🕳️ John Carpenter'ın Kıyamet Üçlemesi, 1. Film:
THE THİNG
⚠️ Eğer bu gönderiyi okumaya başladıysan şanslısın demektir. Çünkü bu hazineyi keşfetmiş oldun. Artık bu filmin varlığından haberdarsın! 40 yıllık bir film olması sakın gözünü korkutmasın, o kadar iyi ki artık…devamı🕳️ John Carpenter'ın Kıyamet Üçlemesi, 1. Film:
THE THİNG
⚠️ Eğer bu gönderiyi okumaya başladıysan şanslısın demektir. Çünkü bu hazineyi keşfetmiş oldun. Artık bu filmin varlığından haberdarsın! 40 yıllık bir film olması sakın gözünü korkutmasın, o kadar iyi ki artık en sevdiğin film ne sorusuna "The Thing" yanıtını vermek zorunda kalıyorum. Ben öylesine izleyeceğim sıradan bir film zannediyordum. Fakat karşıma hiç tahmin edemediğim bir şey çıktı: Muazzam derecede iyi, kült bir "bilim-korku" filmi!
❄️ Aslında korku filmi izlemeye yeni yeni başladım. Yani bu türde pek tecrübeli değilim ama bu film gerçekten tüylerimi ürpertti. Uzun zamandır bir filmde bu duyguyu hissettiğimi hatırlamıyorum. Filmde korku duygusu jumpscare gibi klişe bir yöntemle verilmiyor. Zaten öyle sıradan bir korku filmi değil. İçinde korkunç derecede iğrenç yaratıklar var. Ve bu "Şey" Antarktika'da araştırma yapan bir kampa gelip aralarından birinin içine giriyor. Yani bir nevi katil kim filmi gibi aslında Şey'in kim olduğunu tahmin etmeye çalışıyorsunuz.
🩸 Bu yüzden de film boyunca o gerilim havası size eşlik ediyor. Özellikle usta besteci Ennio Morricone'nin basit birkaç notadan oluşmasına rağmen etkisini veren müzikleriyle filmin bu havası hiç bozulmuyor. Soundtrackler ve o atmosfer sizi gerim gerim gererek gerilimi korku seviyesine getirmeyi başarıyor. Yaratıkları görünce de bu duygu iyice yoğunlaşıyor. O Şey'leri yapan muhteşem adam Rob Bottin bu efektler üzerinde 1 yıl çalışmış. Belki de filmin bu kadar iyi olmasının sebebi budur. CGI yok, her şey bizzat çekiliyor ve daha gerçekçi bir görüntü elde ediliyor.
📡 Sonuç olarak, bana göre kesinlikle bu IMDb puanını hak ediyor. John Carpenter gibi bir yönetmeni geç fark etmenin pişmanlığı içerisindeyim. Sen kaçırma derim. Klişe yapımları izlemekten sıkıldıysan, bana farklı bir şeyler lazım diyorsan işte John Carpenter'dan The Thing...
🌀 "Artık kimse kimseye güvenmiyor ve hepimiz çok yorgunuz."
💀 KATİLİN FİLME PUANI 10 / 10
Not: Midesi iğrenç canlıları kaldıramayacak olanların izlemesi bendeniz tarafından önerilmez.
Web yapım aşamasındadır.
En iyi deneyim için mobil uygulamamızı indir.
En iyi deneyim için mobil uygulamamızı indir.
𝐊𝐚𝐭𝐢𝐥 𝐇𝐚𝐥𝐢𝐭 ⚰️🩸🔪
(@katilhalit)
🎬 Sinemayla kafayı bozmuş bir katil...
🎴18
Joined at October 2020
1,736
Followers
916
Following
101
Post
1,162
Movie
64
Serie
105
Book
🕳️ John Carpenter'ın Kıyamet Üçlemesi, 1. Film:
THE THİNG
⚠️ Eğer bu gönderiyi okumaya başladıysan şanslısın demektir. Çünkü bu hazineyi keşfetmiş oldun. Artık bu filmin varlığından haberdarsın! 40 yıllık bir film olması sakın gözünü korkutmasın, o kadar iyi ki artık…devamı
🎫 Ön Gösterim Günlükleri ~ 5
🎬 Sonunda... Sonunda şu filmi izlemiş ve bu yorumu yazmış olmaktan duyduğum mutluluğu size nasıl aktarabilirim bilmiyorum! Daha sene yeni başladı sayılır ama belki de kendi açımdan bu senenin en iyi filmini izledim. Üstelik…devamı🎫 Ön Gösterim Günlükleri ~ 5
🎬 Sonunda... Sonunda şu filmi izlemiş ve bu yorumu yazmış olmaktan duyduğum mutluluğu size nasıl aktarabilirim bilmiyorum! Daha sene yeni başladı sayılır ama belki de kendi açımdan bu senenin en iyi filmini izledim. Üstelik ön gösterimde izlemiş olmak da ayrı bir heyecan katmış oldu. Tabi önümüzdeki 10 ayda birçok sürpriz film de çıkabilir ama aynı heyecanı yaşatması zor gibi görünüyor. Her neyse, hadi lanet filme geçelim. 🤟
🏜️ Dune: Part 2, epik bir anlatıma ve nefes kesici sahnelere sahip bir inanılmaz bir film. Bu noktada ben de herkes gibi bu filmi kesinlikle sinemada, hatta IMAX şekilde izlenmesi gerektiğini hatırlatmış olayım. Yani hala "IMAX gitmeye değer mi?" diye soran bir tayfa var. Bu filme de gitmeyecekseniz neye gideceksiniz acaba?
