nahicref (@nahicref)

Muhteşem bir dizi ile buradayım arkadaşlar. Son zamanlarda izlediğim en iyi dizi bu desem abartı olmuş olmaz. Dizi 1950 lerde medeniyetin beşiği(!) Batının kadınlara yaptığı ayricaliklarla ezilmeye mahkum edilmeye çalışılan bir kimyager olan Elizabeth Zott'un hayat hikayesini bize gösteriyor. Gerek…devamı

nahicref 5 months ago

https://www.instagram.com/reel/DCen1E-tbfK/?igsh=ZXV2MDI0d3RoNjNo Kill Bill'i bir de müzikleri açısından değerlendirince ben☺️🎹🎶

nahicref 5 months ago

Babam

Nihat Durak

21 Gönderi

Evett 26 ekim cumartesi.. yine bir dram ile geldim🫠 dram seviyorum napalim iste😏 televizyonu açmış öylesine gezinirken hiç görmediğim bir Çetin Tekindor filmine rast gelip seyretmeye başladım, az önce bitti hatta. Beni birden içine çekti az çok başlarında yakalamisim. Bir…devamıEvett 26 ekim cumartesi.. yine bir dram ile geldim🫠 dram seviyorum napalim iste😏 televizyonu açmış öylesine gezinirken hiç görmediğim bir Çetin Tekindor filmine rast gelip seyretmeye başladım, az önce bitti hatta. Beni birden içine çekti az çok başlarında yakalamisim. Bir an bile geçemeden izlemeye devam ettim ve çok sıcak muazzam bir film izledim. Engelli bir çocuk, babasi ve kasabada yaşam mücadelesi veren güzel insanların zor hayatlarını iyilikle örme çabası anlatılıyor. Öyle saf bir iyilik değil ama bu düşe kalka bata çıka.. Muhteşem oyunculuklar. Filmlere yorum yazmadan önce filmle ilgili diğer izleyenlerin fikrini merak ederim ve gördüm ki herkes benle aynı fikirde. Çetin Tekindor hakikaten inanılmaz bir oyuncu. Tüylerim diken diken oldu ki her oyuncu da bence çok başarılıydı özellikle engelli çocuk rolündeki Berker Güvenin de hakkını vermek lazım. Ülkemizin ne kadar güzel olduğunu da ayrıca film izlerken yeniden bir daha bir daha anlıyorsunuz. Yönetmen muhteşem açılar yakalamış. Ayrıca kurguda da payı var. Akşam akşam hüngür hüngür ağlamak, içim şöyle bir yıkansın, ya ben ne yapıyorum, nereye gidiyor bu hayat diye sorgulamak istiyorsaniz bu film tavsiyedir. Biliyorsunuz ben bu hesabı açarken müzikle ilgili bir bağ da kurmuştum. O da zannımca müziksiz tüm filmler ve dizilerin anlamsız olacağı idi. Zaman zaman bununla ilgili soundtracklere de değinirim. Hakikaten Bir zeytin ağacını anlatılırken rüzgarın uğultusu kulağınıza gelmeden, can suyu verilirken o toprağa hisir hisir ses yansımadan nasıl yüreğinizde tam anlamıyla o duygular yogrulacak. Bu işin naturel ses kısmı bir de sahnelere eklenen muazzam sonradan üretilmiş müzikler var. Bu açıdan da özellikle cok başarılı soundtrackler oluşturulmuş bu film adına. Bilmeyenler için kendimin de öğrencisi olduğu o çok zor ama yürek sızlatan ensturman klasik kemenceyi bu filmde çok göreceksiniz. İzlerken arka planına çok odaklanamasakda bunun gibi incesaz denilen enstrümanların -buna tanburu da koyabiliriz- makamları gereği etkileri de inanılmaz oluyor. Bana da surpriz oldu. Gercekten ogrenmesi cok zor olan ve başlangıç seviyesinde bir ogrenci olarak beni zaman zaman depresyona soksa dahi şöyle hakkını veren bir sazendeden kulaginiza çalınınca gönlünüz sanki çepeçevre sarılıyor..Olur da izlerseniz dikkat edin bakalım bu sesi yakalayabilecek misiniz😊 Ayrıca sesleri ve izlerini, müziği seviyorsanız ve bu manada da ortak paydada buluşmak isterseniz profilimdeki linkten beni bulabilirsiniz☺️ Her turlu Sevgi emek ister, mücadele ister. Bu sevgilerin içinde olduğu ortamlarda olabilmek umuduyla. Peceteleri unutmayın. Sevgiler❣️

nahicref 8 months ago

Am I Being Unreasonable?

