Day-14 Az önce bitirdim ve bitirdiğim gibi de yorum yapmaya geçiyorum çünkü uzun zamandır bu kadar çok beğendiğim bir film olamamıştı ve şu an çok mutluyum :'). Love Exposure, romantik/dram ve birazcık da komedi türünde olan 2008 çıkışlı bir Japon…devamıDay-14
Az önce bitirdim ve bitirdiğim gibi de yorum yapmaya geçiyorum çünkü uzun zamandır bu kadar çok beğendiğim bir film olamamıştı ve şu an çok mutluyum :'). Love Exposure, romantik/dram ve birazcık da komedi türünde olan 2008 çıkışlı bir Japon filmi. 4 saatlik bir süresi var ama lütfen gözünüzü korkutmasın çünkü gerçekten su gibi akıp gidiyor. Hemen sizin için de konusunu açayım. Film Yuu isimli bir erkek çocuğunun etrafında geçiyor. Yuu ve ailesi dinlerine çok bağlı bir aile. Fakat Yuu'nun annesinin o daha ilkokullu bir çocukken ölmesi sonucunda işler sarpa sarar. Bu süre boyunca babası daha çok dinine bağlanır ve rahip olmaya karar verir. İlerleyen zamanlarda babası kiliseye gelip hristiyan olmak isteyen bir kadına aşık olur ve kiliseden uzak yaşamaya başlarlar (Bilmeyenler için katolik rahiplerin evlenmesi yasakmış bu da not olsun). Ama kadın kendisine daha genç birini bulduğu zaman Yuu'nun babasını terk eder ve adam depresyona girer. Daha çok rahiplik ile ilgilenmeye başlar fakat vaazleri garipleşir, eskisi gibi değildir. Daha açık konuşmak gerekirse tırlatır ve Yuu'ya kafayı takar. Yuu oldukça normal ve iyi bir çocuktur. Karıncayı bile incitemezken babası her gün kilisede onu günah çıkarma odasına alır ve işlemediği günahları itiraf etmesi için psikolojik baskı uygular. Artık bu baskıya dayanamayan ve babasından göremediği ilgiyi bir nevi geri alabileceğini, böyle yaparsa babasının onu seveceğini düşündüğü için Yuu günah işlemeye başlar. İlk başta küçük şeylerle başlasa da daha sonra etek altı fotoğrafları çekmek için eğitim almaya başlar. Evet, biraz uzun oldu farkındayım ama inanın bu kısım daha filmin yarım saati falan. Gittikçe konular birbirini açıyor ve farklı kısımlara doğru gidiyor.
Oldum olalı zaten japon yapımlarına ilgim vardı ve bu filmi de görmüştüm. Ama herkeste olabileceği gibi süresi gözümü korkutmuştu ve ertelemiştim. Şimdi izlediğim için kendimi şanslı hissediyorum 😸. Aslında filmin bu kadar uzun olmasının iyi yanlarından biri karakterleri yeterince iyi tanıyabilmeniz ve empati kurabilmeniz oluyor. Film ana karakterleri bize tek tek neredeyse tanıttı ve geçmişlerini sundu. Biz de böylece hareketlerini ve dillerini daha iyi anlayabildik. İlk başlarda yine güzel başladı fakat ortalarda nereye bağlayacaklarını anlayamadım açıkçası. Yine de sonu güzel bitti. Bir an bizi hüzünlü bir son bekliyor sanıp ağlama pozisyonumu almıştım. İkinci bir La La Land vakası geliyor diye çok korktum doğrusu. Neyseki son anda kurtardılar. Genel olarak filmle ilgili her şeyi beğendim diyebilirim. Tek "keşke üzerinde daha çok durulsaydı" dediğim şey tarikat olayları oldu. Daha fazla gösterilip etkisi ve insanların beyninin nasıl yıkanıldığı farkındalığı yaratılabilirmiş. Çok tatlı ve kimseye zararı olmayan Yuu'nun sonda dönüştüğü insan beni o kadar üzdü ki bir kez daha herkesin çocuk sahibi olmaması gerektiğine katıldım. Ekranın içine girerek "Her şey geçti Yuu" diyerekten sarılmamak için zor durdum diyebilirim :(. Favori filmlerimden biri oldu kesinlikle. Yarın etkisinden çıkabilirsem yeni bir filmle daha görüşmek üzere! Sizde düşüncelerinizi paylaşırsanız sevinirim 😸.