🖼️ Dune serisi genel anlamda sinematografi ve ses dizaynı konusunda sinemada bir mihenk taşı konumuna oturacak gibi duruyor. 2. film bu çıtayı daha da arşa çıkarmış. Greig Fraser sanat eseri gibi sahneler ortaya koymuş. Özellikle bazı sahneleri izlerken mekan ve benliğimi sorguladım. Sinemada şu denli etkileyici ve evrene kendini sokan bir film daha izlememiştim.
🔊 Filmin belki de en iyi yönü ses ve müziklere gelelim. Bakın, her filmi sinemada izlemediğim için televizyondan ses kurgusunun ne kadar iyi olduğunu anlayamam. Fakat sanmıyorum ki sinema tarihi boyunca şu film kadar iyi ses tasarımı ve müzik uyumuna sahip bir film daha çıkmış olsun. Hans Zimmer adeta Arrakis çöllerinde bulunup, oranın ruhunu hissetmişçesine müzikleri bestelemiş. Bize de kulaklarımıza bu zevki tattırmak kalmış...
💦 Ancak yine de ilkinin üzerine çıkmış diyebilir miyiz emin değilim. Bence her iki filmin de birbirinden zayıf veya güçlü yönleri var. İlk film, Dune evrenine giriş için yapılabilecek belki de en iyi filmdi. Özellikle sinematografi yönünde ben hala ilk filmi daha başarılı buluyorum. Tabii net bir finali ve daha fazla aksiyona sahnesine sahip olduğundan devam filmi beni kendine daha çok çekti.
🪱 İzlerken en çok etkilendiğim sahneler kesinlikle solucana biniş ve arena sahnesiydi. Feyd Rautha rolünde izlediğimiz Austin Butler özellikle bu sahnede üst seviye bir oyunculuk sergilemiş. Kitaptakine göre çok dhaa psikopat ve acımasız bir karaktere hayat veriyordu. Zaten role hazırlanırken de Ledger Joker'ini örnek almış.
🧑🏻 Canımız, Lisan al Gaib'imiz, Paul yani Timothee Chalamet yine bildiğimiz gibi. Ben normalde bu tarz büyük yapımlarda başrolün oyunculuğu zaten iyi olduğundan yan karakterleri övmeyi tercih ediyorum ama gerçekten adam yapıyor bu sporu.
Rebecca Ferguson her ne kadar iyi bir oyunculuk sergilese de ilk filme göre ekran süresi daha az olduğu için ilk filmin aksine daha az hayran kaldım. Yine de potansiyelini Dune serisi ile sonuna kadar göstermiş.
Şimdi çok da kötülemek istemiyorum ama Chani karakterini pek sevemedim. Zendaya'nın oyunculuğunu da başarılı bulmuyorum. Her tür lince de hazırım. 🙂
Ancak benim favorim, her ne kadar bazı sahnelerde ciddiyeti fazla bozsa da, Stilgar oldu. Javier Bardem gerçekten inanılmaz bir oyuncu ve karakteriyle de bağnaz ve geleneklerine bağlı o karakteri müthiş canlandırmış. Kendisi aynj zamanda filmin en önemli mesajını verme konusunda önemli bir rol üstleniyor: Din İstismarı ve İnancın Gücü
⛩️ Film din üzerine gerçekten dikkate değer eleştirilere yer veriyor. Tabii bu konuda asıl övgüleri kitap hak ediyor ama filme de bunu güzel yedirmişler. Zaten izleyen herkes dediğimi anlayacağı için burayı fazla uzatmıyorum.
🔅 Son olarak da negatif birkaç yönünden bahsetmek istiyorum. Bana göre en büyük eksik kitabın aksine bu filmde bir zamana atlaması yaşanmamasıydı. İlk iki film toplam 1 yıllık bir süreyi bile kapsamıyor. Kitapta ise 5-6 yıllık bir süreci görüyorduk ki bu bazı karakterler için pek doğru bir karar olmamış. Yine de kitaptan filme aktarırken böyle değişiklikler illa olur. Bir de belki kitabı okuduğumdandır bilemiyorum ama filmin olay akışı en azından ilk filme göre daha sabit ve tahmin edilebilir şekilde ilerliyordu. Tabii bu da benim gözümde pek önemli olmayan bir eksiklik. Yine aklıma takılan birkaç şey daha var ama filmin iyi yanları bu küçük detayları kapatıyor zaten.
💀 KATİLİN FİLME PUANI: 9,5 / 10
🎫 Ön Gösterim Günlükleri ~ 4
🦾 Yapay zeka günümüzde artık çok ayrı bir noktaya geldiği için filmlerde de bunun sıkça işlendiğine tanık oluyoruz. The Creator belki buna çok farklı bir açıdan veya özgün bir senaryo ile yaklaşmıyor ama konuyu…devamı🎫 Ön Gösterim Günlükleri ~ 4
🦾 Yapay zeka günümüzde artık çok ayrı bir noktaya geldiği için filmlerde de bunun sıkça işlendiğine tanık oluyoruz. The Creator belki buna çok farklı bir açıdan veya özgün bir senaryo ile yaklaşmıyor ama konuyu etkileyici biçimde işlediği aşikar. Özellikle genel konu itibariyle ve atmosfer olarak Blade Runner 2049 ile benzer bulduğum pek çok noktası var. Filmin sinematografisi de cidden sağlam ama bir BD 2049 da değildi. Aslında pek çok filmden ufak ufak parçalar toplamış gibi.
