🎬 Merakla beklediğim Doctor Strange 2'yi Ankamall'da IMAX 3D'de izleme şansı buldum. Yer kalmadığı için önden izlemek zorunda kalsam da yaşadığım deneyim harikaydı. Sam Raimi Marvel ortalamasının üstüne çıkarak kendini ortaya koymuş. "Ben Raimi filmiyim!" diye bağıran sahneler çok vardı.…devamı🎬 Merakla beklediğim Doctor Strange 2'yi Ankamall'da IMAX 3D'de izleme şansı buldum. Yer kalmadığı için önden izlemek zorunda kalsam da yaşadığım deneyim harikaydı.
Sam Raimi Marvel ortalamasının üstüne çıkarak kendini ortaya koymuş. "Ben Raimi filmiyim!" diye bağıran sahneler çok vardı. Filmi genel itibarıyla beğensem de her Marvel filminde olduğu gibi tadımı kaçıran yerler de olmadı değil. Olmadık yerlerde yapılan şakalar ciddiyeti gerçekten bozdu.
Filmin süresi açıklandığında biraz hayal kırıklığına uğrasam da yaptığı hızlı başlangıçla 2 saate çok şey sığdırmayı başarmış. Spider-Man: No Way Home'un verdiği hype'ı vermese de ondan daha iyiydi.
Film sürprizlerle dolu olduğundan dolayı spoiler yemeden izlemenizi öneririm.
🔎 Puanım 7/10
🎬 Severek izlediğim Vsauce kanalının sahibi Michael Stevens'ın yapımcılığını ve sunuculuğunu üstlendiği harika bir psikoloji belgeseli. Biyoloji ve psikolojiye olan ilgim kaçınılmaz bir şekilde iki alanın birleştiği dal olan nörolojiye de merakımın oluşmasına sebep olmuştu. Dolayısıyla bu belgesel benim için…devamı🎬 Severek izlediğim Vsauce kanalının sahibi Michael Stevens'ın yapımcılığını ve sunuculuğunu üstlendiği harika bir psikoloji belgeseli.
Biyoloji ve psikolojiye olan ilgim kaçınılmaz bir şekilde iki alanın birleştiği dal olan nörolojiye de merakımın oluşmasına sebep olmuştu. Dolayısıyla bu belgesel benim için evrenin en karmaşık yapısı olan insan beyninin gizemlerini anlamaya bir adım daha yaklaştırabilecek bulunmaz bir fırsattı.
Aslında Mind Field bir nöroloji belgeselinden ziyade bir psikoloji belgeseli; zira her bölümde beynin derinliklerine ve çalışma şekline dalınmıyor. Çoğunlukla beyin aktivitelerinin dışa yansıması olan davranışlar üzerinden ilerleniyor. Yine de bir önceki paragrafta bahsettiğim beklentilerim fazlasıyla karşılandı.
Belgeselin ilk sezonunu bir sene kadar önce YouTube'da Türkçe altyazı ile izlemiştim. Heyecan ile ikinci sezondan devam edecekken bu sezona Türkçe altyazı eklenmediğini görmüştüm. Sadece ilk sezonda Türkçe altyazı varmış. Bu yüzden belgesele, belgeseli tam anlayamayacağım korkusuyla ara vermiştim.
2021 yılı İngilizcemi geliştirme açısından oldukça iyi geçti. İngilizce altyazılı diziler/filmler, yabancı YouTube kanalları ve SAT derken bayağı bayağı B2 seviyesine geldim. Türkçe altyazılı videolarını uzun zaman önce bitirdiğim Vsauce kanalının bir videosu karşıma çıktığında kanala yeniden daldım. E ben bunu anlıyorum, başladım diğer videolarını İngilizce altyazılı izlemeye... Oradan da Mind Field'a devam ettim ve kısa bir sürede kalan iki sezonu da bitirdim. Zaten adam metinleri basit bir İngilizce ile hazırlıyormuş, anlamak için öyle üst düzey bir İngilizce gerekmiyor.
