Hayal edebildikleri tek şey; çalışıp televizyon alıp, onda çizgi film izlemekken, evlendirilen çocuklar. "Kıyafetimiz tamam da. Yüzümüze kazınan şu acının gölgesini ne yapacağız?" İyi bir film olduğunu düşünüyorum... 🤔
Böyle filmleri izleyince, Şahsiyet dizisindeki baskomiserin konuşmasını animsayınca sizde de aynı hisler oluşuyor mu? Koca bir yalanın içindeymişiz gibi, doğru sandıklarımız birer aldatmaca, bizden gördüklerimiz ise bizim olmayan kişiler, kurumlar mış gibi bir his... Alarm butonunu bir açıp bakıyorsun yok,…devamıBöyle filmleri izleyince, Şahsiyet dizisindeki baskomiserin konuşmasını animsayınca sizde de aynı hisler oluşuyor mu? Koca bir yalanın içindeymişiz gibi, doğru sandıklarımız birer aldatmaca, bizden gördüklerimiz ise bizim olmayan kişiler, kurumlar mış gibi bir his...
Alarm butonunu bir açıp bakıyorsun yok, sahteymiş içinde hiçbir kablo yok.
Wonder/Mucize Çok iyi bir film! NBC'nin filmlerini izliyormuş gibi her şey birebir gerçek, Via'nın o erkeğin soyadını kendi adının peşine yazıp nasıl duruyor diye bakması bana garip geldi, ne bileyim daha çok bizim ülkeye ait bir hareketmiş gibi geliyordu, tabii…devamıWonder/Mucize
Çok iyi bir film! NBC'nin filmlerini izliyormuş gibi her şey birebir gerçek, Via'nın o erkeğin soyadını kendi adının peşine yazıp nasıl duruyor diye bakması bana garip geldi, ne bileyim daha çok bizim ülkeye ait bir hareketmiş gibi geliyordu, tabii bu tamamen benim pek fazla kültüre hakim olmamamdan da kaynaklı olabilir.En önemli ve en iyi özelliği ise hiç kuşkusuz filmin tek taraflı olmaması her karakterin soyut kalmayıp iç dünyasını ve düşüncelerini, nelerle boğuştuğunu bilmemiz filme çok iyi ve olumlu bir gelişme sağlıyor. Akran zorbalığı da çok güzel işlenmiş ve bu zorbalık akranlarda değil ailede başlıyor ve çocukların içlerindeki henüz kabuklaşıp ideoloji hâlini almamış olan bu kötüleyici yaklaşım doğru zamanda doğru şekilde yaklaşılırsa tedavi edilebiliyor, hepimiz güzel ve temiz insanlarız aslında bizden öncekilerin tecrübeleri bizi kirletiyor. Canı çıkasıca tecrübe, bu değil mi tüm insani duygu ve düşüncelerimizi yok eden şey. Neyse, filmi izleyin bayağı iyi.
BUGÜN ŞAHSİYET'İN YIL DÖNÜMÜ "-Bakın bu bir erken teşhis, böyle olması tedavide bize çok yardım edicek. Bu teşhis konmuş yirmi yıl yaşamış hastalarımız var. Onun için müsterih olun lütfen. -Yirmi yıl yaşamış da ne yaşadığını hatırlıyor mu acaba? -Evet alzheimer…devamıBUGÜN ŞAHSİYET'İN YIL DÖNÜMÜ
"-Bakın bu bir erken teşhis, böyle olması tedavide bize çok yardım edicek. Bu teşhis konmuş yirmi yıl yaşamış hastalarımız var. Onun için müsterih olun lütfen.
-Yirmi yıl yaşamış da ne yaşadığını hatırlıyor mu acaba?
-Evet alzheimer direkt hafızaya saldıran bir hastalık, demansın yani bunamanin önemli nedenlerinden biri, ama biz bunu geçiktirmek hafızanızı diri tutmak için elimizden geleni yapacağız.
-Ama er geç ben de unutucam değil mi? Bütün hatıralarım, yaşadıklarım silinip gidecek. Ben ne olacağım? Yani telefon numaraları bir şey değil de benim şahsiyetim ne olacak?"