🛺 Filmin temposu genel olarak inişli çıkışlıydı. Yeri geldiğinde hızlı ve dinamik, yeri geldiğinde de yavaş ve duygusal sahnelere ev sahipliği yapıyor. Özellikle bazı sahneler beni bile duygulandırdı. Hatta bir sahnede neredeyse gözümden yaş gelecekti, öyle söyleyeyim. Aksiyon sahneleri ise gerçekten etkileyiciydi. CGI efektlerinin hiçbiri sırıtmıyordu. Uzay gemileri ve silahlar bana Star Wars etkisi verdi ki yönetmenin önceden Rogue One yönettiğini düşünürsek buna pek şaşırmamak gerek.
🛰️ Başrol John Washington'ın oyunculuğu güzeldi ama pek abartmaya da gerek yok. Öte yandan çocuk oyuncu 7 yaşında olmasına rağmen yaşına göre gerçekten iyi bir performans sergilemiş. Filmin vermek istediği mesaj da aslında gayet açık ve netti. Bizler gibi düşünebilen, duyguları olan robotlar, yapay zekalar ortaya çıktığında onların bizden bir farkları kalır mı? Onları öldürmek sizce ne kadar etik olur? Bu konuyu belki herkes ara sıra düşünür ama filmden sonra kendinizi bu konuyu tekrar tekrar düşünürken bulacaksınız.
📀 Açıkcası filme gitmeden önce yalnızca posterini görmüştüm. Onun dışında ne bir fragman ne de tanıtım izlemiştim. Bu yüzden içimde yüksek bir beklenti yoktu. Buna rağmen beklentili olarak gitseniz bile sizi tatmin edeceğini söyleyebilirim. Şahsen bir şans verin derim, mümkünse büyük bir salonda...
💀 KATİLİN FİLME PUANI: 8,1 / 10
🎴 KORKU FİLMİ DEDİĞİN ESKİ OLUR vol. 2
Bu inceleme serisine başlarken en merak ettiğim kült korku filmi The Exorcist idi. Neden mi peki? Bana biraz zaman verin ve bunu hemen açıklayayım. Bu uzun bir gönderi olacak...
🎞️ Filmin çekimleri…devamı🎴 KORKU FİLMİ DEDİĞİN ESKİ OLUR vol. 2
Bu inceleme serisine başlarken en merak ettiğim kült korku filmi The Exorcist idi. Neden mi peki? Bana biraz zaman verin ve bunu hemen açıklayayım. Bu uzun bir gönderi olacak...
🎞️ Filmin çekimleri sırasında 9 çalışan çeşitli yolllardan ölüyor ve sette yangın çıkıyor. (Tabii hemen "Acaba gerçekten şeytan mı uğraşıyor setle?" tepkileri geliyor.)
🎞️ Daha önce hiçbir korku filmi Oscar'a aday dahi olmamışken bu film 10 dalda aday olup 2 tanesinde de ödülü alıyor. (Üstelik akademinin nitelikli olduğu zamanlar...)
🎞️ Çıktığı 1973 senesinde gişede rekor kırıyor. Öyle ki elde ettiği hasılat günümüz enflasyonunda 1,8 milyar dolar ediyor. (İnsanlar filme birden çok defa gidiyor!)
🎞️ Düşünün, şu anki neredeyse tüm korku filmleri şeytan ve kötü ruhu ele alır. İşte bu filmden önce hiç bu tarz korku filmleri yoktu. The Exorcist, şeytan çıkarma filmlerinin hepsinin atası sayılabilecek bir film. (Keşke Türkler bu türü örnek almasalardı...)
🕌 Filmimiz şaşırtıcı bir şekilde ezan sesiyle, Irak'ta açılış yapıyor. Daha ilk andan o mistik havaya sizi sokmaya başlıyor. Sonrasında Amerika'ya, ana hikayenin döndüğü bölgeye gidiyoruz. Burada ana karakterlerimiz Regan ve annesiyle karşılaşıyoruz. Sonrasında da The Exorcist'in basit ama mükemmel melodisi ile hoş bir sahne izliyoruz.
🎹 Burada bir parantez açmak istiyorum. Besteciliğini Mike Oldfield'ın yaptığı bu parça o kadar hoşuma gidiyor ki hayatında film müzikleri dışında herhangi bir şey dinlemeyen ben, zil sesi olma şerefini bu müziğe verdim. Ki bunu filmi izlemeden önce yapmıştım. Ancak filmdeki bu güzel melodiyle rağmen genel anlamda müzik kullanımı yok diyebiliriz. Yine de izlerken sıkılmadım. (Normalde arka planda bir melodi olmayınca film bana durağan gelir.)
