(@) - Raf

Adamın biri kerhaneye gitmiş.Odaya girince abla çorapları da çıkarayım mı? Demiş.Kadında Ulan pezevenk ablanı mı düzeceksin! Demiş. Japonya'nın en büyük romancılarından sayılan Nobel ödüllü Yasunari kawataba insan psikolojisinin, ruhunun derinliklerine inip tahliller yapıyor olsa da kitabı okurken fenalık geçirdim resmen.Yaşlı…devamı

henry_chinaski 8 months ago

Toza Sor

John Fante

14 Gönderi

Bukowski farkıyla muazzam bir önsöz eşliğinde bütün kitaplarında olduğu gibi okuyanlarda derin izler bırakacak bir yazar ve tavsiye edilesi en güzel eseri toza sor 🤌🏻 Arturo bandiye selam olsun! Kitaplarda önsöz neden okunmalıdır? Okumadan geçmeyiniz! Aç, ayyaş ve yazar olmaya…devamıBukowski farkıyla muazzam bir önsöz eşliğinde bütün kitaplarında olduğu gibi okuyanlarda derin izler bırakacak bir yazar ve tavsiye edilesi en güzel eseri toza sor 🤌🏻 Arturo bandiye selam olsun! Kitaplarda önsöz neden okunmalıdır? Okumadan geçmeyiniz! Aç, ayyaş ve yazar olmaya çalışan genç bir adamdım. Daha çok los angeles halk kütüphanesi’nde okurdum ve okuduklarım ne benimle, ne sokaklarla ne de etrafımdaki insanlarla bağdaşıyordu. Herkes sözcük oyunları peşindeydi sanki, süslü cümleler kurup, hiçbir şey söylemeyen yazarlar mükemmel addediliyordu. Yazıları, beceri, kurnazlık ve biçim karışımıydı ve öğretiliyor, özümseniyor ve okunuyorlardı. Herkesin işine gelen bir tertiple, çok düz ve kurnaz bir dünya kültürü ile karşı karşıyaydık. Biraz kumar ve tutku bulabilmek için devrim öncesi rus yazarlarına gitmek gerekiyordu. İstisnalar vardı; ama sayıları o kadar azdı ki, bir süre sonra onlar da tükeniyor, kendini raflar dolusu can sıkıcı kitaba bakarken buluyordun. Geçmiş yüzyılların edebiyatına ve bütün olanaklarına rağmen çağdaş yazarlar iyi değillerdi. Raflardan çekip göz attıktan sonra yerine koyduğum kitapların sayısı bini geçer. Neden kimse bir şey söylemiyordu? Neden kimse haykırmıyordu? Kütüphanenin başka odalarını da denedim. din kitaplarının bulunduğu oda devasa bir bataklıktı- benim için. Felsefeye girdim. Beni bir süre için neşelendiren iki sert alman buldum, sonra o da bitti. Matematik denedim ama yüksek matematik dinden farksızdı; üstümden kayıp gidiyordu. Aradığım mevcut değildi sanki. Jeoloji denedim; bir süre ilgimi çekti ama çok sürmedi. Cerrahi üstüne bir kaç kitap buldum sevdim; sözcükler yeni, çizimler harikuladeydi. orta kolon ameliyatını özellikle sevmiş, ezberlemiştim. Sonra cerrahiden de sıkılıp romancı ve öykücülerin bulunduğu büyük odaya döndüm. (yeterince ucuz şarabım varsa kütüphaneye gitmezdim. kütüphane içecek ve yiyecek bir şeyin olmadığı ve ev sahibinin kira yüzünden peşinde olduğu zamanlarda gidilecek yerdi. kütüphanede tuvalet ihtiyaçlarını giderebiliyordun hiç olmazsa.) kitapların üstünde kestiren berduşlar eksik olmazdı kütüphanede. Büyük odada gezinmeye, raflardan aldığım kitaplardan bir kaç satır ya da bir kaç sayfa okumaya devam ettim. Derken bir gün, bir kitap çektim, açtım ve kalakaldım. Bir kaç paragraf okudum. Sonra çöplükte altın bulmuş gibi kitabı masaya götürdüm. Cümleler sayfada yuvarlanıyorlardı, kayıyorlardı. Her cümlenin kendine özgü enerjisi vardı. Cümlelerin özü sayfaya bir biçim veriyordu; sayfaya oyulmuşlardı sanki. Duygusallıktan korkmayan birini bulmuştum sonunda. Mizah ve acı olağanüstü bir kolaylıkla iç içe geçmişti. O kitabın ilk sayfaları benim için çılgın bir mucizeydi. Kütüphane kartım vardı. Kitabı alıp odama götürdüm, yatağıma uzandım, okumaya başladım ve çok geçmeden farklı bir üslup geliştirmiş biri ile karşı karşıya olduğumu biliyordum. Kitabın adı toza sor, yazarı ise John Fante idi. Fante’nin, yazarlığıma ömür boyu sürecek bir etkisi olacaktı. Toza sor’u bitirdim ve kütüphaneye gidip diğer kitaplarını aradım. İki tane buldum. Dago kırmızı ve bahara dek bekle, bandini. Aynı üslupla yazılmışlardı; kolayca ve yürekten. Evet, fante beni çok etkiledi. O kitapları okuduktan kısa bir süre sonra bir kadınla yaşamaya başlamıştım. Benden daha ayyaştı ve korkunç kavgalar ederdik. bazen ona, “bana orospu çocuğu deme! bandini’yim ben, arturo bandini!” diye bağırırdım. Fante benim tanrı’mdı ve tanrıların rahatsız edilemeyeceğini, kapılarının çalınmayacağını biliyordum. ama angel’s flight’ın neresinde oturduğunu tahmin etmeye çalışır, hala orada yaşadığını düşlemeyi severdim. Hemen her gün oradan geçerdim. Camilla’nın tırmandığı pencere bu muydu? lobi bu mu? hiçbir zaman emin olamadım. 39 yıl sonra toza sor’u bir daha okudum. Fante’nin bütün kitapları bu gün de tazeliğini koruyor. Ama benim favorim toza sor, çünkü sihri keşfettiğim ilk kitaptı. dago kırmızı ve bahara dek bekle, bandini’den başka kitapları da var fante’nin. Hayat dolu ve üzümün kardeşliği. şu anda fante, bunker hill düşü adlı yeni bir roman yazıyor. Fante’yi nihayet bu sene, çok farklı koşullarda tanıdım. fante’nin öyküsü bu kadarla kalmıyor. şanssızlık, bahtsızlık ve ender bulunur bir cesaretin öyküsüdür onunki. Bir gün anlatılacaktır, ama burada anlatmamı istemediğini hissediyorum. Ama şu kadarını söyleyeyim; sözü nasıl yazdıysa, hayatı da öyle yaşadı; güçlü, iyi ve yürekten. Yeter, şimdi kitap sizin. Charles Bukowski 6/5/1979