Abartısız her bölümünün ufkumu genişlettiği bu belgeseli özellikle psikolojiye ilgi duyan herkesin izlemesini şiddetle öneriyorum. Belgeseli YouTube'da Vsauce kanalından ücretsiz bir şekilde izleyebilirsiniz.
🔎 Puanım 9/10
Spoiler içeriyor
🎬 Don't Look Up, altı ay sonra Dünya'ya çarpacak bir kuyrukluyıldız keşfeden 2 amatör astronomun yetkilileri uyarmaya çalışmasıyla başlayan, kara mizah türünde bir film. Belirteceğim yere kadar spoilerlı konuşmayacağım. Astronomi ile ilgilendiğim, kara mizahtan hoşlandığım ve kadrodaki oyuncuları sevdiğim için…devamı🎬 Don't Look Up, altı ay sonra Dünya'ya çarpacak bir kuyrukluyıldız keşfeden 2 amatör astronomun yetkilileri uyarmaya çalışmasıyla başlayan, kara mizah türünde bir film.
Belirteceğim yere kadar spoilerlı konuşmayacağım.
Astronomi ile ilgilendiğim, kara mizahtan hoşlandığım ve kadrodaki oyuncuları sevdiğim için bu filmden bir hayli zevk aldım. Kesinlikle son zamanlarda en eğlendiğim filmlerden birisi oldu.
Leonardo DiCaprio ve Jennifer Lawrence başroller olarak filmi muhteşem bir şekilde taşıyorlar. Abartmadan söylüyorum; filmde yaşanan olayların gerçekten yaşandığını hissettim ve bu beni bayağı etkiledi. Karakterlerin olaylara karşı tepkisi çok gerçekçiydi. Oyuncuların performansı ile yazılan diyaloglar işte bu yüzden önemli.
Film harika bir sistem eleştirisi yapıyor. Bununla beraber sosyal medyanın ve influencerların toplumu ne kadar kolay şekillendirebileceğini de gösteriyor. Detaylarına girebilecek kadar bilgim ve kelime haznem olduğunu sanmıyorum.
Film değinmediğim çok daha fazla detayı içeriyor. Film yorumlarında bazı arkadaşlar iyi incelemelerde bulunmuşlar, onlardan okuyabilirsiniz. Benim daha fazla konuşmaya pek halim yok açıkçası.
Beklentilerinizi fazla şekillendirmemek ve birtakım spoiler vermemek için buradan sonrasını filmi izlemeyenlerin okumamasını öneriyorum.
*****
Filmi genel itibariyle beğensem de sonunu beğenmedim. Bir bilim-kurgu izliyorsam, karşıma çıkan unsurların da kendi çapında gerçekçi olmasını beklerim. Ama bu film son kısmında bu gerçekçiliğini kaybediyor. Film ne kadar gerçekçi olmaya çalışıyor, orası tartışılır elbet ama ben yine de bir değineyim:
Son sahnede, çarpışmadan kurtulanların üst teknoloji bir uzay gemisiyle Dünya'dan ayrıldığını ve 20 bin küsür yıl sonra yaşanılabilir bir gezegene iniş yaptığını görüyoruz.
1) On binlerce yıl boyunca uzayda seyehat edebilecek bir uzay gemisini mümkün kılacak teknoloji nerede? Filmi izlerken en fazla 2030'lar, 2040'ları izliyoruz hissiyatı alıyoruz. İyon, nükleer veya antimadde motorlarının verimli bir yıldızlararası seyahat gerçekleştirmesi 2100'leri bulacak olmasına rağmen, sağ kalanların böyle teknolojik bir gemiyle kaçabiliyor. Bu 1800'lerde Ay'a insan göndermiş olmak gibi bir şey.
