Bu adam çok değerli bir adam. Bu adam zeki bu adam düşünceli bu adam çok üretken bir adam. Nerdeyse yer aldığı ya da kendisi, kalemi sayesinde kendisine bir yer bulabilen tüm yapımları ( tiyatro oyunu, film ) izlemiş biri olarak…devamıBu adam çok değerli bir adam. Bu adam zeki bu adam düşünceli bu adam çok üretken bir adam. Nerdeyse yer aldığı ya da kendisi, kalemi sayesinde kendisine bir yer bulabilen tüm yapımları ( tiyatro oyunu, film ) izlemiş biri olarak analizini eleştirisini yapmak haddime değil. Lafı cebinde taşıyan dediğimiz tiplerden, Falınızda rönesans var kitabını okumanızı da ısrarla öneririm. Varsayalım İsmaili o kadar seviyorum ve samimi buluyorum ki bir şeyler yazamadan edemedim. Canımın sıkıldığı içimin daraldığı yerde o meşhur repliği tebessümle mırıldanııyorum. - " Varsayalım Yokum."
Huzur içinde uyu büyük usta.
Spoiler içeriyor
Asıl ismi "Herkesin işleneceğini bildiği bir cinayet "olan Türkçe'ye Kırmızı Pazartesi olarak geçen çok güzel çok anlamlı bir kitap. Yaşanmış gerçek bir hikayeden esinlenerek yazılmış. Küçük bir kasaba'da Santiago Nasarın öldürülmesi etrafında olaylar şekillenir. Bu küçük kasabada herkes bu delikanlının…devamıAsıl ismi "Herkesin işleneceğini bildiği bir cinayet "olan Türkçe'ye Kırmızı Pazartesi olarak geçen çok güzel çok anlamlı bir kitap. Yaşanmış gerçek bir hikayeden esinlenerek yazılmış. Küçük bir kasaba'da Santiago Nasarın öldürülmesi etrafında olaylar şekillenir. Bu küçük kasabada herkes bu delikanlının öldürüleceğini bilir ama hiçbir şey yapmaz ciddiye dahi de alınmaz. Peki ne ile suçlanıyor bu Santiago Nasar derseniz Vicario kardeşler'in (Pablo ve Pedro Vicario) tarafından, kız kardeşleri Ángela Vicario’yu “lekelediği” iddiasıyla öldürülür. Kasaba'da herkes Santiago Nasarın böyle bir şey yapmayacağını bilir ama yinede kimse o yapmaz etmez ya da her şeyi geçtim iftira mıdır değil midir Vicario kardeşlere işin aslını astarını araştırması yönünde de bir uyarıda bulunmaz. Herkesin seyirci kaldığı namus etiketi söz konusu olunca toplumun araştırmadan etmeden yargısız infaz ettiği Santiago Nasar kitabın sonunda suçsuz olduğu ona bu iftirayı atan Angela Vicario nun ağzında belirtilir. Kitap toplumsal duyarlılıksızlık üzerine düşündüren,sürükleyici bir dille Gabriel Garcia Marquezin etkili anlatımıyla karşımıza dikiliyor. Çok güzel bir kitap belkide bu kitabı okuyup bitirdikten sonra kendimize toplumumuza bir bakmak lazım. Benzer noktalar var mıdır diye ?
Dostoyevskinin " Bir Yazarın Günlüğü " adlı eserinde ( kendisinin çıkardığı dergi ) bir çok makale deneme ve mektupun yanısıra içinde yer verdiği TEK kısa hikaye TUHAF BİR ADAMIN RÜYASI , bence tüm yazın hayatını özetler nitelikte. Benim kanımca dünyanın…devamıDostoyevskinin " Bir Yazarın Günlüğü " adlı eserinde ( kendisinin çıkardığı dergi ) bir çok makale deneme ve mektupun yanısıra içinde yer verdiği TEK kısa hikaye TUHAF BİR ADAMIN RÜYASI , bence tüm yazın hayatını özetler nitelikte. Benim kanımca dünyanın en iyi yazarı olan Dostoyevskinin, 16 tane kısa ve uzun (novella ) hikaye arasında en iyisi. İnsanın iç dünyasını felsefik, psikolojik ve alegorik anlamda önümüze sunduğu en güçlü yazınlardandır. Bazen uyuyamadığım gecelerde YouTube da AKIN ALTAN 'dan açar dinlerim. Tavsiye de ederim.
Sen varken kötü diye bir şey bilmiyorduk Mutsuzluklar, bu karalar yaşamada yoktu Sensiz karanlığın çizgisine koymuşlar umudu Sensiz esenliğimizin üstünü çizmişler Nicedir bir pencereden deniz güzel değil Nicedir ışımayan insanlığımız sensizliğimizden... Sen gel bizi yeni vakitlere çıkar AŞK / İLHAN…devamıSen varken kötü diye bir şey bilmiyorduk
Mutsuzluklar, bu karalar yaşamada yoktu
Sensiz karanlığın çizgisine koymuşlar umudu
Sensiz esenliğimizin üstünü çizmişler
Nicedir bir pencereden deniz güzel değil
Nicedir ışımayan insanlığımız sensizliğimizden...
Sen gel bizi yeni vakitlere çıkar
AŞK / İLHAN BERK
Gazi Mustafa Kemal Atatürk'ün Nutuk adlı eserinde ismine yer verdiği tek yabancı isim. G.Wells , 4 defa Nobel edebiyat ödülüne aday gösterilmesine rağmen kazanamadı. Görünmez adam o kadar akıcı sürükleyici ki kendisini okutmayı geçtim elinize yapışıp kalıyor. Okumanızı tavsiye ederim.