henry_chinaski 9 months ago

Pulp

Charles Bukowski

3 Gönderi

Buk'un kendi tarzının dışına çıkmaktan ziyade yine kıvrak zekası ve mizahı yönüyle şahane tahlilleri ve sorgulamalarıyla dedektif polisiye tarzı yazmış olduğu ve ilginç olayların yaşandığı sürükleyici efsane kitaplarından bir tanesi🤌🏻 Henüz ölmemiştim, yalnızca hızlı bir çürüme içindeydim. Kim değildi ki…devamı

henry_chinaski 10 months ago

Avatar: The Last Airbender

Michael Dante DiMartino

35 Gönderi

Kabak kemane avatar yanındaki feminik su bükücü kız ve saftirik ayran gönüllü abisi... Görsel efektleri beğenmiş olsamda ne yalan söyleyeyim bana hitap etmedi nedeni ise sonraki aşamanın çok belli olması ha gayret ha gayret diye diye bir sezon bitirdim yahu!…devamı

henry_chinaski 11 months ago

Biz

Jordan Peele

76 Gönderi

Spoiler içeriyor Jordan Peele 'ye Reddiye📽️ Başroldeki Lupita Nyong'o çikolata ablamız'ın oyunculuğunu ve filmdeki müzikleri beğenmeme rağmen kafamda bir çok soruların oluşması ve anlamlandırmaya çalıştığım olaylar örgüsü ile bana göre pekte korku ve gerilim unsuru barındırmayan eh işte diyebileceğim bir film. Dipnot:…devamıJordan Peele 'ye Reddiye📽️ Başroldeki Lupita Nyong'o çikolata ablamız'ın oyunculuğunu ve filmdeki müzikleri beğenmeme rağmen kafamda bir çok soruların oluşması ve anlamlandırmaya çalıştığım olaylar örgüsü ile bana göre pekte korku ve gerilim unsuru barındırmayan eh işte diyebileceğim bir film. Dipnot: Okumaya üşenenler için sakıncalı bir gönderidir! Filmde saçma bulduğum kısımlar Kadının yarmagül kocasına ayar olmadım değil hani onca şey oluyor herif dizine aldığı darbe sonucunda filmin sonuna kadar topallıyor. (karısıda kendi klonuyla kavga sırasında makas darbelerine mağruz kalıp kokoreçe dönmesine rağmen yerin resmen yedi kat altından onca merdiveni çıkıp ihhii oğlumuzu kurtardım diyerekten hiç bir şey olmamış gibi kan revan içinde yeryüzüne çıkıyor)ve bütün aksilikler bu adamın başına geliyor gibi kadın orda ben iyi değilim gidelim burdan derken herif yatağa uzanmış aklı s.kinin ucunda kadına kur yapma peşinde tam o sırada da her korku unsurunda olduğu gibi elektirikler gidiyor. Tâbi tahmin ettiğimiz gibi de komşuda olan jeneratör bu evde yok .🤦🏻‍♂️ Eve baskına gelen klonları içeri girmeye çalışıyor bizim yarmagül ne yapsa beğenirsiniz bütün aile kanepede karşılarında kendilerinin klonları ellerinde makas✂️ bunları deşecekken verdiği tepki ; Cüzdanımı alabilirsiniz 🤦🏻‍♂️ Yani insan bı şaşırır yahu hani karşısında kendi kendini görünce ne bileyim kalıbına tüküreyim senin ben ne diyeyim.Tekne alıyor motoru bozuk başına bir sürü şey geliyor tam adamı işaret fişeğiyle bir metreden vuracak güya