2) Hadi uzay alanına trilyonların yatırılmış olduğu bir paralel evreni izliyoruz diyelim. Kriyojenik uykuyu nasıl mümkün kıldınız? Bu insanlar nasıl on binlerce yıl boyunca yapısı bozulmadan uzayda seyehat edebiliyor? Bugün bildiğimiz kadarıyla kriyojenik uyku insnalarda mümkün değil; belki de ilk maddedeki uzay gemisinden de öte bir teknoloji gerektiriyor.
Aslında bunlara pek takıldığım söylenemez ama böyle şeyler ister istemez seyir zevkimi etkiliyor. Bu yüzden bir bilim ilgilisi olarak dikkatimi çeken bazı konuları belirtmek istedim. Biraz boş konuşmuş olabilirim, şimdiden özür dilerim. Her neyse.
🔎 Puanım 7/10
Spider-Man: No Way Home'u izleyeli birkaç saat oldu. Azerbaycan'da bulunduğum için Dünya geneline göre 2 gün önceden izleme fırsatı buldum. Spoiler yok... Bu filmin ortalama bir Marvel filmi olduğunu düşünüyorum. Birtakım klişeler ve senaryo tembellikleri çoğu filminde olduğu gibi bu…devamıSpider-Man: No Way Home'u izleyeli birkaç saat oldu. Azerbaycan'da bulunduğum için Dünya geneline göre 2 gün önceden izleme fırsatı buldum.
Spoiler yok...
Bu filmin ortalama bir Marvel filmi olduğunu düşünüyorum. Birtakım klişeler ve senaryo tembellikleri çoğu filminde olduğu gibi bu filmde de var ve seyir zevkinizi biraz bozuyor. Filmin fragmanındaki cıvık şakaların ise filmde daha iyi durduğunu söyleyeyim. Pek de sırıtmıyorlar.
Peter'ın kimliğinin açığa çıkması sonrası girdiği bunalımın getirdiği "multiversal" olayları izlemek gerçekten keyifliydi. Spider-Man gibi street-level bir karakteri böyle bir konu üzerinde izleyebilmek ilginç olduğu kadar eğlenceli bir deneyim. Kesinlikle sinemada izlenmesi gerekiyor.
Eğer yer kaldıysa spoiler yememek adına ilk seanslara gidin. Altyazılı bir seans bulamadıysanız Türkçe dublajlı da izleyebilirsiniz, kesinlikle kötü değil. Türkçe dublajlı izlemekten zerre zevk almam ama bu filmin dublajı Dune'daki gibi izlenebilir olmuş. Ayrıca 3D'de değil, 2D'de izleyin.
Dune demişken; Dune'u 8,2'deyken bu filmi 9,2'de görmek gerçekten canımı yakıyor...
Filmde çok ama çok mantık hatası var. Maalesef altını kazıdıkça çok daha fazlası ortaya çıkıyor. Filmi beğendim. Ama iyi bulmadım.
SPOILER YEMEMEK İÇİN FİLME GİDENE KADAR SOSYAL MEDYAYA, HELE Kİ YORUMLAR KISMINA ASLA GİRMEYİN.
Şimdiden iyi seyirler.
🔎 Puanım 7/10
🎬 League of Legends oyunundaki bazı karakterlerin hikayesini izlediğimiz Netflix animasyon dizisi. Siz "Oyunun dizisi mi olur len!" diye girişmeden açıklayayım: Dizinin oyunla pek bir bağlantısı yok. Sadece oyundaki karakterlerin arka plan hikayeleri dizi şeklinde aktarılmış. Dizi sadece oyunu oynamış…devamı🎬 League of Legends oyunundaki bazı karakterlerin hikayesini izlediğimiz Netflix animasyon dizisi.
