İliğimi kemiğimi sömürdü hem ders hem kitap. Burayı Twitter gibi kullandığım için üzgünüm ama kitap dizgisi sıfır verim alamıyorum hiç bir türlü. Aman diyim icralık olmayın olursanız da beni bulun kfkddkld
Ve Werther, intihar gecesinde Lotte'nin yakındığı gibi şarabın hepsini bitirmez. Yalnızca bir bardak içer... Kitabı henüz bitirdim ve kulaklarımda Şerif İzgören'in "İntihar, görüp görebileceğiniz en gerçek, dürüst ve acı öz eleştiridir." Sözleri yankılandı.. Buruk ve etkileyici. Saplantılı bir aşkın en…devamıVe Werther, intihar gecesinde Lotte'nin yakındığı gibi şarabın hepsini bitirmez. Yalnızca bir bardak içer...
Kitabı henüz bitirdim ve kulaklarımda Şerif İzgören'in "İntihar, görüp görebileceğiniz en gerçek, dürüst ve acı öz eleştiridir." Sözleri yankılandı..
Buruk ve etkileyici. Saplantılı bir aşkın en berrak şekli belki de..
Alegorik bir kitap, Goethe'nin baş yapıtlarından biri. Aynı zamanda içerisinden bulunduğu benzer bir durumdan Werther karakterini yarattığı da bilinir.
🔖"Evet, yalnızca bir gezgin, yeryüzünde bir yolcuyum ben! Ya sizler daha önemli şeylerle mi meşgulsünüz?"
🔖 "Üzerinde zevkle yaşamak için insanın sadece biraz toprak parçasına, altında huzurla yatmak için de bundan daha azına ihtiyacı var."
🔖 "Böyle mi olacaktı, insanı sonsuz derecede mutlu kılan şey, aynı zamanda üzüntüsünün kaynağı mı olmalı?"
Beni HIMYM'a başlatan bu dönem size neler yapmazz... Halihazırda 4. Sezondayım.. Güzel bir sitcom denilebilir ama cinsiyetçilik ve ırkçılık temelli mizahlar pek hoşuma gitmedi.. "kız gibi, kız işi" sözleri birçok defa geçiyor ne yazık kii.. Ve bu gerçekten irite edici.…devamıBeni HIMYM'a başlatan bu dönem size neler yapmazz... Halihazırda 4. Sezondayım.. Güzel bir sitcom denilebilir ama cinsiyetçilik ve ırkçılık temelli mizahlar pek hoşuma gitmedi.. "kız gibi, kız işi" sözleri birçok defa geçiyor ne yazık kii.. Ve bu gerçekten irite edici.
❗ Friendsle kıyas bile olmaz. Kıyaslamayın artık şu iki diziyi arkadaşlar lütfeennn ❗
Sıkıntıdan izliyorum aslında. Güzel gidiyor ama kahkaha tufanı olmuyor yani.. güldürüyor mu ? Evet ama çok beklentiye girmeyiniz.
Barney olmasa bayağı bir sıkardı dizi. Karakterler sivri değil ama bazı yerlerde rahatsız edici ölçüde abartılmış özellikler var bu da yer yer sıkıcılığa yol açıyor. Genel olarak baktığımda sevdim aslında.. bu kadar şey söyleyip de sevdim demek biraz olmadı gibi ama az olan kötü yönlerini saydım onun dışında güzel devam ediyor.. 👍
Legen -wait for it- daryy 👻
Yüzünüzde buruk tebessümler bıraktıracak, kimi zaman hüzne boğup kimi zaman da tüylerinizi diken diken edecek bir baba ile evladı arasında sükut ile konuşulanların kitabı.. Hikaye olayları, durumları veriyor okura, hissedilmesi gerekeni değil.. Bu yüzden siz hissediyorsunuz tüm duyguları en derinden..…devamıYüzünüzde buruk tebessümler bıraktıracak, kimi zaman hüzne boğup kimi zaman da tüylerinizi diken diken edecek bir baba ile evladı arasında sükut ile konuşulanların kitabı.. Hikaye olayları, durumları veriyor okura, hissedilmesi gerekeni değil.. Bu yüzden siz hissediyorsunuz tüm duyguları en derinden.. Hasan Ali Toptaş'ın usta kalemi.. Tek kelimeyle harika!