Daisy May Cooper

1 Gönderi

Buraya uzun zaman önce izlediğim ve raf isteklerine gönderdiğimi bile unuttuğum o diziyi bırakıyorum. Komedi ve psikopatlık arasında giden tatlı çerez bir dizidir😉

nahicref 8 months ago

Gizli Sayılar

Theodore Melfi

96 Gönderi

28 temmuz 2024 "Art arda Muhteşem filmler izliyorum afferim bana" serim kaldığımız yerden mutlulukla devam ediyor😁 Arkadaşlar müthiş bir film önerisi bırakıyorum. Bu siyahı ayrımcılığına dair ne tek ne son film fekat gerçek hayattan alınan bu örnekte Amerika'nın uzay yolculuğunda…devamı28 temmuz 2024 "Art arda Muhteşem filmler izliyorum afferim bana" serim kaldığımız yerden mutlulukla devam ediyor😁 Arkadaşlar müthiş bir film önerisi bırakıyorum. Bu siyahı ayrımcılığına dair ne tek ne son film fekat gerçek hayattan alınan bu örnekte Amerika'nın uzay yolculuğunda -ayrıca yine erkek işi gibi gösteriliyor- gerçekten bugünkü gelinen noktanın başındaki çok önemli 3 kadını izlemek gurur verici. Böyle hikayeler insanı çok besliyor gerçekten. Fakat Mücadeleler bence gösterilenin çok üstünde. Bu mucadele aşırı yüzeysel geçilmiş ve bilimin soguk savas hirsi ile yurutulmesi ne kadar ahlaki ve doğru tartışılır bakınız izleyiniz: "Oppenheimer" Bilirsiniz filmleri güncelle harmanlamadan yorumlarimi bitirmem. Simdi siz siyahisiniz ve sırf bu sebeple akıl ve emeğinizle olabileceğiniz yerlerden binbir zorbalıkla mobbing yiyorsunuz. Hızlıca bugüne geliyorum paris 2024 olimpiyatlarindayiz. Haber şudur: -buna hak kazanıp orada yarışmaya gelecek olan-başörtülü oyuncular yarışmadan men ediliyor. Bu kabul edilemez ama şu soruyu soruyoruz? Bir standart mi var genel kurallar nedir? Aaaa o da ne translar olimpiyat ateşini taşıyorlar. Hz. İsa ve havarileri portresi, kimliklerinin ne olduğunu bilemeyecegimiz kadar karmancorman bir grup tarafindan şova katılarak başlangıç seramonisi yapılıyor. Filmde bir sahnede siyahiligi aşan Katherine bu sefer protokol olarak burada kadınlara izin yok toplumsal cinsiyet engeline takılıyor bu sefer de. Dipnot olarak sunu söyleyebilirim Hristiyanlar olarak paristeki bu şova itiraz gelince videolar kaldırılıyor ama verilmek olan mesajı goruyor musunuz? Özgürlük parantez içinde onların istediği özgürlük olunca anlamlı. Hikayeleri illa ve illa insanları canlarını çıkarana kadar ezdikten sonra izleyip gurur duyuyoruz. Yaşanılan donemde itiraz etmiyor ve destek vermiyoruz. Film muhteşem bir başarı hikayesi ve bu 3 muhteşem kadının Katherine Goble Johnson, Dorothy Vaughan, Mary Jackson in hayatını izliyoruz. Aslında siyasi bir baskı haricinde toplumsal bir baskı da işleniyor. Siyahilerin başka kahve termosundan kahvesini içmesini yadirgamayan beyaz çalışma arkadaşları gibi biz de bugün birçok şeye susabiliyoruz ama benim de hayranı olduğum ve yaşadığı hastalık sebebiyle zor zamanlar geçiren Celine Dion'un paris açılışındaki performansını ağlayarak izliyoruz. Burda bir tezat var. İnsan algilarimizla oynanıyor dostlar. Bugün Filistin katledilirken daha bu soykırımın başında "insansı hayvanlar" olarak adlandırılan bir açıklama yapılıyor. Hatirlarsaniz Siyahileri hayvanat bahçesinde sergilemeye çalışıyorlar bunun hepsini biliyorsunuz. Oysa çok önemli hikayelerin ardında müthiş insanlar var. Ayrıca filmde oynayan Subay Jim Johnson (Mahershala Ali) Katherine Hanımın eşi sonra "Yeşil Rehber" isimli başka bir muhteşem ayrımcılık filminde yer alıyor. O da tavsiyedir. Tüm bu örnekler bugün gizli kalmayip -cok gec olsa dahi- zamani geldiğinde açılıyor ve bunları izlemekten her ne kadar aci duysam da ornek azimleri ile seref duyuyorum. Ayrica bu filmler bana sunu da ogretiyor: Zulme sessiz kalmamak ve insan haklarını savunmak. Yoksa tarih tekerrür ediyor. İzleyin ve kainatı okumaya, gizli kalmış hikayelerin mesajını anlamaya calismaya devam edelim dostlar. Iyi seyirler dilerim😊