Siz "Oyunun dizisi mi olur len!" diye girişmeden açıklayayım: Dizinin oyunla pek bir bağlantısı yok. Sadece oyundaki karakterlerin arka plan hikayeleri dizi şeklinde aktarılmış. Dizi sadece oyunu oynamış olanların görebileceği detaylarla doldurulmuş elbette, ama çoğu önemli detaylar değil. Dolayısıyla diziyi LoL oynamayanlar da çok rahatlıkla izleyip keyif alabilir. Ancak yine de siz diziden 10 anladıysanız, LoL oyuncusu 20 anlar. Buna rağmen "The Mandalorian'ı anlamak için Star Wars filmlerini/dizilerini izlemiş olmak gerekir." mantığı bu dizide yok. İçiniz rahat olsun.
Ben bu diziden bu kadar keyif aldıysam LoL oyuncularının aldığı keyfi tahmin bile edemiyorum...
Diziyi, üst sınıfın yaşadığı Piltover'daki karakterlerin bakış açısı ile, alt sınıfın yaşadığı Zaun'daki karakterlerin bakış açısı olmak üzere iki ana açıdan izliyoruz. Sonlara doğru iki tarafın da hikayesi ortak bir noktada birleşse de sezonun genelinde böyle bir durum söz konusu. Denge oldukça iyi sağlanmış.
Karakterleri ve motivasyonlarını çok iyi buldum. İstisnasız her ana karakterin en az bir kez geçmişine tanıklık ettiğimiz için onlarla bağ kurmamız da kolay olmuş. Kötü karakterler sadece kötü olduğu için kötü değil. Ayrıca genel itibariyle siyah-beyaz karakterlerden ziyade gri karakterler izlediğimizi düşünüyorum.
Dokuz bölümden oluşan ilk sezon üç kısma ayrılmış. Ben diziyi on iki bölümden oluşan üç kısım şeklinde izlemeyi tercih ederdim. Hızlı atlanılan yerler olduğunu ve üzerinde biraz daha uzun durulması gerektiğini düşündüğüm yerler oldu. Ama bu pek de bir problem değil.
Animasyon ki ne animasyon... Ben daha önce böyle kaliteli bir animasyonla karşılaşmadım. Özgün çizim tarzı olsun, hareketler, aksiyon, detaylar, mimikler, sinematografi gibi her şey, animasyon olmasına rağmen mükemmeldi.
Çizim tarzı: Dizi, çizim tarzı yüzünden 2D gibi gözükse aslında 3D animasyon kullanılmış. Sadece uzak arka plan 2D. Gerçekten çok başarılı...
Hareketler: Pek animasyon izlemedim, ancak karşılaştığım hiçbir animasyonda bu kadar gerçekçi ve yumuşak hareketler görmemiştim. Kaçış sahnelerini izlediğinizde ne demek istediğimi anlayacaksınız...
Aksiyon: Ne az, ne de fazla. Olması gerektiği gibi. Hareketler ve sinematografi sayesinde de bayağı ağızda tat bırakan aksiyon sahneleri mevcut. Şahane...
Detaylar: En önemsiz, en boş sahnelerde bile arkaplanda aşırı fazla detay var. Hiçbir yer boş bırakılmamış. Diziyi gerçekçi hissetme sebeplerimden birisi de hiçbir detaydan kaçınılmaması oldu...
Mimikler: Bir animasyondan duyguları bu kadar rahat alabileceğimi düşünmezdim. Özellikle bazı bölümlerde şakasız gözümden yaş geldi. Gerçekten harikaydı. Animasyon karakterler garip bir şekilde gerçek bizler kadar, belki de daha iyi bir şekilde duygularını yansıttılar. İnanamadım...
Müzikler: Her şey gibi müzikler de güzel. Imagine Dragons ve JID işbirliği ile yapılan Enemy şarkısını klibiyle beraber izleyip bir fikir edinebilirsiniz. Ama ilk 3 bölümü izledikten sonra izlemenizi tavsiye ederim. Klip, birtakım soft spoilerlar içeriyor. Bu arada klip dediğim şey öyle diziden sahneler alınarak üzerine müzik konmuş bir video değil. Basbayağı klip yapmışlar. Bunun dışında aksiyonlarda, duygusal sahnelerde vs. kullanılan müzikler de oldukça yerinde ve iyiydi...
