ANALİZ* Selamlar. Bu gönderimde bir aşk filmi gibi gözüken ama aslında tamamen siyasi/politik temalı güzel filmi analiz edeceğim. Filmimiz bir av sahnesiyle başlıyor. Bu sahnede başrollerden biri olan Murat’ın nişan aldığı kuşları teker teker avladığını izliyoruz. Filme neden böyle bir…devamıANALİZ*
Selamlar. Bu gönderimde bir aşk filmi gibi gözüken ama aslında tamamen siyasi/politik temalı güzel filmi analiz edeceğim.
Filmimiz bir av sahnesiyle başlıyor. Bu sahnede başrollerden biri olan Murat’ın nişan aldığı kuşları teker teker avladığını izliyoruz. Filme neden böyle bir giriş yapıldı ki? Oysa ki filmin konusu aşk hikayesi. Diğer başrol karakterlerimiz Osman Nuri Şahin ve kızı Yıldız Şahin, Hamal Cemal. Filmimizin başrolünü paylaşan karakterler. Bu karakterler aslında her birinin bir temsili var. Mesela Osman Nuri Şahin yaşlı bir adam ve temsili ‘Gelenekçi Türkiye’. Kızı Yıldız ise kendi ayakları üzerinde durmaya çalışmak isteyen ve artık evi terkedip kendi yolunu belirlemek isteyen Türkiye. Hamal karakterini canlandıran Cemal ise ‘Eski Türkiye’.
Bu çıkarımları nereden yaptım? Filmin çekildiği zamana baktığımızda darbe sonrası 1981 tarihinde vizyona girmesi ilk beni düşündüren şey olmuştu. Ama sırf tarihi böyle diye filmin öyle olmasının biraz saçma olduğunu düşünmüştüm. Diğer karakterleri inceleyince ve sinematografinin bize sunduklarını okuyunca her şey canlanmaya başladı kafamda. Aslında film tek bir konuyu anlatıyor gibi gözükse de iki hikayeyi anlatıyor. Aşk ve Siyaset.
Yıldız evden ayrılırken Cemal onu görüyor ve ilk bakışta ona aşık oluyor. Yıldız’ın bir fotoğraf sergisi hayali var. Yıldız’ın eşyasını taşıyan hamalları izlediği sahnede Yıldız arabanın aynasında Cemal’i görüyor. Tabii bu sırada sırtında bir yük var. Ben bu sahneyi yeni bir yolculuğa çıkan ve herhangi bir seçeneği olmayan Türkiye’nin eski Türkiye’yi seyretmesi olarak yorumladım. Sırtında semer olan bir Türkiye. Zaten Cemal’in vücut aksı da bunu kanıtlıyor aslında. Kamburu olan bir karakter. Geçmişin yükünü omuzlarında taşıyan bir Türkiye... bu sahneden sonra Cemal, arkadaşlarıyla kaldığı Han’da bir ağıt yakıyor. Bu ağıt bir yakarışı temsil ediyor. Aynı şekilde umutsuzluğu... Bir diğer sahnede ise Murat’ın şaşalı, zengin ve süslü püslü evini görüyoruz. Peki Murat karakterinin temsili nedir? Liberalizm. Murat ortada kalan ve hiçbir yolu olmayan Türkiye’ye sunulan yeni bir seçenek. Yani Liberal Türkiye. Osman Nuri Şahin ise yani Yıldız’ın babası gelenekçi Türkiye temsiliydi. Bunu nereden anladığımı açıklamak isterim.
Osman Nuri Şahin fabrika sahnesinde yürüyerek kalite kontrol yapıyor ve toplantı sahnesine geçiyoruz. Bakın yaşlı ve fabrikada yürüyerek* kontrol yapıyor. Bu yürüme sahnesini yine göreceğiz. Toplantı sahnesinde Osman’ın etrafında oturan sanayi birliği temsilcileri dikdörtgen bir masada oturuyor. Yani keskin bir işleyiş var. Masanın başında ise Osman var. Hemen sonrasında zaten Murat’ın toplantı sahnesini görüyoruz. Murat’ın masası yuvarlak. Başta kimse yok. Yani her fikire açık ve herkesin eşit olduğu bir masa. Masada konuşan kişiler daha onlara soru sorulmadan konuşabiliyor fakat Osman’ın masasında soruları Osman soruyor. Yani yönetim tek kişinin elinde. Zaten karakterin adı Osman. Akla hemen ‘Osmanlı’ gelmesi çok normal. Yıldız ise zaten nereden geliyor tahmin ediliyordur...
Bu arada Cemal ağıt yaktıktan sonra Han’da arkadaşlarıyla kaldığı odaya geliyor. Bu odada dikkatimi çeken ilk şey kadrajın hemen solundaki Kenan Evren posteriydi. Hemen yanında bağlama ve hemen yanındaki kafeste kuşlar... Yıldız halkın içine karışıyor. Otobüse bindiği sahne çok güzeldi. Zengin bir babanın kızı olan Yıldız ilk defa halktan biri oluyor ve tıklım tıklım otobüse biniyor. Bu sahne çok hoşuma gitmişti. Üst kültürden alt kültüre iniş. Murat’ın parkta koştuğu sahne normal bir sahne gibi gözüküyordu. Ta ki Osman Nuri Şahin’in aynı parkta yürüdüğü* sahneyi görene kadar. Gelenekçi politika yürüyor fakat liberal politika koşuyor. Aynı zamanda liberal politika genç, dinamik ve daha umutlu.
