Uzun zamandır oturup kolay kolay film-dizi izleyemez oldum. Sorunu değişen hayat temposunda, yaşlanmakta, ilgisizlikte aradım. Heyhat!Yanlış yerde aradım. Sorun bende değil sende ey sinema sektörü! Kaşesi yüksek diye cast dışına attığın tecrübeli oyuncular yerine güzel yüzlü, güzel gözlü (kimi zaman…devamıUzun zamandır oturup kolay kolay film-dizi izleyemez oldum. Sorunu değişen hayat temposunda, yaşlanmakta, ilgisizlikte aradım. Heyhat!Yanlış yerde aradım. Sorun bende değil sende ey sinema sektörü! Kaşesi yüksek diye cast dışına attığın tecrübeli oyuncular yerine güzel yüzlü, güzel gözlü (kimi zaman götlü) sabi sübyanı "gençlerin önünü açıyoruz" ayağına, kürekle üzerime vasatlık atmandan yorulmuşum. Casttan kıstığın parayla dijital pr yapmandan yılmışım. Ucuz hareketlerle gazladığın kalabalığın dahi altında kalmandan bıkmışım. Çektiğini izlettirmek için insanları manipüle etmeye mecbur kalmana gücenmişim.
Şebnem Ferah gibi girdiğim bu yazıdan inş alnımızın akıyla çıkacağız.
Kona insanların vaktini almayı sevmez, dolayısıyla aşırı düz bir şekilde yorumlarsak:
Uzun süreli, vurdusu kırdısı az, bol mânâlı, yoruma açık, ağır işleyen işlerden hoşlanan ve oyunculuk izlemekten ayrıca zevk alan bünyeler düşünülerek hamuru yoğrulmuş bir eser.
Şu an itibariyle biraz gev gev kısmına geçiş yapıp, kısa-net-ne istediğini bilen asil duyguların insanlarını bir gece vakti çorbacıdan kalkarcasına hızlı ve üstünkörü selamlıyor, yazıya devam ediyorum.
Bu öyle bir örgü ki, anlaşılması son derece kolay bir olay örgüsü ve hikayeyi şüpheli bırakmayı başarıyor, parça halinde düşündüğünüz zaman gayet sade bir hikaye gibi iken bütüne, zamanlamalara, ayrıntıdaki şeytana takılırsanız "abi benim kadehe cura'dan koy tam olsun" demek zorunda kalıyorsunuz. (Boydan Spoiler giriyorum)
H.W ile bir aile işi yaparmışçasına takılan ailenizin dostu petrol kodamanı olma yoluna giren Daniel başta sadece hırslı ve işkolik bir adamken H.W'nin sağır olmasıyla su bulanmaya başlıyor. İş, aş, otomotiv Daniel Plainview'dan bir anda velisi olduğu çocuğu mu yoksa gayrımenkul yatırım ortağını ve varisini mi kurtardığını anlamakta güçlük çekmeye başlıyorsunuz. "İyi değil" derken ki pragmatik bir şekilde nerede durmayı seçtiğini görür gibi oluyorsunuz Daniel'in. Çocuğa bakmaya çalışıyor ama çok şefkatli gibi de değil, elden gelen bu mu emin olamıyorsunuz, eğitimini düşünüyor ama kendine kardeşi diyen adam gelene kadar, H.W kendisine sebep verdiğinden mi yoksa daha zahmetsiz bir ikinci adam bulduğundan mı H.W kendini bir trende fake atılmış halde yollanırken buluyor. Film size ne olduğunu doğrudan söylemeyi reddediyor. H.W dönmeye dönüyor ama manidar bir şekilde sözde amca öldükten sonra... Daniel "üvey" kardeşini hasretten mi bitkinlikten mi kabulleniyor belli değil. Belli olan şey Daniel'ın canını sıkmayacak cinste olduğuna ikna olmasından sonra olması....Daniel H.W'yi sevdiğinden mi H.W dönüyor (çünkü gerek kilise gerek Tilford yarasına basıyor) yoksa ihtiyaçtan mı? Tekrar havada kalıyor soru. Kardeşini ihanetten mi salak yerine konmaktan mı yoksa mecburiyetlere mecbur bırakmaktan mı öldürüyor? H.W " buba ben koca darbeli matkap oldum gari meksikaya gidip orayı delecem" dediğinde Daniel artık zıvanadan çıkıyor ve daha önce söylediği gibi rekabetten ve insanlardan nefret ettiği için mi yoksa çocuğu kendinden uzaklaştırmak için mi bilinmez Mesut komiseri kıskandıracak bir edayla veriyor odunu. Kervan gibi yolda düzülen askıda sizi bekleyen sorular dizini tam karşınızda size yol soruyor. Velhasıl kelam film sizin "gri suratları" yorumlamanıza göre birden fazla filme dönüşebiliyor. Şahsınıza münhasır bir tecrübe olup çıkıyor.
Bazı görsel sanat anlayışları vardır, sizden bir yansıma almadıkça şekillenemez, bir parmak izi, yıllarınızın size verdiği tecrübeli ve mahrem bir bakış, daha önce gördüğünüz bir yüz ifadesinin üzerinizde bıraktığı nahoş bir his olmadan anlamsız kalırlar. Bir parçanızı vermezseniz bir parçasını alamazsınız. İşte bu öyle bir şey.
Hikayenin işlenişi bu kadarla kalmıyor, mahreminizde karakterlerin duygularını anlamaya çalışırken materyal konular işliyor, Daniel gibi karmaşık durumlar ve hisler yaşayan bir adamdan kapitalizm şovu izliyor, Eli'dan "küçük adam"ı izliyorsunuz. (Din eleştirisi diyenlere pek katılmıyorum belirli bir dini değil organize bir inanç-fikir mekanizması eleştirisi diyebiliriz). Bir başka aynı dönemde ve yine amerikada geçen 2017 yapımı Hostiles filmi D.H Lawrence'tan bir alıntı ile başlar "Amerikan ruhunun özü katı, yalnız, stoik ve ölümcüldür. Hala erimiş değil." İki film içinde ibretler barındıran bir cümledir.
Zaten sadece üzerinde düşünülmüşlüğüyle bir çok yeni yapıma sönmez reis edasıyla "puuu" çeken There will be blood, her oyuncunun "oyuncu" gibi oynaması (yönetmen başarısı) Daniel Day-Lewis'in ise korkutucu derecede aşan performansıyla neredeyse 20 yıllık olmasına rağmen damıtılmış bir iş ile karşı karşıya olduğunuzu ıspatlıyor, aradan geçen nice kahpe senede teknik imkanlar haricinde ne kadar az ilerleme kaydedildiğini düşündürüp sebeplerini sorgulatıyor.
Gönül isterdi ki daha detaylı sahne sahne sahne konuşayım ama uzadıkça camdan tavanların alçaklığına şahit oluyoruz.
İlk izleyişim olmamasına rağmen bana "böylesi de vardı" dedirten bu yapımda, emeği geçen herkesi, öyle çorbacıdan kalkar gibi değil metro kapısı bekler gibi uzun uzun tebrik ediyorum.