heyecanlanıp aha adamı perişan edecek derken işaret fişeği de bozuk fos çıkıyor ve pıt diye önüne düşüyor.Bu adamın sahnelerinde gerilmekten çok gülüyordum. Bu siyahilerin kivircik saç genetiğine bayılıyorum fakat o saç genetiğine rağmen düzleştirici ile yalapşap yapılan kadınları görünce sinir olmuyor değilim. Filmde de kızımız Ameriga'nın oyunları bunlar hep! diyen kaçak tütün içmekten bıyıkları sararmış, fosile dönmüş, herbokolog olan parkları ve bankları mesken tutmuş IQ seviyesi düşük dayılar gibi bir haber okuyor ; Yeryüzündeki insanları kontrol altına almak için suyun içine florür katıyorlarmış. Bknz. Florür Aptallaştırır Mı? Florürün aptallaştırdığı ya da IQ üzerindeki olumsuz etkileri bir çalışmaya dayanır. Yapılan çalışmada içme sularında yüksek flor bulunan bölgelerde daha düşük IQ oranları tespit edilmiştir. Ancak bu oranlar günümüzde kullanılanlardan oldukça yüksektir. Okuduktan sonra genel seçimler aklıma geliyor her eve bir arıtma cihazı ve her ilçeye arıtma tesisi kurulması yönünde hayaller kuruyorum ... Filme dönünce zaten bu yalak saçlı kıza uyuz olduğumdan kızın klonunu görünce iyice zıvanadan çıkıyorum.Sürekli sırıtan bir tip düşünün klâsik sapıksı bakışlar ve anlamsız baş boyun eğmeleri tam o sırada pek huyum olmasada kıza sinir olduğumdan bir beddua patlatıyorum; Viii boynun altında kalsın ay gız hele tipe yaw (yöresel beddualar ansiklopedisi). Bedduam tutmuş olacak ki klonu olduğu kız buna arabayla çarpınca ormanın içine doğru uçan yalaksaç ağaçta iki büklüm eklem yerleri kırılmış baş aşağı son nefesini veriyor. Küçük yaştaki çocukların bu ateş merakı nereden geliyor nasıl oluyor anlamış değilim.Filmdeki küçük erkek çocuğu görünce kuzenim aklıma geliyor ;Küçükken oraya buraya tenha yerlere saklanıp milleti korkutmaya çalışma hevesi ve sabahları o sessiz pazar sabahları sokakta kumru sesleri varken balkona çıkıp it gibi uluması ve yemek masasının altına girip kibritle oynayıp evin içinde kamp ateşi yakma girişimleri...bu çocukta böyle değişik bir tip klonu zaten ondan beter.. Velhasılkelam bazen bir şey izlerken imgesel şeylerden uzak dümdüz izlemek istiyor insan yok efendim insanın içindeki benliğini sorgularken karanlık taraflarının keşfedilmesi ve içimizde barındırdığımız kötülükleri bilinçaltımızda bastırılmış şekilde saklerken, bunlarla yüzleşmek ve bunun bir zincir olarak birbirimize bağlı olması gerçeğinin yeraltından yeryüzüne çıkmasına atıfta bulunulmuş. Gerçeğin ve yalanın, kötünün ve iyinin ne olduğunun sorgulanmasını düşündüren gerilim ve korku havasında bir filmde diyebilirdim ama pek öyle olmadı değişik alışılmışın ötesinde bir film izlemek isteyenlere keyifli seyirler 📽️🍿