Osman kızını takip ettiriyor ve ondan sürekli haber alıyor. Gelenekçi politika da hala umudunu kaybetmiş değil. Yıldız, babasının konferansına katılmak istiyor fakat kartı olmadığı için engelleniyor. Tabii her delikten ney çıkar? Liberalizm. Bu sayede Murat ve Yıldız yakınlaşıyor. Cemal de yavrum kızın peşinde koşmaya devam ediyor. Murat’ın Yıldız’ı evine bıraktığı sahneden sonra komşunun gelip Yıldız’a azar attığı sahne de çok hoştu. Sosyoloji’nin de varlığını çok daha fazla hissediyoruz. Üst kültür ve alt kültür çatışmasına iyi bir örnek. Murat, Yıldız’dan yemek sözü alıyor. Yıldız bu yemeğe kırmızı bir elbiseyle geliyor. Bu sahnede ben Yıldız’ın darbe sonrası Türkiye’yi temsil ettiğinden emin olmuştum. Başıboş Türkiye, yani Yıldız, Murat’la sevgili olur. Yani Türkiye’nin yeni politikası Liberalizm. Ama tabii bu, bu kadar kolay mı? Tabii ki hayır. Geniş perspektiften baktığımız zaman 1980 sonrası Türkiye’de yaşananlar hep bir kaos ortamı yaratmıştır toplumda. Kimisine göre bu olmalıydı kimisine göre olmamalı... Unutmadan, Osman’ın en büyük rakibi Murat’tır. Ekonomik anlamda sürekli çekişen iki şirket.
Cemal sürekli Yıldız’ı takip ettiği için Murat’ı farkeder. Murat’a biraz gider yapar. Bu sahnede Cemal’in “Burası müslüman bir mahalle, kızdan uzak dur!” dediği replik ise bana Cemal’in eski Türkiye’nin temsili olduğunu doğrulatmıştı. Yani bir bakıma eski Türkiye ile yeni Türkiye’nin karşılaştığı ilk sahne.
Yıldız fotoğraf sergisi için biraz Cemal ile yakınlaşır ve onun fotoğraflarını çekmek ister. Cemal’in Yıldız’ın yanında dik durmaya çalışması aslında eski Türkiye’nin dıştan değiştini göstermeye çalıştığı mesajını verdi bana. Ama ne zaman ki Yıldız gitsin Cemal yine aynı duruşa istemeden de olsa geri dönüyor. Yıldız, Cemal’in kaldığı Han’a gitmek istiyor. Han’daki sahnede bir plan çekimi çok hoştu. Yani mesajı çok iyi yerleştirmişti yönetmen. Yıldız’ın, Cemal’i çekerken arkasında Kenan Evren’nin posterini görüyoruz. Yani yeni Türkiye’nin liberalist politiki izlemesinin arkasındaki kişiyi... Burada sinematografi bir başka çekimle de bayağı güçlendirilmiş. Bu bir simgesel plan çekimi. Yıldız ile Cemal’in çay içtiği sahneyi uzun uzun seyretmemiz. Bu sahne de ayrı bir güzeldi. Yeni Türkiye, eski Türkiye ile çay içiyor.
Tabii Cemal içten içe Yıldız’ın ona aşık olduğunu sanıyor. Ya da buna inanmak istiyor. Arkadaşları Cemal’e saçlarını kestirmesini söylüyor. Yani John TARAVOLTA gibi(:D). Traş olunan sahnede berber bıyıkları da kesmek istiyor normal olarak ama Cemal kesinlikle bıyıklarına dokundurtmuyor. Bu da ayrı hoş bir sahne. Ne olursa olsun eski Türkiye kendisinden vazgeçmiyor mesajı.
Filmin ilk doruk noktası: Osman kızı Yıldız’ın en büyük rakibi Murat’la sevgili olduğunu öğreniyor. Tabii Yıldız bir tokat yiyor gelenekçi babadan. Yıldız, Murat’ın onunla parası için çıktığını sanıyor. Yani babası öyle söylüyor fakat Murat, batmak üzere olan fabrikasını yeni liberal politikayla ayağa kaldırmak istediğini Yıldız’ın gözüne sokuyor. Bu sırada yumuşayan Türkiye’ye Liberalizmden bir evlilik teklifi geliyor ve Türkiye resmi olarak liberalizmi kabul ediyor.
Eski Türkiye ise bu duruma deli oluyor ve başkaldırı olarak Liberal Türkiye’yi kaçırıyor. Bunu duyan Liberalizm ise çılgına dönüyor ve sonunda Eski Türkiye ile Yeni Türkiye’nin dişli kavgasının galibi Yeni Türkiye oluyor.
Liberal politikayı benimsemiş yeni Türkiye...
Hem sosyoloji, hem sinematografi, hem de siyasi/politik açısından bir değerlendirme yazmak uzun zamandır istiyordum. Bu filmi çok önceden sinema hocam önermişti bana. Tabii ilk izlediğimde aşk filmi sanmıştım ama bunun hiç alakası olmadığını zamanla anladım. Filmin çekim yılı, çekim teknikleri, dramaturjisi oldukça zengin ve sağlam olarak aktarılmış. Sadece bazı sahnelerde ışığın sapıttığını gördüm. Dış sahnelerde özellikle. Ses olarak sanırım dublaj yapmayı tercih etmişler. Dublaj işi bu film çekilmeden yıllar önce bitmişti ama neyse. Bunları söylemek istiyorum çünkü alt metni çok sağlam bir film. Uzun yıllar sonra izlememe rağmen çözümlemesi çok zevkliydi.
Bu filmin yorumlarını okuduğumda Tarık Akan’ın tek reddedildiği aşk filmi olarak söyleyenler vardı. Belki bu soruya cevap olmuştur bu gönderi:):( Tabii hangi açıdan baktığınıza bağlı!
İyi forumlar!