nahicref 9 months ago

Resim Havuzu

Maziar Miri

6 Gönderi

Spoiler içeriyor 21 temmuz pazar.. Muhteşem bir İran filmi izledim arkadaşlar. Lütfen zaman ayırıp bu filmi izleyin. Allah'ım iran sinemasında aşk ne güzel aşktır. O bize gözümüze sokula sokula gösterilen salt bedeni tutkuların gerisinde tam da hayatın içinden, derinden, sorunlardan, hüzünden, mutluluktan…devamı21 temmuz pazar.. Muhteşem bir İran filmi izledim arkadaşlar. Lütfen zaman ayırıp bu filmi izleyin. Allah'ım iran sinemasında aşk ne güzel aşktır. O bize gözümüze sokula sokula gösterilen salt bedeni tutkuların gerisinde tam da hayatın içinden, derinden, sorunlardan, hüzünden, mutluluktan hepsinden bir kapı aralıyor. Engelli bir anne babanın 4 yaşındaki oğulları Süheyl ile yaşamları anlatılıyor. Her iki oyuncu da muhteşem oynuyor. Hanımefendiyi benim çok sevdiğim Altın ve Bakir'da daizlemiştim. İran sineması genellikle olay örgüleri bakimindan daha durağandir ve mekanlar dardır. Bu manada oyunculuklar çok önemli gerçekten. Her zaman diyaloglara odaklanır. Nasıl anlatsam, kalbimi bu filmde bıraktım.. Engelli olmak ne demek, ötelenmek ne demek, zorlukta aile olmak ne demek, şükür ve sabır ne demek gösteriyor size teker teker. Babasının Süheyl'e (ahh kucuk velet -_- )gidip de "senin baban olduğun için özürdilerim" dedigi, babanın anneyi güldürmek için çabalayıp camin arkasindan avucunu öptüğü, annenin korkularına rağmen eşi için çatıya tırmandığı sahneler beni bitirdi. Ask dediğimiz şey tam da bu çabalar değil mi? Aile bu değil mi? İran sinemasina bir onyarginiz varsa bu film iyi bir giriş olacaktır ya da Mecid Mecidi filmlerinden seçki yapabilirsiniz. Fakat uyarıyorum bu filmi izlerken mendiliniz de yanınızda olsun. Belki benim kalbim böyle şeylere hasret olduğu için, benim sevgi tanımım hep bu yoldasliklarla bağlandığı için ekstra duygulaniyorumdur ama net bir şey var ki bir sürü kurulan platformla olabilecek tüm ahlaksizliklar kurnazliklar, siddet gibi meyillerle akillarimizla oynanılmak istenmek üzerine filmler uretilse de artık popüleri değil kendi seckilerinizi/mizi oluşturmaliyiz. Çünkü bambaşka dünyalar var.. Hep vardı fakat eskisi gibi değil artık gündemleri platformlar belirliyor. Ruhunuzu özgür bırakın. Seyredin pişman olmazsınız. Olursanız beni bulun konuşalım😊 İyi seyirler