henry_chinaski 1 year ago

Ekmek Arası

Charles Bukowski

13 Gönderi

Bukowski'yi ya seversin ya nefret edersin arası yoktur bunun genelde fakat şöyle bir baktığımda genelde baştan savma okumalar ve yeterince kitaplarını ve hayatını araştırmadan bakanlar nefret eder en azından sevmezler fakat derine inip cesareti olanlar sadece okyanusun dibindeki inci tanesini…devamı

henry_chinaski 1 year ago

Hemşo

Ömer Uğur

2 Gönderi

Kahpe dünya hamamda tas gibidir, dolaşır hep cenabet ellerde. Felek ne zaman ne getirir, ne götürür bilinmez...

henry_chinaski 1 year ago

Epilya

Diljin Kovexi

3 Gönderi

Bir güzellik yap ülkeye saçın hep dağınık kalsın yüzümde Epilya... Diljin kovexî (Mehmet Şefik Arslan) Mahlası olan "Diljin" Kürtçe'de yürekteki yaşam manasına geliyor."Dil" yürek "Jîn" ise yaşam. Kovex ise şairin doğduğu ve çocukluk zamanlarının geçtiği köyün ismi. Şairlerin ve şiirlerin…devamı

henry_chinaski 1 year ago

Bar Fedaisi

Doug Liman

32 Gönderi

Filmde tek ilgi çeken şey Jack Gyllenhaal ve Conor McGregor 'ın olması senaryo sıradan bilindik vasat bir yapıda ilerliyor. Kirli işlerle uğraşan klasik mafya vari bir adamın ve bu adam tarafından dışlanmış, aşağılanmış, şımarık, ruh hali bozuk oğlunun polislerle iş…devamı

henry_chinaski 1 year ago

Unutulmaz Aşk

Michael Hoffman

19 Gönderi

Romantik dramları oldum olası severim şimdi kalkıpta klişelerden dem vurup sayfalarca eleştirel şeyler yazabilirdim pek tâbi fakat kanıma işlemiş o masum Yeşilçam filmlerindeki aşklar bu filmde feveran etti sanırım. Dawson ve Amanda'nın (Amanda da ama yani ne kadın yahu Amanda…devamı