Düşün şimdi; öldüğün zaman bunu biliyorsun ve yaptıklarının, yapmadıklarının, sırlarının, yanında götürdüklerinin vicdan azabını çekiyorsun. Ama bu durum daha ağır öleceğini biliyorsun, daha önemlisi kısa bir zamanda her şeyi unutacağını biliyorsun. Tüm sırlarının seninle birlikte sonsuza dek yok olacağını, hayatının elinden kayıp gittiğini hiçbir şey yapamadığını onca anının, sevincin, üzüntünün, yıllardır hissettiğin her şeyin hiçbir öneminin kalmadığını hele ki içinde çok büyük bir ağırlık varken yıllardır kendinden bile gizlemeye çalıştığın bir yaran varken hiçbir yapamadan çaresizce günden güne eriyeceğini... Ne kadar ağır değil mi?
İşte tam burada ortaya çıkan 'kaybedecek neyim var ki?' hissi ve geçmişinin intikamını alma, adaleti sağlama, huzurlu bir şekilde ölme arzusu...
Bugün 17 Mart Şahsiyet'in yıl dönümü. Reyhan unutsa da sen unutma, tecavüze uğrayan, öldürülen, hayattan, güzelliklerden hayallerinden, isteklerinden koparılan, yok edilen, acı çektirilen kadınları unutma. Nevra kendi başına bile gelmiş olduğu hâlde bu durumu unutuyor, hiç aklına bile gelmiyor çünkü çok ağır bir şeyleri bilmenin, sürekli aklında tutmanın yükü çok ağır. Suskunlar dizisinde çocuklara hiçbir şey yapmayan ama tüm her şeye şahit olan ghjg gardiyanın ciğerleri alkol, sigara hiçbir şey kullanmamasına rağmen dayanamamış iflas etmişti bunca şeyi içine atarsan belliydi böyle olacağı.
"Neden o saatte çıkmış, niye öyle giyinmiş, neden oraya gitmiş, niye gülmüş, niye oturmuş, niye kalkmış?" burada bu cümlelerin ahmaklığını ve ne kadar yanlış olduğunu aklımızda tutarak şöyle de bir duruma dikkatinizi çekmek istiyorum. Katil zaten suçlu, iğrenç bir şey yapmış ve aciz insanlar olarak elimizden de bir şey gelmiyor ve işte bu noktada karakterimizin zayıflığı devreye giriyor ve bu tür cümleler kurarak bir nebze, mağdurun da suçlu olduğu hissiyle vicdanımızı rahatlatmak, işe yaramıyor oluşumuzun baskısını dağıtmak istiyoruz. Sizce de öyle değil mi?
Ben bu diziyi hatalarına denk gelip not alacak kadar çok ve dikkatli izledim mesela, (Alkollü içecek içtiği sahnede garsondan bir beyaz bir de kırmızı içecek alıyor ancak sahnenin devamında içerken iki tane beyaz içiyor.
Bölümün sonunda öldüreceği herkesin listesini yaptığı tablo var orada işin en büyük sorumlusu olan Nevra'ya tecavüz eden Hüseyin Avni Danyal'ı göremiyoruz ilerleyen bölümlerde ekleniyor.) Suskunlar ve Şahsiyet en beğendiğim, sevdiğim dizidir diye ısrarla söylerim ama işlenişi, verdiği mesajlar, derin sorgulamalara sürükleyen yapısı ile bu dizinin bir nebze dahi iyi olduğunu söylemek zorunda hissediyorum. Görüntü, ses, müzik kalitesi bahsetmeye bile gerek olmayacak kadar tartışmasız bir şekilde fevkalade.
6. bölümde somut şeyler konuşarak yangın anını anlamaya çalıştıkları o sahnelerde söylenen her repliğin soyut bir anlamı olması ve verilen mesajlar ile Madımak Katliam'ını taşlaması benim gözümde eşsiz bir sanat eseri gibidir.
Oturup tekrar tekrar iyice anlam arayarak izlemeli, dimağı geliştirmeli. Huzurlu, adaletli günler.
Belki size çok sığ bir yorum gibi gelecek ama, okumakta çok zorlandığım bir kitap. Mektuplar adeta bir Edebiyat dehasının elinden çıkmış gibi fevkalade zevk ve his veriyorken, diğer kısımlar günlük dizi senaristlerinin elinden çıkmışcasına soğutuyor, zorluyor. Sürekli yapmacık ve gıcık…devamıBelki size çok sığ bir yorum gibi gelecek ama, okumakta çok zorlandığım bir kitap.