Diyaloglar: Sizi zorlama bir şekilde LoL evrenini tanıtma çabasına giren gereksiz diyaloglar yoktu. Diziye başladığımda bundan korkmuştum ama olmadı. Yine her şey gibi diyaloglar da iyiydi. Komik diyaloglar yoktu, oldukça doğallardı. Senaristlerin neredeyse hiçbir deneyimi yokmuş, ona çok şaşırdım. Buna rağmen iyi iş çıkarabilmişler...
Renk paleti: Sizi her sahnede izlediğiniz mekana sokacak oldukça geniş bir yelpazede iyi bir renk paleti var. Piltover'ın huzurlu, sakin ve refah dolu hayatını; Zaun'un loş, kirli, kötü kokan havasını çok rahat alıyorsunuz. Daha ne olsun?
Sinematografi: Yukarıda saydığım unsurların bu kadar iyi olduğu bir dizide sinematografinin kötü olmasını beklemezdik zaten. Bir şey demiyorum...
*****
Bu arada okuduğum yorumlara göre dizinin Türkçe dublajı gerçekten başarılıymış, hatta oyundaki karakterleri seslendiren kişiler yine dizide seslendirme yapmışlar. Yani İngilizceniz yeterli değilse ve altyazıları takip etmekte zorlanıyorsanız Türkçe dublajı tercih edebilirsiniz.
Arcane benim için kusursuza yakın bir animasyon dizisi oldu. Sanırım değinebileceğim pek başka nokta kalmadı. Yakın bir zamanda tekrar izlemek istiyorum. Türkçe dublajı denesem mi acaba..?
NOT: Sezon 2 yolda...
🔎 Puanım 9/10
DUNE: PART TWO ONAYLANDI!! İlk Dune kitabının ikinci yarısını anlatacak film 3 Kasım 2023'te vizyona girecek. İlk filmden daha epik bir film bizi bekliyor.
Bugün ⊃∪∩⪽'u izledim. Filmi kitabını okumuş birisi olarak gerçekten beğendim. Ayrıntılı yorumumu ilerleyen zamanlarda paylaşacağım. Şimdi şöyle ki; ben Azerbaycan'da yaşıyorum. Burada film seansları %60 Rusça oluyor. IMAX seansları ise tamamen Rusça. Başka hiçbir dilde IMAX yok. Dune gibi bir…devamıBugün ⊃∪∩⪽'u izledim.
Filmi kitabını okumuş birisi olarak gerçekten beğendim. Ayrıntılı yorumumu ilerleyen zamanlarda paylaşacağım.
Şimdi şöyle ki; ben Azerbaycan'da yaşıyorum. Burada film seansları %60 Rusça oluyor. IMAX seansları ise tamamen Rusça. Başka hiçbir dilde IMAX yok. Dune gibi bir filmi IMAX'te izleyebilme şansını kaçırmak istemiyorum. Bu yüzden Rusça olsa bile Dune'u IMAX'te de izleyeceğim.
Bugün arkadaşımın İngilizce gitmeyi istememesi sebebiyle (altyazı olmuyor) Türkçe dublajlı seansa gittim. Dublajdan beklentim düşüktü ama yanıldım; dublajı gerçekten kaliteli yapmışlar. Ama bu filmi orijinal diliyle izlememek de olmaz.
Dolayısıyla Dune'a üç kez gideceğim:
3D Türkçe (gittim)
3D İngilizce
IMAX 3D
Bu şekilde hem filmi daha ayrıntılı inceleme fırsatım olacak, hem de filmi orijinal dili ve IMAX versiyonu ile izlemiş olacağım. Bu üç seansı da bitirdikten sonra yorum ve eleştirilerimi paylaşacağım. Şimdilik puanım 8,5 ile 9 arasında. Değişebilir. Henüz film üzerine fazla düşünmedim.
