Ne denilebilir ki? En derin acılar sessizdir çünkü.
Bir savaş bitmeden biri başlıyor ve bir diğeri ve diğeri... Acılar unutulmasın,ders çıkarılsın diye filmler yapılıyor ama unutmaya fırsatımız olmadan dünyanın başka bir yerinde hiç tanımadığımız insanların yasını tutuyoruz mütemadiyen.
Çok önceden…devamıNe denilebilir ki? En derin acılar sessizdir çünkü.
Bir savaş bitmeden biri başlıyor ve bir diğeri ve diğeri... Acılar unutulmasın,ders çıkarılsın diye filmler yapılıyor ama unutmaya fırsatımız olmadan dünyanın başka bir yerinde hiç tanımadığımız insanların yasını tutuyoruz mütemadiyen.
Çok önceden Kan ve Bal Ülkesinde adlı yine Saraybosna ile ilgili film izlemiştim. Konu bu filmin konusu ile aynı.
Üzülmek isteyenler bakabilir.
Alanında duayen olan Haluk Hocanın bu kitabını gençleri tanımak isteyen herkese tavsiye ederim. Çok basit ve halk diliyle anlatımı ile özellikle ebeveynlere ve gençlere verilen tavsiyelere kulak vermek gerekiyor.
Alanda bir açığı kapatmış.
Özellikle fotoğraf, sosyoloji, insanlık tarihine ilgisi olanlara tavsiye edebileceğim bir otobiyografik belgesel.
Ve ne yazık ki hiç bir şey değişmemiş dünyada, acı her yerde. Nasıl oluyor da bir yandan uzaya çıkarken bir yandan da yerin dibine giriyoruz,merak ediyorum.
Fazla anime izleyen biri değilim ama bu film sayesinde animelere rağbetin neden olduğunu anladım galiba.
Kafamızın içinde kurduğumuz hayallerin çizgi ile huzurlu,sade ve soft bir şekilde ifade edilmesini sağlıyor olsa gerek.
Yaşlanmanın olgunlaşma için pek de mühim bir mesele olmadığını…devamıFazla anime izleyen biri değilim ama bu film sayesinde animelere rağbetin neden olduğunu anladım galiba.
Kafamızın içinde kurduğumuz hayallerin çizgi ile huzurlu,sade ve soft bir şekilde ifade edilmesini sağlıyor olsa gerek.
Yaşlanmanın olgunlaşma için pek de mühim bir mesele olmadığını görüyoruz filmde. Zira ne demişler zaman sadece armutları olgunlaştırır.
Neyse ki sonu güzel bağlandı ve her gencin başına gelebilecek bir şeyin klibini Öyle Bir Geçer Zamanki'de Mete de yaşamış ve hatta şarkı bestelemişlerdi filmde ve biz de epey üzülmüştük. Onu da hatıra olarak ekleyip kaçayım.
Mete'den dinliyoruz: Ağlaya ağlaya kalmadı gözlerimde yaş.
https://youtu.be/OYgrkOLSbmc?si=RBo5SKUdL2AlNARF
İkinci sınıf çocuklarla da çalışan bir psikolog olarak yüreğimin taşıp gözlerimden boşalmasını engelleyemedim. Bir öğretmen değilim ama baba,anne ya da her ikisi de vefat eden çocukların duygu dünyalarına eşlik eden biri olarak onların neler hissettiğini ve her ne kadar kızsalar…devamıİkinci sınıf çocuklarla da çalışan bir psikolog olarak yüreğimin taşıp gözlerimden boşalmasını engelleyemedim. Bir öğretmen değilim ama baba,anne ya da her ikisi de vefat eden çocukların duygu dünyalarına eşlik eden biri olarak onların neler hissettiğini ve her ne kadar kızsalar da kavga da etseler bir anne babanın varlığının bir insanın hayatındaki önemini bir kez daha gösterdi bu film.
İnsanın kendisiyle barışık olmasının önemini anlatan, hayatın zorluklarını aşılacak bir engel olarak gösteren ama bunun çok da kolay olmadığını farkettiren, bizde var olan engelin, eksikliğin, 'garipligin' bize yol gösteren bir "öğretmen" olduğunu oldukça sade bir dille anlatan güzel bir film.
Bu arada Milli Vanilli'yi ben de sevdim Mr. Cohen, tanımama vesile olduğunuz için teşekkür ederim.🙃
"Aşk, hayatı inanabileceğin, dokunabileceğin bir şiir yapıyor.Hayatında bir mısra bile şiir dinlememiş olsan bile."
Az önce göz yaşları ile bitirdim bir seneye yayarak izlediğim güzel diziyi.
"-Ferhat
-Efendim canım ?
- Her şey her zaman istediğimiz gibi olmuyor."
"..ve o sanatına başlarken hiç şüphe yok ki böyle bir dünyaya nefsini feda etmek için başladı."
Mehmet Akif Ersoy'un Safahat'ının bölümleri eşliğinde hayatına ışık tutan, Akif'in hayatını ahlâkî ve felsefî bir karakter olarak betimlemek ancak Nusrettin Topçu'ya yakışırdı.
Ben bir…devamı"..ve o sanatına başlarken hiç şüphe yok ki böyle bir dünyaya nefsini feda etmek için başladı."
Mehmet Akif Ersoy'un Safahat'ının bölümleri eşliğinde hayatına ışık tutan, Akif'in hayatını ahlâkî ve felsefî bir karakter olarak betimlemek ancak Nusrettin Topçu'ya yakışırdı.
Ben bir biyografi değil de bir şiir okudum adeta.
Ağır ama yavaştan kana karışan cümleleri hazmetmek için kendinize zaman verin. İrdeledikçe satırlar size ışığını yansıtacak.
"Ayrılmak mı zor; bu mutfakta hizmet etmek mi ? "
Muhtemelen yetişkin her bireyin hayatının bir köşesinde sorduğu soru bu.
Bense devamını şöyle getiriyorum bu sorunun :
' Ayrılmak mı daha cesurca yoksa ayrıldıktan sonra dönmek mi ? '
12…devamı"Ayrılmak mı zor; bu mutfakta hizmet etmek mi ? "
Muhtemelen yetişkin her bireyin hayatının bir köşesinde sorduğu soru bu.
Bense devamını şöyle getiriyorum bu sorunun :
' Ayrılmak mı daha cesurca yoksa ayrıldıktan sonra dönmek mi ? '
12 Mart darbe döneminden süzülmüş bir tiyatral sinema.
Şener Şen 👑