Mektuplar adeta bir Edebiyat dehasının elinden çıkmış gibi fevkalade zevk ve his veriyorken, diğer kısımlar günlük dizi senaristlerinin elinden çıkmışcasına soğutuyor, zorluyor. Sürekli yapmacık ve gıcık edici bir şive takıntısı, Bey-azh Ha-la lafı vb. gereksiz gelen kelimeler, bölgeye özgü konuşma tarzının aktarımı vs. Mevzu bir ara organik yumurtaya bile kayıyor, bir de Atatürk'ü anlatmak, tasvirlemek için uğraşılan aşırılık mevzuyu çok sündürüyor 1915'de mektup yazan kahramanlarımızın hepsi Atatürk'ün Cumhuriyet'i kuracağını, Cumhurbaşkanı olacağını haber almış gibi ondan bahsediyorlar.
Düzeltme: 165'e kadar sıkışmış, sıcak ve bunaltıcı bir trafik gibi olan, adeta eziyet eden bu kitabın oraya kadarki kısmını bir haftada okumakta zorlandım ancak buradan sonraki kısmı üç saatte bir solukta okudum müthiş bir akışkanlık ve üst düzey zevk veren, anlamlı replikleriyle çok güzel bir hâl alıyor. Sıkışmış trafikten kurtulup, çok güzel yapılmış bir yolda, çok güzel bir arabayla, en uygun hızda seyir ediyormuş hissi veriyor. Sonlara doğru tarifi imkansız sahneler var ki fevkalade. Filmi olsa çok güzel olacağından, çok hoşuma gideceğinden eminim.
Uygulamada bu kitabı neden bir kişi dışında kimse okumamış? Çok şaşırdım. Müthiş bir kitap, bence herkes okumalı psikoloji ile ilgisi, işi olmayan birisi niye okumalı ki diye düşünülebilir, bilemiyorum ama şunu biliyorum ki kitap çok güzel ve oldukça yararlı geldi…devamıUygulamada bu kitabı neden bir kişi dışında kimse okumamış? Çok şaşırdım.
Müthiş bir kitap, bence herkes okumalı psikoloji ile ilgisi, işi olmayan birisi niye okumalı ki diye düşünülebilir, bilemiyorum ama şunu biliyorum ki kitap çok güzel ve oldukça yararlı geldi bana ve kesinlikle ama kesinlikle zerre sıkmıyor, bir bilgi kitabı olmasına rağmen bir roman gibi hikaye masal gibi çok güzel ilerliyor, okutuyor. Psikoloji üzerine okuyan veya herhangi bir şekilde işi olan bir insana çok büyük bir katkısı olacağı, altyapı oluşturacağı mutlak.
Yazarın diğer kitaplarını da mutlaka okuyacağım Allah rahmet eylesin.
Okuyalı bir yıl oldu sayılır bir altı ay daha geçerse hiç okumamış gibi keyifle okuyabilirim sanırım. Eh işte unutkanlığın belki tek avantajı... Ama bugün aklıma şu cümle geldi ve takıldı, "Her gün, daima öğleden sonra oraya gidiyor, koridorlardaki resimlere bakıyormuş…devamıOkuyalı bir yıl oldu sayılır bir altı ay daha geçerse hiç okumamış gibi keyifle okuyabilirim sanırım. Eh işte unutkanlığın belki tek avantajı... Ama bugün aklıma şu cümle geldi ve takıldı, "Her gün, daima öğleden sonra oraya gidiyor, koridorlardaki resimlere bakıyormuş gibi ağır ağır, fakat büyük bir sabırsızlıkla asıl hedefine varmak isteyen adımlarımı zorla zapt ederek geziniyor; rastgele gözüme çarpmış gibi önünde durduğum "Kürk Mantolu Madonna"yı seyre dalıyor, ta kapılar kapanıncaya kadar orada bekliyordum."
