2023, film no: 3 Papalar ne sıkıcı insanlarmış. Bu kadar demokratik olmaları da tuhaftı. Genel olarak sıkıldığım için detaylı yorum yapmak gelmiyor içimden. Durağanlığı sevmeyenlere hiç önermem.
2023, film no: 2 Imdb puanı düşük olduğu için beklentim yüksek değildi, bu yüzden mi bilmiyorum ama oldukça beğendim. Zaten süre olarak uzun değildi ve temposu da yerindeydi. Neredeyse hiç ara vermeden baştan sona izledim. Bazı kısımlar biraz bariz olsa…devamı2023, film no: 2
Imdb puanı düşük olduğu için beklentim yüksek değildi, bu yüzden mi bilmiyorum ama oldukça beğendim. Zaten süre olarak uzun değildi ve temposu da yerindeydi. Neredeyse hiç ara vermeden baştan sona izledim. Bazı kısımlar biraz bariz olsa da, işleniş tek mekanda geçen bir yapım için hiç de fena değildi. İzlerken bir noktada "Alice in Borderland" vibe'ı aldım. Diziyi izleyip beğenmiş olanlar bunu da sevebilirler. Benim gibi internet sorunları sebebiyle Netflix'e mahkum olanlar da kesinlikle bir şans verebilirler.
2023, kitap no: 3 Bu kitaba başlama sebebimi bir önceki gönderimde (sadece sayıları seven adam) belirtmiştim. Finallerden dolayı yoğun geçen bir zaman diliminde okumama rağmen kendini okutturdu. Metroda okurken zaman zaman kendimden geçmeme sebebiyet vermiş olabilir. Bazı bölümlerde, özellikle ispatlarda…devamı2023, kitap no: 3
Bu kitaba başlama sebebimi bir önceki gönderimde (sadece sayıları seven adam) belirtmiştim. Finallerden dolayı yoğun geçen bir zaman diliminde okumama rağmen kendini okutturdu. Metroda okurken zaman zaman kendimden geçmeme sebebiyet vermiş olabilir. Bazı bölümlerde, özellikle ispatlarda biraz fazla detaya indiği için birazcık sıkılsam da genel olarak ilgimi çekecek konulara değinmişti. Aslında içinde her kesime hitap edebilecek bölümler vardı. Kitap bir yerlerden elinize geçerse hepsini olmasa bile ilginizi çeken bölümleri okuyabilirsiniz. Bu arada matematiğin popülerleşmesi ve sevilmesi adına böyle çalışmalarda bulunan Ali Nesin'i gerçekten takdir etmek gerek. Son olarak ise kitabı okurken yazarın da üzerine düşünülmesinin hoş bir aktivite olacağını söylediği bir soruyu paylaşmak istiyorum. Ben de cevaba bakmadım, bir ara üzerine düşüneceğim.
📌Bin öğrencili bir yatılı okulda her öğrenciye 1'den 1000'e kadar numaralanmış dolaplar verilmiş. Ancak çilingirin yaptığı bir hata sonucu, dolaplardan birinin kilidi döndüğünde (yani dolap açıldığında ya da kapandığında), o dolabın numarasının katı olan dolapların da kilidi dönüyormuş (yani açıksa kapanıyor, kapalıysa açılıyormuş.) Örneğin 8 numaralı dolap açıldığında ya da kapandığında, 16 numaralı dolap açıksa kapanıyor, kapalıysa açılıyormuş. 24, 32, 40, ... numaralı dolaplar da aynı akibete uğruyormuş.Dolapların hepsi başlangıçta kapalıymış, Öğrenciler sırayla okula girmişler ve dolaplarının kilitlerini birer kez döndürmüşler. Önce bir numaralı dolabın sahibi öğrenci girmiş ve dolabı açmış. Bütün dolaplar açılmış elbet. Sonra iki numaralı dolabın sahibi öğrenci girmiş, açık dolabını kapatmış ve böylece çift numaralı dolaplar kapanmış. Sonra üç numaralı dolabın sahibi gelmiş, açık dolabını kapatmış ve böylece kapalı olan 6 açılmış, açık olan 9 kapanmış, kapalı olan 12 açılmış... Soru şu: 1000 öğrenci de dolaplarının kilitlerini sırayla döndürdüklerinde, hangi dolaplar açık kalır?