⛎ Cidden yılının ötesinde bir yapım, temposu bana yavaş gelmedi. Yılını bilmeden açsam herhalde 90'lı yıllarda çekilmiş derdim. Ancak film her ne kadar tüm zamanların en korkunç filmlerinden biri olarak adını dünyaya duyursa da pek korktuğumu söyleyemeyeceğim. Zaten filmin yönetmeni de film çıktıktan sonra bunun bir korku filminden ziyade dram filmi olduğunu belirtmiş. Gerçekten filmde annenin o çaresizliği iyi anlatılmış. Fakat korku olarak da takdire şayan detaylar elbet var. Kafanın 180 derece döndüğü sahne, ters merdiven yürüyüşü, tüyler ürperten ameliyat kısmı ve sondaki şeytan çıkarma işlemi... Makyaj konusunda da harika bir iş çıkarmışlar ki 50 yıl önce yapılmış olmasına rağmen karakterin yüzü hala son derece korkutucu.
👹 Normalde bir filmde konuya baksam da senaryo pek dikkatimi çekmez. Ama bu filmi izledikten sonra ilk defa "Bu filmin senaryosu cidden sağlam yazılmış." dedim. Tabii bunda kitaptan uyarlama olmasının da payı vardır. Zaten akademi de bunu fark etmiş olacak ki En İyi Uyarlama Senaryo dalında Oscar'a layık görmüş. Keşke şeytanı oynayan minik başrolümüz Linda Blair'e de bir ödül verilseymiş. Zira kendisinin 13 yaşında sergilediği bu rolün üstesinden şimdiki Hollywood oyuncuları bile zor gelir.
🎟️ Eğer arkadaşlarınızla akşam korku filmi izleyip eğlenmek istiyorsanız The Exorcist doğru seçim değil. Korku sinemasının miheng taşlarından birini izlediğinizi bilmelisiniz ve buna göre bir beklenti oluşturmalısınız. Aksi takdirde sizin için boşa giden bir 2 saat olur. Gönderinin sonuna ulaştığınız için sizi tebrik eder, başarılarınızın devamını gerçek hayatta da göstermenizi temenni ederim...
💀 KATİLİN FİLME PUANI: 8,5 / 10
🕶️ Aniden biri karşınıza çıksa ve kendisinin bir uzaylı olduğunu iddia etse ona inanır mısınız? Peki anlattığı hikaye fazla tutarlıysa? Tabii başrolümüz, yani "uzaylımız" Prot durmadan bunu tekrarladığı için akıl hastanesine yatırılıyor ve olayların çoğu da burada geçiyor. "Akıl hastanesinde…devamı🕶️ Aniden biri karşınıza çıksa ve kendisinin bir uzaylı olduğunu iddia etse ona inanır mısınız? Peki anlattığı hikaye fazla tutarlıysa? Tabii başrolümüz, yani "uzaylımız" Prot durmadan bunu tekrarladığı için akıl hastanesine yatırılıyor ve olayların çoğu da burada geçiyor. "Akıl hastanesinde geçen filmler" diye bir tür de olmalı, bu tarz çok film var. Ancak bu hepsinden farklı bir hissiyat veriyor, tabii burada işin içine bilim giriyor. Daha önce bu tarz bir bilim kurgu izlediğimi sanmıyorum. Gelecek bir dünyada, uçan arabaların bize eşlik ettiği veya bolca UFO gördüğümüz bilim kurgulardan değil. Aksine diyalog üzerine kurulu bir hikaye izliyoruz. Buna rağmen sizi sıkmıyor. Zaten Doktor ile Prot arasındaki konuşmalar sizi nasıl sıkabilir ki? İkilinin felsefi ve bilimsel sohbetlerini dinlerken adeta onlara eşlik edesiniz geliyor. Tabii eğer bilim kurguyu yalnızca aksiyonla tüketen kişilerdenseniz sıkılma ihtimaliniz de var.
🔭 Kevin Spacey'i filmden önce pek tanımıyordum ve bunun pişmanlığı içerisindeyim. Gerçekten role tam oturmuş ve rolünü de layığıyla yerine getirmiş. Öte yandan Jeff Bridges'ı da oldukça başarılı buldum. Hem oyunculuğu iyiydi hem de filmde doktor rolüne rağmen tam bir dedektif gibiydi. Prot'a olan tavrı çok hoştu. Aslında doktor bir nevi biz seyirciler temsil ediyordu diyebiliriz. O da Prot'un uzaylı mı insan mı olduğu konusunda asla emin olamadı.
🌌 Filmin sonunu cidden böyle beklemiyordum. Üzülmedim desem yalan olur, insanın yüreği burkuluyor. Hatta bu son bana bir nebze de olsa Shutter Island'ı hatırlattı. Ters köşesi zaten güzel yerden vurdu ama her şey açıklığa kavuştuktan sonra film boyunca bize gösterilen her detayın anlam kazanması da benim için bu finali daha da güzelleştirdi. Büyüklerdense küçük ayrıntılar bir filmi güzel yapan asıl unsurlar değil midir? Özellikle de ters köşe filmlerde... Bir de ters köşeden sonraki final sekansı da düşündürücü. Bunu biriyle tartışmak isterim.
Son olarak elbette filmi öneren sevgili meslektaşım @eristhemurderer 'a teşekkür ederim. 💫
🌀 "Ölmek kontrolümüz dışında. Ondan korkarak hayatını neden harcayasın ki?"