"Babalar, alınlarımıza yazılmış yalnızlıklardır." Sözü yankılanıyor kulaklarımızda.
"Zaten o yıllarda burnumuzun ucunda gezinen bir mazot kokusuydu babam, kulağımıza çınlayan uzak bir motoru sesiydi ve az evvel dediğim gibi, gitti mi gelmek bilmezdi bir türlü."
Andrew Reimerın da dediği gibi Toptaş'a yazarlık adeta bahşedilmiş.
Yazarın en beğendiğim kitaplarından biri. Mutlaka okuyun derim 🕊️
🔖 "bir yalan söylendiği zaman insanların değil, eşyanın bile buna nasıl tahammül ettiğine şaşırıyorum. Yalana her şey isyan etmelidir. Eşya bile: Damlardan kiremitler uçmalıdır, ağaçlar köklerinden sökülüp havada bir saniye içinde toz duman olmalıdır, camlar kırılmalıdır, hattâ yıldızlar düşük gökyüzünde…devamı🔖 "bir yalan söylendiği zaman insanların değil, eşyanın bile buna nasıl tahammül ettiğine şaşırıyorum. Yalana her şey isyan etmelidir. Eşya bile: Damlardan kiremitler uçmalıdır, ağaçlar köklerinden sökülüp havada bir saniye içinde toz duman olmalıdır, camlar kırılmalıdır, hattâ yıldızlar düşük gökyüzünde bin parçaya ayrılmalıdır filân..."
🔖 "Hakikati seviniz, o da sizi sever; hakikati arayınız, o da sizi arar ve üstüne yalan Çin setleri gibi kalın duvarlar örsün, altında kalan hakikat bir ince iniltiyle, bir hafif rüzgar dalgasıyla, herhangi bir küçük işaretle mevcudiyetini bildirir: 'Buradayım!' der."
Bu kitap üzerine söylenecek çok fazla şey var aslında.. kitabı okurken sonu hakkındaki tahminlerimden biri, kitabın sonuydu hakikaten (Dikkatli okurlar tüyoları yakalamıştır eminim). Ama yine de çok şaşırdım ve bitirdiğimde büyük bir etki bıraktı bende. Anlatımı yalın, konu itibariyle genel…devamıBu kitap üzerine söylenecek çok fazla şey var aslında.. kitabı okurken sonu hakkındaki tahminlerimden biri, kitabın sonuydu hakikaten (Dikkatli okurlar tüyoları yakalamıştır eminim). Ama yine de çok şaşırdım ve bitirdiğimde büyük bir etki bıraktı bende. Anlatımı yalın, konu itibariyle genel ve basit bir konu olsa da yazarın unsurları ayrıksılaştırarak ustaca işlemesi olayları her açıdan farklı kılmış. Kitabın sonundaki karar kısmı olmamış olsaydı beynimiz bayağı bir yanardı muhtmelen 😸. Bir çok aşk hikayesi vardır. Ama Livanelinin anlattığı aşkı farklı kılan yön hikayenin sıra dışı ve olağanüstü bir şekilde verilmiş olması. Zaten bir şeyi çekici kılan ne olduğu değil nasıl anlatıldığıdır. Kardeşimin hikayesi de bu tezi doğrular nitelikte. Livaneli, dil ve anlatımı, edebiyatı ustalıkla kullanmış; zekasını ve kıvraklığını bir kez daha -belki de en bariz şekilde- okuruna göstermiş. Zaten evvelden beri hayranı olduğum yazara tekrardan hayran kaldım.
