🌟Her hafta sunucumuzda bir film izleyip yorumluyoruz sesli kanal üzerinden. Bu haftaki filmimiz Drive My Car oldu. 04.09.2024 tarihinde filmin analizli sohbetini yapmak için sesli kanalda toplanacağız. Bu sohbetlere katılamak isteyen varsa link isteyebilirler. 🌟
Spoiler içeriyor
Henüz genç bir öğrenci olan San Te, Ching Hanedanı tarafından toprakları işgal edilip, babası ve saygı duyduğu hocası öldürülünce intikam almak için kaçıp kung-fu öğrenmek üzere bir Shaolin Tapınağı’na sığınır. Klasik bir intikam hikayesi gibi gözükse de ya da sıradan…devamıHenüz genç bir öğrenci olan San Te, Ching Hanedanı tarafından toprakları işgal edilip, babası ve saygı duyduğu hocası öldürülünce intikam almak için kaçıp kung-fu öğrenmek üzere bir Shaolin Tapınağı’na sığınır.
Klasik bir intikam hikayesi gibi gözükse de ya da sıradan bir Çinli Malkoçoğlu filmi gibi dursa da bence bu kadar sıradanlaştırmak doğru olmaz bu filmi. Çünkü bence “vatan” denen kavramın, toprağın, özgürlüğün ne kadar önemli olduğu filmin ilk yarısında defalarca vurgulanıyor. Bu yüzden filmin bir derdi, üzerini çizmek istediği bir mesajı oldugundan gözümde asla sıradan bir dövüş (aksiyon) filmi değildir. Çünkü bütün sanat eserlerinin bir derdi olmalıdır, bir sözü, demek istediği bir lafı olmalıdır. Eğer varsa bence sıradan bir yapım değildir o eser.
San Te ile birlikte filmin ikinci yarısında Shaolin Tapınağı’nda biz de kung-fu kültürüne dair, sutralara dair bir şeyler öğreniyor ve adamın eğitim boyunca çektiği ve katlandığı acıları gördükçe biz de feleğin çemberlerinden geçiyoruz. Karakterin motivasyonu alt metinsel olarak o kadar sağlam ki pes etmiyor. Power up alan anime karakterleri gibi, vazgeçmekten vazgeçtim gibilerinden güç alarak her eğitimi bitiriyor. Bunu garipsemiyoruz, çünkü adamın motivasyonunu biliyoruz. Bu da filmin karakter konusunda ne kadar başarılı olduğunu gösterir. Vatanındaki düşmanları kovmak, sevdiği insanların intikamını almak onun en büyük motivasyonu. Düşünsenize San Te şu motivasyonla tapınağa gidiyor; “ya ben biraz adam pataklıcam, karı kız da düşer yolumuzu buluruz.” Bu bir motivasyon değildir. Bu amaçla gitse karakterimiz ilk feleğin odasında ayakları ardına vura vura kaçardı oradan. Yani neyi anlıyoruz buradan; karakter motivasyonu çok ama çok önemli. İyi filmleri getirin aklınıza karakterlerin hep bir motivasyonu vardır.
Film beni çocukluk yıllarıma da götürdü. Tv de düşük bütçeli kanallarda eski çin filmleri çok çıkardı ve biz arkadaşlarla sık sık izler sonra dışarı çıkıp birbirimize uçan tekme, uçan yumruk atar ejder tekmesi denerdik. Bana nostaljik bir duygu da yaşattı bu film.
İzleyin ama sakın birbirinize uçan tekme veya yumruk atmayın. Sizlere hayat karşısında feleğin çemberlerinden geçerken başarılar diliyorum 🙏🏻
30 Ağustos Cuma günü akşam saatlerinde discord sunucumuzda üzerine konuşacağımız film Poor Things. Modern bir Frankenstein uyarlaması aslında Poor Things. İçine biraz Alice Harikalar Diyarında, biraz Uğultulu Tepeler, biraz Madam Bovary vb. bazı eserlerden referans örnekler nakşedilmiş. Kötü olmuş peki,…devamı30 Ağustos Cuma günü akşam saatlerinde discord sunucumuzda üzerine konuşacağımız film Poor Things.
Modern bir Frankenstein uyarlaması aslında Poor Things. İçine biraz Alice Harikalar Diyarında, biraz Uğultulu Tepeler, biraz Madam Bovary vb. bazı eserlerden referans örnekler nakşedilmiş. Kötü olmuş peki, hayır! Peki orijinal bir iş mi olmuş, evet!
İntihar edip kendini öldüren Bella bir doktor tarafından bulunur. Karnında bebeği de vardır bu kadının. Doktor karnındaki bebeğin beynini Bella’ya yerleştirir ve çocuk-yetişkin bir insan gözlerini açar dünyaya. Yetişkin vücudunda bir bebek aklı. Dünyaya, hayata, insanlara her şeye yabancı bir yetişkin kadın. Dolayısıyla bu kadın her şeyi baştan deneyimlemek ve keşfetmek zorunda ve gelişmek tabi ki! Ama nasıl gelişecek bu kadın? Sınırları kaldırılarak. Dünyayı, hayatı, insanları deneyimleyerek.
Film boyunca Bella’nın çocukluktan yetişkinliğe geçişini büyük bir hayranlıkla izliyoruz.