Ufak bir sayı tahmini oyunu oynamak isteyenleri yorumlara alalım. 1'den 100'e kadar bir sayı tutup sonrasında bu sayının 3, 5 ve 7 ile bölümünden kalanları yazanlar için bir sürpriz mevcut.
(GÜNCELLENEN İÇERİK) 2023, kitap no:2 📝Son zamanlarda çok fazla felsefe/tarih türü sözel içerik tükettiğim için dün sayısal bir şeyler bulayım diye kütüphaneyi altüst ederken karşılaştığım kitap. Henüz giriş kısmını okuyorum(bitirince gönderiyi güncellerim belki) ama özellikle matematik severlerin çok hoşuna gideceğini…devamı(GÜNCELLENEN İÇERİK)
2023, kitap no:2
📝Son zamanlarda çok fazla felsefe/tarih türü sözel içerik tükettiğim için dün sayısal bir şeyler bulayım diye kütüphaneyi altüst ederken karşılaştığım kitap. Henüz giriş kısmını okuyorum(bitirince gönderiyi güncellerim belki) ama özellikle matematik severlerin çok hoşuna gideceğini düşünmekteyim. İlk bölümden beğendiğim bir alıntıyı paylaşıp okumaya geri döneyim.
📌"Erdös matematiğe üç yaşındayken başladı ve annesinin ölümünden sonraki 25 yıl boyunca, 10-20 miligram amfetamin veya ritalin, sert espresso ve kafein tabletleri kullanarak günde on dokuz saat çalıştı. "Matematikçi, kahveyi teoremlere dönüştürme makinesidir" derdi. Arkadaşları dinlenmesi için uyardıklarında hep aynı cevabı verirdi: "Mezarda dinlenmek için çok vakit olacak.""
📝Kitabı an itibariyle bitirmiş bulunmaktayım ve görüşlerim halen benzer. Aslında üzerine kafa yorabileceğim daha fazla sayıda problemle karşılaşmayı ümit ediyordum, ama nihayetinde bir biyografi kitabıydı. Bu arzumu giderebilmek adına Ali Nesin’in birkaç kitabına göz atmayı tasarlıyorum. Onun dışında kitapta bulunan, üzerine bolca tartışılmış bir problemi (sizler de fikirlerinizi yorumlarda dile getirirseniz hoş olur) ve ilginç sayılabilecek bir olayı paylaşıp gönderimi sonlandırayım.
🔎Bir yarışma programında olduğunuzu ve üç kapıdan birini seçme hakkınız olduğunu varsayalım. Kapılardan birinin ardında bir araba, diğerlerinin ardında ise keçiler var. Kapılardan birini, diyelim ki 1'inciyi seçiyorsunuz ve kapıların ardında ne olduğunu bilen sunucu, diğer kapılardan birini, diyelim ki ardında keçi olan 3'üncüyü açıyor. Daha sonra size soruyor: "2. kapıyı seçmek ister misiniz?" Seçiminizi değiştirmek sizin yararınıza mıdır?
📌"Nesiller boyunca asal sayılar, matematikçiler için neredeyse mistik bir çekiciliğe sahip oldular. "Karısıyla yalnızca asal sayılı günlerde uyuyan bir matematikçi bile tanıyorum," dedi Graham. "Ayın başlarında oldukça iyi oluyordu -iki, üç, beş, yedi- ama sonlara doğru asallar seyrekleştiğinde, on dokuz, yirmi üçten yirmi dokuza kadar büyük bir boşluk oluyordu. Fakat bu herif gerçekten çatlaktı. Şimdi, adam kaçırmak ve öldürmeye teşebbüs etmekten yirmi yıllığına Oregon Devlet Hapishanesi'nde bulunuyor.""
