Ama varolanın bir yanından el çekilirse, varolmaktan da el çekmek gerekir; öyleyse ya yaşamaktan vazgeçmeli, ya da "vekâleten" sevmekten başka türlü sevmeli.
İmrenme, kıskançlık, hırs, ne çeşidi olursa olsun açlık: bütün bunlar tutkulardır; oysa sevgi, zorunluluk altında değil, yalnız özgürlük içinde gerçekleşebilecek bir eylemdir; insanca güçlerin ortaya dökülmesidir. Sevgi bir etkinliktir; edilgen bir olay değildir; bir şeyin içinde olmaktır, bir şeye kapılmak…devamıİmrenme, kıskançlık, hırs, ne çeşidi olursa olsun açlık: bütün bunlar tutkulardır; oysa sevgi, zorunluluk altında değil, yalnız özgürlük içinde gerçekleşebilecek bir eylemdir; insanca güçlerin ortaya dökülmesidir.
Sevgi bir etkinliktir; edilgen bir olay değildir; bir şeyin içinde olmaktır, bir şeye kapılmak değil. Sevginin etkin özelliği, en genel biçiminde şöyle tanımlanabilir; sevgi vermektir, almak değil.
Mutluluk, benim anladığım gerçek mutluluk, yaz yağmuruna benzemez, umulmadık anda birdenbire boşanmaz insanın tepesinden. Azar azar gelir, insanın hayata ve çevresine karşı davranışları getirir mutluluğu, azar azar, birike birike. Gerçek mutluluk böyle doğar.
“Gerçek aşk,” diye yazar Stendhal, “ölüm düşüncesini daha sık getirir akla, ölümü düşünmek daha kolay, daha az korkutucu hale gelir; ölüm basit bir mukayese meselesine, kişinin pek çok şey karşılığında ödemeye hazır olduğu bir bedele dönüşür.”
Birini güzel olduğu için sevmezsin ki, sen sevdiğin için güzel olur o. Sırf sen seviyorsun diye herkesten farklıdır. Herkesten başka bakar gözleri. Onu özel kılan sensin, senin sevgin...
Umut verici bir yönde yola çıkabilir ya da yanlış yöne gidebilirdiniz, ama herhangi bir yerde herhangi bir zamanda durabileceğiniz beklentisiyle yola çıkamazdınız.
Fakat talih en sevdiklerine bile hiçbir zaman fazla cömert davranmaz. Tanrıların insanoğluna ölümsüz bir başarı şansını bir kereden fazla tanıdıkları pek görülmemiştir.