nahicref 9 months ago

Rüzgarı Dizginleyen Çocuk

Chiwetel Ejiofor

140 Gönderi

Spoiler içeriyor 7.07.2024 Yine ben ve benim popüler filmleri yıllar sonra izlememle geldim😃 Bu konuyu şöyle yorumluyorum her seçtiğim ve izlemek için ekran görüntüsü aldığım filmin izlediğim zaman benim için hayatta ihtiyacım olan ve beni o an açacak bir fikre ve zemine…devamı7.07.2024 Yine ben ve benim popüler filmleri yıllar sonra izlememle geldim😃 Bu konuyu şöyle yorumluyorum her seçtiğim ve izlemek için ekran görüntüsü aldığım filmin izlediğim zaman benim için hayatta ihtiyacım olan ve beni o an açacak bir fikre ve zemine ayarlı. Bunu kesin hissediyorum. Muhtesem filmler izliyorum bu sıra bu gerçek bir şanstır. Iyi film izlemek hep nasip olmaz yani😄 Filmde gerçek bir hayat öyküsü bugün Afrika'daki Malawi köyünde yaşayan William Kamkwamba isimli çocuğun büyük kıtlık döneminde susuzluktan kavrulan köyüne kendi yaptığı iptidai sartlardaki ruzgar gülüyle enerji sağlanmasının ve sulama sistemini aktive etmesinin aşamalarını izliyoruz. Filmin özü bu ama benim gelmek istediğim özellikle vurgulamak istediğim noktalar var: En dikkat çeken şey filmi Netflix gibi (beyazların patron olduğu) bir platform üstleniyor. Malawi 1964 yılında özgürlüğüne kavuşuyor bilin bakalım sömürge olarak hangi dili konusuyorlar: İngilizce tabii ki. Yaptığım araştırmaya göre uzun süreler köle ticareti yaşanıyor birçok Afrika ülkesinde yaşananlar gibi. Önce fakir edip sonra bu fakirlikten binbir zorlukla çıkanları yine aynı fakir eden zihniyetin bu sefer de bu gururlu hikayeden hisse alması ile izliyor ve her şekilde bu ustun(!) Beyaz irka kazan kazan yapıyoruz. Filmde eğitimin bile ticaret olduğu ama vizyonun, baba olmanın okumakla alakalı değil insan olmakla alakalı olduğunu görüyoruz. Ayrıca aile de olsanız başta size kimse guvenmeyebiliyor ve yapayalnız kalıyorsunuz. William'ın meşhur cümlesi: İnanın, yapın başaracaksınız. Filmdeki oyuncular müthiş oynamış gerçekten. Hem yerler hem ruzgar gulu hem birçok şey birebir modellenerek filmde yer alıyor. Oyleki bu çocuğun zekası disiplini ve inanması ile kıtlığa vurduğu darbe yayılıyo, haberleri olan kanallar ve bugün eski kalitesinde olmayan o zaman gerçek motivasyon konuşmaları iceren TED tarafından büyük bir merak konusu oluyor. Ne büyük mutluluk ki TED ile birlikte hem yapacakları adına hem onun durumunda olanlar adına davet edilerek 2 konusma yapan William büyük bir ilham oluyor. Filmi izledikten sonra aşağıda linkini paylaştığım bu 2 TED konuşmasını da dinlemenizi çok isterim: https://youtu.be/oN4w9TjHyLk?si=7FbY2r7ZdM8GPBNG ( WILLIAM KAMKWAMBA RUZGAR GULU INSA ETMEK UZERINE) https://youtu.be/crjU5hu2fag?si=OCGWwTYf8CiguZnj (William Kamkwamba : Rüzgarı nasıl dizginledim) Gercekten gurur verici bir örnek. Fakat bunları yaşamak için kizkardesi ailesi fedakarlıklar da yaptı. Dilerim ki nice zeki ve çalışkan cocuklar büyük bedeller ödemeden dünyanın geri kalanının fazla fazla yaşadığı bu yaşam hakkına eşit şekilde sahip olurlar. Filmin sonunda dediği gibi Tanrı ruzgar gibidir her yere ulaşır. Umudunuzu, inancınızı ve disiplininizi kaybetmemenizi basa basa anlatan bu muhteşem filmi hala izlememiş olan varsa kesin tavsiyedir. Iyi seyirler.