💀 KATİLİN FİLME PUANI: 7,6 / 10
💖 Barbieler, Kenler, kendini oyuncak zannedenler, toplanın! Tüm ön yargılara inat Barbie gönderisi ile karşınızdayım. Haftasonu pembelerimi giyip toplu Barbie izleme etkinliğine katıldım. Tabii etkinliğe Kaptan Amerika kalkanımla gitmem biraz alakasız oldu ama neyse. Şimdi bunun değil, filmi eleştirmenin zamanı...…devamı💖 Barbieler, Kenler, kendini oyuncak zannedenler, toplanın! Tüm ön yargılara inat Barbie gönderisi ile karşınızdayım. Haftasonu pembelerimi giyip toplu Barbie izleme etkinliğine katıldım. Tabii etkinliğe Kaptan Amerika kalkanımla gitmem biraz alakasız oldu ama neyse. Şimdi bunun değil, filmi eleştirmenin zamanı...
💁♀️ Kızların güzellik algılarıyla oynayan, belki de onların kendini çirkin hissetmelerine sebep olan bir oyuncak bebekten şundan daha iyi film çıkarılabilir miydi? Cevap hem evet hem de hayır. Evet çünkü film kusursuz değildi, eksilerine birazdan değineceğim. Hayır çünkü Barbie'yi normal bir yönetmene verip sıradan, klişelerde boğulan bir film de çekebilirlerdi ama başarılı bir yönetmenle çalışmayı seçtiler. Sadece bomboş gişe filmi değil, en azından bir mesaj vermesini de istediler ve bu konuda da bence amaçlarına ulaşmışlar. Greta Gerwig sayesinde Barbie sadece kızlara ve çocuklara değil genele hitap eden bir film olmayı başarabilmiş.
🎡 İçinde verdiği feminizm ve ataerkillikle ilgili mesajlarla bir nevi günümüzdeki topluma bir eleştiri yapmaya çalışmış. Çalışmış diyorum çünkü bu konuda çok başarılı olmuş diyemeyeceğim. Bir de neden bu mesajların sonradan hümanizme kaydığını da anlayamadım. Demem o ki mesaj verme çabasında çok durup ayarını tutturamamışlar. Yine de Barbie filmiyle buna cesaret etmeleri bile takdir edilesi...
🪩 Bırakalım mesajları, filmin genel havasıyla devam edelim. Ortamlar oldukça renkli, müzikler ve danslar harikaydı. Ben sinemada izlerken cidden eğlendim. Gülmediğim espriler olsa da güzel şakalar da vardı. Özellikle pek çok başka yapıma gönderme vardı ki bu da bir hayli hoşuma gitti. Ama filmde beni kahkahalara boğan kişi kesinlikle Ryan Gosling'di. Fazla filmini izlemedim ama adam her yapımda beni oyunculuğuyla kendine mest ediyor. Burada da mimiklerini, sesini öyle güzel ve absürt kullanmış ki... Hayran kalmamak elde değil. Margot Robbie'den daha çok role girmiş diyebilirim. Tabii Margot da filmde büyüleyiciydi. Hatta film içerisinde bile bununla ilgili bir şaka vardı. İzleyenler eminim ne demek istediğimi anlamıştır.
👠 Eleştireceğim bir diğer nokta da gidişat. Aslında ilk yarı ile mükemmel şekilde başlıyor bence film. Bu şekilde devam etseydi en az 8 puanı vardı benim gözümde. Başta gerçek dünyayla birlikte büyük bir hikaye anlatacak gibi dursa da sadece Barbie Diyarı'nda geçen bir küçük bir olay anlatılmış. Özellikle finali bana zayıf geldi. Yine de arkada Billie Eilish' in şarkısının çaldığı son sahnede gözümün sulandığını da itiraf etmeliyim... Lanet olsun, adamlar duygusallık katmış.
🌀 "Bugün muhteşem bir gün. Dün de öyleydi, yarın da öyle olacak, bundan sonra sonsuza kadar her gün de! Hiç ölümü düşünüyor musunuz?"
💀 KATİLİN FİLME PUANI: 7,4 / 10
🫶 Sevgili menajerim Monorosa'nın hatrına gönlümde 8 / 10
🎫 Ön Gösterim Günlükleri ~ 3
💣 Bu paragrafı isteyenler atlayabilir. Çünkü tamamıyla ben, @cetinceviz, @hmmmmm ve @emily.byrd.star dörtlüsünün filmin ön gösteriminde yaşadığı anıların bir kısmını içeriyor. Filmin galasının yapılacağı kısma ilk girdiğimde gözlerime inanamadım. Kalabalık ve son derece şık…devamı🎫 Ön Gösterim Günlükleri ~ 3
💣 Bu paragrafı isteyenler atlayabilir. Çünkü tamamıyla ben, @cetinceviz, @hmmmmm ve @emily.byrd.star dörtlüsünün filmin ön gösteriminde yaşadığı anıların bir kısmını içeriyor. Filmin galasının yapılacağı kısma ilk girdiğimde gözlerime inanamadım. Kalabalık ve son derece şık bir ortam vardı. Her taraf ünlülerle, kameralarla ve ikramlarla doluydu. Bir meyve suyu alıp posterlerin önünde harika pozlar verdik. Sonrasında da birkaç ünlüyle konuşup fotoğraf çekildik. Kostümüm dolayısıyla benimle fotoğraf çekilmek isteyenler bile oldu ve kameraman videomu çekti. Kendimi cidden havalı hissettiğim nadir anlardan biriydi. Sonrasında da bedava patlamış mısırımızı alıp sinema salonuna girdik. Burada bulunabildiğim için kendimi şanslı hissettim. Neyse, şimdi gelelim filme...