2023, film no:1 Konusu ilgimi çektiği için indirmiştim, yemekhanedeyken izlemekte olduğum dizinin çok yavaş ilerlemesinden sıkılınca bunu bari izleyeyim dedim. Beni çok arada bırakan bir filmdi. Görsel efektler oldukça kaliteliydi ve bazı oyuncular kendini izletiyordu. Ama tam ifade edemeyeceğim bir…devamı2023, film no:1
Konusu ilgimi çektiği için indirmiştim, yemekhanedeyken izlemekte olduğum dizinin çok yavaş ilerlemesinden sıkılınca bunu bari izleyeyim dedim. Beni çok arada bırakan bir filmdi. Görsel efektler oldukça kaliteliydi ve bazı oyuncular kendini izletiyordu. Ama tam ifade edemeyeceğim bir basitlik bulunuyor gibiydi ve sanırım eski bir animeden uyarlama olması sebebiyle klişeleşmiş(bu klişelelerin asıl kaynağı olma ihtimali yüksek ama sonucu değiştirmiyor)çok detay vardı. Daha önce bu tarz içerikler izlemediyseniz şans verilebilir, onun dışında çok tavsiye etmiyorum.
Bu sene tükettiğim tüm içerikler hakkında kısa da olsa bir yorum yapma hedefi koyuyorum kendime, nasıl olacak hadi bakalım. 2023, kitap no:1 Kütüphane rafları arasında boş boş dolanırken klas görünüşüyle ilgimi çeken, içinde hoş resimler barındıran çerezlik bir kitaptı. Okuması…devamıBu sene tükettiğim tüm içerikler hakkında kısa da olsa bir yorum yapma hedefi koyuyorum kendime, nasıl olacak hadi bakalım.
2023, kitap no:1
Kütüphane rafları arasında boş boş dolanırken klas görünüşüyle ilgimi çeken, içinde hoş resimler barındıran çerezlik bir kitaptı. Okuması oldukça kolaydı, zaten kısaydı ve büyük bir bölümü resimlerden oluşmaktaydı. Onun dışında bir miktar klişeydi. Aykırı düşün, farklı bak, insanlardan ayrışıp başarıyı yakala temalı kitabımızda bazı değişik bakış açıları ile denk gelmiş olsam da genel olarak hiç kimseye tavsiye edemem.
Tüm haftam aşırı yorucu geçtiği için pazar gününü dinlenme ve hayatsız gibi dizi izleme günü ilan etmiştim. Her görevi layıkıyla yerine getirdiğim gibi bence bunu da başarıyla tamamladım (24 saat dolmadan 16 bölümlük diziyi bitirdim). Diziye gelirsek benim gibi gizem…devamıTüm haftam aşırı yorucu geçtiği için pazar gününü dinlenme ve hayatsız gibi dizi izleme günü ilan etmiştim. Her görevi layıkıyla yerine getirdiğim gibi bence bunu da başarıyla tamamladım (24 saat dolmadan 16 bölümlük diziyi bitirdim).
Diziye gelirsek benim gibi gizem öğelerine bayılan, merak etme konusunda bağımlılığı bulunan kişiler için oldukça çekiciydi. Siz de bu özelliklere sahipseniz hiç düşünmeden öneririm.
Ben bir yapımı bayılarak izliyorsam genelde karakterlerden biriyle kendimi özdeşleştiriyorum. Dizimizde bu konuda hiç zorlanmadım, çünkü kendimce çoğu yönden benzediğim bayağı uygun bir aday vardı (buraya kadar okuduysanız ve bu aday konusunda herhangi bir tahmininiz varsa okumaya devam etmeden önce yorumlarda belirtebilir misiniz).
Dizi bence konu olarak da oyuncu çeşitliliği olarak da ilgi çekiciydi. Olaylar zaman zaman durağanlaşsa da merak duygum pek azalmadı. Sürekli şimdi ne olacak, sonrasında ne olacak diye düşünüp durdum.
Biraz da spoilerlı ve magazinsel yorumlar:
!Spoiler içeren alan!
!
!
!
!
!
!
!
!
!
!
!
!
!
!