nahicref 9 months ago

Son Veda

Yôjirô Takita

7 Gönderi

Spoiler içeriyor 30.06.2024 Muhteşem muhteşem bir film ile geldim. 2009 yılı yabancı film dalında oscar almış bir Japon filmi. Tamamen sosyal medyada bir öneri üstüne içinde çello olduğu için merak ettiğim bir film beni öyle bir ters köşeye yatırdıki. Olağanüstü bir bakış…devamı30.06.2024 Muhteşem muhteşem bir film ile geldim. 2009 yılı yabancı film dalında oscar almış bir Japon filmi. Tamamen sosyal medyada bir öneri üstüne içinde çello olduğu için merak ettiğim bir film beni öyle bir ters köşeye yatırdıki. Olağanüstü bir bakış açısı, olağanüstü oyunculuklar ve muhteşem müzikler. Sonra hemen soundtracklere baktım kimin diye. Yürüyen Şato film muzikleri ile bilinen ünlü müzisyen Joe Hisaishi yapmış. Aman Allah'ım her sahneye müzikler nasıl nakış gibi işlenmiş böyle. Konusu çello çalan bir müzisyenin issiz kalması sonucu memleketine dönerek ona hiç de uygun olmayan başta ne olduğunu bile bilmediği "Huzurlu Gidişler" ilanına basvurmasiyla olaylar gelişiyor. Yani o bir tabut hazırlayıcısı. Bambaşka bir kültürün tabuta hazırlanma merasimlerini izliyorsunuz. Her karakter, her işlem de inanılmaz sahneler var gerçekten. Japon kültüründe öbür tarafa hazırlanıyorlar ama tabutlar beraber ölüleri yakılıyor. Ölüye gösterilen ihtimami izlerken yani bu filmi ağlamadan izlemeyi başarırsanız tebrik ederim. Babasi ile ayrılık da yaşayan basrolümüzun bu manada da hayatındaki eksiklikler, ölüm, yaşam, aile, seçimler derken her duyguya yönelik gerçekten çok çarpıcı örnekler var. Filmi izlerken çok ağladım dostlar itiraf etmek gerekirse. Bir de şunu düşünüyorum sevdiğiniz birine veda edebilmek ne büyük bir lüks ne büyük. Bu filmi izlerken aklıma yaşamın ta içinde bir acı gerçek yine yine çarptı. Aklıma Gazze'de Refah kampına sığınıp katledilen başı kopmuş bebeğini elinde taşımak zorunda kalan baba geldi. 80 e yakın ölünün ic organlari alinarak Filistinlilere oylesine sanki bir istif ile verilmesi genis bir cukura caresizce gömülmeleri, imkansizliktan dondurma kamyonuna konulmak zorunda kalmış insanlarin bedenleri ve bu vahset geldi. İnsanlara bırakın varlıklarına saygıyı aleni soykırımla beraber ölunuzle doğru düzgün vedalasacak ne bir ortam ne bir saygı ne bir tam beden bile bırakılmıyor. Kahroluyorum arkadaşlar. Bir film izlerken böyle. Gerçek yaşamda 40 bine yakın güzelim hayatlar öyle bir vahşetle gitti ve su filme bakınca vedalasmaların da bir denli önemli olduğunu düşünürken üstelik insan delirir gibi oluyor. Ne varlığa ne ölüsüne hayır bıraktılar insanların. Filmi izlerken sürekli bunu düşündüm. Nihai olarak bugünü de düşünerek inanılmaz etkilendiğimbir film oldu. Allah tüm Filistinlilere rahmet etsin insallah. Kesin tavsiyedir fakat ruh halinizin güçlü olduğu bir dönemde izlemenizi öneririm.

nahicref 10 months ago

Azrail'i Beklerken

Vincent Paronnaud

8 Gönderi

8 haziran 2024 Gercekten degisik bir film izledim. Sosyal medyadan gördüğüm kadarıyla tam bir dram filmi beklerken dram-komedi olarak karşıma çıktı. Aradaki animasyonları ile değişik bir iz bıraktı. Konu olarak dünyaca ünlü bir kemancı olan Nasser Ali'nin kemaninin kırılması sonucu…devamı

nahicref 12 months ago

Severance

Mohamad el Masri

42 Gönderi

20 nisan 2024 Bir dizi izlemişim ki offff. Bu nedir aaa dostlar!! Uzun süredir konusu böyle farklı, orijinal bir dizi izlememiştim. İlk 2 bölümde olayı anlayana kadar bir nebze sıkılabılecekken 2. Bölüm sona doğru diyorsunuz ki ne oluyor. Biri is…devamı