Fırsatınız varsa bu filmi orijinal diliyle IMAX'te izleyin. İyi günler.
Düzenleme: Profilime uğramış arkadaşlar... Ayrıntılı yorumumu hala paylaşmadım :/
🚫 INTERSTELLAR'DAKİ BİRTAKIM MANTIK HATALARI 1) Filmde Cooper, karadelik Gargantua'ya rahatlıkla girebiliyor gibi gösteriliyordu. Ancak bir karadelik söz konusu olduğunda, sadece yüksek bir kütleçekiminden bahsetmeyiz. Dolayısıyla sadece panellerin titrediği, "Aaargh" diye bağırarak direnebileceğiniz bir kütleçekiminden de bahsetmeyiz. Muazzam şiddette ve…devamı🚫 INTERSTELLAR'DAKİ BİRTAKIM MANTIK HATALARI
1) Filmde Cooper, karadelik Gargantua'ya rahatlıkla girebiliyor gibi gösteriliyordu. Ancak bir karadelik söz konusu olduğunda, sadece yüksek bir kütleçekiminden bahsetmeyiz. Dolayısıyla sadece panellerin titrediği, "Aaargh" diye bağırarak direnebileceğiniz bir kütleçekiminden de bahsetmeyiz. Muazzam şiddette ve 1 santimetrelik bir mesafede bile pratik olarak sonsuza yakın bir kütleçekimi farkından bahsediyoruz. Bir karadeliğe girerken, ayaklarınıza etki eden çekim kuvveti, başınıza etki edenden binlerce kat fazla olacaktır. Bu nedenle, bir karadeliğin olay ufkuna giren herhangi bir cisim, sadece birkaç milisaniyede "spagetti" gibi uzayarak atomlarına ayrılacaktır. Dolayısıyla bir karadeliğin içine girmek ve bunun hala farkında olabileceğiniz şekilde bilincinizi ve vücudunuzun bütünlüğünü korumak imkansızdır.
2) Elimizdeki bilgilere göre Gargantua, Güneş'in 100.000.000 katı büyüklüğünde olan bir süperkütleli karadelik. Yani Samanyolu Galaksisi'nin merkezinde yer alan karadeliğin bile 25 katı kadar büyük. Birçok astrofizikçi, böylesine büyük bir karadeliğin etrafındaki hiçbir gezegenin yapısal bütünlüğünü koruyamayacağını iddia ediyor. Fakat bunun matematiksel ispatı henüz yapılmış değil, o yüzden olasılıklar hala masada.
3) Filmde astronotların Miller'ın gezegenine indiklerinde bariz bir şekilde gün ışığı ve aydınlık gözüküyor. Ancak karadeliğin makul miktardaki çevresinde bir ışık kaynağının bulunması neredeyse imkansız, ki filmde de gösterilmiyor. Üstelik karadelikler ışık yaymıyor, ışığı tamamen emiyorlar. Bu durumda, gezegeni o kadar aydınlatan ışık nereden geliyor?
4) Filmin adı teknik olarak yanlış. Yıldızlararası yolculuk, bir galaksideki yıldızlar arasındaki yolculuğu ifade eder. Profesör Brand'e göre yaşama elverişli 3 potansiyel gezegen (Miller, Edmunds ve Mann) başka bir galakside bulunmaktadır. Bu gezegenlere yapılacak bir yolculuk, teknik olarak galaksiler arası (Intergalactic) bir yolculuk olarak tanımlanmalıdır.
5) Miller'ın gezegeninde görülen dalgaların 1 metre gibi bir derinlikte oluşması mümkün değil. Okyanus dalgaları suyun dikey hareketlerinden oluşur. Eğer Miller'ın gezegenindeki dalgalar dikey su hareketiyle oluşsaydı, bu yükseklikte bir dalganın beslenmesi için 1000 kilomete/saat'ten daha hızlı bir su akıntısı gerekirdi. Ki bu da tahmin edilebileceği üzere mümkün değil.
