Kitabı okurken darbe üstüne darbe aldığımı hissettim. Bir yandan da hayatına ucundan kıyısından değdiğim insanların ve elbette en çok kendimin -büyüklü küçüklü- parçalarına rastlamanın konforlu hüzününü yaşadım. Barış Bıçakçı öykülerini yazarken ‘kafalarına kafalarına vurayım’ demiş gibi. Kanıtlayamam ama aldığım darbeleri…devamı
Web yapım aşamasındadır.
En iyi deneyim için mobil uygulamamızı indir.
En iyi deneyim için mobil uygulamamızı indir.
Fugui’nin hikayesinini okurken aslında yaşamın da pek çok yüzüyle karşılaşıyoruz. Fugui’nin tüm olanlar karşısında değişiminin yanı sıra değişen toplumsal düzenlere, insanların fakirliklerine, açlıkla savaşlarına ve yine üç maymunu oynayan bir düzene de tanıklık ediyoruz. Hikayede anlatılan fakirliği ve çaresizliği her…devamı
Mesaj verme kaygısıyla yazıldığı her harfinden fışkıran bir kitap. Okuyucuya kendi çıkarımlarını yapmasına müsade etmeyen, mesajları yüzüne çarpan kitaplardan hoşlanmıyorum. Son satırına kadar beni şaşırtması, fikrimi değiştirmesi umudu ile ve en önemlisi kendime vermiş olduğum ‘yarım bırakmak yok’ sözü sayesinde…devamı
İnsanın içinde barındırdığı tüm duygular ile bir bütün olduğu, bunlardan birinin eksikliğinde tüm dengenin alt üst olduğunu anlatan şahane bir animasyon.
Umut ve sabrın öneminin altını kalın bir çizgiyle bir kere daha çizen film, kokuşmuş düzeni de bir kere daha gözler önüne seriyor. Her izlendindiğinde farklı şeyler bulunabilecek ve harika detaylar içeren bir film. Çok büyük bir bütçeyle çekilerek gişelerde büyük…devamı
Metin Akpınar’ın belgeselini hayranlıkla izledim. Özellikle dönemin siyasilerinin kendilerini eleştiren oyunlara gelmeleri ve kendilerine gülmelerine o kadar imrendim ki. Kabare tiyatrosunun hem geçmişe hem döneme hem geleceğe hitap edebilmesi insanın içini burkuyor. Belgeselin tek eksiği sanırım Zeki Alaska’nın yokluğu.
Korkunlarının arkasına saklanıp ‘hayır’ı kaçış olarak görmektense karşına çıkan fırsatları değerlendirip korkularını ‘evet’ ile değiştirmen gerektiğini anlatan keyifli bir film. Bir fırsatın bir başka fırsatı doğurduğu, bir nedenin bir başka nedene gebe olduğunu hatırlatıyor film. Biraz kafamı durdurmak istediğim son…devamı
Yarın sabah kaçta uyanacağımız,ilk sigarayı kaçta içeceğimiz, hangi yoldan işe gidip hangi ışıkta duracağımız, yemeğimizi ne zaman yiyeceğimiz, eve kaçta dönüp kaçta uyuyacağımız belirlenmiş ve izlenme hissiyatı, gerçekliğe evrilmişken hepimizin birer ‘Truman’ olduğu su götürmez bir gerçek. Film pazartesi sendromumu…devamı
Sanırım şu ana kadar izlediğim en etkileyici animasyondu. İnsanın varoluş amacını bulmasını ve rutin adı altına sıkıştırıp yaşamayı es geçtiğimiz şeylerin aslında hayatımız olduğunu, hayatı es geçtiğimizi ne güzel anlatmış.
Bir insanın, bir başka insanın hayatına nasıl dokunabildiğine gerçek bir hikaye aracılığı ile tanık oluyoruz filmde. Dostluğun ve sevginin hiçbir farklılığa aldırış etmediği; kültürel, sosyal, maddiyat, ırk gibi tüm ayrımların biz insanların en gereksiz ve en saçma icadı olduğunu inanılmaz…devamı