Serenad kitabı ile kıyaslayan çok olmuş ama ben bunu anlamsız buldum açıkçası çünkü Livanelinin bir çok kitabı var ve her zaman farklı konuları işler. İşlediği konular itibariyle dönemsel siyasi ve ideolojik olaylara da başvurur ki, eserlerinin en büyük ortak özelliklerinden biri de budur. Açıkçası Serenad ile mukayese edenlerin -kitabın popüleritesini göz önünde bulundurarak- popüler kültür mağduru olduklarını düşünüyorum.
Son olarak kitap çok sürükleyici. Bir bölüm daha, bir bölüm daha derken bitiveriyor. Kendimi duraksatarak okumama rağmen 1.5 - 2 günde bitirdim. Mutlaka okumalısınız. Hatta Livanelinin tüm kitaplarını.. ( en sevdiğim yazarlardan biri olduğu için biraz fanatiklik yapıyor olabilirim.d)
🔖 " 'Haddini bilmeyipte ay tanrıçasına aşık olan çobana verilen cezayı biliyor musunuz?'
'Hayır duymadım' cevabını verdi. Tam da öyle tahmin etmiştim.
'Tanrıların çobana verdiği ceza kaderini bilmekti' dedim. Gelecekte neler yaşanacağını yarın ne olacağını bilmek. Bundan daha korkunç bir ceza yoktur dünyada. Ölümden beter bir ceza vermek istedikleri için, tanrılar böyle bir şey düşünmüşler."
🔖 "Peygamberlere 'Tanrının sevgilisi' diyorlardı ama kadınlar onları Tanrı'dan değil diğer kadınlardan kıskanıyorlardı. Demek ki peygamber olmak bile aşk konusunda temel bir farklılık yaratmıyordu."
🔖 " 'Her insan bedeninin çürüyeceğini bilir ve bundan korkar' dedim. 'Ama çoğu insanın ruhu gövdesinden önce çürür; nedense bundan kimse korkmaz!' "
🔖 "insanın gövdesini dev bir silindirle ezebilirler ama ruhunu daha da kolay ezebiliyorlar."
🔖 "Fazla bilmek mutsuzluk getiriyor. Ne mutlu cehaletin koruyucu rahmi içinde bir cenin gibi büzülüp yatanlara."
"Fahrenheit 451: Kitap kağıdının tutuşup yanma sıcaklığı..." İtfaiyecilerin ateşi söndürmek yerine ateşe vermekle görevli olduğu bir dünya.. Yakılan şeyler ise kitaplar.. Rad Bradbury, teknoloji çağında kitapların okunmayacağını öngörmüş ve çarpıcı bir distopya kaleme almış. Hani "kitap okumayı sevmeyen ya da…devamı"Fahrenheit 451: Kitap kağıdının tutuşup yanma sıcaklığı..."
İtfaiyecilerin ateşi söndürmek yerine ateşe vermekle görevli olduğu bir dünya.. Yakılan şeyler ise kitaplar.. Rad Bradbury, teknoloji çağında kitapların okunmayacağını öngörmüş ve çarpıcı bir distopya kaleme almış. Hani "kitap okumayı sevmeyen ya da okuma alışkanlığı kazanmak isteyen birine hangi kitabı tavsiye edersiniz ?" Sorusu var ya, işte bu kitap o sorunun cevabı. Yazarın da dediği gibi kitapların önemini anlatan çok fazla eser yok maalesef..
Dili yalın, yarattığı dünya sade, bir o kadar da korkunç. Ama çağımızın gitgide yaklaştığı bir durum. Bu açıdan kitap, daha bir elzem geliyor bana. Distopya konulu en güzel eserlerden biri olduğunu düşünüyorum. Mutlaka okumalısınız 📚
🔖 " 'İnsanlar hiç bir şeyden bahsetmiyor'
'Ah, bir şeylerle bahsediyorlardır mutlaka!'