İlk sezon biraz da konuya girmekle vakit kaybedildiği için eleştirilmeyi çok hak etmiyor. İkinci sezonu ise resmen Chishiya tek başına taşımış. Onun bulunduğu bölümleri izlerken kelimenin tam anlamıyla dünyadan soyutlandım. Aşırı derecede sürükleyiciydi. Ek olarak 2. Sezonun 7. Bölümündeki aksiyon sahneleri muazzamdı. Chishiya ile Ann aşkımın öldüklerini düşünürken ise bir miktar sinirlendim fakat mutlu sonla bitmiş olması beni yatıştırdı.
Arisu: Zeki ama çalışmayan tembel tip. Sırf ana karakter olmasından dolayı bu kadar krediye sahipti, yoksa ilk öleceklerden birisi olmalıydı.
Karube: Zorba ve badboy tip. Normalde bu tiptekileri pek sevmem ama arkadaşları ile ilişkisinden ve iyi niyetinden dolayı ufak da olsa sempatim oluştu. Öldüğü kısımda beni şaşırttı, bencilliğe devam etmesini bekliyordum.
Chota: Annesinin kuzusu, çok aykırı olmaya çekinen tip. Ek bir yorumum yok, kendisine karşı nötrdüm.
Chishiya: Fav karakterim. Bence aşırı benziyorduk. Çoğu durumda benim hayal edeceğim şekilde davrandı, düşüncelerimi kelimelere dökmek bir miktar zor bu konuda (intj 5w6 oylarına şaşmamalı).
Ann: Bir kadın ancak bu kadar mükemmel olabilir. Sanırım bir süre platonik gezeceğim. Anlatmaya gerek yok ❤️ ❤️ ❤️.
Usagi: Tencere kapak uyumu, iki sıkıcı karakter tüm dizi boyunca peşimizi bırakmadı.
Niragi: Artık ölür müsünüz lütfen, bu kadar nefretimi kazanabilmesi yönünden karakteri yazanı ve oynayanı tebrik etmek şart.
Kuina: Her zaman yardımına koşan, seni asla yalnız bırakmayan tip. Dizi boyunca sırıtmadı, nötrün bir tık üstü sevdim. Ama sanki senaristten biraz torpilliydi.
The Hatter: Popülerite için canını verecek, kült lideri tip. Sizsiz dünya mümkün değil, bir halttan da eksik kalın.
Aguni: Çok yanlış yansıtılan, özünde iyi olan tip. Beni bile yanılttı. Ama sanki davranışlarında da dengesizlik mevcuttu. Her şey bir yana Niragi'yi öldürmeden durduğu her bir saniye için kendisini lanetliyorum.
Kuzuryu: Adamın dibi, dünyada azıcık düzen adalet varsa senin gibiler sayesinde reis.
Kyuma: Sen nasıl birisisin çözemedim. Sövsen sövülür, övsen övülür. Ama kupa papazından (kart isimleri konusunda kötüyüm, yanlış ise düzeltebilir misiniz) beklentim daha yüksekti kesinlikle.
Tüm katılımcılar etkinlikten ayrıldığını bildirdiği için geri kalan bölümleri toplu şekilde atıyorum. 37. Bölüm: Kontrolden Çıkan Tren ve İstenmeyen Kemancı PHILIPPA FOOT VE JUDITH JARVIS THOMSON Bu düşünce deneylerine hepimiz aşinayızdır. Bence hiçbirinin mutlak doğru bir yanıtı yok fakat bazı…devamıTüm katılımcılar etkinlikten ayrıldığını bildirdiği için geri kalan bölümleri toplu şekilde atıyorum.
37. Bölüm: Kontrolden Çıkan Tren ve İstenmeyen Kemancı PHILIPPA FOOT VE JUDITH JARVIS THOMSON
Bu düşünce deneylerine hepimiz aşinayızdır. Bence hiçbirinin mutlak doğru bir yanıtı yok fakat bazı insanların asla tanrıyı oynamamalıyız fikri de saçma geldi. "Suç ve Ceza" incelememde bu konulara biraz değinmiştim ve oradaki düşüncemin devamını anlatmam gerekirse; bence insanlar tanrıyı oynamak zorunda bırakılmamalı, ama kendilerini bu durumda buldularsa da aman ben tanrıyı oynayamam deyip kenara çekilmemeliler.