Eser hakkında yazacak pek çok şeyim var ancak çoğunu film sohbetine saklıyorum. Eğer sohbette bize katılmak isteyen varsa benden link isteyebilirler. 🌟🌟🌟
Bir Hint Fakiri'nin Olağanüstü Yolculuğu'nda Aja'nın dramatik hikayesi anlatılıyor. Aja, annesinin ölümünün ardından yapayalnız kalır. Hiç tanımadığı babasını bulmak için yola koyulur. Babasının izini bulmak için Fransa'ya gider. Aja'nın başına gelmedik macera kalmaz. Aja, Marie adlı bir kıza aşık olur.…devamıBir Hint Fakiri'nin Olağanüstü Yolculuğu'nda Aja'nın dramatik hikayesi anlatılıyor. Aja, annesinin ölümünün ardından yapayalnız kalır. Hiç tanımadığı babasını bulmak için yola koyulur. Babasının izini bulmak için Fransa'ya gider. Aja'nın başına gelmedik macera kalmaz. Aja, Marie adlı bir kıza aşık olur. Yanlışlıkla IKEA'ya giden Aja, bir dolabın içerisinde yine yanlışlıkla şehir dışında kargolanır.
Aja bu sefer hem sevdiği kız Marie'yi hem de babasını bulmaya çalışır...
Herkesin aradığı şeyi bulmasını umuyorum 🙏🏻 Arayış içinde olmak insanı mutlu kılar 🌟
"Özür dilerim size bir şey sorabilir miyim? Hayat neden bu kadar zalim? İnsanlar, insanlar neden bu kadar zalim? Yaşamak neden bu kadar zor ve bu kadar güzel ve vazgeçilmez? Peki, insanların birbirlerini anlamamak için bu büyük çabası neden?"
Spoiler içeriyor
Bazen herkes ölmeyi düşünüyor, bazen herkes yok olmayı istiyor. Bu psikolojik rahatsızlığın getirdiği bir düşünceden ziyade bence herkes kötü bir günün ardından veya hiç yokken ölse bu çevresince nasıl karşılanır diye düşünür. Küçük bir çocukken babamızdan tokat yediğimizde yok olmak…devamıBazen herkes ölmeyi düşünüyor, bazen herkes yok olmayı istiyor. Bu psikolojik rahatsızlığın getirdiği bir düşünceden ziyade bence herkes kötü bir günün ardından veya hiç yokken ölse bu çevresince nasıl karşılanır diye düşünür. Küçük bir çocukken babamızdan tokat yediğimizde yok olmak istemek gibi bir düşünce bunlarda.
Fran yalnız yaşayan asosyal bir insan. Ama bu yalnızlık tercihen bir yalnızlık, kendi tarafından seçilen. Günlük rutinleri içinde yaşayan Fran bir gün iş yerine yeni gelen Robert adında bir elemanla yakınlaşıyor. Robert’dan hoşlanmaya başlasada bir türlü aralarında yakınlık oluşamaz. Bunun nedeni ise Fran’in yalnızlığına sıkı sıkıya bağlı olması ve içerisine tamamen birisini alma istememesi. Bu yüzdendir ki onu tamamen tanımak isteyen Robert’e istediği kaynaşma fırsatını bir türlü veremez.
Her ne kadar yalnızlığın kutsal mabedinde geçirdiği zamandan keyif alsada insan, sevgi ve aşk bize yalnızlıktan daha iyi gelecektir. Ancak sevgi ve aşk bağının olgunlaşabilmesi için insanların birbirini tanıması gerekir. Fran en sonunda bunu anlayacak ve adımı atacaktır. Atmalıdırda. Herkes gibi. Herkes bazen yalnızlığından taviz vermelidir. Yoksa bazen ölmeyi düşünür durursunuz.
Filmi tamamlandıktan sonra enteresan bir şekilde ölen Kubrick’in, söylentilere göre ölüm sebebi filmde İllimünati’ye dair birçok bilgiyi ifşa etmesiydi. Filmi izlediğimizde de birçok gönderme, sembol ve ayinler görebiliyoruz. Onun dışında bir karı-kocanın bilinçaltına inip iki insanın en hayvansal duygularına tanıklık…devamıFilmi tamamlandıktan sonra enteresan bir şekilde ölen Kubrick’in, söylentilere göre ölüm sebebi filmde İllimünati’ye dair birçok bilgiyi ifşa etmesiydi. Filmi izlediğimizde de birçok gönderme, sembol ve ayinler görebiliyoruz.
Onun dışında bir karı-kocanın bilinçaltına inip iki insanın en hayvansal duygularına tanıklık ediyoruz.
“Sinema Kulübü” ismli discord sunucumuzda bu filmin Cumartesi akşamı analizli sohbetini yapacağız. Eğer katılım göstermek isteyen olursa bekleriz. Her hafta bir film seçip üzerine analizli sohbetini yapıyoruz. Katılım göstermek isteyenler link isteyebilirler.
30’larına merdiven dayamış Osman ve Enis, İstanbul’da bir yandan amatör bir futbol takımında ligde kalma mücadelesi verirken, öte yanda takım arkadaşlarıyla birlikte semtteki bankalardan birini soymayı planlamaktadır. Ancak son maçları oynanırken büyük bir kavga çıkar, maç yarıda kalır. Bu sırada…devamı30’larına merdiven dayamış Osman ve Enis, İstanbul’da bir yandan amatör bir futbol takımında ligde kalma mücadelesi verirken, öte yanda takım arkadaşlarıyla birlikte semtteki bankalardan birini soymayı planlamaktadır. Ancak son maçları oynanırken büyük bir kavga çıkar, maç yarıda kalır. Bu sırada Osman karşı takımın organ kaçakçısı başkanı Rüstem’in yanından ayırmadığı Aslım’a aşık olur. Zaman geçtikçe işler daha da karışacak, Osman’ın Aslım’a aşkı daha da büyüyecektir. William Shakespeare’in Romeo ve Juliet oyunundan esinlenen film, umutsuz hayallerin peşinde koşan insanların trajikomik hikayelerini anlatıyor.