Evliliğin istenmediği noktadaki bunaltıcılıktan kurtulmak isteyen iki kişinin içine düştüğü yeni bir aşk hikayesi.. Filmdeki ana karakterlerin çaresizliğini hissediyorsunuz.
Herkes sevdiğiyle evlense keşke.
(Evlendiği de kendine iyi gelse keşke.)
Kırsalda yaşayan bir çiftin yaşam mücadelesi anlatılıyor. Filmde sınıfsal eşitsizlikler eleştiriliyor. Kültürel absürtlükler ele alınıyor. Kürt aşiretlerinin yaşam tarzı filmde yansıtılmış.
Genel anlamda dramatik bir film olduğunu söyleyebilirim.
İki katilin arasındaki empati duygusu. Pişmanlığın yarattığı uykusuzluk...
İşinde çok başarılı bir polisin gizemli bir cinayeti aydınlatmak için çabaları anlatılıyor. Yine çok iyi bir Al Pacino oyunculuğu...
Başkarakter uyuyabilecek mi? Bu da izleyecekler için sürpriz olsun (: İyi seyirler.
Masumiyete adapte olmuş bir kızın kötülüğe kapı aralayışı. Onun arzuları, istekleri ve korkuları... Kaygının yaratmış olduğu sanrılar, hırsın önümüze çektiği perdeler bir de.
Nuri Bilge Ceylan filmlerindeki zorlamadan uzak, o doğal hâli seviyorum.
Sanata meyli olan bir adamın hayatındaki alelâdelikle taşradan gelip kendine yetecek kadar bir hayatı kurmanın derdindeki taşralının hayatından kesitler yer alıyor.
İlk karakter olan fotoğrafçımızın hayatın anlamını bulamayışı ve var…devamıNuri Bilge Ceylan filmlerindeki zorlamadan uzak, o doğal hâli seviyorum.
Sanata meyli olan bir adamın hayatındaki alelâdelikle taşradan gelip kendine yetecek kadar bir hayatı kurmanın derdindeki taşralının hayatından kesitler yer alıyor.
İlk karakter olan fotoğrafçımızın hayatın anlamını bulamayışı ve var olmanın kendini tekrarlayan kıskacı arasındaki yalınlığı anlatılıyor. Bazen güzel bir kare bulmanın neşesini, bazen de fahişelerden yorulmanın yalnızlığını yaşayan ve çoğu zamanda olağan olanın içinde yer alan bir adamı görüyoruz. Belki de Nuri Bilge bu karakterle özdeşim kurarak bu rolü yarattı. Filmdeki bu karakter sakinliğin içinde güzel bir şeyler bulabilen, işiyle ilgi alanını birleştiren, hayatın içerisinde yer almasına rağmen hayata dışarıdan bakan bir karakter. Katıldığı sanat çevrelerinin gerçekliği ve erkek zihni söz konusu olduğunda çoğu konunun nihayetinde cinsellikte birleştiğine ulaştığımız bir bağlam filmde yer alıyor.
Taşralı karaktere geldiğimizde ise hisseden, düşünen fakat yetiştiği kültürün sığlığından kurtulamayan, kurnazca ve kabaca yaşayan, kendine sunulan hayatın içinde dönüp duran ve ondan sıyrıl(a)mayan bir karakter. Aşık olması, yolda gördüğü kadına yaklaşımı bile bir tuhaf, bir taşra kabalığında olan kısaca. Aşık olunan o güzel kadının Nuri Bilge'nin eşi olması da güzel bir jest olmuş.. Taşralı karaktere tekrar geldiğimizde ise bir işe başlamak için kolay yol arayan, zora gelemeyen ve hep bir tanıdık sayesinde bir yerlere gelebilen alışılmış anadolu zihniyetini görüyoruz.
Filmde sanatçının da taşralının da kendi bakmadığı açıya olan uzaklığını gördüğümüzü söyleyebiliriz belki de.