Kitabı okurken darbe üstüne darbe aldığımı hissettim. Bir yandan da hayatına ucundan kıyısından değdiğim insanların ve elbette en çok kendimin -büyüklü küçüklü- parçalarına rastlamanın konforlu hüzününü yaşadım. Barış Bıçakçı öykülerini yazarken ‘kafalarına kafalarına vurayım’ demiş gibi. Kanıtlayamam ama aldığım darbeleri…devamı