklardan ilk hüzünler ve ilk kaoslardan bahsederek bu sevimli büyüyü bozup karalara bağlamak ve hepinize bi' çiçek dalı 🌸 uzatmak yerine bi' sigara dalı 🚬 uzatmak istemem.) O yüzden geçiyoruz ⚘️ 💖 Animenin sonuna gelecek olursak oldukça masalsı olduğundan hoş ve sürprizle bitiyor. Müzikleri ise hâla kulağımda çınlıyor. 💗 Hele gemiye binip, halkını selamlar bir edayla, insanların iyisine kötüsüne, dostlarına düşmanlarına el salladığı âna kalbimi bırakmışım hâla orada bir yerlerde atıyor özlemle. ❣️Sarah'ın babasıyla ilk okula gelişinin gününde, çarşıda gezerlerken satılık olmayan bir bebeği, çok sevdigi için ısrarla aldığı sahne zaten benim her şeyim. Sonrasında bebek istemiştim, bu mantıklı bi' istekli. Kuyruklu, canlı ve fare evladı değildi en azından. Aldığım bebeye de Sarah'ın bebeğinin ismini koymuştum öyle bir aşk. Emily. Unutulur mu Emily? İyi gününde kötü gününde. Bayağı bayağı annesiydim, ah benim ilk göz ağrım. Erkek kardeşimin pençesinden defalarca kurtardığım. 🤎 Bebeğimi Sarah'ın bebeğini sevdiği gibi sevmeye çalışıyordum. Demem o ki ben ben olmaktan çıkmış bildiğimiz Sarah'ı taklit ediyordum. Daha yaptığım bir sürü saçmalık var da onları da anlatıp küçük benin yanaklarını kızartmayalım. 🤍 Hasılı kelâm, çocuk olmak güzeldi ama Elmdülillah büyüdüm. ❤️‍🔥Çok sevdiğim için yorum girmeden edemedim 🌸 Yorum denir mi, inceleme denir mi? Bilmiyorum. Daha çok Sarah ve ben diyebiliriz bu yazıya. Anılar, anılar, anılar. 💛 Çocukken izlediklerimizin bizim üzerimizde büyük etkisi olduğunu düşünüyorum. O yüzden mümkün olduğunca kardeşlerime güzel şeyler izletme derdindeyim. Kesinlikle çocukluk geleceğimizi büyük oranda etkileyen bir dönem. Çünkü Sarah'ın benim üzerimde ki etkisi anlattıklarımdan ibaret değil, anlayıp anlamadıklarımdan da öte ~•° "Ah... Sarah'ım sana layık bir inceleme olmadı biliyorum. Seni bulabilirsem tekrar ve kabuşabilirsek biz... Baştan sona tekrarlarsam seni, Allah nasip ederse bu uzun ayrılığın üzerine güzel vuslatı işte o zaman daha başka şeyler yazacağım senin için ❤" Sarah bir tek anime değildi benim için. Sarah gerçekten arkadaşımdı.