*****
Arada sırada bilim-kurgu filmlerindeki bazı mantık hatalarını paylaşmak istiyorum. Interstellar ile başlayayım dedim.
Interstellar en sevdiğim bilim-kurgu filmlerinden birisi şüphesiz. Ancak son zamanlarda farkettiğim üzere çoğu kişinin abarttığı kadar iyi bir film değil. Evet, film birçok yönünden benzersiz; Nolan ve Zimmer farklarını ortaya koyuyor tabii ki. Ancak bazı mantık hataları ve kurgu yönünün biraz fazla kaçması filmin değerini gözümde düşürüyor. Elbette ki bunlar naçizane düşüncelerim.
📝 KAYNAKLAR: IMDb Trivia, Evrim Ağacı
Spoiler içeriyor
🎬 Star Wars: Visions, Star Wars evreninde geçen ve 7 anime stüdyosu tarafından hazırlanmış 9 kısa filmden oluşan bir anime dizisi. Bölümleri 10-20 dakika arasında bir süreye sahip. Daha önce herhangi bir anime izlememiş olmama rağmen, Star Wars külliyatının büyük…devamı🎬 Star Wars: Visions, Star Wars evreninde geçen ve 7 anime stüdyosu tarafından hazırlanmış 9 kısa filmden oluşan bir anime dizisi. Bölümleri 10-20 dakika arasında bir süreye sahip.
Daha önce herhangi bir anime izlememiş olmama rağmen, Star Wars külliyatının büyük çoğunluğunu tüketmiş birisi olarak bunu izlemem gerekiyordu. Şimdi bölümleri tek tek inceleyeceğim.
NOT: Spoiler uyarısını koymuş olsam da bölümlerin konusundan daha ileri bir spoiler vermedim. Yani spoiler konusunda aşırı hassas olmayanlar rahatlıkla okuyabilir.
1) THE DUEL
Dizi, siyah-beyaz Ronin hikayeli bir bölümle iyi bir başlangıç yaptı. Anime çizimlerine hakim değilim; ancak bu bölümün çizim tarzına aşırı bayıldım. Siyah-beyaz temadan ve ayrıntılı çizimlerden doğan kasvetli havası bu bölümü benim için şahane kıldı. Düelloyu da beğendim. Beklentimin üstündeydi.
⭐ Puanım: 8,5
2) TATOOINE RHAPSODY
Tatooine'de konser veren bir grubu izlediğimiz bomboş bir bölüm. Hikaye yok, duygusallık yok. En önemlisi... Star Wars hissiyatı yok. Işın kılıcından mikrofon yaptın ve tanıdık mekan ile karakterler koydun diye bu eser Star Wars olmuyor kardeşim. Bölümün hiçbir ağırlığı yok. Çizim tarzını da beğendiğim söylenemez.
⭐ Puanım: 5,0
3) THE TWINS
İkiz kardeşlerin fikir çatışmasına düştüğü ve kyber kristalleri etrafında şekillenen enteresan bir bölüm. Daha önce hiçbir Star Wars eserinde görmediğimiz ekstrem şeyler yaşanıyor. Ekstrem şeyleri yadırgamam ama bu bölümde suyu çıkmış. Ağır olmasa da bir hikayesi mevcut, ancak beni etkilediğini söyleyemem. Fazla deneysel bir bölüm olmuş. Beğenmedim.
⭐ Puanım: 6,0
4) THE VILLAGE BRIDE
Star Wars gibi hissettirmeyen bir bölüm daha. Bölümün konusu biraz karışık, anlatamayacağım sanırım. Hikayesinin duygusal yönü olsa da yine beni pek etkileyen bir bölüm olmadı. Ortalama bir bölümdü.
⭐ Puanım: 7,5
5) THE NINTH JEDI
En sevdiğim ve aynı zamanda en çok Star Wars hissiyatı veren bölüm oldu. Hikayesi de hem duygusaldı, hem de senaryo yönünden güçlüydü. Çizim tarzını da beğendim. Bölümü tekrardan izlemeyi düşünüyorum.
