Bir zamanlar kült eserlere karşı olduğum ve sıkça adını duyup herkesin gereksiz bir biçimde ortak zevk de toplandığını ve okusam da hiç birşey anlamayacağımı düşündüğüm eserlerden biriydi orta okul zamanlarında okumuş gerçekten de bana hitap edebilecek bir kitap olduğunu düşünmemiştim..…devamıBir zamanlar kült eserlere karşı olduğum ve sıkça adını duyup herkesin gereksiz bir biçimde ortak zevk de toplandığını ve okusam da hiç birşey anlamayacağımı düşündüğüm eserlerden biriydi orta okul zamanlarında okumuş gerçekten de bana hitap edebilecek bir kitap olduğunu düşünmemiştim.. Oysa ilerleyen zamanlarda tesadüfen tekrar bu kitabı elime alıp yüzlerce satırın altını çizip etkisi altına gireceğim ve Dostoyevski'nin gerçek rengini bu kitap da tatmış olacaktım.
Şayet seçim hakkı olsa Dostoyevski'yi tanımak ve anlamak istemezdim çünkü onun bahsetmiş olduğu gerçeğin karanlık yüzüne merhaba demeseydim ve benzer duyguları taşıyacak anılar edinmeseydim muhtemelen daha mutlu biri olacağım için Dostoyevski'yi bu kadar benimsemezdim.
Evet benim için bu durum böyle kim hangi renge bulanmışsa bulanmış olduğu renkleri en güzel anlatan insanlara daha yakın bulur kendini.
Dostoyevski etrafında ki insan topluluğuna karşı kurmuş olduğu düşünceleri en önemlisi ise kendisi ile konuşarak kendi hislerini ve düşüncelerini kendine bizler yokmuş ve hiç olmayacakmış gibi çekinmeden kaleme aldığı YERALTINDAN NOTLAR gerçekten kült bir eser olma özelliğini hakkediyor.Kitap iki bölümden oluşuyor Birinci bölümde Yazarın bizzat kendi kendisiyle hayat hakkında konuşması ikinci bölümünde kurgulamış olduğu olay ile düşüncelerini ana karakter üzerinden aktarmasıyla ilgili kitabın tek olumsuz yanı sayfalarının az olması ve okunacak bir çok şeyi 'sohbetini' bizden esirgemesi. Kitapta farkında olmadan bir çok şeye değiniliyor ama bariz bir biçimde ve aynı zamanda kendini çeşitli kılıflarla gizleyen Varoluşu sorgulayan tutumu insanları düşündürmeye itiyor. Aslında kitabı abartılı bir biçimde anlatmaya gerek yok okuduğunuzda yeterince net bir biriçimde anlayacağınız süper bir edebiyat ürünü.
Sadece bir kaç alıntı eklemek ile yetineceğim.
Belki de normal bir insan ahmak olmalıdır,nereden biliyorsunuz,belki de doğru olan budur ?
Size yemin ederim ki, gereğinden fazla anlamak hastalıktır, gerçek bir hastalık.
İnsana en çok acı veren şey, söyledikleriyle söylemek istedikleri arasındaki uçurumdur.."
Duvarı yıkmaya gücüm yetmiyorsa, kendimi parçalayacak değilim elbette. Ama önümde duvar var diye boyun eğmeyi de kabullenemem..