'Hayır, hiçbir şeyden bahsetmiyorlar. Genellikle bir sürü araba veya giysi markası ya da yüzme havuzu firması sayıp, ne güzel diyorlar! Ama hepsi aynı şeyleri söylüyor ve kimse kimseden farklı bir şey söylemiyor. Kafelerde de genellikle espri makineleri çalıştırılıyor ve genellikle aynı espriler yapılıyor veya müzik duvarının ışıkları yıkılıyor ve bütün o renkli desenler inip çıkıyor, ama bunlar sadece renk ve tamamen soyut. Müzelerde de... Müzeye gittin mi hiç? Tamamen soyut. Artık sadece bu var. Amcamın dediğine göre bir zamanlar durum farklıymış. Çok eskiden bazen fotoğraflar bir şeyler söylermiş, hatta insanları gösterdikleri bile olurmuş.' "
🔖 "Ama çok eskiden kitaplar elimizin altındayken bile onlardan aldığımız şeyleri kullanmadık. Ölülere hakaret etmeyi sürdürdük. Bizden önce ölmüş bütün o zavallıların mezarlarına tükürmeyi sürdürdük."
Filmin hak ettiği IMDb yi yakalayamadığını düşünüyorum.. Türk komedisi açısından özgün bir konu, Gupse Özay'ın hayran bıraktıran oyunculuğunun yanı sıra (Gupse Özay'ın en iyi oyunculuk sergilediği filmlerden biri diye düşünüyorum -özellikle deliha'dan sonra- rolüyle çok bütünleşmiş..) başarılı bir oyuncu kadrosu..…devamıFilmin hak ettiği IMDb yi yakalayamadığını düşünüyorum.. Türk komedisi açısından özgün bir konu, Gupse Özay'ın hayran bıraktıran oyunculuğunun yanı sıra (Gupse Özay'ın en iyi oyunculuk sergilediği filmlerden biri diye düşünüyorum -özellikle deliha'dan sonra- rolüyle çok bütünleşmiş..) başarılı bir oyuncu kadrosu.. sonu da başı da çok güzeldi.. hatta sonunu o kadar güzel bağlamışlar ki kusursuzdu bence. Ve güzel bir tat bırakıyordu.. Günümüzde epey dalga konusu olan "yeni gelin" imajı güzel bir şekilde yansıtılmış. Abartı bulanlar var ama gayet tadındaydı diye düşünüyorum.. Kahkahalarla izlediğim sahneleri de oldu duygulandığım sahneleri de.. Sımsıcak bir film bence..
En beğendiğim türk komedi filmlerinden oldu.. Siz belki benim kadar beğenmezsiniz ama mutlaka izleyin bir şey kaybetmezsiniz 🤙
Yazarın edebi kişiliği bana hitap etmiyor.. yersiz popüleritesi olan kitaplar pek ilgimi de çekmez ama kitapçının zoruyla okudum desem yalan olmaz 😅. Bir de beğenmezsem geri getirecekmişim.. Neyse, İlhami Algör aynı zamanda yönetmenlik de yapan bir yazar ve kitaptaki 'ayna'…devamıYazarın edebi kişiliği bana hitap etmiyor.. yersiz popüleritesi olan kitaplar pek ilgimi de çekmez ama kitapçının zoruyla okudum desem yalan olmaz 😅. Bir de beğenmezsem geri getirecekmişim.. Neyse, İlhami Algör aynı zamanda yönetmenlik de yapan bir yazar ve kitaptaki 'ayna' imgelemesi absürd edebiyat yazar ve senaristlerinde gördüğümüz bir imgeleme.. Absürd edebiyatın sevilen ve sevilmeyen yerleri var tabi İlhami Algör de benim için çok sevilmeyen kısmında oldu ne yazık ki.. kitaptaki küfürlere de gelecek olursak.. Küfür tasvip ettiğim bir şey olmasa bile birazına müsamaha gösterebilirim bu tarz kitaplarda ama fazlaydı ve rahatsız ediciydi gerçekten.. Bunlara rağmen beğenip altını çizdiğim kendimden bir parça bulduğum yerler oldu;
🔖 "Tütünümü, anahtarımı aldım evlen tam çıkıyorum, bir şeyin eksik olduğunu, eksik olanın ruhum olduğunu fark ettim. Önemsemedim. Yol bana uygun bir ruh önerebilirdi."