⭐ Puanım: 9,0
6) T0-B1
Bu neydi? Konserci arkadaşların bölümü gibi aptalca bir bölüm olmuş. Neymiş efendim, droid Jedi olacakmış. Ulan, droidde midi-chlorian mı var ki force'u hissedecek, Jedi olacak? Bölümler arasında en çocukça olanı buydu. Hikayesi olmayan, basit ve aptalca bir bölümdü. Çizimleri de tek kelimeyle berbattı.
⭐ Puanım: 5,5
7) THE ELDER
Beşinci bölümden sonra Star Wars hissiyatını en çok aldığım ikinci bölüm buydu. Bu bölümde uzayda dolaşırken güçte bir dengesizlik hisseden bir ustanın, padawanı ile beraber yakındaki bir gezegene indikten sonra yaşadıklarını izliyoruz. Bölümün hikayesini ve usta-padawan ilişkisinin yansıtılış şeklini beğendim. Genel anlamda iyi bir bölüm olduğunu düşünüyorum.
⭐ Puanım: 8,5
8) LOP & OCHO
Star Destroyer'ları ve ışın kılıcını görmesem buna Star Wars demezdim şahsen. Bu bölüm bana bir şekilde Doraemon'u hatırlattı. Büyük ihtimalle çizim tarzındandır. Hikayesi duygusaldı ve bir temele oturtulmuştu. Beğendiğim bir bölüm oldu.
⭐ Puanım: 8,0
9) AKAKIRI
Bu bölümde biri prenses, diğeri ise Jedi olan iki kardeşin bir tehdit karşısında yaşadıklarını izliyoruz. İlginç bir şekilde başladı, ancak sona doğru iyi bağlayamadılar. Bölüm belki birkaç dakika daha uzun olsaydı daha iyi olabilirdi. Çizim tarzını da fazla absürt buldum.
⭐ Puanım: 6,5
NOT: Çizimler hakkında belirttiklerim sadece naçizane düşüncelerimdir. Puanlama yaparken çizim tarzlarını ele almadım.
*****
İncelemeye "Star Wars evreninde geçen..." diye başlasam da bu dizi canon değil. Yani Star Wars evreninde geçen film ve dizilerle bir bağlantısı yok. Dolayısıyla bu bölümlerin hepsi birbirinden bağımsız hikayeler.
Diziyi İngilizce dublajı ile izledim. Japonca dublajı da mevcut, ancak şu sıralar İngilizce'ye ne kadar maruz kalırsam o kadar iyi. Yakında lazım olacak.
Star Wars: Visions'un en büyük problemi, hikayelerini Star Wars evreni ile harmanlayamaması. Bölümlerin 3'te 2'sini Star Wars evrenine zorlaya zorlaya sokmuşlar. Başka Açıkçası bu bölümler başka evrende geçse sırıtmazdı, o derece.
İkinci sezonun gelip gelmeyeceği belli değil. İzleyicilerin tepkisine bağlıymış. Açıkçası gelmesini isterim. Arada çürük bölümler çıksa da genel olarak izlenebilir bulduğum bir dizi oldu. Ancak dizide 7 stüdyo birden çalıştığı için dizinin sezonları arasında yıllar olacak gibi duruyor.
Star Wars: Visions hakkındaki düşünce ve eleştirilerim bu şekildeydi. Eğer hem Star Wars izleyicisi, hem de bir animeciyseniz koşun izleyin. Star Wars dünyasını anime filtresinden izlemek -en azından benim için- ilginç bir deneyim oldu.
Henüz Star Wars izlememiş arkadaşları da profilimin başına sabitlediğim Star Wars izleme rehberine bekliyorum. Bu arada bu diziyi Star Wars izlememiş animecilerin izlemesini tavsiye etmiyorum, sizi hemen rehberime alayım...
🔎 Puanım 7/10