Son olarak ise bölümde bahsedilen bir diğer konu olan kürtaj hakkında neler düşünüyorsunuz? Ben insan yaşamına çok bir kutsallık atfetmediğimden bu kararın kişilerin kendilerine bırakılması gerektiğinden yanayım.
38. Bölüm: Cehalet Yoluyla Adalet JOHN RAWLS
Sadece ilgimi çekmekle kalmadı, beni düşüncelere de daldıran bir bölüm oldu. Bir süredir özgün fikirlere açtık. Gerçekten eski filozoflarınkiyle yarışabilecek bir yaratıcılık. Bölümden beğendiğim bir alıntıyı paylaşarak devam edeyim:
"İnsan doğası aynen böyledir: İnsanlar daha iyi bir dünyayı tanımlarken, fark etseler de fark etmeseler de, kendi konumlarını düşünme eğilimi gösterirler. Bu önyargılar ve peşin hükümler siyasi düşünmenin biçimini bozar."
Zaman zaman kendim de buna paralel şeyler düşünüyordum, ama henüz durumu bu kadar net bir şekilde ifade etmemiştim. Bölümde bahsedildiği gibi teoriye itiraz edenler olsa da gelecekte alınacak önemli kararlar üzerinde bu özgün fikrin mutlaka etkisi bulunacaktır.
39.Bölüm: Bilgisayarlar Düşünebilir mi?
ALAN TURING VE JOHN SEARLE
Bölümün Chatgpt ile kanka olduğum şu döneme denk gelmesi ayrı güzel oldu. Bence bilgisayarlar düşünebilir mi diye sormak çok uygun değil. Zaten çoğu insan pek düşünemiyor, bununla birlikte belki de bilgisayarlar ileride bizden bile daha iyi düşünecekler. Şu an düşünemediklerini biliyoruz fakat düşünmeyi çok iyi bir şekilde taklit edebiliyorlar ve çoğu insanın beceremeyeceği hesapları kolaylıkla yapıyorlar. Vaziyet böyleyken düşünmeye bu kadar anlam yüklemek bana mantıklı gelmiyor. Bu arada Alan Turing, idollerimden birisidir. Muazzam bir deha. Her ne kadar gerçekliği çok yansıtmadığı için eleştirilere maruz kalsa da "The Imitation Game" de en en favori filmlerimden birisidir. Şimdiye kadar 8-9 kere izlemişimdir, hata uzun süredir izlemediğimi fark ettim şu an. Dozumu almam gerek, birlikte izlemek isteyenler varsa bir izleme etkinliği düzenleyebiliriz.
40. Bölüm: Modern Bir Atsineği PETER SINGER
Açılışı da kapanışı da at sinekleri ile yapmak biraz garip oldu. At sineğinin moderni mi olurmuş demeyin, hem de çok fena oluyor. Sokrates günümüzde yaşasaymış vay halimize. Kasılan duyarlar ayrı bir seviyede olurdu muhtemelen. Irkçılık ve cinsiyetçilikten sonra türcülükle de yüzleşildi. Gayet de güzel oldu fakat bunun bir sonu var mı diye de sormadan edemiyorum. Gelecekte cansız nesneler için bile duyar kasar halde bulabiliriz kendimizi. Bu yönden bencilliği savunan hiçbir felsefeye yer verilmemiş olması bence kitabın biraz eksik kalmasına yol açmış. Ayn Rand tam olarak filozof sayılabilir mi bilmiyorum, kitabını almış olsam da henüz okumadığım için Stirner hakkında da net bir yorum yapamayacağım ama sanki bu görüşe de bir bölüm ayrılabilirdi.
Son olarak bunca zaman boyunca etkinliğe katılan herkese sonsuz teşekkürler. Yeni etkinliklerde görüşmek üzere...