🔖 "Böyle olmasını istemezdim ama hep olurdu. Dünyanın bütün kızılderilileri yenilir, Spartaküs kaybeder, gün batarken sararır, kuşlar döner, Sadri Alışık denilen hergele her filmde ağlardı. O ağladıkça ben de ağlardım. Nedenimi bilmez ağlardım. Ağladıkça Sadri'ye kıl kapar gıcık olurdum. Üçüncü şahıs olarak kalışına, hep gidici kadınları sevişine, bu gidiciliklerin bir mecburiyet gibi duruşuna, Sadri'nin bu mecburiyetlere, giden kişinin özgürlüğü olarak bakıp ona ihanet etmemek için kendine ihanet edişine..."
🔖 "Fakat nedense bir'i yarım sayar ve iki yaparak tamamlamaya çalışırlar. İki lanet bir sayıdır, kendine yetmez, hep üçe koşar ve sonra sil baştan."
"Bu kadar uzun yaşamayı istemezdim, dünyanın bu halini görmeseydim" diyen ve yakın zamanda da vefat eden; kalemi güçlü, modern, vakur bir cumhuriyet kadını.. Adalet Ağaoğlu... Tiyatro ve Öykü türünde de yazmış fakat 12 Eylül'de bir tiyatrosunun yasaklanması üzerine "Eser eserdir"…devamı"Bu kadar uzun yaşamayı istemezdim, dünyanın bu halini görmeseydim" diyen ve yakın zamanda da vefat eden; kalemi güçlü, modern, vakur bir cumhuriyet kadını.. Adalet Ağaoğlu... Tiyatro ve Öykü türünde de yazmış fakat 12 Eylül'de bir tiyatrosunun yasaklanması üzerine "Eser eserdir" düşüncesiyle, toplum için yazmayı kendisine borç bilmiş ve Roman türüne yönelmiştir. Eşinin vefatına kadar da yazım hayatına devam etmiştir. Ölmeye Yatmak, Adalet Ağaoğlu'nun 1973 yılında yayımlanan ilk romanıdır. Ağaoğlu, romanın baş kahramanı olan Aysel'i öz varlığının nüshası bellemiş ve onunla birlikte ölmeye yatmış diye düşünüyorum.. ( Aysel'in başından geçen olaylar, bulunduğu yerler, fikirleri vb durumlar ile yazarın biyografisi benzeşiyor. Bu konuda fazla spoiler vermeyeceğim okuduktan sonra yazarın yaşamına bir göz atarsınız.)
Cumhuriyetin 14. - 15. Yılları ile 1970'lere kadar uzanan zaman dilimini halkın modernleşme sürecine adaptasyonu perspektifinden sunan, aynı zamanda dönemin bir cumhuriyet kadınının düşüncelerini, fikirlerini; ve bunların zaman zaman uğradığı dejenerasyonları, devinimleri anlatan güzel bir eser olmuş.
Bir otel odasında ölmeye yatan Aysel, size cumhuriyetin ilk yıllarından 70'lerin Ankarasına uzanan dilimde fırtınalı bir yolculuk yaptıracak ve onunla birlikte derin bir sürmenaja kapılacaksınız..
Dönem hakkında bilgiye sahipseniz yadırgamayacağınız, sahip değilseniz de yabancılamayacağınız ve fikir edineceğiniz bir eser. Ağaoğlu ile tanışmadıysanız bu kitabından başlamak güzel bir seçim olacaktır. Şimdiden herkese iyi okumalarr 🙆
🔖 "İnsan krepon kağıdından kanatlar takınca kelebek olduğuna inanır. Koyun postunda koyun, kurt postunda kurt... Ülkü de giydirilebilir üstünüze ve Etlik tepeleri dağ görünür gözünüze."