Raf Yorumu: Mehmet (@memoliiy)

İnsan bazen gerçekten düşünüyor; bu yozlaşmış ve kapitalist sistemi terk etmeyi, yanına aldığı bir kaç parça eşya ile beraber uzun diyarlara yol almayı... Kimsenin haberini almadığın, kimseye haber vermediğin, sadece özgürlüğün zevkini damarlarında yaşadığın bağımsız bir hayat mücadelesini kim istemez…devamıİnsan bazen gerçekten düşünüyor; bu yozlaşmış ve kapitalist sistemi terk etmeyi, yanına aldığı bir kaç parça eşya ile beraber uzun diyarlara yol almayı... Kimsenin haberini almadığın, kimseye haber vermediğin, sadece özgürlüğün zevkini damarlarında yaşadığın bağımsız bir hayat mücadelesini kim istemez ki? Ben isterim. Fakat bu kadarını yapabilir miyim, pek sanmıyorum. Film, bizlere İnsanoğlunun o sahte, tiksindirici ve samimi olmayan çıkarcı yaklaşımlarından uzaklaşmak ve hayatın gerçek tutkusunu yaşamak için yollara düşen genç bir adamın hikayesini anlatıyor. Bu yapımı özel kılan bir diğer nokta ise, gerçek hayattan uyarlanmış olması. Evet, gerçekten de bunları yapan bir insan, bu yaşantıyı kendine benimsemiş ve özgür kalmış bir ruh var. Açıkcası bunu filmin sonunda öğrenmem, adamın resmini görmem ve yaşadığım şok nedeniyle cici bebe yerken ki ufak çaplı bir boğulma durumu dışında bu film bana keyifli bir 2 saat yaşattı diyebilirim 😅 Bunun yanı sıra tanıştığı her insanda bıraktığı izler, yaşanmışlıklar ve duygular o kadar anlamlı ki... Her ne kadar oyuncumuz "İnsanlar gelir geçer, önemli olan yaşamak" mantığıyla haraket etsede, filmde bu duyguyu ve hissiyatı görmek size hafif bir tebessüm ettiriyor. Özellikle şu aralar hayattan çok sıkılmışsanız, bir anlam veya heyecan arıyorsanız bu film kötü bir tercih olabilir çünkü izledikten sonra bütün hayatı geride bırakarak göçebe bir yaşam tarzına adım atmanızı o kadar çok teşvik ediyor ki, bir de bakmışsınız iki üç parça eşya ile beraber yollara düşmüşsünüz. Bu elbette kötü bir şey değil. Özellikle içinde bulunduğumuz bataklığa bağlı olduğumuz düşünülünce ve her ne kadar "Önemli olan fikirlerdir" mantığı ile haraket etsek bile, bir şeyler yapmaya cesaretinizin olması gerekiyor. Bu konuda biraz fazla mı abarttım emin değilim ama eminim ki bende dahil olmak üzere burada ki güzel insanların bunu başarabileceğini hiç sanmıyorum. Siz gerçekten bir gün kimseye haber vermeden, bir kaç parça eşya ile beraber bir anda yollara düşerek hayattan ve bu iğrenç sistemden kurtulabileceğinizi düşündünüz mü? Sokaklarda, sahillerde, çiftilklerde, göl kıyılarında ve ormanda yaşayarak avlanma ile geçindiğiniz bir hayatın üstesinden gelebilir miydiniz? Ben bunu sizlere soruyorum. Açıkcası kendi fikrime bakılırsa, kimse kusura bakmasın ama ruhum özgür bile olsa, bunu yapabilecek cesaret henüz bende yok. Neyse, tekrardan filme geçicek olursak eğer, bahsetmem gereken bir değer konu ise müzikler. Zaten müzikler ve anlamları, oluşan durumlara bağlı olarak çıktığı ve alt tarafta alt yazı ile beraber okurken ki duygu çok hoş, insanın içini ısıtıyor. Tabi her şeyi bir kenara koyacak olursam filmin böyle son ile bitmesi beni gerçekten de üzdü. Bu kadar anlamlı ve güzel bir film, bundan daha iyisini hak ediyordu fakat hepimiz biliyoruz ki gerçekler toz pembe değildir. Son olarak bu güzel filmden bir alıntı bırakarak yazımı bitirmek istiyorum. "Ama hayatın bütün keyfi insan ilişkilerinde yatıyor sanıyorsan yanılıyorsun. Tanrı etrafımıza yerleştirmiş. Her şeyin içinde var. Deneyimlediğimiz her şeyin içinde. İnsanlar sadece başka türlü bakmayı öğrenmeli" Ek not: Ufak bir araştırma sonucunda öğrendim bir bilgiye dayanarak, böyle bir yolculuk her ne kadar iyi bile olsa, dikkat etmek gerekiyor. Neden mi? Filmde geçen otobüs şu an hala yerinde durmaktaymış ve maalesef ki filmin verdiği heyecan ile beraber bu yolculuğa çıkan Belarus'lu bir çift, yolculuk esnasında bir kaza geçirerek hayatını kaybetmiş (erkek olan sadece) Yani demem o ki, özgür ruhlu ve maceraperest olun ama düzeyini çok abartmayın :) Ek not 2: Yönetmenliğini Sean Penn'in üstlendiği 2007 yapımlı bu eser, Jon Krakauer'in 1996 yılında yayımlanan ve filmle aynı ada sahip bir romandan uyarlanarak beyazperdeye aktarılmıştır. Eğer fırsatınız varsa, filmden önce veya sonra kitabını temin edip mutlaka okuyun.