Satıcının ölümü adlı bir tiyatro oyunu vardır Arthur Miller'ın, film birebir aynısı diyemem ama esinlenme ve bir iki benzer diyologlar sahneler mevcut gerçi filmin içerisinde oynan oyun Satıcının Ölümü. Asghar Farhadi bence İran sinemasının ulaşabileceği en yüksek çıtaya erişti (…devamıSatıcının ölümü adlı bir tiyatro oyunu vardır Arthur Miller'ın, film birebir aynısı diyemem ama esinlenme ve bir iki benzer diyologlar sahneler mevcut gerçi filmin içerisinde oynan oyun Satıcının Ölümü. Asghar Farhadi bence İran sinemasının ulaşabileceği en yüksek çıtaya erişti ( 2 Oscar ) ve Panahi Kiorastami ya da Mejcid'i ve adını şuan hatırlayamadığım nice değerli ustaların yanında yerini aldı. İran sinemasının bu denli baskıcı yönetim altında bu denli üretken olması fikri şahsi bütün haklarının gasp edildiği önemsenmediği ortamda oyuncu ve yönetmenlerin sahip çıkıp hâlâ mücadeleden vazgeçmeyip bu mücadeleyi de sanatla en iyi bildikleri şeyle sinemayla yapmaları çok çok değerli dipnot olarak biraz da affınıza sığınarak filimden kopacağım ama bilmeyenleriniz için üniversite sınavına hazırlanan İranlı öğrencilerin kazanabilicekleri en yüksek dereceli puanlı okul veya bölümler Yönetmenlik ve senaryo oluyor. Yani adamlar Tıp sağlık alanına verdiği değer kadar sinemaya değer veriyorlar. Hem kültürlerinin yaşaması hemde kendilerinin yaşaması için. Aslında bu kadar uzun bir yazı olmayacaktı ama ülkemizde oyuncu yönetmen senarist farketmeksizin tekelleşme konusunun gündemde olduğu konuşulduğu ortamda töre namus intikam ya da kadınlarımızı sadece birer objeden ibaretmiş kendi ayakları üzerinde duramayıp bir denyonun kemdisinin korumalığını yaptığı senaryoların gölgesinde umarım bir çıkış yolu bir ümit ışığı bulma arzusunda içimi dökmek istedim. Hayırlı Geceler 🙂
Kitaplar bölümünde bir anda aratma fikri geldi aklıma olabilir mi var mıdır acaba diye düşünüp dururken baktım varmış harbi, bu kitabın yeri bende apayrı imam-hatip te iken hocam kitab okumayı sevdiğimi bildiğinden , Atakan okumaktan zevk aldığım bir kitap var…devamıKitaplar bölümünde bir anda aratma fikri geldi aklıma olabilir mi var mıdır acaba diye düşünüp dururken baktım varmış harbi, bu kitabın yeri bende apayrı imam-hatip te iken hocam kitab okumayı sevdiğimi bildiğinden , Atakan okumaktan zevk aldığım bir kitap var ama ağlatan türden versem okur musun diye sorunca bende olur hocam dedim ve aldım kitabı, kitabın sonunda inanın ki tutamadım ve savaş psikolojisini savaşın sadece stratejik getir götürüsünü değil toplumun değerleri uğruna mücadelesini toplumun dinamiklerine de farklı gözle baktım. Yemen cephesinde verilen mücadele, kızgın kum yakan güneş betimlemeleri geçtim askerlerin aralarında ki diyologlar o kadar dokunaklıydı ki kitabın sonuna doğru acaba kavuşur mu ailesine diye ümit içerisinde biriktirip dökmediğiniz yaşınız artık kitabın son sayfalarına doğru daha bir asileşip akmak istiyor. Tarihe ilginiz varsa, atalarımızın cephelerde ki mücadelesini merak ediyorsanız okuyun.
Spoiler içeriyor
Normalde Hamsun bu kitaba gelene değin bir çok karalama yapıp yayın evlerine satmaya çalışmış lakin , kitapların okurlar tarafından istediği dönütü alamayınca , açlık ve sefalet içindeki hayatını kaleme almaya karar vermiş niye böyle diyorum çünkü kitabı okuduğum da belki…devamıNormalde Hamsun bu kitaba gelene değin bir çok karalama yapıp yayın evlerine satmaya çalışmış lakin , kitapların okurlar tarafından istediği dönütü alamayınca , açlık ve sefalet içindeki hayatını kaleme almaya karar vermiş niye böyle diyorum çünkü kitabı okuduğum da belki spoiler olucak ama o kadar fakir ve düşmüş bir durumdadır ki restoran önlerinde bekleyip oradan çıkan insanlara " köpeğim aç ona kemik et alacağım ama paramı düşürdüm ya da kaybettim " diye para istiyor buna benzer türlü türlü yalanlar söyleyerek para almaya çalışıyormuş. Yani aslında bir nevi yarı otobiyografik bir eser yazarın hikayeside oldukça ilginç araştırmanızı öneririm. Kendisinin ne için halkı tarafından hain ilan edildiğini ve bahçesinde devasa bir yığınına dönüştüğünü ,kitaplarını bulunduğu mahalledeki tüm insanların "yazılarına emeğine hürmeten yakmıyoruz ama burada bırakıp evimizde de bulundurmayacağız." Diye bırakmalarının sebebini , öğrendiğinizde belki bu kitabı daha farklı okuyacaksınız. Arkadaşlar açlığı değil açlık duygusunu yazar çok iyi işlemiş bana göre, okuyun...