💥 İncelememe izlediğim açık ara en iyi biyografi filmi olduğunu söyleyerek başlayayım. J. Robert Oppenheimer'ın hayatı ve atom bombasının icadı en fazla bu kadar harika anlatılabilirdi ve bence Nolan dışında da hiçbir yönetmen bunu bu kadar iyi başaramazdı. Bu açıdan cidden üst düzey bir filmdi. Fakat uyarımı hemen burada yapayım. Film Oppenheimer'ın atom bombasını geliştirme sürecinin yanı sıra, sonrasında yaşadığı siyasi ve politik sıkıntıları da anlatıyor. Filmin en azından 1 saatlik kısmı mahkeme salonunda tartışmalarla geçiyor ve ciddi anlamda bu kısımlarda sıkıldım. Bence özellikle sondaki bu kısım daha kısa olsaymış tam kıvamında olurmuş. Tabii Oppenheimer'ın adının temize çıkardığını da göstermeleri gerekiyor ama dediğim gibi bana uzun geldi.
🤯 Hikayede Oppenheimer'ın zihninden geçenler, o anki psikolojik durumu farklı bir şekilde bize aktarılmış. İzleyenler eminim neyi kastettiğimi anlamıştır. Başından itibaren temposunu gerektiğinde hızlandırarak gerektiğindeyse yavaşlatarak sizi ilk atom bombası denemesinin yapıldığı Trinity testine heyecanla hazırlıyor. Filmin nirvanaya çıktığı kısım da zaten burası; tüylerimi diken diken eden, içimde bir ürpertiye sebep olan, kulak zarımı müthiş derecede titreterek beni keyiflendiren o patlama sahnesi... Benim için tüm film bir yana, bu sahne bir yana. Özellikle burada IMAX kalitesi ne demek anladım. Sırf şu sahne için bile en büyük sinemada izlemenizi tavsiye ederim. Çünkü görüntünün yanı sıra özellikle seslerin ve müzikleri kullanımı bu filmde beklediğimiz üzere oldukça profesyonelce kullanılmış. Ancak illa da IMAX gidin diyemem çünkü böyle 1-2 sahne dışında da sırf diyalogtan oluşmuş hissiyatı alabilirsiniz ve bunları normal bir sinemada da tadabilirsiniz. Yani en azından büyük ve kaliteli bir sinema salonu tercih etmeye çalışın.
🎩 Robert'ın psikolojisinden biraz daha bahsetmek istiyorum. Biraz basite indirgemek gibi olacak ama bu yarın sınavı olduğunu bildiği halde vicdan azabı içinde çalışmayan bir çocuğun kafası gibi geldi. Sadece savaşların değil tüm dünyanın seyrini değiştirecek bir buluş yaptığının, yüzbinlerce insanın canını alabilecek güçte bir bomba yaptığının bilincinde olduğun halde yine de atom bombasını icat etmek başka nasıl açıklanabilir? Oppenheimer hiç şüphesiz sonrasında çok pişman oluyor. Zaten filmde bunu da harikulade bir şekilde işlemişler. Japonya bombalandıktan sonra yaptığı konuşma sahnesi; onu alkışlayan ve takdir eden Amerikalıların yüzünde Robert ne yazık ki sevgiyi değil hüzün içerisindeki, ağlayan Japonların yüzünü görmeye başlıyor. Bu sahnedeki ses kullanımı inanılmazdı gerçekten. Yine bunu anlatmam bir işe yaramaz çünkü kendiniz bu zevki tatmalısınız. Robert'ın o sahnedeki yüzünü görmelisiniz.
🪖 Fark ettiyseniz asla Cillian Murphy demiyorum çünkü filmde onun yüzünü gördüğüm bir an bile olmadı. Rolü yaşamış dedikleri bu olsa gerek. Oppenheimer'ın hislerini siz bile onunla berber yaşıyorsunuz. Tabii bir de Ludwig Göransson'un bestelediği atmosferik müziklerle yavaş yavaş filmin içine girip siz de karakterlerden biri haline geliyorsunuz. Nolan artık Hans Zimmer ile çalışmıyor ancak Ludwig de inanılmaz bir besteci. Bunun dışında diğer oyunculuklara da değinmek isterdim fakat herkesten bahsedemeyeceğim. Zira bazı isimler var ki her yerde başrol oynadıkları halde bu filmde 2-3 dakika gözüküyorlar. Yine de RDJ ve Emily Blunt en çok gözüme çarpan oyunculardı. Böyle bir kadroyu ancak Nolan toplayabilirdi zaten.
⚛️ Daha uzatıp sizleri sıkmak istemiyorum. Zaten Christopher Nolan'ın bir filmi olduğu için sinemasına gidin, sakın internette düşmesini beklemeyin. Tabii söz konusu Nolan olunca karışık ve normalden farklı bir film izleyeceğinizin de farkında olun. Her yeni filminde olduğu gibi Nolan yine tarzının dışına çıkmış ama bu sefer biraz fazla çıkmış, diyalog üzerine kurulu bir film. Zaten buna yukarıda değinmiştim. Her halükarda izledikten sonra etkisini uzun süre hissedeceğiniz bir film olacak. Şimdiden herkese iyi seyirler dilerim!
