Ferhan Şensoy'un tiyatronun canlılığını hatırlatan oyunculuğunu izlemek güzeldi. Film öyküsünün sarmal bir ilerleyişi var, bazen bağlantı kurmak güçleşiyor. Komedi filmi arayanlara tavsiye ederim, ayrıca maskülen bir film olduğunu da söylemek isterim..
Yoksulluk içinde, şiirin belki de yaşamanın sevdasına tutulmuş iki şairin anlatıldığı çok hoş bir film.
Ölümcül hastalığa yakalanan şairlerin sanat ve aşk maceraları anlatılıyor. Çok bilinmeyen bu şairler, diğer birçok şair ve unutulmuş sanatçı gibi yaşamaya dair iz bırakıp gidiyorlar.…devamıYoksulluk içinde, şiirin belki de yaşamanın sevdasına tutulmuş iki şairin anlatıldığı çok hoş bir film.
Ölümcül hastalığa yakalanan şairlerin sanat ve aşk maceraları anlatılıyor. Çok bilinmeyen bu şairler, diğer birçok şair ve unutulmuş sanatçı gibi yaşamaya dair iz bırakıp gidiyorlar. Kısacık ömre güzellikleri sığıştırıp şairce yaşıyorlar.
"Bir güzele güzelliğini hatırlatmak isterdim, aynalardan evvel." dizesi de sanatın gayesini anlatan çok hoş bir dize.
Aşkın tazeliği, o ilk heyecanları. Bilmemenin insana yaşattığı mutluluk ve ümit.
Sevdiğimizle ortak noktada buluştuğumuz film bazen.
Her şeye rağmen aşkın insanda ölmeyen bir beklenti yaratması, temizliği ve saflığı...
Fikirlerin ve kalbin uyuşmasının yaşattığı mutluluk.
Spoiler içeriyor
Bilmem kaç yılın sonunda benimle birlikte yaşlanmış dizi.
Bu dizinin kurgusundaki mükemmel hafızayı seviyorum.
Bir barda gençlik yıllarını birlikte geçiren beş yakın arkadaşın başından geçen maceralar anlatılıyor. (Birbirlerine sıkı sıkıya tutunmalarını ve dostluğun, içtenliğin kıymetini bilmelerini daha bir ayrı severim.)…devamıBilmem kaç yılın sonunda benimle birlikte yaşlanmış dizi.
Bu dizinin kurgusundaki mükemmel hafızayı seviyorum.
Bir barda gençlik yıllarını birlikte geçiren beş yakın arkadaşın başından geçen maceralar anlatılıyor. (Birbirlerine sıkı sıkıya tutunmalarını ve dostluğun, içtenliğin kıymetini bilmelerini daha bir ayrı severim.) Yaşıtlarım belki defalarca izlemiştir. Ama her şeyi aheste aheste yaşamaktan keyif alan biri olarak yıllarca bu diziyi bitirmemiş olduğum gerçeğini hafızamın bir köşesinde hep taşıdım kfjg
Dizide en sevdiğim karakter Barney. (Her ne kadar hayata karşı üreme hormonlarının ekseninden bakış açısına sahip olsa da) Zekaya dair parıltılarını sıkça gördüğümüz ve fotoğraflarda her zaman cool çıkmaya dönük azmi ile Barney tebrik edilesi bir karakter.
Sonra Lily'yi de seviyorum. Meslektaş olmaktan mütevellit ve kadınların espri yapamadığı algısını bir nebze olsun yıktığı için.
Ted'in aşkı arayıp yıllarca bulamamasının sonucundaki final sahnesi benim için üzücüydü. Yıllarca Robin'e karşı bir şeyler hissedip sonunda "o" seveceği kadını bulduğuna inanmış bir adamın yeniden Robin'e dönmesi aşkın zihni esir almasını ve o zehri hep taşımasını güzelce anlatıyordu.
Son bölümde Barney'nin bebeğiyle hayata karşı bakış açısını değiştirmesi, dağınık yaşam algısından kurtulması da hoştu.
Benimle birlikte yıllarını harcadığı için bu diziyle aramda duygusal bir bağ gelişti sanırım :')
Ayrıca böyle birbirine samimiyetle sarılan dost ortamımın olmasını hep istemişimdir.
Canım diziye burada mektubumu sonlandırıyorum. İzleyenlere ve tekrar izleyeceklere iyi seyirler.
Hannibal deyince gözümde hep kanlı görüntüler canlanıyordu. Bugün kendisiyle tanışmış olduk.
Eski bir psikiyatristin seri katil olmasıyla gelişen serüven anlatılıyor.
Cinayetlerin altındaki psikolojik açıklamalarla Freud yeniden karşımızda. (Seversin sevmezsin bu adamdan kaçış yok..)
Özetle, Fbi ajanından ve seri katillerden de…devamıHannibal deyince gözümde hep kanlı görüntüler canlanıyordu. Bugün kendisiyle tanışmış olduk.
Eski bir psikiyatristin seri katil olmasıyla gelişen serüven anlatılıyor.
Cinayetlerin altındaki psikolojik açıklamalarla Freud yeniden karşımızda. (Seversin sevmezsin bu adamdan kaçış yok..)
Özetle, Fbi ajanından ve seri katillerden de yola çıkarsak insan davranışlarında (iyi veya kötü) psikolojik saplantılar/takıntılar biz göremesek bile bir yerde var olmayı ve bir gün açığa çıkıyor olması gerçeğini sürdürüyor.
Filmi sevdim, tavsiye ederim.
Filmlerde geneli itibariyle dramatik ilerleyen aşk öykülerinden çok hoşlanmıyorum. Eğlenceli bir ilişkinin filmde yer almasını sevdim.
Eve ilk başlarda yazılan yazılar vasattı, filmde çokça mantık hataları vardı.
Aids hastalığına karşı toplumun kabullerini kırmak amacı filmde yer alıyordu. Ayrıca twitter'da "cinsel…devamıFilmlerde geneli itibariyle dramatik ilerleyen aşk öykülerinden çok hoşlanmıyorum. Eğlenceli bir ilişkinin filmde yer almasını sevdim.
Eve ilk başlarda yazılan yazılar vasattı, filmde çokça mantık hataları vardı.
Aids hastalığına karşı toplumun kabullerini kırmak amacı filmde yer alıyordu. Ayrıca twitter'da "cinsel ilişki olmadan ilişki yürür mü?"ye kurgusal bir yanıt olmuş.. İlişkinin merkezinde cinselliğin yer almadığı düşüncesini sevdim.
Filme puanım 5/10👍
Kendi hayallerinin peşinden giden bir kadın bu yolda yaşadıkları anlatılıyor.
Bu süreçte yaşamını fahişelik yaparak kazanan bir kadının öyküsü, bu çirkin durumun içerisinde bile gayet estetik ele alınmış. Filmde kadın olarak hayatı yaşamanın, hayatı kazanmanın zor olduğu gösteriliyor. Nana'nın bir…devamıKendi hayallerinin peşinden giden bir kadın bu yolda yaşadıkları anlatılıyor.
Bu süreçte yaşamını fahişelik yaparak kazanan bir kadının öyküsü, bu çirkin durumun içerisinde bile gayet estetik ele alınmış. Filmde kadın olarak hayatı yaşamanın, hayatı kazanmanın zor olduğu gösteriliyor. Nana'nın bir gün felsefeye meraklı bir adamla karşılaşması sessizliğin içerisindeki hayatı görebilmesi için güzel bir tesadüf oluyor.
Hayatı yaşamak arayışındaki bu kadının öyküsünü sevdim, filmi tavsiye ederim.