“İnsan öldürmek kolay ama kan ruhuna da sıçrar. İnsan öldürenin ruhu kanar. Kötü bir insanı öldürünce kötülüğü de yok ettiğini sanırsın, sonra bir bakarsın ki yok ettiğini sandığın kötülükten daha beteri senin içinde büyüyor.”
“Ümitsizliğe talim eden ve kendini kabullenen cesetleriz; kendimize rağmen hayatta kalırız ve yalnızca yararsız bir formaliteyi yerine getirmek için ölürüz: Sanki hayatımız, sadece ondan kurtulabileceğimiz ânı ileri atmamıza bağlıymış gibi...”
“O kadar istedim ki gerçek bir duyguyu içimde hissetmeyi! Eğer pişmanlık hissedersem devamı da gelir, diyordum kendime. Sevmeyi bile öğrenebilirim yeniden, diyordum. Yeniden bir insan olabilirdim. Ama şimdi anlıyorum ki benim için artık çok geç. Ne bir pişmanlık duyuyorum, ne…devamı“O kadar istedim ki gerçek bir duyguyu içimde hissetmeyi! Eğer pişmanlık hissedersem devamı da gelir, diyordum kendime. Sevmeyi bile öğrenebilirim yeniden, diyordum. Yeniden bir insan olabilirdim. Ama şimdi anlıyorum ki benim için artık çok geç. Ne bir pişmanlık duyuyorum, ne de gözpınarlarım ıslanıyor. Hiçbir şey hissetmiyorum. Hiçbir şey...”
“Eğer kabul edersen hayatı geldiği gibi, bulursun kendini cephelerden birinin içinde. Kafanı kaldırsan göreceksin oysa hepsinin kuru gürültü olduğunu.”
“Ölüm duygusu olan insanla bu duyguya hiç sahip olmayan arasında, iletişimi mümkün olmayan iki dünyanın uçurumu açılır; bununla birlikte ikisi de ölür; fakat biri ölümünden habersizdir, ötekiyse bunu bilir, biri sadece bir anda ölür, ötekiyse sürekli ölmektedir...”
“Yalnızlık insanın başına gelecek en kötü şey mi yoksa en iyi şey mi? Bu sorunun yanıtı, yanında olanın kim olduğuna bağlı. Bazen insanın yanında kimsenin olmaması daha iyi oluyor.”
“Yazdıklarımın konusu sendin, öyle ya, senin göğsüne yaslanıp yakınamayacaklarımdan yakınıyordum orada yalnızca. Kasıtlı olarak uzatılmış bir vedaydı bu sana.”