feristah 2 years ago

Mayıs Sineği

James Hazell ,

1 Gönderi

🌿 Selamlar ve iyi akşamlar 🌃 arkadaşlar 🙋🏻‍♀️ Ya da geceler. Saat on ikiye vurmuş 🕛 Polisiye romanı incelemesiyle geldim. Fevkalade bir kitap değildi ama etkileyiciydi. Güzeldi, beğendim. Genel olarak yabancıların yaşam tarzları, zevkleri ve hayat felsefeleri hoşuma gitmiyor. Bu…devamı🌿 Selamlar ve iyi akşamlar 🌃 arkadaşlar 🙋🏻‍♀️ Ya da geceler. Saat on ikiye vurmuş 🕛 Polisiye romanı incelemesiyle geldim. Fevkalade bir kitap değildi ama etkileyiciydi. Güzeldi, beğendim. Genel olarak yabancıların yaşam tarzları, zevkleri ve hayat felsefeleri hoşuma gitmiyor. Bu kitapta hoşuma gitti demiyorum kesinlikle. Lakin biraz da gözardı edip umursamayarak okumaya çalıştım. (Ama olmadı tiksinip devamını getirmek istemedigim yerler oldu fakat sardığı içinde bitirdim 💪🏻) Benim için kitap sürükleyici ve merak uyandırıcıydı. James Hazel'i, yani yazarı görmedim, bilmiyorum bunları geçelim, tanımıyorum. Daha önce ismiyle cismiyle, kitaplarıyla karşılaşmış değilim. Bilinen sevilen yahut övülen bir yazar olsa kuvvetle muhtemel bilirdim. Agatha Christie, Jhon Verdon gibi.. Mayıs sineği kitabı peki, çok meşhur mu onu da bilmiyorum. Bunun bir önemi var mı? Yok. Niye bunlardan bahsediyorum o zaman? Hiiç, öylesine. Evet, söz konusu polisiye, korku vs. olunca, alanıma girmediginden fevkalade olup olmadığı konusunda tartışmam. Benim üzerimde bıraktığı etki ise. "Hıımm ilginç." Oldu. "WAOW harika! Ömrümde böyle bir kitap okumadım beenn😱" gibi duygulara hiç hiç girmedim. Baş karakterimiz, Priest'in evine (kendisi eski bir polis, müfettiş iken şimdi ise Avukattır) sahte polis girer. "Senin evinde bana ait bir USB flash bellek var ve onu bana ver" der -kısaca.- Fakat Priest'in böyle bir şeyden haberi yoktu. Eve gelen sahte polis gözü dönmüş, manyağın teki olması hasebiyle, yoklara moklara aldırmaz ve elinde matkap ile tehdit etmeye başlar. Derken Priest bir şekilde kurtulur. Bu olay, sahte polisin öldürülmesinden bir gün önce yaşandığı için, bu cinayet araştırmasının içine Priest'te girmiş olur. Olay bambaşka çıkar. Olay döngüsü aşırı hızlı değildi, biraz karmaşıktı ama sonunda karakterler kendi ağızlarıyla her şeyi anlattığı için anlamamazlık gibi bir durum yok. Öyle olunca da büyüsü kaçıyor gibi hissediyorum. Lakin kitabı bitirince "ulan ben niye hiç bir şey anlamadım." Diye düşünmekten iyidir hani. Çar çabuk, hızlıca bitirmiş olduğum bir kitap olmadı. Her ne kadqr gittiğim her yere okumak için yanımda götürmüş olsam da. Fazla gerilim, atraksiyon, adrenalin yaşatmıyor. Hatta "fazla" kelimesini atalım oradan. "Hiç" yaşatmıyor. -bi sahnesi hariç. "Ayy noluyo noluyo" delirtmeye başardığı- Bazen yabancı yazar, mizah anlayışını sevdiğim oluyor. Bazense cidden çok iğrenç saçma, gereksiz, klasik ve klişe geliyor. Benim için "onların" hayat ve yaşam tarzları, zevkleri keyifleri hiç benlik değil hatta çoğu zaman iğreti oluyorum. Mesela "ay kendime engel olamıyorum" Diyerek sarmaş dolaş olma meseleleri 😮‍💨 "Efladım o kadağ içmeyin yazıh günah.: Hasılı kelam Uzun bir yolculuktu kitap benim için. Yer yer "sıkıldım", "eğlendim", "heyecanlandım", "tiksindim" "iğrendim," oturup hayatıma "şükrettim." Nazi dönemlerine giden, ve "Cehennem doktorları" diye anılan doktorların, "Yahudiler" ve işe yaramaz "yiyiciler" olarak gördükleri diğer zavallı insanlar üzerinde yaptıkları korkunç deneyleri konu almış mayıs sineği. Bi' operasyon ismi aynı zamanda. İlginç bir konuya sahip diyebilir gibiyim. "Kitap nasıl gidiyor?" "Güzel" "Bende okumalı mıyım?" "Iıı sen mi...? Hayır." Herkeslik değil ama okumaya değmezde değil. Tabiki, çok polisiye kitabı okuduysanız ve artık neredeyse, âdeta bir "dedektifseniz" Bu durum değişebilir ☻️