🌀 "Şimdi ben ölüm oldum, dünyaların yok edicisi..."
💀 KATİLİN FİLME PUANI: 8,4 / 10
𝚑𝚒𝚌̧ 𝚛𝚊𝚏'ｪ𝚗 𝚜𝚊𝚢𝚏𝚊𝚕𝚊𝚛ｪ𝚗ｪ 𝚌̧𝚎𝚟𝚒𝚛𝚖𝚎𝚔 𝚒𝚜𝚝𝚎𝚖𝚒𝚜̧ 𝚖𝚒𝚢𝚍𝚒𝚗𝚒𝚣?
𝚘 𝚣𝚊𝚖𝚊𝚗 𝚑𝚊𝚣ｪ𝚛 𝚘𝚕𝚞𝚗...
𝚛𝚊𝚏 𝚍𝚒𝚕𝚒 𝚟𝚎 𝚎𝚍𝚎𝚋𝚒𝚢𝚊𝚝ｪ'𝚗ｪ𝚗 𝚒𝚕𝚔 𝚍𝚎𝚛𝚜 𝚔𝚒𝚝𝚊𝚋ｪ 𝚌̧ｪ𝚔ｪ𝚢𝚘𝚛!
Merhaba bilet ve kitap fiyatlarından dolayı edebi isyanlar içindeki Raf sakini, sana ihtiyacımız var. Hmmmmm adlı bir kirpiyle beraber Raf üzerine bir…devamı𝚑𝚒𝚌̧ 𝚛𝚊𝚏'ｪ𝚗 𝚜𝚊𝚢𝚏𝚊𝚕𝚊𝚛ｪ𝚗ｪ 𝚌̧𝚎𝚟𝚒𝚛𝚖𝚎𝚔 𝚒𝚜𝚝𝚎𝚖𝚒𝚜̧ 𝚖𝚒𝚢𝚍𝚒𝚗𝚒𝚣?
𝚘 𝚣𝚊𝚖𝚊𝚗 𝚑𝚊𝚣ｪ𝚛 𝚘𝚕𝚞𝚗...
𝚛𝚊𝚏 𝚍𝚒𝚕𝚒 𝚟𝚎 𝚎𝚍𝚎𝚋𝚒𝚢𝚊𝚝ｪ'𝚗ｪ𝚗 𝚒𝚕𝚔 𝚍𝚎𝚛𝚜 𝚔𝚒𝚝𝚊𝚋ｪ 𝚌̧ｪ𝚔ｪ𝚢𝚘𝚛!
Merhaba bilet ve kitap fiyatlarından dolayı edebi isyanlar içindeki Raf sakini, sana ihtiyacımız var. Hmmmmm adlı bir kirpiyle beraber Raf üzerine bir kitap üstünde çalışıyoruz ve inşallah yakında Raf'ın kurucularıyla bu husus hakkında görüşmek istiyoruz. Sana bir tane sorumuz var:
Raf'ta herkesin okuması gerektiğini hatta kitaplaşması gerektiğini düşündüğünüz gönderileri ve incelemelerinin içine düştüğünüz veya gönderileri okuyunca gününüzün güzelleştiği Raf üyelerini yorumlara bırakabilir misiniz?
Not 1: Özgün ve kadim raf üyelerini unutmayın, unutturmayın.
Not 2: Lütfen kendi hesaplarınızı yazmayın, kendi hesaplarınızı yazdığınız yorumlar dikkate alınmayacaktır ama isterseniz çok kaliteli bulduğunuz, yazarken zevk aldığınız gönderilerinizi yazabilirsiniz.
🎫 Ön Gösterim Günlükleri ~ 2
🚇 11 Temmuz hayatımda yaşadığım en harika günlerden biriydi. Çünkü Görevimiz Tehlike 7 filminin ön gösterimine gittim! Bu ilk başta basit gibi gözükebilir ama cidden normal sinemaya gitmekten daha heyecanlı oluyor. En sevdiğim ünlülerin…devamı🎫 Ön Gösterim Günlükleri ~ 2
🚇 11 Temmuz hayatımda yaşadığım en harika günlerden biriydi. Çünkü Görevimiz Tehlike 7 filminin ön gösterimine gittim! Bu ilk başta basit gibi gözükebilir ama cidden normal sinemaya gitmekten daha heyecanlı oluyor. En sevdiğim ünlülerin neredeyse hepsiyle tanıştım, kısa da olsa sohbet ettim, fotoğraf çekildim. Sinema öncesinde ücretsiz patlamış mısır, çıkışında da devasa bir Görevimiz Tehlike posteri bile verdiler. Demem o ki ön gösterim çok ayrı bir olay. Bunu herkesin deneyimleyebilmesi dileğiyle...
💣 Şimdi gelelim filme, MI serisi zaten her daim favorilerim arasındadır. Seriye olan 5 yıllık hasretten sonra açıkçası iyi bir geri dönüş oldu. Karşımızda serinin en iyi filmi var diyemem ama kesinlikle son zamanlarda izlediğim en iyi aksiyon filmlerinden biriydi. Tom Cruise yine çıtayı yükseltmiş. Dublörsüz oynadığı inanılmaz dağ ve tren sahnesi filmi başlı başına taşıyor zaten. Bu seride de biraz abartılı sahneler elbet var ama en azından kaliteli oldukları hissediliyor ve gözünüzü acıtacak derecede mantık hatası da yok. Bunun yanında kovalamaca ve dövüş sahnelerini de sevdim. Özellikle farklı çekim açıları kullanmaları beni yakaladı. Tabii bir de hayatımda ilk defa IMAX deneyimledim. Bana bu salon biraz abartılmış gibi geldi ama cidden görüntü ve ses kalitesi olağanüstüydü. Özellikle kum fırtınası olan sahnede yerin titremesi beni şaşırttı.