Şunu düşünüyorum; hepimiz bir şekilde hayatlarımızı sürdürüyoruz biraz da numaracıyız ve rol yapıyoruz. Sanki bugünü yaşadığımızı bir şekilde bugünü önemsediğimizi falan zannetsin diye birtakım yalanlar, yalandan hareketler, oysa hepimiz içten içe sadece kendimiz hatta zaman kendi kendimizden bile gizlemeye çalışarak(o da nasıl oluyorsa artık saçmalıyoruz işte) asıl hedef için sabırsızlanıyoruz oraya gidecek olmanın heyecanı ile bugüne katlanıyoruz. O hedef olmasa, hiç kimsenin bilmediği, en sevdiğimiz, en çok önemsediğimiz o tablo olmasa inanın hiçbirimiz bu müzenin kapısından geçmeyeceğiz.
Star Tv Çember'in eski bir bölümü Çember: Kızımı Bulun'u koymuş bu gece, ben de denk geldim izledim. Cidden çok kaliteli ve zihni geliştirici bir yapısı olduğunu düşünüyorum, öyle Arka Sokaklar vb. adam tokatlama, her saniye tak tak silah sesi duyulmuyor…devamıStar Tv Çember'in eski bir bölümü Çember: Kızımı Bulun'u koymuş bu gece, ben de denk geldim izledim.
Cidden çok kaliteli ve zihni geliştirici bir yapısı olduğunu düşünüyorum, öyle Arka Sokaklar vb. adam tokatlama, her saniye tak tak silah sesi duyulmuyor ve tabii ki kalitesi buradan başlıyor delil, duygu, durum vb. bilimsel argümanların daha çok yer aldığı ve haz verdiği bir yapıya sahip dizinin yapımcısı ve genel yönetmeni Abdullah Ağuz'un diğer dizisi Kanıt gibi tıpkı ama içerik birbirlerinden farkları ve olguları çok fazla var o da ayrı bir konu, neyse insan düşünmeden edemiyor neden Kanıt gibi bu dizi gibi diziler yapılmıyor neden bu tür mistik, düşündürücü, öğretici yapımlar olmuyor televizyonda? Bir dizi başlıyor biraz kaliteli gibi geliyor başlayayım diyorum iki bölümden o ona aşık o onunla sevgili öteki berikiyle evlenecek vs. doksan bölüm bunu izleyeceğiz anlaşılıyor hemen bırakıyorum misal Babil bunun en net örneği biraz kapitalist düzeni, parayı, ekonomiyi, şirketleri vb. anlatacak bilgileneceğiz sandım. Hoop aşk meşk o çocuk ondan değil bu goçuk onun değil. Ya hu bu ülkede normal standart bir tane evlilik bir tane meşru anası babası gördüklerimiz olan çocuk yok mu? La havle🤦♂️ Hayır bazı şeyler de çok şaşılası Ayşe polis çıkınca şok olan o insanlar cidden hayret ediyorum, hiç sıradan basit bir sekreter olacak olsa Aslı Enver'i mi koyarlar o role, hatta diğer sekreter Aydan Koptur ben onu bile yadırgadım farklı bir şeyler bekledim o karakterden, hadi onu geçtim Hakan'ı dövünce de mi anlamadın? Hastaneden çıkıp "abi olaylar karıştı biraz Hakan'ı dövdüm" diye telefonla konuşunca da anlamadın? Çünkü cidden müthiş şaşıran insanlar gördüm ondan dedim böyle. Neyse kusuruma bakmayın uzattım ve saçmaladım =) bu türde kaliteli ve öğretici dizilerinin olmaması cidden çok üzücü, dilerim en kısa sürede ilgililer bu tür konulara da yönelir.
Konudan ayrı; bu dizide Ayşe karakteri, Hekimoğlu dizisinde Zeynep karakteri ekibin daha çok duygusal, ve zayıf kalan duygularına zaman zaman yenilebilen yanını temsil ediyor bunu biraz garipsiyorum dizilerde çoğunlukla, hatta hep denilebilir bu görev kadına tanınıyor erkeğin tüm duygusallığını kenara koyduğunu ve tamamen profesyonelce haraket ettiğini görüyoruz, bunlar üzücü yapmayın lütfen insanlara eşit kefeye koyun🤗 iyi geceler, akışınıza bir şekilde düşerse rahatsızlık için üzgünüm, özür dilerim. =)
Biraz geriden geliyorum, kusuruma bakmayın. =) Hayat işte, böyledir bazen burnunun dibindekini görmek için dünyanın öbür ucuna gitmek gerekir. Simurg hikayesindeki gibi aslında aradıkları kendileri ama bunu öğrenmek için uzun ve yorucu bir yolculuk yapmak gerek.