💥 Bu seride Tom Cruise'u ekranda görmek bile insanı heyecanlandırıyor. Hele o koşması yok mu... Bu filmdeki asıl dikkat çekici olay baş kötünün bir yapay zeka olması. Günümüzde gelişen yapay zeka teknolojisinin tehlikesine MI serisi de değinmek istemiş. Onun dışında yapay zekamızın arkasındaki Gabriel de seriye yakışır bir kötü olmuş. Uzun zamandır acımasız, hiç düşünmeden masumları öldüren bir kötü görmemiştim. Hayley Atwell ise seriye yeni bir soluk getirmiş. Sanırım artık seride bu karaktere odaklanacaklar. Kadının resmen Tom Cruise'dan fazla ekran süresi vardı. Yine de role oturmuş. Tom ve Hayley ikilisi bu haliyle bana "Gece ve Gündüz" filmini anımsattı.
🍿 Filme aksiyonun yanı sıra az da olsa komedi eklenmiş. Marvel'ın bazen yaptığı gibi suyu çıkarılmamış, tam kıvamında... Fakat sıkıntı şu ki sıkıldığım sahneler oldu. Bence bazı diyaloglar gereksiz uzun tutulmuştu. Eminim devam filmi daha heyecanlı olur. Net bir finali yok diyemeyiz ama olay akışı da tamamlanmadı. Yani devam filmini merak ediyorsunuz ama yarım kalmışlık hissi de uyanmıyor içinizde. Eğer gittiğinize değecek bir aksiyon arıyorsanız bu film tam size göre. Şahsen ben ailemle evimde tekrar izlemek için sabırsızlanıyorum. Ah o sondaki Doğu Ekspresi sahnesi yok mu...
💀 KATİLİN FİLME PUANI: 8,3 / 10
🗽 İkinci filmi bu kadar beğendikten sonra, "İlk filmi izlememin üzerinden tam olarak 1111 gün geçmiş (Hesapladım 🙂), neden ilk filmi tekrar izlemeyeyim ki?" diye düşündüm. Çünkü ilk film her zaman aklımda sıradan olmaktan öteye geçememişti. Ancak netice değişmedi. Sana…devamı🗽 İkinci filmi bu kadar beğendikten sonra, "İlk filmi izlememin üzerinden tam olarak 1111 gün geçmiş (Hesapladım 🙂), neden ilk filmi tekrar izlemeyeyim ki?" diye düşündüm. Çünkü ilk film her zaman aklımda sıradan olmaktan öteye geçememişti. Ancak netice değişmedi. Sana güvenmediğim için özür dilerim 3 sene önceki Halit. O zaman da filmin abartıldığını düşünüyordum, şimdi de öyle. Kesinlikle kötü değil ama izlediğim en iyi animasyon da asla değil.
🖌️ Evet, animasyon tarzı normalden farklı, adeta bir çizgi roman gibi. Bu da elbette o zaman için alışılmadık bir durumdu. Sonuçta film öyle ses getirdi ki büyük stüdyoların animasyon filmleri bile bu tarza dönmeye başladı. Çizmeli Kedi 2, Wish bunun günümüzdeki örneklerinden birkaçı. Aslında ben iki boyutlu animasyonları, özellikle de bu yıllardayken etkileyici bulamıyorum. İstisnaları elbet var. En büyük örneği de bu seri. Tabii devam filminde bunu zirveye çıkarmışlar. Renklerin ahengi, her sahnede farklı bir teknik kullanılması, sahne geçişleri vs. adeta bir sanat eseri izliyormuşum gibiydi.
👥 Tüm karakterlerin iyi işlenemediğini düşünüyorum. Elbette Miles başrol olduğu için ona bolca yer vermeleri kadar doğal bir şey olamaz ancak Miles dışında sadece Peter'ın karakteri ve geçmişi biraz gösterilmiş. Diğer Spider-Man'lere de biraz odaklansalardı fena olmazdı. Aslında film bunun yerine Spider-Man olmanın ne demek olduğuna, ne fedakarlıklar yapması gerektiğini odağına yerleştirmiş. Devam filminde diğer karakterlerin geçmişine inmiş. Bir de bu filmi tekrar izleyince fark ettim, ilk filmi yaparken bile çoktan tüm seriyi planlamış olmalılar. Bu yönden de takdir ettim.
🎤 Müzik kısmına da değinmek lazım. Ben hâlâ devam filminin müziklerini daha çok seviyorum ama bu filmin de iyi bir albümü olduğunu ancak şimdi fark ediyorum. Gerçekten sahnelere tam oturan şarkı seçimleri yapmışlar.
🌀 "Herkes maskeyi takabilir. Sen de maskeyi takabilirsin. Eğer bundan önce bunu bilmiyorsan, umarım şimdi biliyorsundur. "
💀 KATİLİN FİLME PUANI: 7,5 / 10